60-
Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ettiklerini iddia
edenlere, dış görünüşe göre müslüman görünüp ünafık olanlara baksana!
Muhakeme olunmak üzere tağuta, yani Allah'tan korkmaz azgın şeytana
başvurmak istiyorlar. Halbuki "Kim tağutu inkar edip Allah'a inanırsa,
muhakkak ki o, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah işitendir,
bilendir." (Bakara, 2/256) âyeti gereğince tağutu inkâr etmek
kendilerine emredilmiş bulunuyordu. Böyle iken tağutun mahkemesine
gitmek istiyorlar. "Şeytan, onları derin bir sapıklığa düşürmek
istiyor."Bu âyetin indirilmesinin sebebi olmak üzere birkaç olay
rivâyet edilmiştir. Birçok tefsircilerin İbnü Abbas'tan rivâyet
ettikleri açıklamalarına göre bir münafık ile bir yahudi kavga
etmişler. Yahudi yargılanmak için Hz. Peygamberimize başvurmayı, münafık da
yahudilerin başkanı olan Ka'b b. Eşref'e gitmeyi teklif etmiş. Çünkü
yahudi haklı, münafık haksızmış. Halbuki Hz. Peygamberimizin ancak hak ve
adaletle hükmettiği Ka'b b. Eşref'in rüşvete düşkün bulunduğu her iki
tarafça bilindiğinden yahudi, Peygambere başvurmayı, münafık da Ka'b'a
başvurmayı istiyormuş. Nihâyet yahudi ısrar etmiş, Resulullah'a
başvurmuşlar. Yahudinin lehine, münafıkın aleyhine (zararına) hüküm
çıkınca münafık razı olmamış, "Haydi Ömer'e gidelim aramızda o hakem
olsun." diye teklif etmiş. Hz. Ömer'in yanına varmışlar. Yahudi,
"Resulullah benim lehime hükmetti, bu onun hükmüne razı olmadı." diye
anlatmış. Bunun üzerine Hz. Ömer münafığa "öyle mi?" diye sormuş. O da
"evet" demiş. Bunun üzerine, "yerinizde durunuz, azıcık dışarı çıkayım,
gelir hükmümü veririm." diyerek çıkmış, varıp kılıcını kuşanmış gelmiş
ve derhal münafıkın boynunu vurmuş, işini bitirmiş, sonra, "Madem ki
beni hakem yaptınız, işte Allah'ın hükmüne ve Resulünün hükmüne razı
olmayan hakkında benim hükmüm budur." demiş. Yahudi kaçmış. Bundan
dolayı münafığın akrabaları Hz. Peygamberimize şikâyet etmişler. Hz.
Peygamber Ömer'i getirtmiş, olayı sormuş, o da, "Hükmünü reddetti ey
Allah'ın elçisi!" diye cevap vermiş. O zaman hemen Cebrail (a.s.)
gelip, "Ömer, faruktur, hak ile batılı birbirinden ayırdı." demiş. Hz.
Peygamber (s.a.) de Hz. Ömer'e "sen faruksun" buyurmuştur. Bu durumda
demek ki, tağut, Ka'b b. Eşref'e işarettir. Şa'bî'den nakledilen bir
rivâyete göre de bu münafık, hasmını Cüheyne kabilesinden bir kahine de
davet etmiş, orada muhakeme olmuşlardı. Süddî'nin açıklamasına göre de
olay Kurayza oğulları ile Nadîr oğulları arasında öldürülmüş olarak
bulunan biri hakkında meydana gelmiş. Her iki taraftan müslüman olanlar
Hz. Peygamberimiz'e gidip yargılanmak istemişler. Münafıklar da bundan
çekinip kahin Ebu Berdetü'l-Eslemi'ye başvurmakla yargılanma isteğinde
ısrar etmişler ve ona gitmişlerdi. Çünkü (bu konuda) şöyle buyuruluyor: