144- "Onun için o levhalarda yazdık..." Önceki âyette zikr olunan peygamberliği beyandır. O yazılı levhaların sayısı, maddesi, boyutları hakkında çeşitli rivayetler vardır. Sayısı, on veya yedi idi veya iki idi denilmiş. Maddesi, yani madeni, Cibril'in getirdiği zümrüt veya yeşil zeberced veya kırmızı yakut idi, yahut ilâhî emirle Musa'nın yonttuğu bir taştan idi veya bir ağaç levha idi denilmiş ilh... Fakat doğrusu bu konuda ciddi bir delil yoktur. Kur'ân bu konuda bilgi vermiyor.
"Şimdi
onları kuvvetle tut"! Bu ifade "Biz ona dedik ki; bunları kuvvetle
tut!" demek anlamındadır. Yani yazmıştık da bunları demiştik: onları
kuvvetle tut, iyi sarıl, sıkı tut, diye söylemiştik. Kavmine de emret,
en güzelini alsınlar, yani o levhalarda yazılanların hepsi güzeldir.
Bununla beraber bir kısmı bir kısmından daha güzel olanlar vardır.
Mesela affetmek ve bağışlamak kısastan, farz ve vacipler mubahlardan
daha güzeldir. Yine bunun gibi, çeşitli mânâlara ihtimali olanların
bazı ihtimaller gözetilerek yapılan yorum ve tefsirleri diğerlerinden
daha güzel olabilir. Şu halde senin kavmin daima daha iyi ve daha güzel
olanı ve efdal olanı tercih etsin, efdali ihtiyar edip seçsinler ki,
size yakın bir gelecekte fasıkların yurdunu göstereceğim. Bu hem bir
müjde, hem de bir tehdit demektir: Bunda bir taraftan fısk u fücûr
içinde ömür geçiren zorbalar kavminin diyarlarına girip onlara mirasçı
olacaklarını vaad eden bir müjde vardır. Buna da ancak işlerin ve
amellerin en güzeline sarıldıkları zaman erişebileceklerinden
amellerin en
iyisine sarılmaya teşvik ve terğib vardır. Diğer taraftan yurtlarına
girince göreceksiniz ki, fasıkların âkıbetleri ne fecidir? diye fısk u
fücûrdan uzak tutmaya veya İsrailoğulları'ndan zuhur edecek fasıklara
işaret ve cehennemi ihtar vardır.
145- "Onun için o levhalarda yazdık..." Önceki âyette zikr olunan peygamberliği beyandır. O yazılı levhaların sayısı, maddesi, boyutları hakkında çeşitli rivayetler vardır. Sayısı, on veya yedi idi veya iki idi denilmiş. Maddesi, yani madeni, Cibril'in getirdiği zümrüt veya yeşil zeberced veya kırmızı yakut idi, yahut ilâhî emirle Musa'nın yonttuğu bir taştan idi veya bir ağaç levha idi denilmiş ilh... Fakat doğrusu bu konuda ciddi bir delil yoktur. Kur'ân bu konuda bilgi vermiyor.
"Şimdi onları kuvvetle tut"! Bu ifade "Biz ona dedik ki; bunları kuvvetle tut!" demek anlamındadır. Yani yazmıştık da bunları demiştik: onları kuvvetle tut, iyi sarıl, sıkı tut, diye söylemiştik. Kavmine de emret, en güzelini alsınlar, yani o levhalarda yazılanların hepsi güzeldir. Bununla beraber bir kısmı bir kısmından daha güzel olanlar vardır. Mesela affetmek ve bağışlamak kısastan, farz ve vacipler mubahlardan daha güzeldir. Yine bunun gibi, çeşitli mânâlara ihtimali olanların bazı ihtimaller gözetilerek yapılan yorum ve tefsirleri diğerlerinden daha güzel olabilir. Şu halde senin kavmin daima daha iyi ve daha güzel olanı ve efdal olanı tercih etsin, efdali ihtiyar edip seçsinler ki, size yakın bir gelecekte fasıkların yurdunu göstereceğim. Bu hem bir müjde, hem de bir tehdit demektir: Bunda bir taraftan fısk u fücûr içinde ömür geçiren zorbalar kavminin diyarlarına girip onlara mirasçı olacaklarını vaad eden bir müjde vardır. Buna da ancak işlerin ve amellerin en güzeline sarıldıkları zaman erişebileceklerinden amellerin en iyisine sarılmaya teşvik ve terğib vardır. Diğer taraftan yurtlarına girince göreceksiniz ki, fasıkların âkıbetleri ne fecidir? diye fısk u fücûrdan uzak tutmaya veya İsrailoğulları'ndan zuhur edecek fasıklara işaret ve cehennemi ihtar vardır.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |