Tefsir İçin Tıklayınız |
Mekke'de
nâzil olmuştur. 56 âyettir. Sûre adını ilk âyetindeki "el-müddesir"
kelimesinden
almıştır. "Müddesir" örtüsüne bürünen, sarınan demektir.
Hz. Peygamber'e hitap eden ilk âyet, Müüzzemil sûresinden önce nâzil olmuştur. Müzzemil sûresinin 1.âyetindeki açıklamaya bakınız. |
|
Bismillâhirrahmânirrahîm |
1.
Ey
bürünüp sarınan (Resûlüm)! 2. Kalk, ve (insanları) uyar. 3. Sadece Rabbini büyük tanı. 4. Elbiseni tertemiz tut. 5. Kötü şeyleri terket. 6. Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma. 7. Rabbinin rızasına ermek için sabret. 8. O Sûr'a üfürüldüğü zaman var ya, 9. İşte o gün zorlu bir gündür. 10. Kâfirler için (hiç de) kolay değildir. 11. Tek olarak yarattığım, kimseyi bana bırak, 12. Kendisine geniş servet verdim, 13. Göz önünde duran oğullar (verdim), 14.Kendisine bir döşeyiş döşedim. |
|
15.Üstelik
o (nimetlerimi) daha da arttırmamı umuyor. 16. Asla (ummasın)! Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı alabildiğine inatçıdır. 17. Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım! 18. Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. 19. Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti! 20. Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse! 21. Sonra baktı. 22. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. 23. En sonunda, kibirini yenemeyip sırt çevirdi. 24. "Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan öğrenilip) nakledilen bir sihirdir." 25. Bu, insan sözünden başka bir şey değil." 26. Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım. ü 27. Sen biliyor musun sekar nedir? 28. Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir şey) bırakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azapetmekten) vazgeçmez o. 29. İnsanın derisini kavurur. 30. Üzerinde ondokuz (muhafız melek) vardır. |
|
31.
Biz cehennemin işlerine bakmakla ancak melekleri
görevlendirmişizdir.
Onların sayısını da inkârcılar için sadece bir imtihan (vesilesi)
yaptık ki, böylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye
öğrensin,
iman edenlerin imanını atrttırsın; hem kendilerine kitap verilenler hem
müminler şüpheye düşmesinler, kalplerinde hastalık bulunanlar ve
kâfirler
de: "Allah bu misalle ne demek istemiştir ki?" desinler. İşte Allah
böylece,
dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola eriştirir.
Rabbinin
ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık
için
ancak bir öğüttür. 32. Hayır hayır (öğüt almazlar). Aya andolsun ki, 33. Dönüp gitmekte olan geceye, 34. Ağarmakta olan sabaha andolsun ki, 35. O (cehennem), büyük musibetlerden biridir. 36. İnsanlık için, uyarıcıdır. |
|
37.
Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için
(uyarıcıdır)
. 38. Her nefis, kazandığına karşılık bir rehindir; 39. Ancak sağdakiler başka. 40. Onlar cennetler içinde sorarlar. 41. Günahkârların durumunu: 42. "Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?" diye 43. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik, 44. Yoksulu doyurmuyorduk, 45. (Bâtıla) dalanlarla birlikte dalıyorduk, 46. Ceza gününü de yalan sayıyorduk, 47. Sonunda bize ölüm geldi çattı. 48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. 49. Böyle iken onlara ne oluyor ki, öğütten yüz çeviriyorlar? |
|
50.
Kaçan yaban eşekleri gibi, 51. Âdeta arslandan ürkmüş. 52. Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açılmış sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor. 53. Hayır! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar. 54. Asla (düşündükleri gibi değil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdır! 55. Dileyen ondan (düşünüp) öğüt alır. 56. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Sakınılmaya lâyık olan da O'dur, mağfiret sahibi de O'dur. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |