249- Ne z aman ki bunlar tamam olup, Talut askerleriyle hareket etti, askerlerine hitaben şöyle dedi: Allah sizi mutlaka bir ırmakla imtihan edecektir. Dolayısıyla ondan her kim içerse benden değil, ve her kim ona ağzını sürmezse o şüphesiz bendendir, benim askerlerimden veya beni sevenlerdendir. Ancak eliyle bir avuç alan içlerinden müstesna, bu kadarına ruhsat vardır. Doğrudan doğruya ağızla içmeye izin yoktur. Talut bir hükümdar sıfatıyla bu emri, bu talimatı vermişken ırmağa gelince askerleri n birazı hariç, hepsi de ondan içtiler, emri dinlemediler.
Rivayet
olunuyor ki, bir adam bir avuç alır,
kendine ve hayvanına yetermiş, fakat saldırıp içenlerin dudakları
morarır,
hararetleri artarmış. Bu bakımdan onlar ırmağın berisinde dökülüp
kaldılar
da Talut ile iman eden beraberindeki kimseler ırmağı geçince kalanlar
geriden
bu gün bizim Calut ve askerleriyle savaşacak gücümüz yok dediler. Yahut
bunlar değil de ırmağı geçmiş olan müminlerin zayıf kısmı düşmanın
çokluğunu
görünce, ümitsiz l iğe düşüp birbirlerine böyle söylediler. Çünkü
müminlerin
de imanda dereceleri farklıdır. Söylediler de ne oldu? Her halde
Allah'a
kavuşacaklarını bilen ve bunu bekleyenler, yani ölümden kaçmanın mümkün
olmadığını, bugün bu savaşta ölmezse diğer bir gün mutlaka öleceklerini
ve nihayet Allah'ın huzuruna varacaklarını bilen, bundan dolayı da
sözünde
duran veya zafer ümidiyle ya şehid veya gazi olmaya karar veren kesin
iman
sahipleri, nice defalar azıcık bir bölük, birçok bölüklere Allah'ın
izniyle
galip geldiler. Allah sabır ve sebat edenlerle beraberdir, dediler.
Zayıfların
kalplerine de kuvvet verdiler.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |