Melamiler ve Kalenderler

 

Allahü teâlâyı irade edenler, isteyenler iki türlüdür:

Biri, nefslerini temizleyip nihayetten birkaç şeye kavuşmuşlardır.

İkincisi, (Melami)lerdir. Bunlar, sıdk ve ihlas kazanmaya çalışır. İbadetlerini, hayratı gizler, sünnetleri, nafile ibadetleri de çok yaparlar. Bu ibadetlerin görünmesinden korkarlar. Bunlar çok kıymetli ise de, mahluk ile meşgul olduklarından, tevhid makamına varamıyorlar.

 

Melamilerin doğru taklitcileri, ibadetlerinin görünmesine ehemmiyet vermezler. Âdetlere uyarlar. Herkese tatlı söyleyerek, gülerek kalb kazanmaya uğraşırlar. Nafile ibadetleri yapmazlar. Farzlara dikkat ederler. Dünyaya düşkün değildirler. Bunlara, (Kalender) denir. Bunlar, riya, gösteriş yapmadıkları için, Melamilere benzer. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, 79. mektubunda buyuruyor ki, (Kalender, batınını temizlemek, nefsini yok etmek için çalışır. Çok ibadet yapmaz. Sofi ise, bunun ikisine de çalışır. Mahlukları görmez. Kalenderden daha üstündür.)

 

Zamanımızda, Kalender ismini taşıyan birçok kimse, bu saydığımız şeyleri yapmıyor. Bunlara Kalender yerine (Haşevi) dense yerinde olur. [Haşevi, Allahü teâlâyı mahluklara benzeten, madde, cisim diyen kâfirlere verilen isimdir. Yetmişiki bid’at fırkasından biri olan (Müşebbihe) ve (Mücessime) denilen fırkadakilerin çoğu Haşevi olmuşlardır.]

 

Melamilerin yalancı taklitcileri, zındıklardan bir kısımdır ki, her türlü günah işler. Kalblerimiz temizdir, her işi Allah rızası için yapıyoruz derler. Riyadan, gösterişten kurtulup, halis Allah adamı olmak için günah işliyoruz derler. Allahü teâlânın ibadete ihtiyacı yoktur. Kulların günah işlemesi, Ona zarar, ziyan vermez. Asıl günah, mahlukları incitmek, can yakmaktır. İbadet de, insanlara iyilik, ihsan etmektir derler. Bunlar, dinsiz, zındıklardır. Bugün, Melamilerin bir şeyhleri vardır. Onun yanında bir iki dakika oturanın kalbi Allah dermiş. Gönülde içilen şarap ile hemen sarhoş gibi olurmuş. Kendini (rabbi) ahengine uygulayarak, gerçek insan olurmuş. Şah damarından daha yakın olan Allah’ın varlığını duyup, Onunla bir arada yaşarmış. Kendi özünden üstün bir etki ve yetki tanımazmış. Kendinde görüp duyduklarına inanılıp, başka bir şeye inanılmazmış. Özünden ve kendi tekliğinden başka varlık yokmuş. Bu sözler, Allahü teâlâyı inkâr etmek olup, küfürdür, zındıklıktır. 

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri