Hicret etmenin önemi  

 

Zulüm görülen bir şehirden başka bir şehre veya başka bir ülkeye gitmek gerekir mi?

CEVAP

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Hadis-i şerifte, (Yeryüzünü küfür ve kâfirlik kaplamadıkça, Mehdi gelmez) buyuruldu. Hz. Mehdi çıkmadan önce, küfür ve kâfirlik her yere yayılacaktır.

 

Peygamber efendimiz, ahir zamanda, müslümanların garip olacaklarını haber verip, (Fitne zamanında yapılan ibadet, [Mekke’den Medine’ye] benim yanıma hicret etmek gibidir) buyurmuştur. (Müslim)

 

Eshab-ı kehf, fitne zamanında, bir hicret yapmakla, yüksek dereceye kavuşmuşlardır.) [c.2, m.68]

Bir hadis-i şerifte, (Benden sonra fitneler, harpler, hicretler olur. O kadar yayılır ki fitnenin dokunmadığı müslüman kalmaz. Bu kötü durum, Mehdi çıkıncaya kadar devam eder) buyurulmuştur. (Ebu Nuaym)

 

Bid'at ve fısk çoğalan yerlerde oturmak dinen yasaktır. Dinini muhafaza için hicret eden kimse, Cennet ile müjdelenmiştir. Bir mahallede salih kalmayıp, fesat ve bid'at artınca, başka mahalleye veya başka şehre hicret etmek vacip olur. (Kenz-i mahfi)

 
Hicret etmesi gerekir

Dikta ile idare edilen yerde bulunan bir müslüman, zulüm ve işkence yüzünden, islamiyete uygun yaşaması, ibadetlerini yapabilmesi imkansız olur ise, zalimlere yine karşı gelmez, bir islam ülkesine, hicret eder.

 

İslam ülkesi yoksa veya hicret imkanı bulamazsa, insan haklarına, dine, ibadete saldırmayan herhangi bir demokratik ülkeye hicret eder.

 

Mekke’de kâfirler, müslümanlara zulüm ve işkence ediyor, hatta öldürüyorlardı. Bu zalimlerle çarpışmak için, Resulullahtan defalarca izin istendi, fakat kimseye izin verilmedi. Daha sonra zulümden kurtulamayacak olan kimselerin, hicretlerine izin verildi. Kimisi, Medine’ye, kimisi de kâfir ülkesi olan Habeşistan’a hicret etti.

 

Resulullah, (Ya Rabbi, eshabımın hicretlerini kolay gerçekleştir) diye dua etti. (Buhari)

Hz. Osman muhterem hanımı Hz. Rukayye ile Habeşistana hicret ederken de, (Peygamberlerden hanımı ile birlikte ilk hicret eden Lut aleyhisselam idi. Eshabımdan hanımı ile ilk hicret eden de, Osmandır. Allahü teâlâ, onların, sahipleri, yardımcıları olsun) diye duada bulunmuştu. [Delail-ün-nübüvve]

 

Kur'an-ı kerimde, hicret ile ilgili âyet-i kerimelerden bir kısmının mealleri şöyledir:

(Allah yolunda hicret eden kimse, yeryüzünde çok bereketli yer ve genişlik bulur. Allah ve Resulü uğrunda, [onların rızasını kazanmak için, onların emirleri ile] hicret ederek evinden çıkan kimseye, ölüm gelirse, artık onu [bol bol] mükafatlandırmak da Allah’a düşer.) [Nisa 100]

 

(İman edip de Allah yolunda hicret eden ve savaşan, [hicret edenleri] barındırıp yardım eden kimseler, gerçek müminlerdir.) [Enfal 74]

 

(İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mal ve canları ile cihat eden kimselerin dereceleri, Allah katında çok büyüktür.) [Tevbe 20]

 

(Eziyet görüp hicret eden ve sabredip cihad edenin yardımcısı Rabbindir.) [Nahl 110]

 

([Müslümanlığı ilk önce kabul edip Mekke’den Medine’ye] hicret eden [Eshab-ı kiramdan] ve onlara yardım eden Ensardan ve iyilikte onların izinden giden kimselerden, Allah razıdır. Hepsi de Cennetliktir.) [Tevbe 100]

 

(İnanmış kadınlar hicret edip size gelince, onları deneyin, imanlı iseler, inkârcılara geri göndermeyin! Bu kadınların inkârcılarla evli kalmaları helal değildir.) [Mümtehine 10]

 

Kur'an-ı kerimde, zulme uğrayıp Allah yolunda hicret eden kimselere, büyük mükâfat verileceği bildirilmektedir. (Nahl 41)

 

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:

(Zalimin zulmünü değiştiremeyen, oradan hicret etmelidir.) [F.Bilgiler]

(Hicret eden müslümana, Cennette bir köşk verilmesine kefilim.) [Hakim]

(Hicret ediniz ki, evlatlarınızı şerefe vâris edesiniz.) [Taberani]

 

(Ameller niyetlere göredir. Niyeti Allah ve Resulü için hicret olan kimse de, niyeti dünyalık olan kimse de, niyet ettiğine kavuşur.) [Buhari]

(Hicretin efdali, Allah’ın hoşlanmadığı şeyleri terk etmektir.) [Nesai]

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri