Doğru iman etmek ve onu korumak için
İslam dini, Allahü teâlânın, Cebrail ismindeki melek vasıtası ile, sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselama gönderdiği, insanların, dünyada ve ahirette rahat ve mesut olmalarını sağlayan, usül ve kaidelerdir. Bütün üstünlükler, faydalı şeyler, İslamiyet’in içindedir. Eski dinlerin bütün iyiliklerini, İslamiyet, kendinde toplamıştır. Bütün saadetler, başarılar ondadır. Aklı selim sahiplerinin kabul edeceği esaslardan ibarettir. Nasipli olanlar onu ret ve nefret etmez, İslamiyet’in içinde hiçbir zarar yoktur. İslamiyet’in dışında hiçbir menfaat yoktur ve olamaz. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Hak din yalnız İslamdır.) [Al-i İmran 19] (İslam dininden başka din isteyenlerin, dinlerini Allah kabul etmez. Bunlar
ahirette en büyük zarara uğrayacaklardır.) [Al-i İmran 85] En önemli
şey, Ehl-i sünnet itikadında olmak, bundan daha önemlisi de inandığı
Ehl-i sünnet itikadını ilave çıkarma yapmadan aynen yaymaktır. Herkes ahiret
yolcusudur. Bir vasıta ile gidiliyor. Ancak yanlış vasıtaya binen, istediği
yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek için niyet
edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye varamaz.
Allahü teâlâ, doğruyu arayana hakiki İslamiyet’i nasip edeceğine söz
vermiştir. [Ankebut 69, Şura 13], Allah sözünden dönmez. Demek ki
bâtıl yollardakiler istemek bir yana merak bile etmiyorlar. İtikadı
düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz. Doğru itikad, Ehl-i sünnet
itikadıdır. Doğru itikad 1
rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir. Bir sıfır
konunca 10, iki sıfır konunca
100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri
artar. 1 çekilirse hepsi
0 olur. İhlassız,
[riya ile] yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir. Ehl-i sünnet itikadı
yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir.
İşte bu kadar önemli olduğu için Ubeydullah-i Ahrar hazretleri
(Bütün kerametleri bize verseler, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz
haraptır. Eğer bütün çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç
üzülmeyiz) buyuruyor. Bu kadar kıymetli olan Ehl-i sünnet itikadı nedir?
Özetle şöyledir: Eshab-ı kiramın
tamamını sevip, hiçbirini kötülememek. Cennette Allahü teâlânın görüleceğine
inanmak. Namaz kılan Müslümana işlediği günahlardan dolayı kâfir dememek.
İbadetler, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen ve günah işleyen
mümine kâfir denmez. Allahü teâlâ, küçük günaha azap edebilir, büyük
günahları affedebilir. İman artıp eksilmez. [Parlaklığı, kuvveti artıp
eksilir], Miracın ruh ve bedenle birlikte olduğuna inanmak. Tasavvufu
inkâr etmemek. Mucize ve keramet haktır. Bugün için dört hak mezhepten
birine uymak, mezhepsiz olmamak. Kabir ziyareti caizdir. Kabirdeki enbiya
veya evliyadan yardım istemek caizdir. Okunan Kur'an-ı kerimin ve verilen
sadakanın sevabını ölülere göndermenin caiz olduğuna, bu sevapların
ve duaların ölülere vasıl olarak, azaplarının azalmasına sebep olacağına
inanmak. Kabir suali haktır. Kabir azabı ruh ve bedene olacaktır. Sırat
köprüsü vardır. Şefaate, hesaba ve mizana inanmak. Öldürülenin kendi
eceli ile öldüğüne inanmak. Cennet ve Cehennem şu anda vardır. Günahkâr
müminler, Cehennemde sonsuz kalmaz, kâfirler sonsuz kalır. Kıyamet alametlerinden
olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hz. Mehdi’nin geleceğine, Hz. İsa’nın gökten ineceğine ve diğer
bildirilenlere inanmak. Bunlardan
birine bile inanmayan Ehl-i sünnet olamaz. Doğru imanın esasları İman, sıfatları ile birlikte Allah’a, meleklerine, gönderdiği
mukaddes kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın
ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanmaktır. İmanın sahih, makbul ve muteber olması için gerekli şartlardan
bazıları: 1- İmanda sabit
olmak: Üç yıl sonra dinden çıkacağım diyen, o anda kâfir olur. 2- Havf ve reca arasında olmak: Yani
Allah’ın azabından korkup, rahmetinden ümit kesmemek. 3- Can boğaza
gelmeden iman etmek: Ölürken, ahiret hallerini gördükten sonra kâfirin
imanı muteber olmaz. Fakat o anda da, müslümanın günahlardan tevbesi
kabul olur. 4- Güneş batıdan
doğmadan önce iman etmek: Güneş batıdan doğunca tevbe kapısı kapanır.
5- Gaybı yalnız Allahü teâlâ bilir: Fakat Allah’ın bildirdiği
peygamber veya evliya da bilebilir. 6- Küfür alameti
kullanmamak ve küfrü gerektiren söz söylememek: Mesela haç takmamak,
şakadan da olsa, ben kâfirim dememek gerekir. 7- Dini bir
hükümde şüphe etmemek: Mesela namaz farz mı, kumar haram mı diye tereddüt
etmemek. 8- İtikadını
İslam dininden almak: Tarihçilerin, felsefecilerin değil, Muhammed aleyhisselamın
bildirdiği şekilde iman etmek gerekir. 9- Hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olmak: Sevgi
ve buğzu yalnız Allah için olmak. Allah düşmanlarını
sevmek, onları dost edinmek, Allah dostlarına düşman olmak küfrü gerektirir.
Mesela Sokratı sevmek, İmam-ı Gazali hazretlerine
düşman olmak gibi. 10- Ehl-i sünnet
vel cemaate uygun itikad etmek. Yanlış
vasıtaya binen
Bazıları Allah’a inanan herkesin Cennete gideceğini sanıyor.
Bu çok yanlıştır. Amentüdeki altı esastan birine inanmayanın imanı geçersizdir.
Bunun için inanmak değil, doğru inanmak önemlidir. Âhirette kurtulmak,
ibadetin çok olmasına değil, doğru imana bağlıdır. İhlaslı
ameli az da olsa, hatta hiç ameli olmasa, zerre kadar doğru imanı olsa
yine Cennete girer. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kalbinde
zerre kadar imanı olan Cehennemde kalmaz.) [Buhari, Müslim] Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor. Herkes bir vasıtaya binip gidiyor.
Bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmek önemlidir. Yanlış vasıtaya
binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek
için niyet edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye
varamaz. Allahü teâlâ, doğruyu azcık merak edene, doğruyu arayana doğru
yolu yani hakiki İslamiyet’i nasip edeceğine söz vermiştir. [Ankebut
69, Şûra 13], Allah sözünden dönmez. (A. İmran 9) Demek ki bâtıl yollardaki insanlar istemek bir yana merak bile
etmiyorlar. Allahü teâlâ rızka kefildir ama imana kefil değildir. Doğru
iman sahibi olmaya çalışmalıdır. İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin
faydası olmaz. Doğru itikad, ehl-i sünnet itikadıdır. Doğru itikad 1
rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan
sıfır rakamı gibidir. Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur.
Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur. İhlassız,
yani riya ile yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının
soluna konan sıfır gibi değersizdir. İtikad doğru olunca ibadetleri
arttırmak, insanın gayretine, ihlasına, ilmine bağlıdır. İstediği kadar
artırır. Ancak, doğru itikadı, yani ehl-i sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin
hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir. Mutezile ve benzeri akılcı gruplara göre ibadetler imandan
bir parçadır. Onlara göre günah işleyen ve farzları yapmayan kâfir olur,
yani iman X amel diyorlar. Bunlardan birisi sıfır olursa netice de sıfır
olur diyorlar. Yani imansız amel de amelsiz iman da makbul değil diyorlar.
Ehl-i sünnet, Amelsiz iman makbul, imansız amel makbul değildir. Ehl-i
sünnete göre amel X ihlas denebilir. Ancak amel işlemeden, (Param olsaydı
şu fakire yardım ederdim diye ihlasla düşünen de, vermediği halde, amel
işlemediği halde ihlaslı niyetinden dolayı sevaba kavuşur. Bir kimsenin ihlası
ne kadar çoksa, amel ile çarpılınca netice büyük olur. Bizim ihlasımız
1 ise, bin fakire birer ekmek versek, 1x1000=bin sevap eder. Eshab-ı
kiramın ihlası çok kuvvetli olduğu için, mesela onların ihlası 1 milyon
olsun, bir fakire bir ekmek verse bir milyon sevap alır. Nitekim hadis-i
şerifte buyuruluyor ki: (Yemin ederim
ki, bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan
birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz.) [Buhari] Eshab-ı kiramın imanları çok kuvvetli ve ihlasları çok fazla
olduğu için böyle sevaplara kavuşuyorlar. Eshab-ı kiramdan biri diğerinden
daha yüksek idi. Bunun için Hz. Ebu Bekir’in verdiği bir avuç hurmanın
sevabı, diğer sahabeden birinin vereceği sevap arasında dağlar kadar
fark vardır. Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki: (Benden sonra,
Eshabımın ihtilaf edecekleri meseleler hakkında sual ettim. Rabbim bana “Senin eshabın benim
yanımda gökteki yıldızlar gibidir. Bazısı diğerinden daha parlaktır.
Onlardan birisine uyan hidayet üzerindedir” buyurdu.) [Deylemi] İmansız ölmemek için imanı muhafaza etmek gerekir. Bunun için
şunlara riayet etmeli: 1- Gayba iman etmiş olmalı. Melekleri, Cenneti, Cehennemi gösterseler,
gözümüzle gördüğümüz için, "Cennet, Cehennem vardır" demek
iman olmaz. Gayri müslimlerin hepsi, ölürken
Cenneti Cehennemi görüp, "İman ettik" diyecekler; fakat kabul
olmayacaktır. Müminler övülürken, (Onlar
gayba inanırlar) buyuruluyor. (Bekara 3) 2- Gaybı yalnız Allahü teâlânın bildiğine inanmaktır.
Peygamber, melek, cin gaybı bilmez. Ancak
Allahü teâlâ dilerse, bildirebilir. Bu bakımdan mucizeyi, kerameti inkâr
etmek caiz değildir. 3- Haramı haram,
helalı helal bilmek. Harama helal, helale haram diyen kâfir olur. 4- Allahü teâlânın
azabından emin olmamak ve gazabından çok korkmak gerekir. Kur’an-ı kerimde,
Rabbin azabından korkanların, Onun azabından emin, garantili olmadığı
bildiriliyor. (Mearic 27-28) 5- Bir insan
ne kadar çok günah işlerse işlesin, kendini yüzde yüz Cehennemlik bilmemeli.
Hadis-i kudside buyuruldu ki: (Kulum, göklere
ulaşacak günah işlese; fakat rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret
dilerse, affederim.) [Tirmizi] Kur’an-ı kerimde de buyuruldu ki: (Ey günahı
çok olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların
hepsini affeder. O sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53] 6- Hem Allah’ın azabından emin olmamalı, hem de Onun rahmetinden ümit kesmemeli!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mümin havf
ve reca [korku ile ümit] arasında bulunursa, Allahü teâlâ, o kuluna
ümit ettiğini verir ve korktuğundan onu emin kılar.) [Tirmizi] 7- Hubb-i fillah, buğd-i fillah üzere olmak. Yani
sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini de Allah için sevmemektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İmanın temeli
müslümanları sevmek ve kâfirleri sevmemektir.) [İ.Ahmed]
Cenab-ı Hak, Hz.İsa’ya buyurdu ki: (Yer ve göklerdeki
bütün mahlukatın ibadetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma
düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz.) [K.Saadet] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |