Çeşitli sual cevaplar
Bazılarının sünnet
diye işlediği işlere, diğerleri bid’at diyor. Kiminin bid’at diyerek
sakındığı şeylere bazıları da sünnet diyor. Bid’at nedir?
CEVAP
Bid’at konusu, müslümanlığı yaşayanları yakından ilgilendiren bir konudur.
Dediğiniz gibi bir kısım müslümanların sünnet diye işlediği işlere,
bazı müslümanlar bid’at diyor. Kiminin bid’at diyerek sakındığı şeylere
bazıları da sünnet diyor. Adam sünnet diye iki karış sakalını uzatıyor.
Kimi de sünnet diye yüzünde yarım parmak kadar kıl bırakıyor. Bunların
hangisi sünnet veya bid’at?
Bid’ati sünnet diye
işlemek haramdır. Müezzinin farza başlarken okuduğu üç ihlas sünnet
mi bid’at mi? Müezzinin tesbihlere komut etmesi
nedir? Namazlardan sonra Âyet-el kürsi yerine
salâten tüncina
okumak bid'at midir? TVdeki imama uyup namaz
kılmak, teybe ezan okuyup bunu her vakitte ezan olarak dinlemek ve ilahileri,
mevlidleri herhangi bir çalgı aleti ile çalmak
bid'at midir? Anneler babalar
günü tertip etmek yaş günü tertip etmek bid’at midir? Evliya kabirlerine
gidip onlardan yardım istemek bid’at midir?
Ölünün yedinci, kırkıncı, elliikinci
gecelerini yapmak bid’at midir? Ağaçlara bez bağlamak, nazar boncuğu
takmak bid’at midir?
Sünnet olduğu halde
bid’at olarak bilinen veya bid’at olduğu halde sünnet gibi işlenen çok
şeyler vardır. Hepsini saymaya lüzum yoktur. Genel kaide bilinirse,
hepsinin cevabını kendimiz verebiliriz.
Bid'at, sonradan çıkarılan
şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.
Âdette bid'at, sevap beklenilmeden,
dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa
veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at,
ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek
gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber efendimiz,
papaz ayakkabısı ve kolları dar
Rum cübbesi de giymiştir. Fen
bilgileri ve fen aletleri, fen işleri dinde bid'at değildir. Bunları faydalı yerlerde kullanmak günah değildir.
Fenni buluşlara sahip çıkmak, dinimizin emridir. Çünkü (İlim Çin’de de olsa alın! Fen ve sanat,
müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri,
kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emretmektedir.
İbadette bid'at, Peygamber
efendimizin ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan
meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere
ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Hadis-i
şerifte, (Her bid'at sapıklıktır ve sapıklık yapan
da Cehennemdedir) buyuruldu. İbadete bid'at karıştırmak, Allahü
teâlânın bildirdiği dinde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri beğenmemek,
dini değiştirmek olur. Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri müslümanların
yapması caiz olmaz. Mesela papazlar, ibadet için zünnar
kuşanır, haç takar. Müslümanların, böyle yapması küfür olur.
Bizden olmayanlar
Peygamber efendimizin,
(İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden
değildir) sözünü düşünerek,
ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır!
Dini kuran biz değiliz ki, değiştirme yetkisi bizde olsun! İtikad ve
ameldeki bid’atten de çok sakınmalı. Hayhuy edenleri veya (Kur’anla amel etmiyorsunuz, ben de bu Kur’anı yere atıyorum)
diyerek Mushaf-ı şerifi halkın üzerine atan, sonra para toplamak için
ağlayan kimseleri görüp de, bu bid’at sahiplerini iyi müslüman sanmamalıdır.
Çünkü Peygamber efendimiz, (Bid’at
işleyene şeytan çok ibadet yaptırır. Onu çok ağlatır) buyurmaktadır.
Şimdi bir şeyin
bid’at olup olmadığını bilmek için genel bir kaide verelim:
Sünnet olmayan bir
şeyi sünnet diye işlemek bid’attir. Mesela aşure günü sünnet sanarak
aşure pişirmek bid’attir. Sünnet olmadığını bilerek, o gün bir tatlı
yapmak niyetiyle aşure pişirmek bid’at olmaz, sevap olur. Sakalın sünnet
ölçüsü dudaktan itibaren bir tutamdır. Sünnet diye bunu kısa yapmak
bid’at olur. Çünkü sünneti değiştirmek haramdır. Bu kaide öğrenilince,
öteki bid’atleri de bilmek çok kolay olur.
Mesela ezanın hoparlörle okunmasının sünnet olmadığını bilmeyen yoktur.
Bir yazar "Türkçe hutbe okumak bid'attir. Ancak
güzel, edebi bir türkçe ile okunursa bid'at-ı
hasene olur. Böyle bir hutbeyi Çince bile olsa dinlerim" diyor.
Bir başka yazar da, "Cırtlak sesli müezzinlerin vakitli vakitsiz
hoparlör ile ezan okumaları bid'attir. Güzel okuyan, bir müezzinin sesi,
kasete alınır, bu kaset bütün camilere bağlanırsa, bid'at-ı hasene olur"
diyor. Bid'at-ı hasene nedir?
CEVAP
Resulullah ve Onun
dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir
sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek
yasak edilen bid'at olur.
Yiyip içmek, giyinmek
gibi zamanla değişen âdetler, bir ibadeti bozmadıkça veya dinin yasak
ettiği bir şeyi işletmedikçe yasak edilen bid'at olmaz. Mesela kaşık
çatal kullanmak günah değildir.
İbadetlere bid'at karıştırmak
büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid'at ehlinin namazı, orucu, haccı, cihadı, farz ve
nafilesi kabul olmaz, yağdan kılın kolayca çıktığı gibi dinden çıkması
kolay olur.) [İbni Mace]
İslam âlimleri, bid'ati,
(Bid'at-ı hasene ve bid'at-i seyyie diye ikiye ayırmışlar, mektep, kitap
gibi sonradan yapılan şeylere (bid'at-ı hasene) demişlerdir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Mekteb, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere bid'at
dememeli, Sünnet-i hasene, yani iyi iş demelidir. Bid'atler, nurlu,
parlak, faydalı görünseler de, hepsinden kaçınmak gerekir. Hiçbir bid'atte fayda yoktur. Bugün kalbler
karardığından, bazı bid'atler güzel görünse de, Kıyamette hepsinin zararlı
olduğu anlaşılacaktır. (Her bid'at
sapıklıktır) hadis-i şeriftir. [Kur'an-ı kerimde, (Bazı şeyleri faydalı sanıp seversiniz, halbuki o şeyler sizin için zararlıdır)
buyuruldu. (Bekara 216)]
İbni Abidin hazretleri, (Hutbeyi, arabiden
başka dil ile okumak, başka dil ile iftitah
tekbiri almak gibi tahrimen mekruhtur) buyurdu. Hindistan âlimlerinden
Muhammed Viltori hazretleri de (Hutbelerin bir kısmını bile arabiden başka dil ile okumak bid'attir) buyurdu. [El-edille]
Eshab-ı kiram ve Tabiin-i
izam, bid'at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep arabi okudu. Halbuki, dinleyenler arabi
bilmiyordu. Bunun için, Osmanlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabul
olmayacağını bildikleri için, Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma
vaazları koydular. Bu vaazlar, namazdan önce veya sonra, hutbenin manâsını
anlatırdı. Hutbe böylece öğrenilirdi.
Namaz kılan imamın
filmi çekilse, imam yerine bu görüntüye uyulsa, caiz olmaz. Bunun gibi,
ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, videodan ezan okutturmak
da caiz olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil,
görüntüsüdür. TVdeki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir.
İki ayrı şey, birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile
ikiz kardeşi Veli, birbirine çok benzese de, ayrıdır. Bir insanın resmi,
kendisinin tam benzeridir, aynısı değildir. Resmin gözü yırtılsa, sahibinin
gözüne zarar gelmez. Bir kişi aynaya baksa, aynadaki görüntü, bakan
kişinin resmidir. Bu resim bakanın kendisi değil, benzeridir. Ayna kırılsa,
bakana bir şey olmaz.
Bid’atlerin hepsi haram
mıdır?
CEVAP
Mekruh olanı var ve
küfür olanı da vardır.
Müsafeha ettikten sonra
eli yüze sürmek bid'at mi?
CEVAP
Evet.
Kur'an okumasını bilmiyorum.
Bir hocaya Yasin okutup teybe aldım. Bu teybi babamın kabrine götürüp
açıyorum. Teypten okunan Yasini babama dinletmekle, kendim okumam arasında
fark var mı?
CEVAP
Çok fark vardır. Teypten
okunan Kur'an-ı kerimin, Yasin-i şerifin ölüye faydası olmaz. (M.Erbea)
Ölüm haberini duyurmak
için, cuma günleri camilerde sela veriliyor,
bu bid’at mi?
CEVAP
Evet, bid'attir.
Yasin okunup düğümlense,
kırk olunca kabre konsa, caiz mi?
CEVAP
Bid’attir.
Yağmur duasında okunan
70 bin taşı gömmek bid'at mi?
CEVAP
Evet.
Salevat-ı şerife getirirken, eli göğse koymak bid'at mi?
CEVAP
Evet.
Herhangi bir yılı (Hz.
Muhammed yılı) kabul etmek bid’at olur mu?
CEVAP
Evet.
Bir yazarın, hatalarla
dolu makalesi ektedir. Gerekli cevabı verir misiniz?
CEVAP
Yazar, (Camide her namazdan sonra müsafeha etmek sünnettir. Çünkü Peygamber
efendimiz camide de müsafeha etmiştir) diyor. Sonra müsafeha etmenin
faziletine dair hadis-i şerifleri bildiriyor. Evet müsafeha etmek çok
sevaptır. Ancak, İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
(Camide her namazdan
sonra birbiri ile müsafeha etmek bid'attir. Şiilerin âdetidir.) [R. Muhtar]
Muteber eserlerde,
âdet etmeden namazlardan sonra camide ara sıra müsafeha etmenin caiz
olduğu bildiriliyor. Yazar (Karşılaşan iki arkadaşın birbirinin elini
öpmesi sünnet) diyor. Halbuki haram olduğu R. Muhtarda yazılıdır.
Yazar, (Peygamberimiz kadınlara el öptürürdü. Onlarla müsafeha ederdi.
Çünkü müsafeha etmek sünnettir. Eğer peygamberimiz kadınlara el öptürmemişse,
şimdi olsaydı mutlaka el öptürürdü. Çünkü âlimlerin elini öpmek caizdir)
diyor.
Evet âlimin, ana-babanın
eli öpülür. Fakat namahrem kadın, bir âlimin elini öpemez.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Peygamber efendimiz
erkeklerle müsafeha ederek sözleştikten sonra, kadınlarla da sözleşme
yaptı. Kadınların biati yalnız söz ile oldu. Mübarek eli kadınların
eline dokunmadı.) [c.3, m.41]
Tibyan’da Mümtehine suresinin 12. âyetinin
açıklamasında deniyor ki:
Peygamber efendimiz,
kendisi ile biat edilirken hiç bir yabancı [namahrem] kadınla müsafeha
yapmamıştır. Hz.Âişe dedi ki: (Peygamber efendimizin kadınlarla biati akdi
(sözleşmesi) söz ile idi. Onun eli, hiçbir yabancı kadının eline değmemiştir.) [Müslim]
Yazar, (Doktor, kadına
dokunuyor, günah olmuyor da, benim elimi öpünce niçin günah olsun?)
diyor. Doktor, zaruret olunca, ihtiyaç miktarı kadına dokunması caizdir.
İhtiyaçtan fazla yerini açması haramdır. El öpmekte bir zaruret yok
ki doktorla mukayese edilsin. Yazar, (Âlim evlat, cahil babasına imam
olamaz) diyor. Bunu kölenin imamlığına benzetmiş. Kölenin imamlığı mekruhtur.
Sebebi, köle hizmetle meşgul olduğu için ilim tahsiline vakit bulamaz.
Eğer âlim olursa imamlığı mekruh olmaz. A’manın
[körün] imamlığı da mekruhtur. Bunun sebebi de, elbisesini temizleyememesidir.
Fakat temiz olan a’manın
da imam olması mekruh değildir. Çünkü Peygamber efendimiz, a'ma
olan İbni Mektum hazretlerini defalarca kendi yerine imamlığa seçmişti.
(Nimet-i İslam)
|