Nurul İzah
Şehidlik
- Ayrıntılar
- Kategori: Nurul İzah
- Gösterim: 5968
ŞEHİDLİK[1][1]
(Hengi sebeple olursa olsun) ölen bir kimse biz Ehl-i Sünnet inancında bulunanlara göre eceliyle Ölmüş kabul edilir.
Şehid ise, bir muharip veya âsiler[2][2] tarafından, yahut yol kesiciler veya evindeyken hırsızlar tarafından ağır birşey (vurulmak suretiy)le öldürülenler, yahut muharebe esnasında bulunup üzerinde (yara vs. gibi) bir ize rastlananlar, yahut haksız yere ve kasden bir Müslüman taranndan kesici birşey ile öldürülenlerdir. Ancak bunların da Müslüman ve ergin olmaları, hayızh, lohusa ve cünüp bulunmamaları, harbin bitiminde (yaralı olarak kaldırılıp bir müddet daha hayatta kalmış olmamaları, yani) mürtes[3][3] olmamaları gerekir.
(1) Şehid, kanıyla ve elbisesiyle defnohmur, yıkanmadan namazı kılınır.
(2) Üzerinde bulunan kürk, gocuk, silah ve zırh gibi kefene elverişli olmayan şeyler çıkarılır.
(3) (Şehide) ilâve birşeyler giydirilebilir ve bir kısım elbisesi çıkarılabilir,
(4) ancak elbisesinin hepsini çıkarmak mekruhtur.
(5) Öldürülenler çocuk, deli, lohusa veya cünüp iseler yıkanırlar,
(6) Yahut mürtes olanlar, (yani aldığı yaralar sonucu ölmeyip) harb bittikten sonra (bir müddet daha) yeyip içen, uyuyan veya tedavi gören, yahut bir namaz vakti kadar bir süre boyun-' ca şuurlu kalan, yahut atların ayaklan altında kalması endişesine) dayalı olmaksızın muharebe sahasından (başka tarafa) naklolu-j nan, yahut bir vasiyette bulunan, yahut alış veriş yapan, yahut (ruhunu teslim etmeden evvel) çokça (denebilecek kadar) konuşan) kimseler (de aynı şekilde yıkanırlar).
(7) Bu sayılan hallere (henüz) muharebe (bitme)den evvel maruz kalanlar mürtes sayılmazlar.
(8) [Zulümle mi, (şer'î ve kânûnî) bir cezaya istinaden mi yoksa kısas yoluyla mı öldürüldüğü bilinmeyen bir ölü yıkanır vt namazı kılınır.][4][4]
[1][1] Şehid kelimesinin bir takım manaları olup bunlardan birisi, şâhidliğine gü-! venilen kimse demektir. Bildiği birşeyi hiç unutmayan kimseye şehid denildiği gibi, Allah yolunda Öldürülenlere de şehid denir. Allah yolunda öldürülenlere şehid denilmesinin sebebi; rahmet meleklerinin ona şâhid, yani onun yanında hazır olacağı, yahut onun maruz kaldığı büyük hâdiseye -ki bu hâdise şehidin kanı ve aldığı yaralardır- şahid olanlar bulunduğu,
yahut ruhu çıkarken cenneti göreceği, yahut bunların, Allah Teâlâ'nın geçmiş ümmetlere haber vereceği
kimselerden bulunduğu içindir. Şer'î yönden ise şehid, müellifin belirttiği gibi, "Kendisini bir savaşçının
öldürdüğü kimsedir.
[2][2] Asî, Müslüman devlet reisine başkaldıranlara denir.
[3][3] Bu kelime ile, muharebe sahasından henüz ruhunu teslim etmeden
kaldırılan ve böylece öldürülenler kategorisine girmeyen, dünya ile ilişkisi bir müddet daha devam eden,
müellifin de belirteceği gibi dünya nimetlerinden biraz daha yararlanan kimseler kasdolunuyor. Bu gibilere
Arapçada, yırtık ve eski manasına gelen "mürtes" denilir. Çünkü bu gibiler, şehidlere göre yırtık birşey
mesabesindedirler. (Nitekim) techîz ve tekfin hususunda diğer ölüler gibi oldukları halde âhirette bunlar Allah'ın
şehidlere vermeyi vaad ettiği ecir ve sevaba nâü olacaklardır.
[4][4] Bu cümle elimizde bulunan metinlerin çoğunda mevcut değildir.