2-BAKARA:
40- Ey
İsrail oğulları! İsrail, Hz. Yakub'un
lakabıdır ki, "yâ"sız ; "yâ"sız ve "hemze"siz ; "hemze"nin "yâ"ya kalb
(çevrilmes)iyle; meftûh (üstünlü) "hemze" ile ; ve meksûr (esreli)
"hemze"
ile de okunur. İbranî dilinde bunun mânâsı safvetullah (Allah'ın seçkin
i) veya Abdullah (Allah'ın kulu) demek olduğu beyan ediliyor. Şu
halde
bu lakabda yahudileri iman etmeye bir harekete geçirme vardır ki, meâli
şu olur: Ey Allah'ın güzide bir kuluna evlatlıkla bağlanmış olan Tevrat
ehli! o size vermiş olduğum büyük nimeti düşünün, hatırlayın, yâd edin.
Çünkü zikir kalb ile de olur, dil ile de. Bu hitap gösterir ki onlar,
her
şeyden önce nimete talipdirler. Bununla beraber şükür şöyle dursun,
nimetin
aslını bile unutmuşlardır. Bunları Cenab-ı Allah onlara hatırlatacaktır
v e bunlardan başlıcası "benden size bir hidayet gelirse" (Bakara,
2/38)
ifadesince kitap ve peygamberliğe işarettir ki, sonunda Muhammed
(s.a.v.)'in
gönderileceğini idrakleri ve Medine'ye nebevî hicretle gelen ilâhî
hidayet
vardır. Vaktiyle olduğu gibi b ilhassa şimdi üzerinize gelen büyük
nimeti
takdir ediniz, ve benim ahdimi (bana verdiğiniz sözü) yerine getiriniz.
Ta Âdem'in yeryüzüne inmesinden bağlandığınız ve Tevrat ile söz verip
anlaşma
yaptığınız bir ahdin gereğince, siz herhangi bir zamanda göndereceğim
hidayet sebebine uyacak, iman ve itaat edecektiniz ve Musa'nın haber
verdiği
peygamberlerin sonuncusuna iman edecektiniz. Benim bu ahdimi Resulüm
Muhammed'e
uymakla yerine getiriniz ki ahdinizi (size verdiğim sözü) yerine
getireyim.
Sizi cümlesine sokayım. artık benden ve ancak benden korkup
sakınınız.
41-Anlaşmayı
bozmak ve diğerleri gibi fesatlar,
ahlâksızlıklar yapmayınız, ve özellikle, imanın esası itibariyle
yanınızdaki
Tevrat'ı tasdik edici olarak indirdiğim Kur'ân'a iman ediniz ve bütün
amellerinizi
buna uydurunuz. Baksanıza Tevrat'taki Âdem kıssası bunda ne güzel
hatırlatılmıştır.
ve bunu ilk inkâr eden siz olmayınız. Vahiy nimetini, nübüvvet
(peygamberlik)
nimetini ilk anlayıp tasdik edecek olan siz olmanız gerekir. Siz buna
ima
n etmezseniz, bazı dünyaya ait faydalar düşüncesiyle etmezsiniz. Fakat
benim âyetlerimi, mucizelerimi az paraya satmayınız. Birkaç para gibi
kıymetsiz
dünya menfaatlerine değişmeyiniz. Bu âyetlere iman ederseniz, elinizden
kaçacağını sandığınız paraların, dünya ile ilgili düşüncelerin kat kat
üstünde nimetlere erişeceğinizi bilmeniz gerekir. artık benden ve ancak
benden layıkıyle korkunuz, yalnız benim korumama giriniz, takva ehli
olunuz.
Önceki âyette "rehbet", (korkmak) burada "ittikâ" (sakınmak) ile e
mredilmesi,
onun avam (halk) tabakasına ve seçkin zatlara genel (umumi) ve bunun
havass
(seçkinler)a özel bir hitabı hedef alması dolayısıyledir..