Hadis-i şerifleri açıklamak gerekir Darekutni’nin rivayet
ettiği, "Ümmetim 73 fırkaya
ayrılacak, zındıklar hariç hepsi Cennete gider" hadis-i şerifi ile İbni Mace’nin
rivayet ettiği, (Ümmetim 73 fırkaya
ayrılacak, bunlardan yalnız biri Cennete girecektir) hadis-i şerifi
birbirine zıt değildir. İkisi de aynı şeyi ifade etmektedir. Cennete
gider demek, doğrudan gider
demek değildir ki. Cehennemde cezalarını çektikten sonra gidecek demektir.
Ümmet kaç fırkaya ayrılırsa ayrılsın, bid’ati
küfür olmayan yani zerre kadar imanı olan elbette Cennete girer. Bunun
gibi açıklama gerektiren birçok hadis-i şerif vardır. Birkaç örnek verelim:
(Din kardeşini
ziyaret eden Cennettedir.) [Taberani] (Cömert,
Cennete gider.) [Ebuşşeyh] (Yatağa girince
yüz kere "İhlas" okuyan Cennete girer.) [Tirmizi] Din kardeşini ziyaret etmekle, cömert olmakla ve ihlas okumakla
diğer günahlarının cezasını çekmeden Cennete mi gider? Açıklaması olması
gerekir. Yani itikadı düzgün ise, sevapları günahlarından çok ise, yahut
affa veya şefaate uğramışsa ancak o zaman din kardeşini ziyaret eden,
cömert olan ve yüz ihlas okuyan Cennete girer. Bir de iman şart. Ne
kadar iyilik ederse etsin, insanlığa ne hizmeti yaparsa yapsın, hatta
namaz kılsın Müslüman değilse Cennete giremez. İki hadis-i şerif meali
şöyledir: (Cennete
Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim] (Cebrail
aleyhisselam, Allah’a şirk [ortak] koşmadan
ölen herkesin muhakkak Cennete gireceğini müjdeledi.) [Buhari] Bu iki hadis-i şerifi bile açıklamak gerekir. Her Müslüman doğrudan Cennete
giremez. Günahlarının cezasını çektikten sonra ancak o zaman Cennete
girer. Bu bakımdan Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında aklımıza ters
gelen bir hadis-i şerif görünce, bu uydurma demekten çok sakınmalıdır.
Biz o hadisin uydurma olduğunu biliyoruz da o
büyük âlimler bilemez mi? Muhaddis bir âlimin kitabındaki bir
hadis-i şerife uydurma demek, o âlime iftira olur, onu cahillikle suçlamak
olur. (Halktan
bir şey istemeyeceğine söz verenin Cennete gireceğine kefilim.) [Nesai]
(Çok günahkâr birisi günahlarının cezasını çekmeden veya şefaate kavuşmadan
elbette Cennete giremez.) (Cennete
temizler girer) [Deylemi] (Bir kâfir de temiz olabilir, imanı olmadan
nasıl Cennete girer. Sonra her temiz olan Müslüman da doğrudan Cennete
giremez.) (Kibirden
de uzak olduğu halde ölen Cennete girer.) [Tirmizi]
(Diyelim ki bir adamda kibir yok ama her melanet var, bu adam doğrudan
Cennete girebilir mi? Demek ki bunları açıklamak gerekir.) (İki kız
evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer.) [İbni Mace]
(Bu kimse, kibirli, hain, kul ve hak borçları varsa nasıl Cennete girer?
Bu hadis-i şerifler, böyle kimseler imtiyaz sahibidir, tercih ehlidir,
Cennete girmeye layık demektir.) (Kocası razı
olduğu halde ölen kadın Cennete girer.) [Tirmizi] (Bir kadın her
türlü melaneti yapsın, sırf kocası razıdır diye doğrudan Cennete gidebilir
mi? Burada kocaya itaatin önemi bildirilmektedir. Kocasını razı ederse,
diğer işleri kolaylaşır demektir.) İmam-ı Rabbani hazretleri (şartsız bildirilen bir hüküm şartlı olarak anlaşılır)
buyuruyor. Mesela koyun eti yemek caizdir. Hüküm şartsız bildirilmiştir.
Koyun eti caiz diye canlı bir koyunun bir budunu kesip yiyemeyiz. Ehl-i
kitap hariç, gayrı müslim keserse veya kendiliğinden ölürse, leş olur,
yenmez. Besmelesiz kesilirse de yenmez. Bu anlaşılınca bid’at fırkaların
hangi şartlar altında Cennete gideceği anlaşılır. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |