Hadis-i şeriflerin yazılması
Kur’an-ı kerimde, (Resule uyan, Allah’a uymuş olur) buyurulduğu halde, hadis-i şerifleri delil saymayarak (Yalnız Kur’an) diyen din düşmanları birbirleri ile paslaşıp, aynı şeyleri tekrarlıyorlar. 19’cular diyor ki: (Benden Kur’an haricinde hiçbir şey yazmayın. Kim benden bir şey yazdıysa onu imha etsin) diyen peygamberinize niçin uymuyorsunuz? CEVAPHani hadis-i şerifleri kabul etmiyorlardı. Bunlarda zerre kadar samimiyet yoktur. İlk zamanlarda, ölenlerin çoğu müşrik olduğu için, kabir ziyareti yasak edilmişti. Daha sonra, müminler de ölünce, (Daha önce kabir ziyaretini yasaklamıştım, şimdi ziyaret edin) buyuruldu. Bunun gibi, daha önce Kur’an-ı kerim yeni inerken, âyetlerle hadislerin karışmaması için, hadis-i şeriflerin yazılması yasaklanmışsa da, daha sonra yazılması emredildi. Bunu istismar ediyorlar. Diyanet İşlerinin, (Sahih-i Buhari muhtasarı tecrid sarih) tercümesinin önsözünde özetle deniyor ki: İlmi talep etmek her Müslümana farz olduğu gibi, ilmi neşretmek
de böyledir. Hadis-i şerifte de, hikmetin, müminin kaybolmuş malı olduğu,
nerede bulursa, derhal alması gerektiği bildirilmiştir. Ayrıca, (Burada
olanlarınız, burada olmayanlara tebliğ etsinler! Belki de, kendilerinden
daha anlayışlı birine tebliğ etmiş olabilirler) ve (Sözlerimi işitip belledikten sonra, başkalarına aynen aktaranın Allah
yüzünü ağartsın) hadis-i şeriflerine uyan âlimler, dini yaymaya
çok gayret göstermişlerdir. Hz. Ebu Zer-i Gıfari’nin,
(Kılıcı enseme dayasanız, Resulullahtan duyduğum bir sözü, başım kesilinceye
kadar tebliğe vakit bulacağımı bilsem, o sözü muhakkak size yetiştiririm)
sözleri hadis ilmine verilen önemi göstermektedir. Kur’an ilk nazil
olurken, âyetlerle karışmasın diye, (Benim
ağzımdan Kur’andan başka bir şey yazmayın) buyurulmuştu. Daha sonra
Kur’anı ezberleyenler çok olduğu için, hadis-i şeriflerin de yazılması
emredildi. Abdullah bin Amr bin As, her hadisi yazar, Resulullah buna
mani olmazdı. Hatta bazıları, (Sen her şeyi yazıyorsun. Ama Resulullah
da insandır. Gazaplı iken de söz söyler) dediler. Durumu Resulullaha
arz edince, mübarek parmağını ağzına götürüp buyurdu ki: (Yaz! Allah’a
yemin ederim ki, bu ağızdan hak sözden başkası çıkmaz.) [Ebu Davud,
Hakim] Şu âyet de aynı anlamdadır: (O, kendisine
vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 4] Ensardan bir sahabi, hadis-i şerifleri ezberleyemediğini
arz edince, Resulullah yazarak muhafaza etmesini isteyerek, (Sağ elinden yardım iste) buyurdu. (Tirmizi) Rafi bin Hadic
hazretleri, (Sözlerinizi yazalım mı?) diye sorunca, ona da (Evet yazınız) buyurdu. (Rame hürmüzi) Yine hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hadislerimi Bismillahirrahmanirrahim diyerek yazın.) [Deylemi] (Hadislerimi senedi ile
birlikte yazınız.) [Hakim, Ebu Nuaym] (Benden hadis yazana,
o hadis devam ettikçe, sevap yazılmaya devam edilir.) [Hakim] (Benden hadis rivayet
edin. Ama bana yalan isnat eden Cehenneme hazırlansın.) [Müslim] (Affolmak
niyeti ile, kırk hadis yazana, Allah rahmet edip şehid mertebesi verir.) [İbni Cevzi] (Geriye Kırk hadis bırakarak
ölen, Cennette arkadaşımdır.) [Deylemi] (İlmi yazı ile bağlayınız!) [Hakim] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |