4-NİSA

51-55-Rivayet ediliyor ki, yahudilerin reislerinden Huyeyy b. Ahtab ile Ka'b b. Eşref yanlarına yahudilerden yetmiş süvari alarak Mekke'ye gitmişler ve Kureyş ile bir anlaşma ve sözleşme yaparak Hz. Peygamberimiz ile olan anlaşmalarını bozmak istemişlerdi. Onlar da,
"Siz kitap ehlindensiniz, Muhammed'e bizden daha yakınsınız. Bundan dolayı biz size güvenmiyoruz. Bizim putlarımıza secde ediniz de gönlümüz rahat olsun." diye bir teklifte bulunmuşlardı.
Yahudiler de derhal kabul edip bunu yapmışlar (putlara secde etmişler). Sonra Ebu Süfyan Ka'b'a hitap ederek,
"Sen kitap okuyan âlim bir adamsın, biz ise okuma yazma bilmiyoruz; bundan dolayı bizim mi yoksa Muhammed'in mi, hangimizin tuttuğu yol doğrudur." diye sormuş,
Ka'b da
"Muhammed ne diyor?" demiş.
Ebu Süfyan,
"Yalnız Allah'a ibadet etmeyi emrediyor ve Allah'a şirk koşmaktan nehyediyor." cevabını vermiş.
"Sizin dininiz nedir?" deyince de,
"Biz Beytullah'ın görevlileriyiz, hacılara su veririz, misafirlere yemek yediririz, esirleri kurtarırız, şunu yaparız, bunu yaparız." diye anlatmış.
Bunun üzerine Ka'b,
"Sizin yolunuz daha doğrudur." demiş ve putprestleri iman ehlinden üstün saymış ve tercih etmişti ki şu âyetler bunu hakkındadır:

"Tağut" kelimesinin mânâsı Bakara sûresinde "Dinde zorlama yoktur..." (Bakara, 2/256) âyetinde geçmişti. "Cibt" ise put demektir. Kâhine de "cibt" dendiği nakledilmiştir. Bu şekilde bu iki kelime Allah'dan başka ilâh edinilen canlı ve cansız mabudların (kendisine tapılan şeylerin) tam isimleridir. Birbiri yerine de kullanılabilirler. Lügat âlimlerinin çoğu kelimesinin lugatte çekimi olmadığı görüşünde bulunmuşlardır. Fakat bunun aslı olduğu naklediliyor ki cibs, pis ve alçak demektir.

Hükmünün açıklanması için kitap ehlinin bir kısmı hakkındaki tehditten sonra bütün kâfirlere ait olmak üzere de buyuruluyor ki:

Bunlar böyledir. Fakat:

Ana Sayfa
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri