Resul = Elçi olduğunu iddia eden Mısırlı Reşat Halife denilen bir sapığın kurduğu, islam düşmanlarının destekleyip yaymaya çalıştığı bir dindir. İslamiyet ile alakaları yoktur. Reşat halifeye resul demeyenlere kâfir diyorlar.
Şefaat için diyorlar
ki: (O gün ne Ali ne Veli, ne İsa ne Musa, ne Ahmed ne de Muhammed, 19 mesajını inkâr eden suçluları kurtaramaz.)
Reşat Halife onlara göre Muhammed aleyhisselamla ve İbrahim
aleyhisselamla bir hatta daha üstün! Diyorlar ki: (İbrahim namaz, zekat, oruç ve hac pratiklerini öğretti. İbrahimin
izleyicisi Muhammed son Mesaj'ı iletti. Reşat ise dinin evrensel kanıtını
bildirdi.)
Kıyamet 2280
yılında kopacakmış. Tanrı, bütün dinlerde reform ve rönesansı 1974 yılında
Reşat Halife ile başlatmış. Bu 2280 yılına kadar sürecek bir kurtuluş
şansı imiş. Yani bunlara iman etmek için bir fırsat imiş.
Tek tanrıya inanan herkes, kim olursa olsun hatta dinsiz bile
olsa, müslümanmış. Diyorlar ki: (Adem'den günümüze dek, sadece Tanrı'ya kul olup erdemli bir
hayat süren herkes, dinsel pratikleri ne olursa olsun, müslümandır.)
Muhammed aleyhisselamın getirdiği islam dini için diyorlar
ki: (Bizler,
Khrishna-İsa-Muhammed merkezli dinler yerine özgün merkeze, Tanrı merkezli
modele dönmeliyiz.)
Âlemlere rahmet olan gönderilen Muhammed aleyhisselam için
diyorlar ki: (Muhammedin
her davranışı örnek olamaz.) (Muhammed bir ümmiydi. ”Bu sözcüğün anlamı, Muhammedin vefatından
sonra yalan üretme yarışına giren hadisçiler tarafından "okuma-yazma
bilmeyen" olarak kaydırıldı. Oysa Muhammed, okuma-yazma bilen bir
ümmiydi.”) (Muhammed isminden sonra salevat getirmek bid’attir.)
Kelime-i şehadetin
ikinci kısmını, yani Eşhedü enne
Muhammeden abdühu ve resuluhü kısmını kabul etmezler. Bunu, La ilahe illallah ile beraber söylemek
müşriklikmiş, puta tapmakmış. Diyorlar ki: (İslam dininin ilk şartı
[Kelime-i şehadet], ne yazık
ki hadis ve sünnetin tuzağına düşen müslümanlarca tahrif edilmiştir.
Milyonlarca müslüman, şeytanın politeist bakış açısının etkisine girerek,
Allah’ın isminin yanında Muhammedin de ismini koyuyorlar. Muhammedin vefatından kısa bir süre sonra, ismi Allah’ın isminin
ayrılmaz bir parçası haline sokulmuş ve İslamın ilk şartı tahrif edilmiştir.
İsminin ezana eklenmesiyle bu putperestlik günde beş vakit yüksek sesle
ilan edilmiştir.)
19’culara göre,
hadis ve sünnete inanmak, bunları Kur’ana eş koşmak olup, Allah’ın dini
olan İslamı ilkel bir Arap dini haline dönüştürmekmiş... Hadis-i şerifleri,
peygamberi putlaştıran müşriklerin ve münafıkların
uyduruk rivayetleri diye adlandırırlar.
Nisa suresinin
(Ey iman edenler! Allah’a itaat
edin. Peygambere ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin)
mealindeki 59.âyet-i kerimesine saldırıp şöyle diyorlar: (İslam,
Tanrı artı peygamber artı iş başındaki görevlilerin oluşturduğu bir
şirket dini midir?)
Hz. Mehdinin
ve İsa aleyhisselamın kıyamete yakın geleceğine de inanmazlar.
Kâfir filozofları peygamber bilip ve en büyük 4 peygamberle
bir tutarak diyorlar ki: (Sokrat, Buda, İbrahim, Musa, İsa ve Muhammed gibi nice elçilerin
mesajı sözde izleyicileri ve din adamları tarafından zamanla tahrif
edilmiş ve tanınmaz hale getirilmiştir.)
Resul dedikleri
Sokrat, Buda, Krişna ve Reşat Halife’nin, âlemlere rahmet olduğu Kur’anda
belirtilen Muhammed aleyhisselamla aralarında fark yoktur derler. Çinlilerin, Japonların taptığı Buda’ya,
Hinduların taptığı Krişna’ya “resullük” payesi vererek, dünya nüfusunun
büyük bir kısmını oluşturan bu insanlara da ulaşmayı hedef edindikleri
görülüyor. Ayrıca “resul” yolunu açık tutarak, çeşitli ülkelerden meşhur
ilim adamlarına, yeni bir şey keşfeden insanlara hemen “Resul = elçi”
payesini vererek bu sapıklıklarını yaymaya, gündemde tutmaya çalışacakları
anlaşılıyor.
Peygamber efendimizin İslamiyet’i tebliğ ederken çektiği sıkıntıları,
uğradığı hakaretleri, Ona iman etmeyen puta tapanlar, müşrikler yani
kâfirler için gelmiş âyet-i kerimeleri delil göstererek, Reşat halifeyi
ve buna inananları, Muhammed aleyhisselama ve Ona iman edenlere benzetiyorlar.
Peygamber efendimizin
isminin yanına aleyhisselam
gibi, evliyanın, âlimlerin isimlerinin yanına rahmetullahi aleyh gibi saygı kelimesi koymak, onları putlaştırmak,
saygı ifadesini eklemek de puta saygı imiş. Böyle yapılan şahıs put,
böyle yapanlar da putperest imiş. Yani, Muhammed
aleyhisselam diyenler putperest imiş, Peygamber efendimiz de put
imiş. Böyle yapmayana çok kızarmışız. Aynen şöyle diyorlar: (Putlaştırdıkları insanların isimlerini birkaç övgü kelimesiyle
birlikte zikretmeyen muhlisleri de putlarına saygısızlıkla suçlarlar.)
Namaz
ve abdest için diyorlar ki: Namaz sadece
Allah’ı anmak için kılınır. Abdesti sadece cinsel ilişkide bulunmak
ve tuvalet ihtiyacını gidermek bozar; gaz kaçırmak, kanamak, kadının
adet görmesi abdesti bozmaz ve namaza engel olmaz.
Namaz için örtünme
diye bir koşul yoktur. Odasında kendi başına veya eşiyle birlikte namaz
kılan biri dilerse çırılçıplak namaz kılabilir. Tanrı bizi elbiselerimize
göre değerlendirmez ve bizim saklamaya çalıştığımız organları yaratan
ve çalıştıran da kendisi olduğundan onları görmekten mahcup olmaz. Cuma günü öğle
namazını erkek veya kadın bir müslümanın önderliğinde [imamlığında]
topluca kılarlar.
Kaçırılmış namazları
kaza etmek, sünnet ve nafile namazlar eklemek, namaz kıldırma memurluğu
(imamlık) diye bir meslek icat etmek, kadınların namazda önderlik [imamlık]
etmesini yasaklamak, otururken Ettahiyyatü okumak ve bu duada peygambere
ikinci şahıs olarak seslenmek, şehadette Muhammedin ismini Allah’ın
yanına eklemek, Fatihadan sonra zammı sure okumak gibi nice kurallar
ve inançlar bid’attir.
Diğer inançlarından bazıları şöyledir:
Kur’an değişmiştir.
Mezhepler ve
tasavvuf Putçuluktur. Tesettür yoktur. Namaz, 3 vakittir. Karı koca isterlerse
çırılçıplak namaz kılabilirler. Evrim teorisi vardır. Erkeklere altın
ve ipek haram değildir. Resim, heykel,
müzik, satranc helaldir, haram diyenler putperesttir. Domuz yağı helaldir.
Hayzlı
iken kadınlar namaz kılabilir, Kur’an okuyabilir. Kur’ana
dokunmak için abdest almaya gerek yok. Fikir
özgürlüğü Allah’a sövmek dahil hiçbir vakit engellenmemeli. Cennet
ve Cehennem, Tanrı'ya yakın veya uzak olmanın kişi üzerinde ifade için
kullanılan bir mecazdan ibarettir, [yani Cennet ve Cehennem yoktur.]
Mucize diye bir
şey yoktur. Peygamberlerin mucizeleri saçmalıktır. Peygamberin ve diğer evliyanın âlimlerin şefaat edeceklerine
inanmak, onları putlaştırmaktır. Sünnet olmak yanlıştır. Peygamberler masum değildir. Kur'anı tefsir
etmek, Allah’a şirk koşmaktır. |