Özel gün’leri kutlamak Anneler günü Anneler
gününün dinimizde yeri var mıdır? CEVAPAvrupa’dan gelen “Anneler günü” âdettir. Yani “Âdette bid'at”tir. Âdette bid'at olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur yoktur. Fakat gayrı müslimlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını kutlamak caiz olmaz. Doğum günü, evlilik yıldönümü gibi günler de böyledir. Günah olmayan böyle âdetleri taklit etmek caiz olur. Ancak faydası olmayan âdetleri almak, Batıyı körü körüne taklit etmek, onlara özenmek uygun sayılmaz. Fenni
buluşları gayrı müslimlerden almak ise, dinimizin
emridir. Çünkü (İlim Çin’de de
olsa alın), (Hikmet, fen
ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i
şerifleri, gayrı müslimlere uymayı değil, ilmi, fenni onlarda bile olsa, arayıp
bulmayı ve onlardan üstün olmaya çalışmayı bildirmektedir. Anneler
günü münasebetiyle, Cennet annelerin
ayakları altında hadisi söylendi. Bu ne demektir? Anneler gününü
kutlamak caiz mi? Bir de buna benzer Din
kılıçların altında hadisi vardır. Bu hadisin açıklaması nasıldır? CEVAP(Cennet, anaların
ayakları altında) demek (Cennete girmek için ana-babanın rızasını almak gerekir)
demektir. (Din, kılıçların altında)
hadis-i şerifinin açıklaması da şöyle: Kılıç,
cihad etmeyi, harb tekniğini gösterir. İslamiyet’i
yaymak, Cennete girmek için kâfirlerdeki silahların hepsini yapmak ve
bunları iyi kullanmak gerekir. Düşmana karşı en yeni silahları hazırlayanlar
ve onlarla dinin emrine uygun şekilde savaşanlar Cenneti kazanırlar.
Cihad şekilleri devirlere göre değişir. Soğuk harb
denilen savaş şekli veya kalemle cihad, bazen silahla cihaddan
daha önemli olabilir. Dünya ve Öküzün BoynuzuPeygamber
efendimiz, (Rabbim, benim rızkımı
kılıcımın ucunda yarattı) buyurdu. Yani (Düşmanlarla cihad eder,
alınan ganimet malından payıma düşenle geçinirim) buyurdu. Orada bulunan
bir köylü, (Benim dünyalığım nerededir?) dedikte, (Dünya,
öküzün boynuzu üzerindedir) buyurdu. Yani (Öküzünle tarlanı sürer,
rızkını kazanırsın) buyurdu. O zaman, sapanın ipini, öküzün boynuzlarına
bağlarlar idi. Boynuzu bu işe de yaradığı için böyle buyurdu. Köylünün
çalışıp tarlasını sürmesini işaret eyledi. Bazı kimseler bunu bilmediği
için (Dünya öküzün boynuzunun üzerindeymiş) diyerek din kitapları ile
alay ediyorlar. Sevr,
öküz demektir. Gökte öküz şeklinde dizilmiş yıldız kümeleri vardır.
Bu hadis-i şerif söylendiği zaman, o burcun, güneşten, yerküresine uzatıldığı
düşünülen bir doğrunun uzantısı üzerinde bulunuyordu. Dünya öküz burcundaydı.
Boğa burcu da diyorlar. Âlimler, bu hadis-i şerifi başka türlü de açıklıyorlar.
Böyle hadis-i şerifler çoktur. Bu bakımdan Kur'an-ı kerim ve hadis-i
şerif tercümelerini okumak, yanlış hüküm çıkarılacağı için çok zararlı
olur. Dinini öğrenmek isteyen, doğru yazılmış ilmihal kitaplarını okumalıdır! Anneler
günü, hıristiyanlardan gelmiştir. Âdette bid'at
olduğu için ve zararlı olmadığı için anneler günü tertip etmekte mahzur
yoktur. Doğum günü, evlilik yıldönümü gibi günler de böyledir. Fakat
gayrı müslimlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını
kutlamak caiz olmaz. Anneleri
senede bir gün yerine her gün hatırlamak, onlara hizmet etmek, ölmüşlerse,
dua etmek, hayır hasenatta bulunmak gerekir. Doğum günü, Babalar günü, Evlilik yıldönümüDoğum
günü tertip etmekte, anneler günü, babalar günü, evlilik yıldönümü kutlayıp
hediye vermekte mahzur var mıdır? CEVAP Doğum
gününe önem vermeyi hıristiyanlar, müslümanlardan öğrenip, almışlardır.
Yaş günü kutlamak ibadet değil âdettir. Bu âdet hıristiyanlardan
gelmiş olsa bile, ibadet olmadığı için müslümanların, doğum günü, evlilik
yıldönümü, anneler, babalar günü gibi günler tertip etmesinde mahzur
yoktur. Anneler
babalar günü de âdettir. Yani “Âdette bid'at”tir. Âdette bid'at olduğu
ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler
günü, babalar günü yaş günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur
yoktur. Fakat gayrı müslimlerin ibadet olarak
yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını kutlamak caiz olmaz. Doğum günü,
evlilik yıldönümü gibi günler de böyledir. Günah olmayan böyle âdetleri
taklit etmek caiz olur. Bid'at, sonradan çıkarılan
şey demektir. Sonradan çıkan şeyler ya âdette veya ibadette olur. Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya
menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa
veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at,
uçağa binmek, ceket giymek, çay ve kahve içmek, analar, babalar günü
tertip etmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir.
İbni Abidin hazretleri, (Yemek, içmek ve giyinmek gibi âdetlerde, değişik şekillerden çirkin, zararlı olanlarını kâfirlere benzemek niyetiyle yapmak tahrimen mekruhtur. Zararlı olmayanları, onlara benzemeye özenmeden yapmak, kullanmak mekruh olmaz. Resulullah efendimiz papaz ayakkabısı giymiştir) buyurdu. (Redd-ül Muhtar) Peygamber
efendimiz kolları dar Rum cübbesi de giymiştir.
(Tirmizi, Mevahib) Resulullah
efendimizin ibadet olarak yaptığı, ezan okumak, cemaatle namaz kılmak
gibi dinimizin şiarı olan sünnetlere Sünnet-i
hüda denir. İbadet
olarak değil, âdet olarak yaptığı şeylere ise, Sünnet-i zaide denir. Bina yapmakta, yiyip içmekte, elbisede, yaptığı
ve kullandığı şeyler böyledir. Bunları yapmamak ve âdette bid'at olan,
yani sonradan ortaya çıkan yenilikleri yapmak günah olmaz. (Hadika)
İbadette bid'at,
Peygamber efendimiz ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinde, sonradan
meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere
ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Hadis-i
şerifte, (Her bid'at sapıklıktır ve her sapık da Cehennemdedir)
buyuruldu. (İbni Asakir) İbadete
bid'at karıştırmak, Allahü teâlânın bildirdiği dinde noksanlık bulmak,
koyduğu hükümleri beğenmemek, dini değiştirmek olur. İslam
âlimleri, bid'ati, Bid'at-i hasene
ve Bid'at-i seyyie diye ikiye
ayırmışlar, mektep, kitap gibi sonradan yapılan şeylere Bid'at-i hasene
demişlerdir. Hadika’da, (Böyle bir bid'at,
bir ibadetin yapılmasına yardımcı olduğu için, dinimiz izin verir) buyuruldu.
İmam-ı Rabbani hazretleri ise, dinin izin verdiği böyle faydalı şeylere,
bid'at kelimesini bulaştırmamak ve bunlara Sünnet-i
hasene [iyi iş] demek gerektiğini bildirir. Sünnet, burada yol,
iş demektir. Yolun, işin iyisi de, kötüsü de olur. Hadis-i şerifte,
Sünnet-i hasene [iyi çığır] açanlar övülmekte,
Sünnet-i seyyie [kötü çığır]
açanlar ise kötülenmektedir. (Müslim)
Kâfirlerin
ibadet olarak yaptıkları şeyleri müslümanların yapması caiz olmaz. Mesela
papazlar, ibadet için zünnar kuşanır, haç takar. Müslümanların, böyle
yapması küfür olur. Fakat yaş günü, anneler günü tertip etmek günah
olmaz. Yaş gününde mum yakmak lüzumsuz ve israftır. Yemek vermek, pasta
yemek v.s. gibi işlerde mahzur yoktur. (Yaş
günü, anneler, babalar günü Batıdan gelen sapıklıktır) diyorlar. Hem
de bunu din adına söylüyorlar. Batıdan gelen her şeye günah denir mi?
CEVAPDinimiz
sadece kâfirlerin ibadet ve haram olan âdetlerini yapmayı yasaklar.
Mubah olan âdetlere izin verir. Peygamber efendimizin papaz ayakkabısı
ve rum cübbesi giydiği muteber eserlerde
bildirilmektedir. Doğum gününe önem vermeyi Hıristiyanlar, Müslümanlardan
öğrenip, almışlardır. Mevlid, doğum zamanı demektir. Peygamber efendimizin
doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır. Mevlid gecesinde, Peygamber
efendimizin doğduğu için sevinenlerin günahları affedilir. Bu gece,
Peygamber aleyhisselamın doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri
okumak, dinlemek çok sevaptır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da
bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı. Yaş
günü kutlamak ibadet değil âdettir. Bu âdet Hıristiyanlardan gelmiş
olsa bile, ibadet olmadığı için bir Müslümanın, doğum günü, evlilik
yıldönümü, anneler babalar günü gibi günler tertip etmesinde, yılbaşlarında
tebrik kartı yazmasında mahzur yoktur. Günah olmayan böyle âdetleri
taklit etmek caiz olur. Ancak yaş gününde mum dikmek gibi faydası olmayan
âdetleri yapmak uygun olmaz. Peygamber
efendimiz, uzun entari giymiş, şalvar ve pantolon giymemiştir. Şalvar
giymek âdette bid’attir. Âdette bid’at olan şeyi yapmak günah değildir.
Uçağa binmek de âdette bid’attir, günah değildir. Bunun için âdet olan
yerlerde, kâfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların çarşaf ve erkeklerin
pantolon giymeleri günah olmaz. Peygamber efendimiz, bazen Rum, bazen
Arap elbisesi giyerdi. Tirmizi’nin bildirdiği
hadis-i şerifte, kolları dar, Rum cübbesi
giyerdi. (Mevâhib-i ledünniyye) Hakim’in rivayet ettiği
(Bir kavme benzeyen onlardandır)
hadis-i şerifindeki benzemek, ibadetlerde benzemektir. Kılık kıyafetle
ilgili şeyler âdettir. Çirkin olmayan âdetlerde kâfirlere benzemek günah
olmaz. İbadette kâfirlere benzemek bazı yerlerde mekruh, bazı yerlerde
haram, bazı yerlerde küfür olur. Mesela haç takan kâfir olur. Fakat
kâfir gömleği giymek, saç uzatmak günah olmaz. Çünkü bunlar âdettir. Doğum gününde
pasta yapmak, mum dikmek de caiz mi? Doğum gününde ne yapılması uygun
olur? CEVAP Pasta yapılır,
meşrubat, çay içilir, yemek yenebilir. Mum dikmek uygun değildir, yapmamak
lazımdır. En iyisi faydalı kitap okumaktır. Yaş
günü, evlilik yıl dönümü tebrik etmek ve hediyeleşmek caiz mi? CEVAP Bunlar
âdettir. Zararlı şey değildir. Muhabbeti artırır. Bunlar yapılırken
şeriattan dışarı çıkmamaya dikkat etmek lazımdır. Miladiye
göre doğum günümüzü kutlamak caiz mi? CEVAPÂdettir,
caizdir. Bazen
çocuklara doğum günü için hediye falan alıyorlar. Böyle kutlamalarda
hicri seneye göre hareket etmek daha uygun değil mi? CEVAP Bu âdettir miladiye
göre de olur. Peygamber efendimizin doğumu hicriye göre yapılıyor. Hicriye
göre yapılması da iyidir. Yani ikisi de olur. Ama hicriye göre yapmak
daha iyi olur. [İslamiyet’te,
güneş yılının ayları içinde sayılı bir mübarek gün yoktur. Doğum günü
ve mübarek geceler, hicri yıl ile kutlanır. Bütün ibadetlerde ve dini
faaliyetlerde kameri aylar esas alınır. Hac, oruç, kurban ve bayram
günleri kameri aylara göre tespit edilir. Haccı Allah’ın bildirdiği
Zilhicce ayında yapmayıp da, miladi bir ayda, mesela Ocakta yapmak,
orucu, Ramazanda değil de, Şubatta tutmak, dini kökten değiştirmek olur. Kadir
gecesi, Arefe gecesi, Fıtır bayramı gecesi, Kurban bayramı geceleri,
Berat gecesi, Mevlid gecesi, Mirac gecesi, Regaib gecesi, Muharrem gecesi,
Aşure gecesi de kameri aylara göre tespit edilir. Allahü teâlâ, kullarına
çok acıdığı için, bu gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve
tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Bu geceleri de başka günlere
almak dini değiştirmek olur. Allahü teâlâ, (Bu
gecelerde yapılan dua ve tövbeleri kabul ederim) buyuruyor. Şimdi
biri çıkıp, (Ya Rabbi, sen Mevlid gecesini Rebiulevvel
ayının onikinci gecesi yapmış idin, biz onu Nisan ayına aldık. Biz
sana uymuyoruz, sen bize uy) dese, ne kadar çirkin olur.] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |