Allah'ın dinine. Yani hak İslâm milletine ki, Allah katında din odur. Ondan başka din isteyenin dini kabul olunmaz. "Muhakkak Allah katında din İslâm'dır." (Âl-i İmran, 3/19), "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki (o din) ondan kabul edilmeyecek ve o, ahirette kaybedenlerden olacaktır." (Al-i İmran, 3/85) buyurulmuştur. Allah'a isteyerek teslim olup da boyun eğmeyen, nihayet istemeyerek teslim olmaya mecbur olur, ona döndürülür. "Göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez, O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir." (Al-i İmran, 3/83) bunu göstermektedir. Öyle giriyorlar ki, fevc fevc (dalga dalga), alaylarıyla toplum toplum. Bu da "nas"a raci olan 'nin zamirinden haldir. Rağıb der ki: "Fevc, süratle geçen topluluktur, mutlak cemaat mânâsına da gelir". Şu halde her iki mânâ itibariyle bizim alay tabirimize benzemektedir. Burada mutlak cemaat (toplum) mânâsına olmakla beraber "efvacen" diye çoğul yapılması haysiyetiyle de fevca fevc, alay alay demek olacağından dolayı bu girişin peyderpey gelen bir geçit resmi manzarası ifade etmiş olacağından gaflet olunmamak gerekir. B u manzara ise "O (hak)dini, bütün dinlere üstün kılsın." (Fetih, 48/28) âyetindeki vaadi gereğince, bu hak dinin bütün dinlere üstünlüğünün ortaya çıkma manzarasıdır ki, bu, Mekke'nin fethi ile Resulullah'ın vefatı arasında başlamıştır.
Ebu Ömer b. Abdü'l-Berr demiştir ki: "Resulullah'ın vefatında Araplar'da kâfir kalmamıştı. Mekke'nin fethini müteakip Huneyn ve Taif muharebelerinden sonra hepsi İslâm'a girmişti. Kimi kendi gelmiş, kimi de fevc fevc elçilerini ve temsilci heyetlerini göndermişlerd i. İbnü Atıyye de demiştir ki: Bunun "kâfir kalmamıştı" demesinden maksat -Allah daha iyi bilir puta tapıcı Arap kalmamıştı, demek olmalıdır. Çünkü Beni Tağlib hıristiyanları Resulullah'ın hayatında henüz İslâm'a girmiş olmayıp, cizye vermeyi kabul etmişle r di. O halde maksad, Mekke'liler, Taif'liler, Yemen'liler, Havazin'liler ve diğer puta tapıcılar olmuş olur". İkrime ve Mukatil'den bir rivayette de "nas"dan maksat, Yemen'lilerdir, denilmiş, onlardan yediyüz kişi elçi olarak gelmiş, İslâm'ı kabul etmişler d i. Bu münasebetle "İman Yemen'lidir, hikmet de Yemen'lidir" yani Yemen tarafına mensubdur, hadisi de bilinmektedir. Mekke'nin fethiyle onu takiben Huneyn muharebesi ve Taif muhasarasından başka bir harp olmaksızın, ondan sonra Peygamber'in vefatına kadar iki sene içerisinde bütün Arabistan'ın her tarafından akın akın, fevc fevc heyetler gelerek İslâm'a girmişler, Necranlılar ve Beni Tağlib gibi henüz doğrudan doğruya İslâm'ı kabul etmemiş bulunanlar da İslâm zimmet ve tâbiyyetini kabul etmişler ve İslâ m milleti içine girmişlerdi. Bu surette dıştaki devletlere karşı da İslâm davet ve fetihlerinin kapısı açılmış bulunuyordu ki, hep bunlar "O (Hak dini) bütün dinlere üstün kılsın." (Fetih, 48/28) vaadinin ortaya çıkmaya başlamış olması idi ve bu günler "Bugün dininizi size olgunlaştırdım, size nimetimi tamamladım." (Maide, 5/3) buyurulmuş günler idi. Bununla Resulullah'ın peygamberlik ve tebliğ görevi sona ermiş ve bundan sonrası ümmetin üzerine düşen diğer vazifeler olmuş oluyordu. Bundan dolayı buy u ruluyor ki, işte muhakkak olacak olan bu olaylar olduğu, yani vaad edilen o yardım ve fetih geldiği ve sen insanların böyle fevc fevc Allah'ın dinine girmeye başladıklarını gördüğün zaman,
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |