104- HÜMEZE SURESİ
8-9. Muhakkak o ateş onların (o hümeze lümeze güruhunun) üzerine kapatılacak, yani üzerlerine bastırılıp kapıları kapanacaktır. Temdid olunmuş, (uzatılmış) direkler yahut dayaklar, dikmeler içinde olarak. Bu, ya kelimesinin altında "nâr"a râcî zamirinden haldir. O ateşin kapıları kapanırken tazyikle açılmamak için uzun uzun dikmeler, dayaklarla dayanacak, o halde o şekilde kapatılacaktır, demek olur. Bunda bir fırının içini iyice yakıp da tamamen kızdırmak için kapısını sağlam dayayarak kapamak tarzında bir tasvir var demektir. Yahut zamirinden haldir. Bu şekilde önceki mânâ olabileceği gibi, bir de uzun uzun sürüklenmesi kabil olmayan direkler halinde, tomruklar içinde kımıldanamayacakları bir şekilde azap ve işkencelerini tasvir ve beyan olur.

AMED : "Bahru'l-Muhit"in beyanına göre çoğul ismi, diğerlerinin beyanına göre çoğuldur. Ragıb ve Ferrâ "amud"un çoğulu demiş, Ebu Ubeyde "imad"ın çoğulu demiştir. İmad, dayak, dayanacak şey olduğu cihetle mutlaka direk olması lazım değildir. "Amud"un da "ımâd" olması lazım değildir. Aralarında bir cihetten genellik ve özellik ilişkisi var demektir. Ebu Bekir, Hamze, Kisâî, Halef ayn'ın ve mim'in zammiyle (umud) okumuşlardır ki, bunun sarih çoğul olduğunda şüphe yoktur. Amud, bilindiği gibi direk, sütun demektir. Ve "kast" mânâsına "and"den alınmıştır. Bir kavmin işlerini yürüten ulu'suna "kavmin amudu" denilir. Askerin komutanına "ordu amudu" denilir. Kılıcın sırtında olan yola "amud-i seyf" (kılıcın amudu) denilir. İnsanın göğsünde sehabe (korkuluk kemiği) dedikleri dil gibi kemikten göbeğin aşağısına doğru uzanan damara, ayn şekilde insanın sırtına "karın amudu denilir. Bir de amud, hüzün ve kederin şiddetinden direk gibi donup kalan, çok hüzünlü ve meraklı kimseye denir. Bunlar mülahaza edilince , o ateş gönüllerini saranların bedenlerine veya onları sarmış olan zebanilerin iriliklerine işaret de olabilir. İbnü Abbas'dan bunların, onları saran ateş sütunları demek olduğu da rivayet edilmiştir. Hakim-i Tirmizî'nin "Nevadiru'l-usul"de Ebu Hüreyre'den merfu olarak rivayet ettiği bir hadiste de böyle varid olmuştur. Allah Teâlâ isyankâr müminleri ateşten çıkardıktan sonra, ki en uzun duran yedi bin sene duracaktır. Allah Teâlâ cehenneme ateşten kapaklar, ateşten egserler, ateşten amudlarla bir kısım melekler gönderecek, o kapakları onların üzerine kapayacaklar, o çivilerle sıkıştıracaklar, o amudları uzatıp bastıracaklar, ne bir ruh girecek, ne bir gam çıkacak bir boşluk kalmayacak. Aziz, Celil, Cebbar olan Allah Arş'ı üzerinde, onları unutmuş gibi bırakacak, Cennet ehli nimetleriyle meşgul olacaklar, artık ondan sonra o cehennem ehli hiçbir yardım dileyemeyecekler, söz kesilecek, artık onların sözleri bir nefes alıp vermekten ibaret kalacak. Ve işte "Cehennemlikler dikilmiş direklere bağlı bulundukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır." "Allah'ım bizi cehennem ateşinden koru, iyiler ile beraber cennete dahil eyle!"

Ana Sayfa
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri