İnsan başı
boş değildir
Bir okuyucu, ateist bir bayanın şu görüşlerini yazmış: “İnsanın et yemeye gereksinimi [ihtiyacı] vardır. İslam dini
domuzu yasaklamakla bizi bu gıdadan yoksun ediyor. İnsanın cinsel gereksinimi
vardır. İslam, yabancılarla veya kendi yakınları ile beraber olmayı
yasakladığı için bekarlar cinsel gereksinimden yoksun kalıyor. Vücudun
güneşe yani D vitaminine gereksinimi vardır. D vitamini olmazsa raşitizm hastalığı
olur. Bayanları kapatmakla D
vitamininden yoksun bırakıyor. Bunun gibi yasaklar kalkıp Müslümanlar
özgürlüğe kavuşturulmadıkça İslamiyet çağdaş din olamaz.”
Okuyucu soruyor: Böyle düşünenlerin sesini kesmek için bunlar
düzeltilemez mi? CEVAP Biz okuyucuyu daha çok yadırgadık. Dini biz mi kurduk da, biz değiştirelim. Kanunları bile kim yapmışsa, yine
onlar değiştirmiyor mu? Millet meclisi koymuşsa, yine meclisin değiştirmesi
gerekir. Herkes dini değiştirirse, ortaya insan sayısı kadar din çıkar.
Artık buna da din denmez. Ateistin iddiaları ilimden yoksundur. Domuz eti yemeyince gıdasız
kalmayız. O Allah, besmelesiz kesilen kuzu etini de yasaklıyor. Kim
emir dinleyecek diye imtihan ediyor. Domuz eti, serçe eti gibi lezzetli
olsa da, imtihanı kazanmak için Allah’ın emrine uymak gerekir. Ateist, nikaha da saldırıyor. İnanmayan toplumlarda bile, nikah belli
bir düzen sağlar. Hayvanlar gibi düzensiz yaşamayı savunmak çok tuhaftır.
Nikah kalkınca ana baba mefhumu kalkar. Ateistin tesettürü, D
vitaminine engel gibi göstermesi de çok gülünçtür. Soğuk ülkelerde yaşayan
insanlar ister istemez kapalı geziyorlar. D
vitamini alamadıkları için hasta mı oluyorlar? İslam ülkelerindeki tesettürlü
bayanlar, kapandıkları için,
raşitizm hastası mı oluyorlar? Uzmanların bildirdiğine göre, yüzün yeteri kadar güneş ışığına mâruz kalması sonucunda gerekli olan D
vitamini alınır. Fazla D vitamini zehirlenmelere, önemli zararlara
yol açar. Sıcak bölgelerdeki insanların esmer veya siyah olması D
vitamininin yeterinden fazla meydana gelmesine mani olur. D vitamini
mutlaka güneşten alınması gerekmez. Birçok gıdada D vitamini
vardır. Mesela, balık, et, süt, tereyağı yumurta gibi gıdalarda D
vitamini vardır. Tesettürü D vitamini almaya engel göstermek
çürük bir iddiadır. Büyük İslam âlimi
İmam-ı Rabbani hazretleri
buyuruyor ki: Allahü teâlânın mubah ettiği, izin verdiği şeylerin çeşidi
ve sayısı pek çoktur. Haram ettiği, yasak ettiği şeyler ise, pek azdır.
Mubahlardaki fayda ve lezzet haramlardan çok fazladır. Allahü teâlâ
mubah işleyeni sever, haram işleyeni sevmez. Aklı olan kimse, çabuk
geçen bir lezzet için, Allahü teâlâyı gücendirmeyi elbette istemez.
(m.163) Allahü teâlâ kullarına çok merhamet ve ikram ederek, mubahlarla
zevklenmeye izin vermiş ve pek çok şeyi mubah etmiştir. Helal olan bu
sayısız zevkleri, lezzetleri bırakıp da, haram edilen birkaç zevke sapmak,
Allah’a karşı, ne kadar edepsizlik olur. Hem de, haram ettiği lezzetleri,
daha fazlası ile mubahlarda da yaratmıştır. Helal olan çeşitli nimetlerin
zevkleri bir yana, insanın işinden, Rabbinin
razı olmasından daha büyük zevk olur mu? Bir kölenin işini, efendisinin
beğenmemesinden daha büyük sıkıntı olur mu? Biz kuluz, sahibimiz olan
Allah’ın emrindeyiz. Başı boş değiliz. (m.73) Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allahü teâlâ,
kullarına zulmetmez, onlar kendilerine zulmediyorlar. [Yani onları
azaba, sürükleyen çirkin işleridir.])
[Nahl 33] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |