11-HUD
109-Şimdi geçmişteki o kıssalar, gelecekteki bu akıbetler sana bildirilmekle ey Muhammed! Artık şunların, şu yukarıdan beri anlatılan müşriklerin tanrı diye taptıkları şeylerden hiçbir şüphen olmasın, hepsi boştur. Bundan önce ataları nasıl tapıyor idiyseler bunlar da başka değil, aynen öyle tapıyorlar. Yani boşu boşuna tapmaya devam ediyorlar. Yukarıda beyan olunduğu üzere "Allah'ı bırakıp da taptıkları o şeyler kendilerine zerre kadar fayda sağlamadı." (Hud, 11/101) âyetinde bildirildiği şekilde, bunların ataları putlara tapmakla nasıl zarardan başka birşey görmedilerse, bunlar da tıpkı öyle olacaktır. Ve elbette biz, bunların nasiplerini eksiksiz olarak kendilerine ödeyeceğiz. Yani ecelleri gelinceye kadar dünya hayatındaki kısmetlerini kesmeyeceğiz, sonra da ahirette hak ettikleri cezalarını da vereceğiz.
110-
Andolsun ki, Musa'ya da kitap verdik de çok geçmeden üzerinde
ihtilaf
edildi. Yani merak etme ya Muhammed! Yalnızca sana ve sana verilen
kitaba karşı anlaşmazlık çıkarılmıyor. Yukarıda da bildirildiği üzere
Firavun'a galebe çalan, üstünlük sağlayan Musa'ya da kitap verildiği
zaman ümmeti olan İsrailoğulları tarafından ihtilaf çıkarıldı. Oysa
Musa'ya kitabın verilmesi, Tevrat'ın inzal olunması, onun, Firavun ile
adamlarına üstün gelmesinden, hatta onların suda boğulmasından ve
İsrailoğulları'nın kurtarılmasından sonra olmuştu. Böylece
İsrailoğulları Tevrat gelmeden önce bütün bunları gözleriyle görmüş ve
Musa'nın peygamberliğini kabul etmişlerdir. Böyle olmasına rağmen
Tevrat nazil olunca hepsi birden hemen iman etmediler de onun Allah'dan
olup olmadığında ihtilaf ettiler. Bir kısmı iman etti, bir kısmı da
iman etmedi, direndi. (Bakara, 2/40-150 ve A'raf, 7/100-188 arasındaki
âyetlere bkz.). Sana gelince ya Muhammed, önce kitap nazil oluyor, şu
halde sana gönderdiğimiz kitap hakkında kavminden bazılarının "ona bir
hazine indirilse ya" veya "onunla beraber bir melek dolaşsa" veyahut
"onu sen uyduruyorsun" diyerek inkâr edenlere, Allah kelâmı olduğunu
inkâr ederek ihtilaf çıkarmalarına önem verme! Eğer Rabbinden bir
kelime sebketmiş olmasa idi, yani hikmet gereği olarak bir ecel takdir
edilmemiş olsa idi, derhal haklarında hüküm icra edilirdi. Yani,
kavminden ihtilaf çıkaranların hepsi için hemen şimdi aleyhlerinde
hüküm verilir ve icra edilirdi, hiç beklemeden işleri bitirilirdi. Ve
şüphe yok ki, onlar bundan dolayı kuşku dolu bir şüphe içindedirler.
Yani bu sûrenin baş tarafında geçtiği üzere, "Kur'ân'ı Muhammed'in
kendisi uydurdu" diye inkâr eden iftiracılar, yaptıkları bu iftiraya
kendileri bile inanmıyorlar. Kur'ân'dan dolayı onlar öylesine derin bir
şüphe içindedirler ki, bu şüpheleri kendi içlerini yiyip bitirmekte,
yüreklerini kemirmektedir.
111-
Ve
hiç
şüphe yok ki, onlardan her biri
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |