Bu bölümdeki beş hadis-i şeriften mescidlerde yitik soruşturan kimselere beddua edilmesi gerektiğini, mescidde alışveriş yapana da yine beddua edilerek karşılık verilmesi gerektiğini, mescidlerde şiir okumanın yasak olduğunu, Hz. Ömer'in mescidde yüksek sesle konuşan iki kişiye kızarak "Canınızı yakacaktım" dediğini öğreneceğiz. [1]
1700. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işitmiştir:
"Kim, mescidde yitiğini soruşturan bir kimseyi duyarsa, ‘Allah onu sana buldurmasın’ desin. Zira mescidler yitik araştırmak için yapılmamıştır."[2]
* Rasûlullah'ın mescidde kayıp soruşturana “Allah onu sana buldurmasın” diye beddua ediyor ve gerekçesini de söylüyor. Mescidlerin kuruluş amacı dışında kullanılmaması (1700. Hadis) gereğini vurguluyor. Bugünkü Cuma ve bayram namazlarındaki kalabalık o gün her vakitte Medine mescidinde bulunuyordu. Kayıp ilanı ve ticari işlerde hedefe ulaşma şansı çok yüksek olmasına rağmen bu yasaklama getirilmişti. [3]
1701. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Mescidde mal alıp satan kimseyi gördüğünüz zaman, ‘Allah kazandırmasın’ deyiniz. Mescidde yitik soruşturanı gördüğünüzde de ‘Allah sana onu buldurmasın’ deyiniz."[4]
* Yitik aramanın yanısıra alışveriş yasağı da ilave edilen bu hadisle buna rağmen ticaret yapmak isteyen kimselere “Allah bu ticaretinde seni kazandırtmasın” diye beddua edilmesini tavsiye ediyor. [5]
1702. Büreyde radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam mescidde yitiğini soruşturuyor ve "Kırmızı devemi gören var mı?" diyordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Bulamaz ol! Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekanlardır" buyurdu.[6]
* Kırmızı devesini soruşturan kimseye “Bulamaz ol” diye tepkisini gösteren Peygamberimiz mescidlerin ne maksatla kullanılacağını da bildirmiştir. Bu durum onun sözü ile yaşantısı arasındaki uyumun göstergesi olması yanında yapılan münasebetsiz işin affedilecek gibi olmadığını da göstermektedir. Çok nadir hallerde beddua ettiğini bildiğimiz Efendimizin bu olaydaki tavrı cami müessesine gerekli önemin verilmesini de değişik bir şekilde ortaya koymaktadır. [7]
1703. Amr İbni Şuayb'ın babası aracılığı ile dedesinden rivayet ettiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, mescidde alış–veriş yapmaktan, yitik soruşturmaktan ve şiir okumaktan insanları menetmiştir.[8]
* Bu hadiste de yitik soruşturma ve alışverişin yanısıra şiir okumanın da dahil edildiğini görüyoruz. Mescidde daima namaz kılan, Kur'an okuyan ve değişik zikirlerle meşgul olan kimseler olabilir. Bu insanları rahatsız edecek her türlü davranış yasaklanmıştır. Sokak ve caddelerde yapılması gereken işlerin mescidde yapılması yasaklanmıştır. Peygamberimiz mescidde itikafta iken ashabın yüksek sesle Kur'an okuduklarını duyup “Birbirinize sesinizi yükselterek eziyet etmeyin” uyarısında bulunmuştur.[9] Başka bir rivayette, “Okurken sesinizi yükseltip birbirinizi rahatsız etmeyiniz” buyurmuştur.[10]
Abdullah ibni Mesud mescidde yüksek sesle salevat ve kelime-i şehadet getirenlere, “Biz Rasûlullah zamanında böyle yapmazdık. Sizler bid'at ortaya koyuyorsunuz” diye kızmıştır.[11]
Yani mescidde namaz kılan, Kur'an okuyan kimselere rahatsızlık verecek şekilde va'z ve değişik sesleri yükseltmek caiz değildir. Bid'attır.
Mabed artistleri diyebileceğimiz kimselerin korolar halinde mescidde gürültü yapmaları hoş değil, bid'attır. Dini bir zaruret olmaksızın camilerin ve minarelerin kullanılması mahzurludur. [12]
1704. Ashâbtan es–Sâib İbni Yezîd radıyallahu anh şöyle dedi:
Mesciddeydim, biri bana taş attı. Baktım Ömer İbni'l–Hattâb radıyallahu anh. Yanına varınca bana:
– Git şu iki kişiyi bana getir! dedi. Gidip adamları getirdim. Onlara:
– Nerelisiniz? diye sordu.
– Tâifliyiz, dediler. Bunun üzerine:
– Eğer Medineli olsaydınız, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidinde sesinizi yükselttiğiniz için canınızı yakmıştım, dedi.[13]
* İlk dört hadiste Peygamberimizin tavrını gördük. Burada da Hz. Ömer'in sükûneti bozan kimselere bağırıp seslenerek değil, bir taş atarak ve sessizce çağırtıp Medineli olmadıklarını anlayınca sözle uyarı ile yetiniyor. Değilse ceza vereceğini de bildiriyor. Cami dışında yapılacak işler camiye taşınmamalı. Cami görevlileri ve cemaat, camide nasıl davranılması gerektiğini öğrenmeleri gerekir. [14]
[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 497.
[2] Müslim, Mesâcid 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 21; İbni Mâce, Mesâcid 11.
[3] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 497.
[4] Tirmizî, Büyû' 75. Ayrıca bk. Muvatta', Sefer 92.
[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 497.
[6] Müslim, Mesâcid 80, 81. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mesâcid 11.
[7] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 497.
[8] Ebû Dâvûd, Salât 214, Tirmizî, Büyû' 75. Ayrıca bk. Nesâî, Mesâcid 22; İbni Mâce, Mesâcid 5.
[9] Ebu Davud, Tatavvu, 25.
[10] İbni Mace, Mesacid, 5.
[11] El-Menhel, IV, 89.
[12] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 497-498.
[13] Buhârî, Salât 83.
[14] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 498.
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |