Dinin ruhuna aykırı imiş Bir okuyucu, Yahudi ve Hıristiyanların da Cennete gideceklerini söyleyen,
altın yüzüğe cevaz veren, melekler rüzgarlardır diyen bir ilahiyat profesörünün
oruçla ilgili bir yazısını göndermiş. Profesör diyor ki: (Her ne kadar hadislerde hayzlı ve nifaslı kadınlar
namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ana dokunamaz deniyorsa da, namaz kılmasında,
oruç tutmasında ve Kur’ana dokmasında sakınca yoktur. Bu hadisler dinin
ruhuna aykırıdır. Bir de kütüb-i sitte denilen altı hadis kitabında,
kasten orucu bozanlara, ceza olarak 61 gün oruç tutmaları gerektiği
bildiriliyorsa da, bu da Kur’anın ruhuna, dinin temel prensiplerine
aykırıdır. Çünkü ceza işlenen suça uygun olmalıdır. Bir gün oruç yiyene,
61 gün oruç tutturmak zulüm olur.) Dinimizdeki deliller Dinimizde delil dörttür: Kitab,
Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha. Bir hüküm için bu delillere bakılır. Hem kütüb-i
sittedeki hadislerde var diyor, hem de, bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır
diyor. Önce hadis dinde delil midir değil midir, bunu kasten bildirmiyor.
Sonra bu hadisler uydurma mıdır,
yoksa sahih midir? Bunları da kasten söylemiyor. Uydurma demesine imkan
yok. Çünkü kütüb-i sitte denilen en kıymetli altı hadis kitabındaki
hadisler, bütün âlimlerce sahihtir. Mezhepsiz olmayan bir kimse, bu
kitaplardaki hadis-i şeriflere uydurma diyemez. Profesör açıkça, Peygamber
Kur’anın ruhuna aykırı konuşmuş demek istiyor. Zaten mezhepsizler, anlayamadığı
hadis-i şeriflere, (Uydurma veya Kur’anın ruhuna aykırı)
damgasını basarlar. Profesör oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı birbirine karıştırıyor.
Kefaret oruç tutmamanın cezası değildir. Orucu kasten bozmanın cezasıdır.
Bir adamı yanlışlıkla öldürmekle, kasten öldürmenin cezası aynı olur
mu? Hatta öldürmek niyetiyle kurşun sıksa, öldüremese bile, öldürmüş
gibi ceza verilir. Ama kazaen öldürenin cezası hafiftir. Orucu kazaen
bozmak ile, hiç niyet etmeden oruç tutmamak ve kasten niyetli orucu
bozmak arasında çok fark vardır. İmansızın cezası Sanki profesör, Kur’anın ruhunu, dinin temel prensiplerini biliyormuş gibi
konuşuyor. Şimdi bu zavallı profesöre soruyorum: Kur’an-ı kerimde, imanla
ölenlerin yarın ahirette sonsuz olarak Cennette, imansız ölenlerin ise
Cehennemde sonsuz olarak kalacağı bildirilmektedir. Bir kimse, 50 veya
100 yıl yaşıyor, yüz yıllık iyi işlerine karşı sonsuz olarak Cennette
kalıyor. Bir kimse de 100 yıl günahına ve küfrüne karşılık bin yıl,
milyar yıl, trilyon yıl değil, sonsuz olarak Cehennemde kalıyor. Bu
dinin ruhuna aykırı olmadığına göre, orucu kasten bozmanın cezasının
da 60 gün olması, dinin ruhuna aykırı olmaz. Bir gün orucu kasten bozmanın
cezası 61 değil, 60 gündür. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazasıdır. Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın hanımları da, yıllarca hayz ve
nifas hali olmuştur, onlar namaz kılmamış, oruç tutmamıştır. Peygamber
efendimiz ve Eshab-ı kiram Kur’anın ruhuna aykırı mı hareket ediyorlardı?
Hz. Aişe’nin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamayan orucu
kaza etmek gerektiği, kılınmayan namazları kaza etmek gerekmediği bildirilmiştir.
(Buhari) Hadis-i şerifte, (Hayzlı Kur'andan birşey okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi) 14 asırdır gelen yüzlerce müctehidler ve âlimler, bu meseleleri bilememiş
de, birkaç mezhepsiz bunların dinin ruhuna aykırı olduğunu nasıl söyleyebilir
ki? Bu ve benzeri çıkışlar, dini bozarak, yozlaştırarak yıkmak için yapılan
sinsi bir oyundur. 14 asırdan beri din kitapları ne yazıyorsa onlara
uymalı, türedilere itibar edilmemelidir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |