Bid’at olmayanlar Bid’at
ehli, aşağıdakileri de hurafe saymışsa da yanlış söyledikleri çeşitli
kitaplarda yazılıdır: Kur'an
ve hadiste olmayıp da, icma veya kıyası fukaha
ile meydana gelen hükümler bid’at değildir. İki
bayram arasında nikah yapmak caizdir. Peygamber efendimiz, Cuma gününe
rastlayan bir bayram günü, namazdan sonra, nikah yapması istenince,
(İki bayram arası nikah olmaz) buyurdu.
Yani vakit dar, bayramlaştıktan sonra tekrar cuma namazı için mescide
geleceğiz demek istemiştir. Nazar
için kurşun dökmek, nazar boncuğu takmak, tarlaya at kafası takmak bid’at
değildir. Bunlara bakılınca, gözlerdeki şua ilk defa oraya gider ve
nazar önlenir. (Hindiye) Ölü
işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. Devir ve iskat
bid’at değildir. Definden sonra, mezarlıkta, cenaze sahiplerine taziyede
bulunmak bid'at değildir. Peygamber
efendimizin âdet olarak yaptığı şeyleri yapmamak [mesela entari giymemek]
yahut da yapmadığı şeyleri yapmak, [mesela çatal kaşık kullanmak] bid'at
değildir. Ölmüş
evliyaya adak yapmak, yani mübarek bir zatı vesile edip, Allahü teâlâya
yalvarmak caizdir. Mesela (Hastam
iyi olursa, sevabı Seyyidet Nefise hazretlerine
olmak üzere, Allah için, adak olarak bir koyun keseceğim) demek.
Burada, Allahü teâlâ için kesilen adağın sevabı Seyyidet Nefise
hazretlerine bağışlanıyor, onun şefaati ile, Allahü teâlâ, hastaya şifa
veriyor kazayı, belâyı gideriyor. Koyunu mezar başında kesmek haramdır.
Puta tapanların, put yanında kesmelerine benzememeli. Türbenin avlusu
genişse, bir kenarda kesilebilir. İşleri, Allahü teâlânın
yaptığına inanarak, türbelerdeki evliyadan yardım istemek, onların hürmetine
dua etmek de bid’at değildir. Hz. Mevlana, (Ben ölünce, beni düşünün, imdadınıza yetişirim) buyurdu. Deylemi’nin bildirdiği
(Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler
yanardı) hadis-i şerifi de, Allahü teâlânın izni ile, ölülerin dirilere
yardım ettiğini göstermektedir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |