Yalnız Kur’an
diyen yalancılar
Mezhepsizler, dindeki dört delilin ikisini kabul etmeyip Kitap ve Sünnet’ten başka delil yok diyorlar. Mezhepsizleri de geride bırakan türediler, Kitap ve Sünnet tabirine bile saldırıp, “Kur’andan başka bir sünnet adı altında din çıkarmak İslamı yıkmaktır, Peygamber Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacıdır” diyerek Sünneti Kur’andan farklı bir şey gibi göstermeye çalışıyorlar.
Yalnız Kur’an diyenler, kesinlikle Kur’an-ı kerime inanmıyorlar. İslamiyet’i yıkmak için inanmış gibi görünüyorlar. Bunların başında İgnaz Goldziher, Shacht gibi Oryantalist denilen gayri müslimler gelir. Hıristiyanların çıkardığı bu akıma kapılıp biz de resulüz diyenlerden Hintli Mirza Gulam Ahmet ile Mısırlı Reşat Halife ve daha başka zındıklar vardır. Reşat Halifenin kurduğu on dokuzcular bâtıl dinini savunanlar da yalnız Kur’an diyor, Sünneti inkâr ediyorlar.
Dindeki dört
delilden üçü inkâr edilince, herkes kendi anladığını doğru kabul edecek
ve böylece insan sayısı kadar din meydana gelecek, bir kaos yaşanacak
ve nihayet din yıkılacaktır. Fakat bu dini yıkmaya muvaffak olamayacakları
Kur’an-ı kerimde bildirilmektedir: (Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu [Kur’an, Sünnet, icma ve kıyastan meydana
gelen Allah’ın dinini] söndürmeye
yelteniyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu [dinini]
tamamlayacaktır.) [Saf 8]
Yalnız Kur’an
diyenler, Kur’andaki İslam diyenler, utanmadan yalan söylüyorlar. Sözlerinde
zerre kadar samimiyet yoktur. Kur’ana inanmalarında samimi olsalardı,
âyetlere inanırlardı. Allah yalnız Kur’an mı diyor? Allahü teâlâ, (Resulüme
uyun, onun bildirdiği her şeyi kabul edin, haram ettiklerinden sakının,
Resule uyan bana uymuş olur. Ona isyan eden bana isyan etmiş olur. Onun
sözleri vahye dayanır. Onun sözünü benim sözüme aykırı görenler ve Allah’ın
yolu ile Peygamberin yolunu birbirinden ayırmak isteyenler kâfirdir)
buyurmuyor mu? İşte âyet-i kerime mealleri: (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7] (O,
[Resulüm] vahyden başkasını söylemez.)
[Necm 3,4]
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54] (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36] (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme
gider.) [Nisa 13,14]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!)
[Nisa 59] (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(Biz her peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64] (Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları
vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte
kurtuluşa erenler onlardır.)
[Nur 51]
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azâbı
çok şiddetlidir.) [Enfâl 13] (Allah’a ve Resulüne itaat edin! [uymayıp] yüz çeviren
[kâfirdir] Allah da kâfirleri
sevmez.) [A. İmran 32] (Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi
arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]
Kur’anda, (yalnız
Kur’ana uyun) denmiyor, (Allah’a ve resulüne uyun) deniyor. Resulünü
devreden çıkaran, Kur’anın açıklaması olan hadisleri delil saymayan,
Kur’anın ifadesi ile kâfir olur.
Kur’an
ve Sünneti inkâr
Allahü teâlâ,
Resulüne Kur’anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat
ve Kelime-i şehâdette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor: (Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.)
[Nahl 44] (İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme
de hidayet ve rahmet olsun diye bu Kitabı sana indirdik.)
[Nahl 64]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan
[Kur’andan] ve Resulünden
[Sünnetten] anlayın!) [Nisa
59] (Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin
hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.)
[Nisa 65]
(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın
ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.)
[Ahzab 36]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!)
[Araf 158] (Allah’a ve Resulüne itaat edin!)
[Enfal 20]
(Resulullahta sizin için
[uyulması gereken] güzel örnekler
vardır.) [Ahzab 21] (Allah’a ve Resulüne inanmayan
[kâfir olur] kâfirler için de
çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Allah, dilediğine hikmeti verir. Hikmet verilene de, çok hayır
verilmiştir.) [Bekara 269] (Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir
Resul gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafii,
(Bu âyetteki hikmet, Sünnettir. Önce Kur’an, peşinden hikmet bildirilmiştir)
buyurdu. (Risale s.78) Kur’an ile birlikte bir de hikmet [Sünnet] getirildiği,
bu âyet ile de bildirildi.
Yukarıdaki yazıda,
yalnız Kur’an diyenlerin, Kur’ana inanmadıklarını, Kur’an ve Sünneti
kabul etmedikleri için kâfir olduklarını âyetlerle bildirmiştik. Bu
konudaki hadis-i şerifler de şöyledir: (Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti
de getirmiştir.) [Darimi] (Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.)
[İ. Ahmed]
(Yalnız Kur’andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar.
İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.)
[Tirmizi, Darimi] (Bana uyan Cennete girer, bana isyan eden ise giremez.)
[Buhari]
(Bir zaman gelir “Kur’andan başka şey tanımam” diyenler çıkar) [E. Davud] (Kur’ana ve sünnete uyan hiç sapıtmaz.)
[Hakim]
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.)
[Müslim] (Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince,
“Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” der.)
[Ebu Ya’la]
(Sünnetimi öldürüp dini bozmaya çalışanlara lanet olsun)
[Deylemi] (Ümmetim bozulunca, sünnetimi ayakta tutana şehid sevabı verilir.) [Hakim] (İhtilaflar çıkınca, sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine
sımsıkı sarılın!) [Tirmizi]
(Bize yalnız
Kur’andan söyle) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey ahmak!
Mesela Kur’anda, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi.
Hz. Ömer, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur’anda bulamadık
diyenlere, (Allahü teâlâ, bize, Resulullahı gönderdi. Kur’anda bulamadığımızı,
ondan gördüğümüz gibi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları iki kılardı)
buyurdu. (Mizan-ül-kübra)
Resulullah
Kur’anı açıkladı
Kur’an-ı kerimde,
(Resulüm, sana indirdiğimiz Kur’anı
insanlara açıkla) buyuruluyor. (Nahl 44) İmam-ı Şarani
hazretleri de buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu,
rüku ve secdede okunacak tesbihler, vakit namazları ile bayram ve cenaze
namazlarının nasıl kılınacağı, namazı bozan şeyler, zekat nisabı, zekatın
hangi maldan verileceği orucun ve haccın farzları, oruç kefareti, hukuk
bilgileri, kedi köpek etinin yenilip yenilmeyeceği gibi birçok husus
açıkça bildirilmemiştir. Yani hiçbir âlim, bunları Kur’an-ı kerimden
bulup çıkaramazdı. Bunları peygamber efendimiz açıklamıştır. (Mizan-ül kübra)
Yalnız Kur’an
diyen müsteşriklere [oryantalistlere] soruyoruz. Kur’an-ı kerimde (Meyte ve kan size haram kılındı) buyuruluyor.
(Maide 3) Meyte, boğazlanmadan ölen veya öldürülen yani leş olan hayvandır.
Bir müsteşrik, bu âyete bakarak balık yemenin haram olduğunu söyler.
Ona göre sadece delil Kur’andır. Halbuki Allahü teâlâ (Bir işte anlaşamazsanız, bu işin hükmünü öğrenmek için Kur’ana ve sünnete
bakın!) buyuruyor. Balık kesilmeden yenir mi diye Kur’ana bakınca
müsteşrik yenmeyeceğini anlar. Dalak kandır. Müsteşrik, âyete bakınca
bunun da haram olduğunu anlar. Fakat sünnete bakılınca istisna olarak
balık ve dalağın helal olduğu görülür. Hadis-i şerifte, (Size
iki meyte ve iki kan helal kılındı. İki meyte balıkla çekirgedir, iki
kan ise, karaciğerle dalaktır) buyurulmuştur. (İbni Mace, Ebu Davud)
Yine Peygamber
efendimiz, (Denizin suyu temizdir,
meytesi helaldir) buyurarak deniz meytelerinin helal olduğunu bildirmiştir.
(Ebu Davud, Abdürrezzak)
Buna da açıklık
getirilmiş, her meyte değildir. Mesela kendiliğinden ölüp su yüzüne
çıkan balığın da yenilmeyeceği hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Dare
Kutni)
Aslan, kaplan,
kurt, maymun ve köpek gibi yırtıcı hayvanlarla, atmaca, kartal, doğan
ve şahin gibi yırtıcı kuşların etlerinin haramlığı da hadis-i şerifle
bildirilmiştir. (Müslim)
(Yemin ederim ki, ben size ancak Allah’ın emrettiğini emrediyor,
nehyettiğini nehyediyorum) buyurdu. (Taberani),
zaten onun sözleri vahiydir. (Necm 4)
Kur’ana, İslama
uymak için, Peygamber efendimize uymak gerekir. Peygamber efendimize
uymak için de İslam âlimlerine uymak gerekir. Kur’an-ı kerimde (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruluyor.
(Nahl 43) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Âlimlere tâbi olun!)
[Deylemi] (Âlimler yeryüzünün ışıklarıdır. Benim ve diğer peygamberlerin
vârisleridir.) [Ebu Nuaym]
(Âlimler rehberdir.) [İ.
Neccar] (Âlim, Allah’ın güvendiği kimsedir.)
[Deylemi]
Tahtavi hazretleri,
buyuruyor ki: (Kur’an-ı kerimdeki, (Allah’ın ipine sarılın!) emri, (Fıkıh âlimlerinin, mezhep imamlarının bildirdiklerine uyun) demektir.)
[Dürr-ül muhtar haşiyesi]
Nasıl kanunlar,
Anayasadan ayrı kabul edilmezse, sünnet, yani hadis-i şerifler de Kur’an-ı
kerimden ayrı değildir. Onun açıklamalarıdır. Nasıl, tüzükler, yönetmelikler,
kanunlara aykırı kabul edilmiyorsa, icma ve kıyas-ı fukaha da sünnete
aykırı değildir. Kıyas, Kur’an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin açıklamasıdır.
Sünneti Kur’an-ı kerimden ayrı, kıyası [âlimlerin ictihadlarını] hadis-i
şeriflerden başka göstermeye çalışanların, sapık olduğu Mektubat-ı Rabbani’de
yazılıdır.
Yalnız Kur’an mı, yalnız
Sünnet mi? Yalnız
Kur’an, Kur’andaki din diyenlerin kâfir olduklarını bizzat Allahü teâlâ
bildiriyor. Kendisi ile birlikte Resulüne uyulmasını, iman edilmesini,
isyan edilmemesini, isyan edenlerin kâfir olduklarını bildiriyor. İşte
âyet-i kerime mealleri: (Allah’a ve Resulüne itaat edin!)
[Enfal 20] (Sadece Allah’a değil, Resulüne de itaat şarttır.) (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Resule uymak, Allah’a uymak demektir.)
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azâbı
çok şiddetlidir.) [Enfâl 13] (Sadece Allah’a denmiyor, Resulüne
de karşı gelen buyuruluyor.)
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14] (Sadece Allah’a denmiyor, Resulüne de buyuruluyor.)
(Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36] (Sadece Allah’a denmiyor,
Resulüne de karşı gelen buyuruluyor.)
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!)
[Nisa 59] (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram
kılar.) [Araf 157] (Haram
etme yetkisini Allah, Resulüne de vermiştir.)
(Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları
vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür.) [Nur 51] (Mümin olan, sadece Allah’a
değil, Resulüne de uyar.)
(Allah’a ve Resulüne itaat edin! [uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [A. İmran 32] (Demek ki sadece Allah’tan değil, Resulünden de yüz çeviren kâfirdir.)
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi
arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151] (Yalnız Allah’ın değil, Resulünün emrine uymayan
da kâfirdir.)
(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın
ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36] (Sadece Allah değil, Resulü
de bir hüküm verince, kimsenin söz söylemeye hakkı kalmaz.)
(Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) [Araf 158] (Demek ki Resule de iman şart.)
(Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler
için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Resulüne inanmayan
da kâfirdir.)
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71] (Sadece Allah’a inanan değil,
resulüne de inanan kurtulmuştur.)
Allahü teâlâ,
Resulünü hep kendi ile beraber de bildirirken aşağıda ise sadece Resulünü
bildiriyor: (Resulüm de ki; “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31] (Ona [Resulüme] uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158] (Onun sözü vahyden başka şey değildir.) [Necm 4]
(Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7] (Kimi, ona [Resulüme] iman etti, kimi de, ondan yüz çevirdi. Bunlara çılgın ateşli Cehennem yetti. Âyetlerimizi inkâr ederek kâfir olanları elbette ateşe atacağız.) [Nisa 55-56] (Resulünün hadislerinden yüz çeviren kâfirdir.)
(Hayır, Rabbine andolsun ki ihtilaflarda seni hakem edip verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmeyen iman etmiş olmaz.) [Nisa 65] (İmanlı, Resulullahın hükmüne razı olur.)
Hadis-i şeriflerde
de buyuruldu ki: (Kur’andan başka şeye uymayız diyenler çıkacak.) [Ebu Davud] (Hadisi bırak, Kur’ana bak diyerek bana inanmayanlar çıkacak.) [Ebu Ya’la] (Kur’andan başka delil
kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud] (Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim] (Bana uyan Cennete girer, isyan eden Cennete giremez.) [Buhari] |