Dinde elbette zorlama yoktur

 

(Yalnız Kur’an) diyerek Resulullahı dışlamaya çalışan zındıklarla, Mısırlı Reşat Halife’nin kurduğu “ondokuzculuk” dininde olanlar, Buhari’de, (Dininden dönüp mürted [kâfir] olanı öldürün) mealindeki sahih hadis-i şerif için, “Bu hadis Kur’ana aykırıdır. Çünkü Kur’anda dinde zorlama yoktur âyeti ile çelişmekte” diyerek Resulullahı suçlamaya kalkıyorlar. Önce şunu söyleyelim ki, bunlar, kesinlikle Kur’ana inanmıyorlar. İnansalar, Kur’an-ı kerimde Allah’ın, (Onu âlemlere rahmet olarak gönderdim, Beni seven ona tabi olur. Ona itaat bana itaattir. Onun getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden sakının. O kendiliğinden konuşmaz) diye övdüğü peygamberinde hiç suç ararlar mı?

 

Bunlar, Buhari’deki bir hadise uydurma diyoruz da diyemezler. Hadis, her bakımdan sahihtir. Çamur at izi kalır diyorlarsa, iyi bilinmeli ki, sadece Buhari’de değil, hiçbir hadis kitabında veya hiçbir Ehli sünnet âlimin kitabında uydurma hadis olmaz. Böyle suçlamalar, din düşmanlarının, dini bize ulaştıran eshab-ı kirama ve Resulullaha itimadı sarsmak ve dolayısıyla müslümanları dinden uzaklaştırmak için uyguladıkları hain bir planın maddelerinden biridir.

 

İslam devleti Hıristiyan ve Yahudilerin ibadetlerine karışmaz. Hiçbir baskı yapılmaz. Bu kaideler, Müslümanların ahlâkını ve milli birliğini bozulmaktan muhafaza eder. (Dinde zorlama yoktur) âyeti, başka dinde bulunan bir kimsenin zor ile Müslüman yapılamayacağını ifade etmektedir. (Allah yolunda göç edinceye kadar hiçbir kâfiri dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün) mealindeki Nisa suresinin 89. âyeti ise, İslamiyet’i kabul ettikten sonra, ondan yüz çevirip mürted olanların öldürülmesi gerektiğini bildirmektedir. Bir gayri müslim, zorla Müslüman yapılmaz. Müslümanlar hiçbir zaman, Hıristiyanların yaptıklarını yapmazlar. Yani maddi ve manevi kazançlar bahşederek veya müdür, profesör, dekan gibi unvanlar vererek bir insanı Müslüman yapmaya teşebbüs etmezler. İslamiyet tebliğ edilirken de, hiçbir zorlama ve tehdit yapılmamıştır.

 

Düşmanlarla yapılan savaşı ise şahıslar değil, İslam devleti yapar. Bunu da her gayri müslimle değil, insanlara zulmeden zalim krallarla yapar. Müslüman olmaya kimse zorlanmaz. Çünkü Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Dinde zorlama yoktur.) [Bekara 256]

 

Fert olarak hiç kimse asla öldürülmez. Ama ortada bir devlet varsa, devlet başkanının izni ve emri ile zalim krallara savaş açılabilir. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Eğer sizden uzak durmaz, barış teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. İşte onlar için size apaçık yetki verdik.) [Nisa 91]

 

(Fitne tamamen yok oluncaya kadar onlarla savaşın.) [Bekara 193, Enfal 39]

(Onları [kâfirleri] bulduğunuz yerde öldürün.) [Bekara 191)

 

(Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı doğru kılar, zekatı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın.) [Tevbe 5]

 

(Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kabul etmeyen kitap ehli, küçülüp cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29]

 

(Yakınınızda bulunan inkârcılarla savaşın; sizi kendilerine karşı sert bulsunlar.) [Tevbe 123]

(İnandıktan sonra inkâr edip, inkârda aşırı gidenin tövbesi kabul edilmez.) [A. İmran 90]