Şehid mi üstün yoksa Peygamber
mi?
(Hayber’de yediği zehirli etin tesiriyle
Resulullah şehid oldu) deniyor. Bu olay nasıl oldu, anlatır mısınız? CEVAP Hayber’de bir Yahudi kadını, bir koyun kesip,
Resulullah ve eshabını davet etti. Eshab-ı
kiramla birlikte birer lokma aldılar. Sonra (Bu yemekten yemeyin) buyurdu. Kadına da, (Bu eti zehirledin mi) diye sordu. Kadın, (Nasıl bildiniz?) dedi.
(İşte bu et haber verdi) buyurdu. Kadın,
(Evet ben zehirledim, eğer peygamberse, ona zehir tesir etmez, değilse
kurtuluruz) diye düşünmüştüm. O yemeği yiyen Bişr bin Bera gibi sahabeler zehrin etkisiyle şehid oldular. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin hastalığı son hastalığı baş ağrısı ile başladı ve
çok ateşli idi. Ateşin ne kadar fazla diyenlere, (Belanın en şiddetlisi peygamberlere gelir) buyurdu. Sevgili peygamberimiz
çok ateşli olduğu için, hastalığına humma yani bir cins sıtma demişlerdir.
Zatülcenb diyenler de olmuş, fakat Peygamber
efendimiz, (Zatülcenb bana musallat olmaz) buyurdu. Hz.
Ali anlatır: Resulullahın mübarek rengi değişti, mübarek alnı
terledi. Hz. Fatıma bunu görünce, “Vay babam,
canım sana feda olsun. Senden sonra halim nice olur” diye ağlamaya başladı.
Resulullah, onun ağlamasını işitip, (Ya
rabbi, buna sabır ver) dedi. Sonra (Ya Fatıma, ey gözümün nuru, bu babanın son
acılarıdır. Bundan sonra baban hiç sıkıntı çekmez. Kızım, sabret, ağlama.
Çünkü melekler senin ağlaman için ağlar) buyurdu. Azrail aleyhisselam köylü suretinde kapıya gelip, “İzin var mı içeri girmeye” dedi. Hz. Fatıma
şimdi babam, kendi haliyle meşguldür, içeri giremezsin” dedi. Yine tekrar
izin istedi. Yine önceki gibi özür diledi. Üçüncüde, yüksek sesle izin
istedi. Bütün ehl-i beyt, onun heybetinden
korkup titremeye başladılar. O zaman kendinden geçmiş olan Fahri âlem
uyanınca, (Ne oluyor?) buyurdu. Bir köylü girmek
için izin istiyor. Ne kadar özür dilediysek, kabul etmedi dediler. Resulullah,
(O köylü değil ölüm meleğidir) buyurdu.
Cebrail aleyhisselam gelip, Allahü teâlânın selamını bildirdikten sonra;
“Ya Resulallah, ölüm meleği, içeri girmeye izin
istiyor. Şimdiye kadar kimseden izin istemedi. Bundan sonra da istemez"
dedi. Resulullah izin verdi. İçeri girip selam verdi. “Ya Resulallah, ne istersen öyle yapmak için
emir aldım, dilersen şerefli ruhunu alıp yükselteyim, dilersen dönüp
gideyim” dedi. Resulullah Cebrail aleyhisselama baktı. O da, “Ya Resulallah!
Allahü teâlâ sana müştaktır” dedi. Sonra Azrail’e işini görmesini
işaret etti. Peygamber efendimiz, son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ
hissediyorum. Zehrin tesirinden ebherim, bıçak
gibi kesiliyor) buyurdu. (Buhari) [Ebher
aort denilen atardamardır.] Abdullah bin Mesud ve Eshab-ı kiramın
büyükleri buyuruyor ki: (O zehirli
etin tesiriyle Resulullah şehid oldu.) Peygamberlik şehidlikten üstündür. Ama şehidlik de nimettir.
Allahü telâlâ Habibine bu nimeti de vermek
için son hastalığında zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledünniyye, Mearicinnübüvve) Vehhabiler diyor ki: Peygamber ölüdür. Ölü işitmez, faydası ve zararı olmaz. Şu
değneğin faydası olur, ölmüş Peygamberin faydası olmaz. CEVAP
Tibyan’da bildiriliyor ki: Bedir’de falanca filanca öldü gitti denildiği
zaman, Allahü teâlâ, şehidler için ölü denmesini yasaklayıp buyurdu
ki: (Allah yolunda öldürülenlere ölü
demeyin. Bilakis onlar diridir, ama siz bunun şuurunda değilsiniz.) [Bekara 154] Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki: (Uhud’da
şehid olan kardeşlerinizin ruhları yeşil kuşların kursaklarındadır.
Onlar Cennetin ırmaklarından su içerler, meyvelerinden yerler ve Arş’ın
gölgesinde asılmış altın kandillerle giderler, istirahat ederler. Yiyecek,
içeceklerin lezzetini ve orada yaşanan hayatın güzelliklerini tattıkları
zaman, (Allah’ın bize neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de cihaddan
çekinmeselerdi) dediler. Allah da, ben onlara, sizin durumunuzu bildiririm
buyurdu.)
[Müslim, Tirmizi, İbni Mace] Bu konu ile ilgili âyet-i kerime meali de şöyledir: (Allah yolunda
öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir ve Allah’ın
bol nimetinden sevinç içinde rızıklanırlar,
arkalarından kendilerine ulaşamayan [henüz şehid olmamış] kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini
müjdelemek isterler.) [Al-i İmran 169] Birinci âyette, Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin,
onlar diridir diye ikaz ediliyor. İkinci âyette de, Allah yolunda öldürülmüş
olanların diri olduğu ve yiyip içtikleri bildiriliyor. Şimdi vehhabilere soruyoruz: Şehid mi üstün,
yoksa Peygamber mi? Şehid sıradan bir Müslüman’dır. Savaşta ölenin imanı varsa şehid olur.
Attan düşüp ölen bile şehiddir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Suda boğulan, yangında ölen,
enkaz altında kalarak ölen şehiddir.) [İbni Asakir] (Abdestli yatıp da ölen şehiddir.)
[Deylemi] (Mütteki
müezzin, şehid gibidir. Ölürse kabrinde kurtlanmaz.) [Taberani] (Allah’tan sıdk
ile ihlas ile şehidlik isteyen, yatağında ölse bile, şehid olur.) [Müslim] Allah yolunda ölen şehide ölü demek caiz değil iken, bütün
ömrünü Allah’ın emrine uyarak Allah yolunda geçiren Peygamberimize ölü
demek nasıl caiz olur? Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Her peygamber,
kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki] (Toprak,
peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat
okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam
söyledi" der.) [İbni Mace] İki âyet-i kerime meali şöyledir: (Peygamber,
müminlere kendi canlarından üstündür.) [Ahzab 6] (Bütün dinlerden
üstün kılmak üzere, Resulünü hidayet ve hak din ile gönderen Odur.) [Fetih 28] Bu iki âyetten anlaşıldığı gibi, Peygamberimizin dini diğer
dinlerden üstün olduğu gibi, kendi de
herkesten üstündür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ben bütün
insanların efendisiyim.) [Buhari] Şehidlerin ruhu yaşıyor da, âlemlere rahmet olarak gönderilen
Resulullahın ruhu yaşamıyor mu? Ruh ölmez, kâfirlerin ruhu bile ölmez.
Peygamberin Allah yanında bir şehid kadar da kıymeti yok mu? Şehid diri oluyor da, Peygamber niye diri olmasın? Şehid Cennette
rızıklandırılıyor da Peygamber niye rızıklandırılmasın? Peygamber hâşâ Allah yolunda olmazsa, şehid Allah yolunda nasıl
olur? Peygamber diri olmazsa şehid nasıl diri olur? Peygamber işitmezse,
şehid nasıl işitir? Halbuki şehidin, müslümanlığı
da şehidliği de bu Peygambere iman etmeye bağlıdır. Peki şehidler Allah yolunda da, haşa peygamberler, sıddıklar, ulema-i rasihin ve emr-i maruf yapanlar şeytanın yolunda mıdır? Bu ne çirkin
suçlamadır öyle? Resulullah şehid değil midir? Resulullah, son hastalığında,
(Hayber’de yediğim
zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım,
bıçak gibi kesiliyor) buyurdu. (Buhari) İbni Mesud hazretleri ve diğer Eshab-ı
kiram, (O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehid oldu) buyurdu. Peygamberlik
şehidlikten üstündür. Fakat şehid olmak da bir nimettir. Allahü teâlâ
Resulüne bu nimeti de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini
göstermiştir. (Mevahib-i
ledünniyye) Hacca gidip gelen herkes bilir ki, Vehhabiler, Resulullahın
kabri şerifini ziyaret edip Şefaat
ya Resulallah diyenlere, Ya
hacı, şirk şirk... diyerek Müslümanlara
müşrik diyorlar. Resulullahın ümmetinden olan şehidlere diri dedikleri
halde, Resulullaha ölü demeleri âyetlere de, hadis-i şeriflere de aykırıdır. Resulullah diri iken, Eshabına Allahü
teâlânın bir rahmeti olduğu gibi, öldükten sonra da bütün ümmeti için,
büyük nimettir. İyiliklere sebeptir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |