S.226-“Geceyi, gündüzü, Güneş’i veAy’ı yaratan o’dur;
her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” (Enbiya Suresi, 33) “Güneş de, kendisi
için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve
güçlü olan, bilenin takdiridir”. (Yasin Suresi, 38) Kuran’da geçen bu Ayetler
bize neyi bildirmektedir?
C.226-Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre güneş, Solar Apex adı verilen bir
yörünge boyuncaVega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.’lik muazzam bir
hızla hareket etmektedir. Bu kabaca bir hesapla, Güneş’in günde 17 milyon 280
bin km. yol katettiğini gösterir. Tüm Gezegenler ve Uyduları ve ayrıca,
evrendeki tüm yıldızlar da buna benzer planlı bir harekete sahiptirler.
S.227-“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz
çeviriyorlar.” (Enbiya Suresi,32). Bu Ayet bize hangi olayı açıklıyor?
C.227-Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece
hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok gök
taşını eriterek yok eder.
Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları
da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki
ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını
geçirmesidir. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen
ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla canlıların
hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli
ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve
Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır. Dünya,uzayın
ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde
korunur.
S.228-“Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık...”(Enbiya
Suresi,31)
“Biz ,yeryüzünü bir döşek kılmadıkmı? Dağları da birer kazık?.” (Nebe
Suresi,6-7)
“...Arzdada, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı...”(Lokman
Surasi ,10)
Bu ayetler bizlere hangi bilimsel gerçekleri açıklıyor?
C.228-Günümüzde modern jeolojinin bulgularına göre dağlar, yeryüzü kabuğunu
oluşturan çok büyük tabakaların hareketleri ve çarpışmaları sonucunda meydana
gelir.
İki tabaka çarpıştığı zaman daha dayanıklı olanı ötekinin altına girer. Üstte
kalan tabaka kıvrılarak yükselir ve dağları meydana getirir. Yani dağların
yeryüzünde gördüğümüz kütleleri kadar, yeraltına doğru ilerleyen derin bir
uzantıları daha vardır. Bu şekilde, yer kabuğunu sabitleyerek mağma tabakası
üzerinde yada kendi tabakaları arasında kaymasını engeller. Kısacası dağları,
tahtaları birarada tutan çivilere benzetebiliriz.
S.229-“...Ve kendisindeçetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli )yararlar
bulunan demiri de indirdik...” (Hadid Suresi,25). Bu Ayet bize ne bildiriyor?
C.229-“İndirme” kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme anlamında
düşünülebilir. Fakat kelimenin ,”Gökten fiziksel olarak indirme “şeklindeki
gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize
içerdiği görülmektedir. Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız’daki demir
madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğiniortaya koymuştur. Evrende ağır
metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş sistemimiz ise demir
elementini kendi bünyesinde üretebilecek yapıya sahip değildir. Demir ancak
Güneşten çok daha büyük yıldızlarda birkaç yüz milyon dereceye varan
sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya süpernova olarak adlandırılan bu
yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz
ve patlar. Bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve
bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.
S.230-“Ki o, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi
diriltti(ve her yanına hayat) yaydı; siz de böyle (kabirlerinizden
diriltilip)çıkarılacaksınız” (Zuhruf Suresi,11) Bu ayet bize neler bildiriyor?
C.230-Yağmurdaki bu ölçü çağımızdaki ölçümlere göre, yer yüzünden bir saniyede
16 milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır.
Bu, aynı zamanda bir yılda Dünya’ya yağan yağmur miktarıdır. Yani su, sürekli
bir denge içinde,
”bir ölçüye göre “dönüp durmaktadır.
S.231-“Birbiriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel
vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.”(Rahman Suresi,19-20) Bu Ayet bize
hangi mucize olayı bildiriyor?
C.231-Akdeniz’de ve Atlas Okyanusu’nda büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve
gelgitler vardır. Akdeniz’in suyu, Cebelitarık Boğazı’nda Atlas Okyanusu ile
karşılaşır.
Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri
değişmez.
Çünkü iki deniz arasında görülmeyen bir sınır vardır.
S.232-“Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik etmeyecekmisiniz? Şimdi
(rahimlere)dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? Onu sizler mi yaratıyorsunuz,
yoksa yaratıcı Biz miyiz?” (Vakıa Suresi, 57-59) “Sonra o su damlasını bir Alak
(hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o alak’ı bir çiğnem et parçası
olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece
kemiklere de et giydirdik;sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik.
Yaratıcıların en güzeli olan Allah,ne yücedir.”(Müminun Suresi,14).Bu Ayetler
bizlere neler bildiriyor?
C.232-İnsanın yaratılışı ve bunun mucizevi özelliği, daha pek çok ayette
vurgulanır.
Ancak bu vurgular arasında öyle bilgiler vardır ki, bunlar 7. yüzyılda yaşayan
insanların
asla bilemeyeceği detaylardır. İşte bunlardan bazıları;1-İnsan, meni sıvısının
tamamından değil, aksine çok küçük bir parçasından (spermadan) yaratılır.
2-Bebeğin cinsiyetini erkek belirler. 3-İnsan embriyosu ana rahmine adeta bir
sülük gibi yapışır. 4- İnsan ana rahminde üç karanlık bölge içinde gelişir.
Erkekten atılan 250 milyon kadar spermden çok az bir miktarı yumurtaya ulaşmayı
başarır.Yumurtayı dölleyecek olansa sağ kalmayı başaran 1000 kadar spermden
sadece bir tanesidir.Anne karnındaki bebek, gelişiminin ilk aşamasında annesinin
kanından beslenebilmek için rahim duvarına yapışıp tutunan bir zigot halindedir.
Kur'an’da,”asılıp tutunan”anlamına gelen, deriye yapışıp kan emen sülükler
içinde kullanılan “alak” kelimesiyle 14 yüzyıl önceden mucizevi bir biçimde
bildirilmiştir. Anne karnındaki embriyonun ilk aşama olarak kıkırdak dokusu
kemikleşir. Ve daha sonra bu kemiklerkas hücreleri tarafından sarılmaya
başlanır. Allah bu gelişimi, “....daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak
yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik.....”ifadesiyleen açık şekilde tarif
etmiştir.
S.233-“Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı)tavsiye ettik.
Annesi onu,zorluk üstüne zorlukla(karnında ) Taşımıştır. Onun(sütten )ayrılması,
iki yıl içindedir.”Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız
banadır.”(Lokman Suresi, 14) Bu ayet bize neyi bildiriyor?
C.233-Anne sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği
olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah tarafından yaratılmış eşsiz bir
karışımdır. Bilimin Anne sütü ile ilgili yeni keşfettiği gerçeklerden biri ise
bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı olduğudur.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |