2-BAKARA:
254- Ey
Allah'a ve bütün peygamberlerine iman
ede n Muhammed ümmeti! (İbn Kesir, Ebu Amr, Yakup kırâetlerinde 'nın ve
"ta"ların tenvinsiz üstün okunması ile okunur. Bir kıyamet günü gelecek
ki onda ne alım satım, fidye ve mübadele (değişme), ne dostluk, ne
şefaat
hiçbiri bulunmayacak o gün gelmeden önce alım-satım yapmak, Allah için
kardeşlik ve dostluk sağlamak, şefaatçı ve yardımcı bulmak mümkün olan
dünyadaki günlerde gerekli hazırlıkları yapmak üzere size herhangi bir
sebeble bölüştürdüğümüz mallardan Allah yolunda nafakalar veriniz. Yani
m allarınızın üzerinize farz olan haklarını eda etmek için
zekâtlarınızı
yerli yerine harcayınız, kâfirler gibi mallarınızı keyiflere, arzulara
göre harcamayınız ve boşuna telef etmeyiniz veya farz olan hakları
gizleyip
de kendinizi cezaya uğratmayınız, unutmayınız ki Allah'a,
peygamberlerine
ve dehşetli güne ve bu emirlere iman etmeyen o kâfirler hep
zalimdirler.
Hakk'ın emrine bakmaz, hakkı yerli yerine koymaz, ilâhî sınırları
aşarlar,
neye güçleri yeterse çiğnerler, mücerred (soyut) delilleri dinl e
mezler,
fiilen bir engelle karşılaşmadıkça hak-hukuk gözetmez saldırırlar,
verilen
sözleri mi bozmazlar, canlar mı yakmazlar, ırzlara mı geçmezler,
gönüllerinin
hükmettiği kadar vergiler mi almazlar, ibadethaneleri, hayır
kurumlarını
tahrib mi etmezler kı s acası fiili bir direniş görmedikçe her
haksızlığı
yaparlar. Siz ise haksızlığın, inkârın ve zulmün giderilmesi ile
görevlisiniz.
Öyle ittifaklarla, bunlara karşı gereken savunma ve karşı koymayı
hazırlamalısınız.
Bunu yapmayanlar kendilerini ilâhî ceza il e yüzyüze getirirler. Ceza
gününden
korunmazlar da nihayet zulmü kendilerine yapmış olurlar. O gün herhalde
gelecek, o kâfirler o zaman alışveriş ile fidye ve mübadele ile hiçbir
iş göremeyecekler; ne dostları bulunacak, ne şefaat edenleri. Tapınıp
sakladı
k ları ve Allah yolunda harcamadıkları altınlar, gümüşler ateşten damga
olacak, alınlarını, böğürlerini dağlayacaktır. "Allah'a saygı duyup
kötülükten
sakınanlar müstesna olmak üzere (dünyada iken kötülükte) dost olanlar o
gün birbirlerine düşman kesilir l er." (Zuhruf, 43/67) âyetinin
delâletince
o gün bütün dostlar birbirlerine düşman kesilecek, şefaat kapıları
kapanacak,
bu felâketlerden ancak iman edip görevini yapan ve önceden korunan
müttakiler
müstesna olacaklardır. Bu bakımdan bu mertebe takvayı (k o runmayı)
elde
etmek ve felâketten sakınmak için müminler o gün gelmeden önce
görevlerini
yapmalı; Allah yolunda harcamalar yapmalı, seve seve zekatlarını
vermeli,
kardeşliklerini güçlendirmeli, toplumlarını düzene koyarak
hazırlanmalı,
uyumayıp uyanık bul u nmalı, kâfirler gibi Allah'ın emrine aykırı
davranıp
da kendilerine yazık etmemelidirler. Bakınız Allah nasıl bir Allah'tır: