Bu bölümdeki bir ayet ve on bir hadis-i şeriften Allaha, Rasûlüne ve müslüman olan idarecilere itaat edilmesi gerektiğini, günah işlemesi emredilmediği sürece müslüman idarecilere itaatin gerektiğini ve bu itaatin gücümüz yettiği kadar olacağını siyasi otoritesini kabul edip elini sıktığımız müslüman idareciye sebepsiz yere itaatsizlik edersek Allah’ın huzuruna tutunacağımız bir delil bulunmaksızın çıkacağımızı müslümanların müslüman olan devlet başkanlarına bağlılık sözü vermeden ölen kimselerin cahiliye devrinde ölmüş gibi muamele göreceğini, islam cemaatinden ayrılarak ölen kimsenin de yine cahiliye döneminde ölmüş gibi muamele göreceğini, ırkı ve şekli ne olursa olsun tayin olunan müslüman yöneticiye itaatin gerektiğini, İslam devletinin devamı için her durumda itaatin devam edeceğini, İslami yönetimde birden fazla idareci ortaya çıkarsa ikincisinin başının vurulacağını, idareci idarecilikten, idare edilenlerin de kendilerinden sorumlu olduğunu, müslüman idarecilere karşı hakkımız gasp edilirse hakkımızı Allah’tan isteyeceğimizi müslüman devlet başkanına itaat edenin peygambere itaat etmiş gibi olacağını peygambere itaat edenin de Allah’a itaat etmiş gibi olacağını müslüman devlet başkanından hoşa gitmeyen bir şey görenin sabretmesi gerektiğini kim de devlet başkanına ihanet ederse Allah’ın onun cezasını vereceğini, öğreneceğiz. [1]
“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûlune itaat edin ve sizin gibi müslüman olan, kendilerine otorite emanet edilmiş olanlara da itaat edin.” (Nisa: 4/59)
664. İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir müslümanın, günah işlemesi emredilmediği sürece, sevdiği veya sevmediği bütün konularda devleti yöneten kimseye itaat etmesi şarttır. Bir günah işlemesi emredildiği zaman ise kimseyi dinleyip itaat etmez.”[2]
* Allah’a ve onun emirlerine karşı gelmek söz konusu olduğu zaman hiçbir kula itaat edilmez. Bu kişi anne baba ve idareci bile olsa (bkz. Ankebût: 29/8, Lokman: 31/15). [3]
665. Yine İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e sözünü dinleyip itaat etmek üzere bîat ettiğimiz zaman bize:
“Gücünüz yettiği kadar” buyururdu.[4]
* Ümmetine karşı pek şefkatli olan peygamberimiz kendisine biat ederlerken “gücümüz yettiği kadar” demelerini isterdi. [5]
666. Yine İbni Ömer radıyallahu anhümâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Kim bağlılık sözü verdiği devlet başkanına karşı sebepsiz yere itaatsizlik ederse, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın huzuruna, tutunacağı hiçbir delili bulunmaksızın çıkar. Devlet başkanına bağlılık sözü vermeden ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”[6]
Yine Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir:
“Cemaatten ayrılarak ölen kimse, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”[7]
* İslam cemaati dediğimiz aynı ruh aynı şuur aynı inanç etrafında kenetlenmiş insan topluluklarından bir kimse bu cemaatten ayrılacak olursa, İslamdan önceki hal üzere ölmüş sayılır. Çünkü cahiliye döneminde herkes kendi başına bir buyruktu, bağlı oldukları sözünü dinleyecekleri bir başkan reis vs. yoktu. O devir kargaşa ve Allaha inanmamanın sembolü olduğu için müslüman bir devlet başkanının siyasi otoritesini kabul etmeden ölen kimse cahiliyye döneminde ölen bir kimseye benzetilmiştir. Bundan dolayı, her zaman ve her zeminde müslüman bir devlet başkanı halifeyi tanımak onu ortaya çıkarabilmek için bir gayretin içinde olmalıdır. Kafa ve kalbinde bu düşünce ve inanç olmadan ölen kimse Allah korusun cahiliye döneminde ölmüş gibi sayılır. [8]
667. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üzerinize tâyin edilen yönetici, başı kuru üzüm gibi siyah bir köle de olsa sözünü dinleyip kendisine itaat ediniz.”[9]
* Müslümanların başına geçen müslüman halife ve başkan ırkı ve cinsi ne olursa olsun müslüman olduğu ve namaz kıldığı sürece itaat edilmek zorundadır. [10]
668. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Zenginken, fakirken; neşeliyken, kederliyken ve başkası sana tercih edilirken bile söz dinleyip itaat etmen şarttır.”[11]
* Müslüman farklı zamanlarda islam devletinin başındaki müslüman idareciye karşı tutumunu değiştirmeyecektir. Kendisine zulüm edilse yani başkaları kendisine tercih edilse bile İslam ümmetinin huzuru bozulmaması için buna sabredecektir ve itaatini sürdürecektir. Fitne ve fesada yol açmayacaktır. [12]
669. Abdullah İbni Amr radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Bir seferde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor, kimimiz ok atış tâlimleri yapıyor, kimimiz de otlayan hayvanların başında bulunuyorduk. Derken Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in müezzini “Haydin namaza!” diye seslendi. Biz de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında toplandık. Resûl–i Ekrem şöyle buyurdu:
“Benden önceki bütün peygamberlerin görevi, ümmetlerini iyi olduğunu bildikleri şeye dâvet etmek, kötü olduğunu bildikleri şeyden de sakındırmaktı. Sizin içinde bulunduğunuz ümmetin huzur ve sükûnu, önce gelenler zamanında olacaktır. Daha sonrakilerin başına çeşitli belâlar ve bilmediğiniz kötülükler gelecektir. Öyle fitneler çıkacak ki, bu fitnelerin bir kısmı diğerinden daha hafif olacaktır. Yine öyle fitne ve kargaşa çıkacak ki, onu gören mü’min, işte beni bu mahveder diyecektir. Sonra ortalık sakinleşecek; arkasından öyle müthiş bir fitne çıkacak ki, mü’min, işte bundan kurtuluş yok, diyecektir.”
“Bir kimse cehennemden kurtulup cennete girmeyi istiyorsa, Allah’a ve âhiret gününe imân etmiş olarak ölmelidir. Kendine yapılmasını istediği şeyleri o da başkalarına yapmalıdır. Bir kimse devlet başkanına bîat eder, elini tutup ona samimiyetle bağlanırsa, elinden geldiği kadar ona itaat etmelidir. Bu arada bir başkası ortaya çıkarak yönetimi ele geçirmeye çalışırsa, derhal onun boynunu vurunuz.”[13]
* Peygamberlerimiz geleceğe dair bir haberi olan bu hadisten sonraki zamanlarda fitne ve fesadın çoğalacağını böyle zamanlarda imanı korumaya gayret edip müslümanlara düşman gözüyle bakmamalıdır. Kendisi için istediğini müslüman kardeşi için de istemeli sonradan ortaya çıkan ve kendisinin siyasi otoritesinin kabul edilmesi isteyenlere yüz vermemelidir.[14]
670. Ebû Hüneyde Vâil İbni Hucr radıyallahu anh şöyle dedi:
Seleme İbni Yezîd el–Cu’fî Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– Yâ Nebiyyallah! Başımıza kendi haklarını bizden isteyen, fakat bizim hakkımızı bize vermeyen yöneticiler tâyin edilirse, bize ne yapmamızı emredersin? diye sordu.
Resûl–i Ekrem onun bu sorusuna cevap vermedi. Bir daha sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Onların sözünü dinleyip kendilerine itaat edin. Onlar yapmaları gerekenden, siz de yapmanız gerekenden sorumlusunuz.”[15]
* Müslüman idareciler namaz kıldıkları sürece adam kayırmalar ve bazı zulümler yapsalar bile itaat edilecektir. Çünkü idare edilenler kendi görevleri olan itaatleri idareciler de zulmetmeksizin toplumu idare etmekten sorumludurlar. İslam toplumunun üyelerine sabredip haklarının kendilerine verilmesi için Allah’tan yardım dilemesi gerekmektedir. [16]
671. Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Benden sonra adam kayırma olayları ve görmeye alışmadığınız işler meydana gelecektir” buyurdu. Bunun üzerine ashâb–ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! Bizden o günleri görenlere ne emredersiniz? diye sordular.
Şöyle cevap verdi:
– “Yapmanız gereken görevleri yaparsınız, hakkınız olan şeyin size verilmesini Allah’tan niyâz edersiniz.”[17]
672. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş, bana karşı gelen Allah’a karşı gelmiş olur. Devlet başkanına itaat eden bana itaat etmiş, devlet başkanına karşı gelen bana karşı gelmiş olur.”[18]
673. İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Devlet yöneticisinden hoşa gitmeyen bir şey gören kimse sabretsin. Zira kim devlet başkanına itaatten bir karış dışarı çıkarsa, Câhiliye devrinde ölmüş gibi olur.”[19]
674. Ebû Bekre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
“Kim devlet başkanına ihânet ederse, Allah da ona ihânetinin cezasını verir.”[20]
* Önceki birkaç hadis ve açıklamalara müracaat ederek konuyu bütünü içinde tekrar gözden geçirmelidir. [21]
[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 221.
[2] Buhari, Ahkam 4 Müslim İmare 38.
[3] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 221.
[4] Buhârî, Ahkâm 43; Müslim, İmâre, 90. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 24; İbni Mâce, Cihâd 41.
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 221.
[6] Müslim, İmâre 58.
[7] Müslim, İmâre 53, 54.
[8] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 222.
[9] Buhârî, Ezân 54, 56, Ahkâm 4. Ayrıca bk. Buhârî, Cihâd 39.
[10] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 222.
[11] Müslim, İmâre 35, 41, 42. Ayrıca bk. Buhârî, Fiten 2; Nesâî, Bey’at 1–5; İbni Mâce, Cihâd 41
[12] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 222.
[13] Müslim, İmâre 46. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 25; İbni Mâce, Fiten 9.
Kısa bir şekilde 1568 de gelecektir.
[14] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 223.
[15] Müslim, İmâre 49–50. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 30.
[16] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 223.
[17] Buhârî, Fiten 2, Müslim, İmâre 45. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 25.
51 de geçmişti.
[18] Buhârî, Cihâd 109, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 32, 33. Ayrıca bk. Nesâî, Bey’at 27; İbni Mâce, Mukaddime 1, Cihâd 39.
[19] Buhârî, Fiten 2; Müslim, İmâre 56.
[20] Tirmizî, Fiten 47. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 42, 49.
[21] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 223.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |