Bid’at nedir, ne değildir? Bid'at, sonradan
çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur. Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir.
Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey
değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardesü
giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah
değildir. Peygamber efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi
giydiği hadis-i şerifle bildirildi. (Tirmizi) Fen ve fen bilgileri dinde bid'at değildir. Fenni buluşlara
sahip çıkmak, dinimizin emridir. (İlim
Çin’de de olsa alın! Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede
bulursa alsın) hadis-i şerifleri, kâfirlere uymayı değil, fenni
onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emrediyor. (Mevduat-ül-ulum) İbadette
bid'at, Resulullahın ve dört halife
zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan
inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere
bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’ati
sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye
uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz
demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i
şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim) Bid’at çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni
hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam âlimlerini
beğenmez. Bid’at ehli kibirlidir. İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Kibrin diğer günahlardan daha büyük olmasının sebebi şudur: Büyüklük ancak
Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın
tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Hükümdarın
bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak, onun
tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük fark vardır. İşte
kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah
olmak gibi büyük suç oluyor. Bid’atin de hırsızlık, katillik, fahişelik,
içki içmek gibi haramlardan daha büyük olmasının sebebi budur. Günah
işleyen kimse, Allah’ın emrine isyan etmiş olur, büyük günah işler.
Fakat bid’at çıkaran kimse, Allah’ın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri
olan âlimlerin bildirdiği hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya,
bizzat dinin sahibi olmaya çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına
hareket ediyor, hatta onları beğenmeyip kendi görüşünü din gibi ortaya
koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bid’at ehli, hırsızdan, eşkıyadan, katilden
daha büyük günah işliyor. İşte bunun gibi sebeplerden dolayı Peygamber
efendimiz, (Ben onlardan değilim, onlar da benden değildir. Onlara karşı cihad, kâfirlerle cihad gibi önemlidir)
buyuruyor. (Deylemi) İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: (Bid’at ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini,
olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar.
Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar
ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa
uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya] çalışmak,
Maide suresinin, (Bugün sizin
için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size
din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine
inanmamak olur. (m.260) |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |