Kendini hesaba çekmek Peygamber efendimiz, (Ölmeden önce ölün, hesaba çekilmeden
önce kendinizi hesaba çekin) buyuruyor. Kendimizi hesaba nasıl çekeriz? CEVAP
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Kıyamet günü terazi kurarız. O gün, hiç kimseye zulmedilmez.
Herkesin, yaptığı zerre kadar iyilik ve kötülüğü meydana çıkarıp, teraziye
koyarız. Herkesin hesabını yapmaya yetişiriz.) [Enbiya
47] Peygamber efendimiz de buyurdu ki: (Akıllı kimse, günü dörde ayırır, birincisinde, yaptıklarını
ve yapacaklarını hesap eder. İkincisinde, Allahü teâlâya münacat eder,
yalvarır. Üçüncüsünde, bir işte çalışıp, helal para kazanır. Dördüncüsünde,
istirahat eder ve mubahlarla kendini eğlendirir, haramlardan kaçar.) [İ.Gazali] İslam âlimlerinin en büyüklerinden İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor
ki: Peygamberlerin gönderilmesi, İslamiyet’in emirleri, yasakları, hep, nefsi
kırmak, ezmek içindir. Onun taşkınca isteklerini önlemek içindir. İslamiyet’e uyuldukça, nefsin istekleri azalır.
Bunun içindir ki, İslamiyet’e uymak, nefsin isteklerini yok eder. Nefsin zararını önlemek için, iki cihad yolu vardır: 1- Ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, Riyazet
çekmek denir. Riyazet vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmak, Vera haramlarla birlikte, mubahları ihtiyaçtan
fazla kullanmaktan da sakınmaktır. 2- Nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna, Mücahede
denir. Bütün ibadetler mücahededir. Bu iki cihad, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır. Ruhu
kuvvetlendirir. Salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ, kullarının ibadetlerine muhtaç değildir, onların
günah işlemesi Ona hiç zarar vermez. Nefsi terbiye için bunları emretmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri yine buyuruyor ki: Evliyanın çoğu her gece, yatacağı zaman, o gün yapmış olduğu
işlerini, sözlerini, hareketlerini, hareketsizliklerini, düşüncelerini,
her birinin niçin olduğunu anlarlar. Kusurlarını ve günahlarını temizlemek
için, tövbe ve istiğfar ederler. Allahü teâlâya boyun bükerler, yalvarırlar.
İbadetlerini ve iyiliklerini de, Allahü teâlânın hatırlatması ile ve
kuvvet vermesi ile olduğunu bilirler. Bunun için, Hak teâlâya hamd ve
şükür ederler. Muhyiddin-i Arabi hazretleri, kendini böyle muhasebe
edenlerden biri idi. (Ben kendimi hesaba çekmekte, Meşayıh-ı kiramın
hepsinden ileri gittim. Niyetlerimi, düşüncelerimi de hesaba kattım)
buyururdu. Her gece yatarken yüz defa (Sübhanallahi
velhamdü lillahi
ve la ilahe illallahü vallahü
ekber) okuyan kimse, yüz defa tesbih, tahmid ve tekbir söylemiş
olur. Böylece, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır. [Tesbih sübhanallah, tahmid elhamdülillah, tekbir de Allahü
ekber demektir.] Tesbih söylemek, tövbenin anahtarıdır.
İnsan bunu çok okumakla, kusurlarının, günahlarının affedilmesini istemiş
olur. Günah işleyen bir kimse, bu emirlerin ve yasakların sahibinin
azametini ve kibriyasını düşünmüş olsaydı, Onun emirlerine karşı gelemezdi.
Günahları yapması, Onun emirlerine ve yasaklarına kıymet vermediğini
göstermektedir. Böyle şeyden, Allahü teâlâya sığınırız. Tenzih kelimesini,
[yani yukarıda yazılı olan tesbihi] çok okumakla, bu kusur affolunur. İstiğfar etmek, günahların örtülmesini istemektir. Tenzih kelimesini
okumak ise, günahların yok olmasını istemektir. O nerede, bu nerede? Sübhanallah şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi
çok kısadır. Manaları ve faydaları ise pek çoktur. Tahmid [elhamdülillah] kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya
şükredilmiş olur. Onun verdiği nimetlerin şükrü yapılmış olur. Tekbir [Allahü ekber] kelimesi, Allahü
teâlânın, kulların yaptığı şükürlerden çok yüksek olduğunu, Ona yakışan
şükür yapılamayacağını göstermektedir. Çünkü, Ona yapılan istiğfarlar,
af dilemekler için de, çok istiğfar etmek gerekir. Hak teâlâya yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir.
Bunun içindir ki kendisi, Saffat suresinin sonunda, (Sübhane Rabbike...)
buyurmuştur. Kendini hesaba çekmek isteyen, bu âyet-i kerimeyi çok okumalıdır!
Böylece istiğfar ve şükretmiş olur. İstiğfar ve şükredemediğini de ve
kusurlarını da bildirmiş olur. (Müjdeci Mektublar, m.309) Hesaba çekilme riski
var Ahirette hesaba çekilen herkes sıkıntı görür. Onun için sorgusuz
sualsiz Cennete girmeye çalışmalı! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyamette hesaba çekilen,
helak olmuştur.) [Buhari] (Hesaba çekilen azap
görmüş olur.) [Bezzar] (Kıyamette herkes, şu
dört suale cevap vermedikçe hesaptan kurtulamaz: 1- Ömrünü nasıl geçirdi?
2- İlmi ile nasıl amel
etti? 3- Malını nereden, nasıl
kazandı, nereye harcadı? 4- Bedenini nerede yordu?)
[Tirmizi] Ancak hesabı çok kolay geçenler de olacaktır. Mesela (Sen falanca
mısın?) diye sorulacak, sonra bekletmeden Cennete konacaktır. Mesela
Hz. Osman bunlardan biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Osman’ın şefaati ile
Cehennemlik olan 70 bin kişi, sorgusuz sualsiz Cennete girer.) [İbni Asakir] (Kıyamette hesaba çekilirken,
üç defa "Allah’tan
alacağı olanlar, kalksın ve Cennete girsin" diye ses duyulur. Oradakiler, "Allah’tan alacaklı olan da olur
mu ki?" derler. "İnsanları affedenlerdir" denir. Bunlar, kalkıp hemen sorgusuz sualsiz
Cennete girerler.) [Taberani] (Hacca giderken veya
gelirken ölenin, bütün günahları affolur. O kimse, hesaba çekilmeden
ve azap görmeden Cennete girer.) [İsfehani] (Sabırlı ve ihlaslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [Taberani] (Kibri, hıyaneti ve kul
borcu olmayan mümin, hesaba çekilmeden Cennete girer.) [İbni Hibban] (Allahü teâlâ, namazlarını
doğru olarak kılana, azap etmeden, sorgusuz sualsiz Cennete koyacağına
söz vermiştir.) [Hakim] (Din kardeşinin bir işini
yapmak için gidenin, her adımında 70 günahı affedilir ve ona 70 sevap
verilir. Bu iş bitinceye kadar böyle devam eder. İş yapılınca, bütün
günahları affedilir. Bu işi yaparken ölürse, sorgusuz sualsiz Cennete
girer.) [İ.Ebiddünya] (Ümmetim üç sınıftır.
Bir kısmı sorgusuz sualsiz Cennete girer. Bir kısmı hafif hesaba çekilerek girer. Bir kısmı da günahlardan temizlenerek
girer.) [Taberani] Suda boğularak ölen şehidlerin kul borçları da affedilir. Hak
sahipleri, bu şehidden haklarını istedikleri zaman, Allahü teâlâ, (Ondaki
haklarınızı benden isteyin) buyuracak, hak sahiplerine alacaklarını
fazla fazla verecektir. Şehid de, sorgusuz sualsiz Cennete girecektir.
Cennete sorgusuz sualsiz giren fazilet sahiplerine, sizin ameliniz
ne idi diye sorulduğunda, (Dünyada bize yapılan hakarete ve zulme sabreder
ve bunları affederdik) derler.
Bazı kimseler
de sorgusuz sualsiz Cehenneme girecektir. Yani hesapları da zor olacaktır.
Mesela bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Altı sınıf kimse, altı şeyden hesaba
çekilir, suçlu görüldükleri takdirde mahşer yerinde azap gördükten sonra,
Cehenneme atılır: 1- Hükümdarlar zulümden, 2- Araplar ırkçılık gayretinden,
3- Köy muhtarları kibirden, 4- Tüccarlar hıyanetten, 5- Köylüler cehaletten, 6- Âlimler hasetten.) [Ebu Ya’la] Salih müslüman olan, hesaba çekilmeden sorgusuz sualsiz Cennete girer. O halde iyi bir müslüman olmaya çalışmalıdır! |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |