1- Görmedin
mi?
Hitap, Peygamber'edir. Rü'yet (görmek), kalp
gözüyle görmeden istiare olarak kalbe ait görme, yani gözünle görmüş
gibi
muhakkak bilmiyor musun ey Muhammed? Çünkü söylenecek olan "fil
sahipleri
olayı", o zaman onu gözleriyle gören şahitleri henüz dünyada çoğunlukla
mevcut, hatta o zamana yetişmiş "Muallakat-ı Seb'a" (yedi askı)
şairlerinden
olup yüz altmış sene kadar yaşamış olan meşhur Lebid gibi kimseler
hayatta
oldukları gibi, aynı zamanda bir tarih başlangıcı olarak herkesçe de m
ütevatir olarak bilinen bir olay idi. Hatta fili çekenlerden iki
kişinin
kötürüm, kör olarak kalıp Mekke'de dilendiklerini gördüm diye Hz.
Aişe'den
rivayet de vardır.(1) Bu sebeple o zaman vakayı görmüş olan herhangi
bir
kimseye veya hitabın genel olması d a mümkün ise de peygambere hitap
olması
daha açıktır. Zira bu olay Peygamberin doğumuna başlangıç olan ilâhî
alâmetlerden
olduğu ve Kur'ân'a ilk muhatap olan da Hz. Peygamberimiz olduğu için
özellikle
hitabı da ona karine (ipucu) dir. Görmedin mi? Nasıl yaptı Rabbin?
Dikkate
şayandır ki, "ne yaptı?" diye fiilin mahiyetinden değil, nasıl, "ne
keyfiyette
yaptı" diye niteliğinden sorulmuştur. Çünkü bu soru acaibliği haber
vermek
içindir. Hadisenin şaşırtıcı, fevkalade garib bir harika olan yönü de
niteliğ
i dir. Fiilin kendisi, mahiyeti itibarıyla sadece bir yok etme ve
öldürme
fiili diye düşünülecek olursa Allah'ın fiillerinde de diriltme gibi
öldürme
ve yok etmenin de âdet üzere tabiî denilen şekilde cereyan edegelen
kısımları
çok olduğundan, bu itibar il e mahiyetine şaşılmayabilir. Halbuki aynı
fiil niteliği, cereyan şekli itibarıyla düşünüldüğü zaman normal mi,
yoksa
şaşırtıcı mı olduğu görülür. Mesela bir insandan bir insan yaratmak
haddizatında
pek büyük bir kudret ve sanat olduğu halde alışılmış bulun u lduğu için
şaşırtıcı görülmez. Hiç insan yokken, bir insan yaratmak, şaşırtıcı
görülür.
Çünkü tecrübede aynına bitişik şekilde tesadüf edilmemiştir. İşte
burada
da hadisenin şaşırtıcılığı özellikle niteliğinin düşünülmesinden
anlaşılacağı
gibi murad da g a rip bir harika, şaşırtıcı bir engel olan bu ilâhî
fiilin
acaibliğini hatırlatmak olduğu cihetle niteliğine dikkat çekilmiştir.
Ki
kelâmcılar buna "vech-i delil" tabir etmişler ve övülmeyi hak etmiş
zatları
görmekte değil, böyle nitelikleri görmekte ve onl a rın delaletiyle
gerçek
kıymeti anlamakta olduğunu söylemişlerdir. Zira niteliklerin
inceliğinden
gafil olanlar mahiyetin zatını hakkıyle anlayamazlar. Onun için bu
fiilin
de niteliğini iyi düşünemeyenler onu normal bir şeymiş gibi farzetmekle
hakikati anl a yıverdik zannederek aldanırlar. İşte Allah Teâlâ böyle
gafletlere
düşülmemek ve bu fiilin şaşırtıcılığını göstermek üzere bilhassa
keyfiyetine
dikkat nazarını celbetmekle buyuruyor ki: Görmedin mi nasıl yaptı
Rabbin?
Fil sahiplerine? O olayı malum ve g ö rülmüş olan belli fil
sahiplerine.
Bu ad ile bilinen Ebrehe ordusuna ki, Yemen'i istila etmiş, Habeş
valisi
iken emrindeki Habeş ve diğerlerinden mühim bir ordu ile Mahmud (Mamud)
denilen fiillerine güvenerek ve karşılarına çıkanı çiğneyip tepeleyerek
Kâb e yi yıkmak için gelmişlerdi de başarılı olamadan perişan olup
gitmişlerdi.
Bundan dolayı kendilerine "Fil ashabı" denilmiş ve bu sene Araplar
arasında
"fil yılı" diye bilinerek bir tarih başlangıcı edinilmişti. Filan şey
fil
yılında, yahut fil yılından ş u kadar sene önce veya sonra oldu diye
anlatırlardı.
Bu şekilde Hz. Peygamberimiz'in de bu fil yılında doğmuş olduğu biliniyordu
ki, en sağlam rivayete göre Hz. Peygamberimiz bu olaydan elli gün sonra
doğmuştu.
Hicrette Resulullah elli iki elli üç yaşlarında bulunduğu için hicri tarihe elli iki sene eklenince Peygamberimizin doğum senesi olan fil senesi bulunmuş olur ki, bulunduğumuz iş bu bin üçyüz elli altı hicri senesinden bin dörtyüz sekiz sene önce demek olur. İbnü Hişam'ın "Siyer"inin şerhi olan "er-Ra v du'l-Ünf"de: "Fil kıssası, İskender tarihinin sekiz yüz seksen ikinci senesi Muharrem ayının başında oldu." diye "Nakkâş tefsiri"nden nakleder. Buna göre hicrette Resulullah elli iki yaşında demek olur. Çünkü hicret, İskender tarihinin dokuz yüz dört sene s idir. Böyle "Fil sahipleri" diye bilinen Ebrehe ordusuna Allah tarafından yapılan fiilin şaşırtıcı olan durumu dört âyet ile özetle şöyle açıklanıyor:
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |