Zina
Yüzümdeki
sivilcelerimin geçmesi için evlenmemi veya geneleve gitmemi söylediler.
Hatta, birçok kimse, evlenmeden önce mutlaka geneleve gitmenin gereğinden
bahsediyor. Zina haram değil midir? CEVAP Bunları din cahilleri,
namaz kılmayan, haramdan çekinmeyen kimseler söyler. Zina çok büyük
günahtır. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Zinaya yaklaşmayın!
O; hayâsızlık, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur.) [İsra 32] (Ey Resulüm,
müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar!
Müslüman kadınlar da ziynetlerini göstermesinler, başörtülerini yakalarına
kadar örtsünler!) (Nur 31) Hadis-i
şeriflerde de buyuruldu ki: (Yemin ederim
ki, birinin başına demir çivi sokulması, yabancı bir kadına dokunmasından
daha hafiftir.) [Taberani] (Allah indinde
zinadan büyük günah yoktur.) [R.Nasıhin] (Sizin için en
çok korktuğum şey zinadır.) [Taberani] (Zina etmeyin,
kadınlarınızın cazibesi, sevgisi gider, soğukluk başlar.) [İ.Neccar] (Rüyamda, heladaki
necaset gibi pis kokan kimseler gördüm. Sonradan bunların zina edenler
olduğunu öğrendim.) [İ.Hibban] ([Bilhassa] zina eden ihtiyar lanete uğrar.) [Bezzar] (Zina fakirliğe
yol açar.) [Beyheki] (Gençliğini zinadan
koruyan [mümin] Cennete girer.)
[Beyheki] (Bir kadın, beş
vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği
kapıdan Cennete girer.) [İbni Hibban] Siz iffetli olursanız Erkekler,
iffetsiz [yani namussuz] olursa, geneleve falan giderse, karıları, kızları
da kötü yola düşebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Siz iffetli
olursanız, kadınlarınız da iffetli olur.) [Hakim] (Ey gençler,
namusunuzu koruyun, zina etmeyin! İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet
vardır.) [Hakim] (Kötülükten korunmak
için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) [İbni Asakir] (Onun bunun karısını,
kızını ayartan bizden değildir.) [İ.Ahmed] (Zina eden, aynı
şeye maruz kalır.) [İ.Neccar] ["Çalma
elin kapısını, çalarlar kapını", "Eden bulur" denmiştir.] Kur'an-ı
kerimde mealen, (Fuhşun açığına
da, gizlisine de yaklaşmayın) buyuruluyor. (Enam 151) Buradaki
yaklaşmayın demek, zinaya
götürecek sebeplerden, hareket ve işlerden sakının, yabancı kadınları
düşünmeyin, onlarla konuşmayın, onların seslerini dinlemeyin, onlara
bakmayın, demektir. Yabancı
kadınlara bakmak gözü zayıflatır, kalbi karartır. Peygamber efendimiz
de, "göz zinası" hakkında buyuruyor ki: (Azab-ı İlahiden korkarak, başını yabancı kadından çevirene,
Allahü teâlâ ibadetin tadını duyurur.) [Hakim] (Harama bakmayan
gözler, Cehennem ateşi görmez.) [İsfehani] (Kadına, şehvetle
bakanın, gözlerine erimiş kurşun dökülüp, Cehenneme atılır.) [M. Enhür] (Komşu kadına,
arkadaş hanımına şehvet ile bakmak, yabancı kadına bakmaktan on kat
daha günahtır. Evli kadınlara bakmak, kızlara bakmaktan bin kat daha
günahtır. Zina günahları da böyledir.) [Taberani] (Avret yerini
açana, başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) [Beyheki] (Kadının yüzünden
ve iki eli ayasından başka bütün bedeni avrettir.) [M.Enhür] Kadınların,
Kur'an-ı kerim, mevlid, ilahi okuyarak seslerini erkeklere duyurmaları
haramdır. [hoparlör, radyo ve TV ile duyurmaları ise mekruh olur.] (Tergibüssalat,
Hadika) Namahremle konuşmak Kadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle konuşamaz. Ramuz’un 469. sayfasında yazılı ilk hadis-i şerif şöyle: (Ey kadınlar,
ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz olmayanlarla konuşmayın!)
[İbni Said] Zinanın zararı
Zina
edenlerin çeşitli belalara maruz kalacağını dinimiz bildirmektedir.
Zina eden, iki cihanda da rezil olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir yerde, zina
ve riba çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz
kalır.) [Hakim] (Zina fakirlik
getirir.) [Buhari] (Zinaya devam
eden, putperest gibidir.) [Harâiti] (Yedi kat yer
ve gök, zina eden ihtiyarlara devamlı lanet eder. Zina edenlerden çıkan
pis kokular, Cehennemdekilere azap verir.) [Bezzar] (Bir facire [kötü] kadının fücuru [kötülüğü] bin erkeğin fücuru gibi ve bir iyi kadının
iyiliği, yetmiş sıddıkın iyiliği gibidir.) [Ebu Nuaym] Diğer
ailevi ve sosyal zararlardan başka, zina edenin, dünyadaki çekeceği
üç zarar: Rızkı
noksanlaşır, Ömrü
kısalır, Yüzünde
nur kalmaz. Ahiretteki
üç zarar: 1- İlahi gazaba
uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Zina edenin
yüzü Cehennemde ateşle yanar.) [Taberani] 2- Hesabı çetin
olur. Allahü teâlâ Musa aleyhisselama, (Zina
edene giydirilecek olan ateşten gömlek, bir dağa atılsa, dağ yanıp kül
olur) diye vahyetti. 3- Cehenneme atılır.
Zina edip tevbe etmeden ölen, ahirette büyük azaplara düçar olur. Hatta Cehennemdekiler bile bunlardan rahatsız
olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Zina edenlerin
avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir.) [Bezzar] Zararın
neresinden dönülürse kârdır. (Allah
artık beni affetmez) diyerek günahlara devam etmemelidir! Günahım
çok diye tevbeden kaçmamalıdır. En büyük günahların da tevbesi olur.
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Ey günahı çok
olan kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah günahların
hepsini affeder. O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.)
[Zümer 53]
Hanımı zina eden erkeğe de günah
yazılır mı? Haberi olsa yine aynı mıdır? CEVAP Haberi olmazsa
erkeğe günah yazılmaz. Kur'an-ı kerimde, (zina etmeyin) denmiyor, (zinaya yaklaşmayın) buyuruluyor. Yani
zinaya götürecek her işten uzak durmanın gerektiği bildiriliyor. Gerekli
tedbir alınmalı, zinaya ortam hazırlanmamalıdır! Erkek zinadan haberi
olur da, ses çıkarmazsa, günaha ortak olur. Eğer zina eden imanlı ölürse,
ahirette cezasını çektikten sonra, Cennete girer. Cehennemde ebedi kalmak,
kâfirlere mahsustur. Müslümanın ne kadar çok günahı olursa olsun, cezasını
çektikten sonra Cennete gider. Günahların hepsinden
sakınmak gerekir. Günah işlene işlene hafife
alınır. Günahı hafif görüp önem vermeyen de küfre düşer. Zina
etmiş bir bayanla evlenmem günah olur mu? CEVAP
Zina
eden bayanla evlenmek günah değildir. Çünkü (Zina eden kadını, başka erkekler nikah edemez) mealindeki âyet-i
kerime, Nisa suresinin üçüncü âyeti ile ve hadis-i şerif ile nesh edilmiştir. Bu olayı hazmedebiliyorsanız, kadın da uygun
birisi ise, evlenebilirsiniz. Modern
bir aileyiz. Eşimle flört ederek, yani birbirimizi iyi tanıyarak, anlaşarak
evlendik. İki de çocuğumuz oldu. Gayet mutluyuz. Nasıl olmuşsa, karım,
bir defa beni aldatmış, bir erkekle ilişkiye girmiş. Duyunca yıkıldım.
O da çok pişman, ağlıyor, beni affet, bir daha asla yapmam diyor. Eşimi
iyi tanıyorum, öyle bir şey yapmazdı, ama olmuş bir kere. Birbirimizi
seviyoruz. Affetsem günah olur mu? CEVAP Siz
yeterli tedbiri aldıktan sonra, o zina etmişse, size hiç günahı olmaz.
O sizi değil, kendini aldatmış olur. Hanım günahkâr olabilir. Erkek,
hıristiyan yani kâfir bir bayanla da evlenebilir. Onun kâfirliği
ona ait olur. İnsanın
yaratılışı şöyle ki, hanım günah işlediği için değil, kıskançlığımızdan
dolayı bize ağır gelir. Yoksa hanım bir kere içki içse, yahut bir kere
namaz kılmasa veya dinimize göre giyinmese, o kadar üzülmeyiz. Müslüman
olmayan bile eşinin zina etmesini kabullenemez. Bir
adam Peygamber efendimize geliyor, hanımım
zina ediyor, ne yapayım diyor. Peygamber efendimiz, (Boşa) buyuruyor. Adam, ama onu çok seviyorum diyor. (O zaman ona zina etme fırsatı verme) buyuruyor.
Buradan
da anlaşılıyor ki, eğer insan kabul edebilirse, zina etmiş bir bayanla
da evliliğini sürdürebilir. Eğer boşamazsanız, affederseniz, bir daha
bu konuyu asla ağzınıza almayın, o da almasın. Pişmanım falan da diyerek
gündeme getirmesin, unutmuş gibi hareket edin. Tazelendikçe dert de
tazelenir. Namaz
kılıp kılmadığını, eşinizin tesettürlü olup olmadığını yazmamışsınız.
Kapalı olmak, namaz kılmak ve erkeklerden uzak durmakla zina önlenmiş
olur. Bu üçünden biri noksan olursa zina tehlikesi her zaman mevcuttur.
Bu üçüne sahip olursanız, zina ihtimali asgariye inmiş olur. Kocam
bir otelde çalışıyor. Çok iyi birisidir, buna rağmen otele gelen yabancı
kadınların birisi ile fuhuş yaptığını ben sormadan itiraf etti. İki
çocuğumuz da var. Kesinlikle bir daha böyle bir şey yapmayacağını söyledi.
Benim sormak istediğim şey, nikahımız düştü mü? CEVAP Zina
etmekle nikah düşmez. Yol yakınken eşiniz, bir kontrolden geçse iyi
olur. Yabancı kadınlar AIDS taşıyabilir veya başka hastalık olabilir.
Eşinizin çalıştığı ortam kötüdür. Daha uygun bir ortamda iş bulmaya
çalışmalı. Dinimiz bir kadınla bir erkeğin bir odada yalnız kalmasına
halvet diyor, haram olarak bildiriyor ve (Üçüncüleri
şeytan olur) buyuruyor. Kötü ortamlardan uzak durmalı. AIDS
hakkında hadis-i şerif var diyorlar doğru mudur? CEVAP
Frengi
ve Aids gibi bulaşıcı hastalıklar, Avrupa’dan,
[Frenkten] gelmiştir. Eskiden Avrupa’dan gelen şeylere frenk malı denirdi. Frenk üzümü, frenk gömleği gibi. Fuhuşla yayılan hastalığa da, onlardan
geldiği için frengi denmiştir.
Bir hadis-i şerifte, (Kötü kadınlar,
çoğalıp, zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı
hastalıklara maruz kalır) buyuruluyor. Frengi gibi, Aids
de daha önce görülmemişti. Şimdiye kadar görülmemiş daha başka hastalıklar
da çıkabilir. Onun için bu hadis-i şerifte bildirilen hastalığa sadece
Aids demek yanlış olur. Avrupa’dan gelen Frengi, bel soğukluğu
da sonradan meydana çıkmıştır. Üniversite
yıllarında bir bayanla zorunlu bir arkadaşlık yaşadım. Bu arkadaşlık
sonunda onunla birlikte oldum. Ve olduğum anda bin pişman oldum. İşlediğim
bu büyük günah, benim onunla evlenmemi gerektiriyor mu? (Aslında bu
bayan iyi birisi.) CEVAP Zina
edenle evlenme mecburiyeti yoktur. Zina
eden yani en büyük günahlardan birini işleyen nasıl iyi bir insan olabilir?
İyi huyları olabilir. Yahut sana ilgi gösterdiği için sana iyi gelebilir.
Başkaları ile de samimi olup olmadığını, zina edip etmediğini iyi biliyor
musun? Veya bu işe alışmışsa yani onun için normal ise, seninle evlendikten
sonra başkalarıyla yine yapabilir mi? Bunları siz bilirsiniz, ona göre
hareket edin. Zararlı yayın organlarını eve sokmanın neticesi! Bir
arkadaş hanımı ile beraber olduğu zaman başka kadınları düşünüyormuş.
Bu durumda zina olur mu? CEVAP
Siz
erkekler düşünürsünüz de, kadınlar düşünmez mi? Bayanlardan da aynı
soruyu soruyorlar. Onlar da başka bir artisti, sanatçıyı düşünüyorlarmış.
Zina olur mu diye soruyorlar. Zararlı yayın organlarını seyretmenin,
okumanın, eve sokmanın neticelerinden sadece bir tanesi! Kitaplarda
yazıyor, baldızını düşünürse şöyle olur, mahrem akrabasını düşünürse
şöyle olur, yabancı kadını düşünürse şöyle olur diye. Düşünceden düşünceye
fark var. Bilinen zina günahı olmaz. Hani var ya, göz zinası, el zinası,
dil zinası. Bu da düşünce zinası. “Ben ölmem” veya “Cehennem ateşi bana zarar vermez”
diyen, dilediği kötülüğü işlesin! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünya için,
dünyada kalacağın kadar çalış! Ahiret için, orada sonsuz kalacağına
göre çalış! Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme
dayanabileceğin kadar günah işle!) [Eyyühel veled]
Göz
zinası ile normal zina aynı mıdır? CEVAP Günahlar
derece derecedir. Mesela bir fahişe ile zina var, bir de evli kadınla
var, bir de kız ile zina var. Hepsi birbirinden günah bakımından farklıdır.
Bir bayana şehvetle bakmak günah, öpmek daha büyük daha günah, zina
etmek daha büyük günah. Bu bayan arkadaşın hanımı ise veya komşu ise
daha büyük günah. Ama günahın küçüğünden de kaçmalıdır, küçük günahları
devamlı işlemek büyük günah yerine geçer. İffetin önemi
Allahü teâlâ, insan neslini devam
ettirmek için, erkek ve kadınları birbirlerine cazip kılmıştır. Aynı
zamanda, bu duygu karşısında, insanları dünyada çetin bir imtihana tâbi
tutmuştur. Bu imtihanı kazanan, dünya ve âhiretin kahramanıdır. İnsanların
iyi veya kötülüğü, daha çok iffet işinde belli olur. Allahü teâlâ, Kur'an-ı
kerimin birçok yerinde, iffetini koruyabilene, büyük mükâfatlar vaat
etmiş, iffetini korumayana da, Cehennem azabını göstermiştir. Allahü
teâlâ, iffetsizleri, adam öldüren bir kâtil ile bir tutmaktadır. Müminlerin
vasfını anlatırken de buyuruyor ki: (Müminler,
namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir,
zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine
riayet eder.) [Müminun
1-8] İffetsiz olan, Allah katında günahkâr,
halkın yanında da şerefsizdir. Bir namussuzun toplumdaki iyilerin yanında
itibarı [saygınlığı], bir köpeğin itibarı kadar yoktur. Zengin ve çok
güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır. Fakir ve namuslu bir
kadın ise, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır. Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler,
kavgalar, kıskançlıklar, özetle bütün fenalıklar, iffetsizlik yüzünden
meydana gelmektedir. İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini
bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz.
Bu kuvvetli duygu karşısında, insanları alıkoyacak çareler vardır. Bu;
terbiye ve ahlâk meselesidir. Allah’tan korkan bir insan iffetsiz
olamaz. O halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim
için en başta gelen görev oluyor. Allahü teâlâdan korkmak için, Allah’ı
iyi bilmek lazımdır. Allah’ı bilmek için, onun büyüklüğünü ve sıfatlarını
öğrenmek zorundayız. Allahü teâlâyı hiç düşünmeyen bir topluluk için,
Allah korkusuna sahip olmak kolay değildir. Allahü teâlâdan korkmak
da, bir bilgi, bir çalışma ve bir gayret işidir. Durup dururken, Allah
korkusu meydana gelmez. Dinin emir ve yasaklarına riayet edene kolay
gelir. Özellikle büyük şehirlerde iffet
işi tehlikeli bir yoldadır. Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi
aklı ve anlayışı ile iffetini muhâfaza etmesi, cidden güçtür. O genç
kız, (eğer biraz da güzelse), hatıra ve hayale
gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir. Bu tehlike, okulda, yollarda,
otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette
yakasını bırakmaz. Kızlarımız, tehlikeler karşısında âciz bir mahluk olarak, ahlâksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır. Bu devirde herkesten, her yerde ona zarar gelebilir. Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve haysiyetinedir. Paraya olan zarar telafi edilebilir. Manevi zarar, yerine konamaz. Ahlâksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür. İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli. Bu tehlikeli bir tecrübedir. Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez. İffeti muhâfaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır. Gençliğin hakkı adı altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır. Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir. Fakat iş işten geçmiştir. Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir. Kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz. Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi karşısında, yenilebilir. Artık o kız, tuzağa düşmüştür. O tuzaktan kurtulan pek az veya hiç yoktur. Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha kolay bir iştir. (Göz görmeyince, gönül katlanır) diye bir atasözü vardır. Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş olur. Giderse, kurtulması zordur. İffet; bir genç kızın veya kadının, değer biçilemeyen bir mücevheridir. Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü teâlâdan korkmayan her erkek bütün şeytanlığını kullanır. Ele geçirdikten sonra, maksadına erişmiştir. Artık o, mücevherlikten çıkmış, âdi bir taş olmuştur. Sokağa atılıverir. Bu alışverişte, erkek, bir namus hırsızı, kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zavallıdır. Her kötülüğün
tek ilacı
Büyük
günahlardan mesela zinadan, livatadan, içkiden
kurtulmanın çaresi nedir? CEVAP Her
türlü günahın tek ilacı vardır. Bu ilaç Kur'an-ı kerimde açıkça bildiriliyor.
Bu ilacı kullanan her müslüman, alışkanlık haline gelen büyük günahlardan
mutlaka kurtulur. Ankebut suresi 45. âyet-i kerimesinde (Namaz, münker ve fahşadan
[edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata
gibi her türlü kötülükten] alıkoyar) buyuruldu.
Bir
genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumunu
Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkor) buyurdu. (Haram işliyorsa, namaz kılmasın) demedi,
(Namaza devam etsin) buyurdu.
Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi
oldu. Bu bakımdan mutlaka namaz kılmalıdır! Namaz
kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Cennetin anahtarı
namazdır.) [Darimi] (Namazın dindeki
yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani] (Namaz kılan,
Kıyamette kurtulur, kılmayan perişan olur.) [Taberani] (Namaz, Allah’ın
hoşnut olduğu amellerin en faziletlisidir. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir.
İmanın başı ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cenne] (En faziletli
amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebu Davud] (Allah beş vakit namazı farz kıldı. Eksiksiz eda edeni
Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur,
böyle kimseye dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar.) [Ebu Davud] (Müslüman, namaz
kılarken günahları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından
dökülür. Namazı bitirince hiçbir günahı kalmaz.) [Taberani] (Mümin, Allah
rızası için namaz kılınca, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günahları
dökülür.) [İ.Ahmed] (Her namaz vakti
gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hasıl olan
ateşi namaz kılarak söndürün!" derler.) [Taberani] Bir
kimse, (İman eder, namaz kılar,
zekât verir, oruç tutar ve diğer ibadetleri yaparsam, kimlerden olurum?)
diye sual edince, Peygamber efendimiz,
(Sıddık ve şehidlerden olursun)
buyurdu. (Bezzar) Namazı
terkin cezası
Namaz
kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük
günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki’de
büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyamette kulun
ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır. Namaz düzgün ise, diğer amelleri
kabul edilir. Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani] (Namaz kılmayan,
Kıyamette, Allah’ı kızgın olarak bulacaktır.) [Bezzar] (Namazı kasten
bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın
himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym] (Beş vakit namazı
kasten, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum
olur.) [İbni
Mace] (Namaz dinin direğidir,
terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki] (Namaz kılmayanın
dini yoktur.) [İbni Nasr] (Bizimle kâfir
arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai] Yukarıdaki hadis-i
şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır: Dinimizde en büyük
günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez.
Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla
ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer
günahları işlemekten çekinmez. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir
olacağını bildirmişlerdir. Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun
muhakkak namazı kılmalı! |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |