262) Sözü Sağlamlaştırmaya Teşvik

 

Bu bölümdeki iki ayet ve üç hadisten, iyice bilinmeyen bir şeyin peşine düşülmemesi gerektiğini, ağızdan çıkan her sözün mutlaka kayda geçirildiğini, her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeteceğini, yalan olduğunu bildiği bir sözü peygambere nispet ederek söyleyen kimsenin yalancılardan olduğunu, kendisine verilmeyen bir şey ile övünen kimsenin sahte elbise giyerek gösteri yapan kimse gibi olduğunu öğreneceğiz. [1]

 

"Bilmediğin şeyin ardına düşme, çünkü göz, kulak ve kalp hepsi sorumludur, mutlaka sorguya çekilecektir." (İsra: 17/36)

"İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen ve dediklerini kayda geçen bir melek hazır bulunmasın." (Kaf: 50/18)

 

1551. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeter."[2]

 

* Bu hadis, herhangi bir araştırma yapmadan her söyleneni aktarmanın yalan söylemek anlamına geldiğini çok kesin bir şekilde ortaya koymaktadır. Yalan söylemenin yolu duyulanları iyice tahkik etmekten geçer. [3]

 

1552. Semüre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Yalan olduğunu zannettiği bir hadisi benden nakleden kimse yalancılardan biridir. "[4]

 

* Herşeyde olduğu gibi peygamberin sözlerinde de daha fazla araştırıp tatbik etmek gerekir. [5]

 

1553. Esmâ radıyallahu anhâ şöyle dedi: Bir kadın:

– Ey Allah'ın Resûlü! Benim bir kumam var. Kocamın bana vermediği bir şeyi, verdi diye kumama karşı gösteriş yapsam, bunun bana bir günahı olur mu? diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

– "Kendisine verilmemiş bir şey ile doymuş görünen kişi, iki sahte elbise giyerek gösteriş yapan kimse gibidir" buyurdu.[6]

 

* Aile içerisinde kumaların birbirlerine karşı aslı olmayan şeylerle efendileri adına gösterişe kalkışmaları çifte yalancılık hükmündedir. Gerek söz, gerek davranış her durumda müslümana gerçekçi olmak yaraşır. Bu hadis nüfuz, servet, ilim, fazilet, mevki ve şöhret sahtekarları hakkında edebî değeri yüksek bir darbı meseldir. [7]


 

[1] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 450.

[2] Müslim, Mukaddime 5.

[3] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 450.

[4] Müslim, Mukaddime, rakamsız (I, 9); Ayrıca bk. Tirmizî, ilim 9

[5] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 450.

[6] Buhârî, Nikah 106; Müslim, Libâs 127. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 87.

[7] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 450.
Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri