Dine uymanın faydası Bilmeden İslamiyete uygun yaşayan, dünyada faydasını görür
mü? CEVAP Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, rahat ve saadet menbaı olan dinlerini gönderdi. Dinlerin sonuncusu İslam dinidir.
Diğer dinler, kötü insanlar tarafından değiştirildi. Müslüman olsun,
kâfir olsun, herhangi bir insan, bilerek veya bilmeyerek İslamiyete
uygun yaşarsa, dünyada hiç sıkıntı çekmez. Rahat ve neşe içinde yaşar.
Şimdi Avrupa’da ve Amerika’da İslamiyete uygun çalışan kâfirler böyledir.
Fakat, kâfirlere ahirette hiç sevap ve mükafat verilmez. Böyle çalışan,
eğer müslüman ise, ahirette de sonsuz saadete kavuşacaktır. İslam ahlakı ile yaşamak Ateist
genç diyor ki: Din
insanları uyuşturur, tembel yapar, sağlıklı düşünemez, çalışmayı, ilerlemeyi
engeller, binlerce yasak ve emirlerle insanı köle haline getirir. Kısaca
yaşamı zindan eder. Hiçbir kayda ve şarta yani bir kurala bağlanmayan
ise, huzur içinde özgürce yaşar. CEVAP Bu
sözlerin hiçbir ilmi değeri yoktur. Kuralsız yaşamak insanlara mahsus
değildir. Emir ve yasaksız toplum hayal edilemediği gibi, beraber yaşayan
iki kişiye bile kurallar gerekir. Birisi uyurken ötekinin gürültülü
şekilde çalışması uygun olur mu? Kuralsız toplum olmaz. Kuralsız oyun
bile olmaz. Yolda yürümekte bile kural gerekir. Trafikteki kurallar
olmasa ne olur? Elbette kargaşa olur. İnsanların,
sağlam ve rahat, neşeli yaşamaları ve ahirette sonsuz mutluluğa kavuşmaları
için Allahü teâlâ, insanlara gerekli bütün nimetleri yarattı. Bunlardan
nasıl yararlanacağımızı, nasıl kullanacağımızı, Peygamberleri aracılığı
ile gönderdiği kitaplarında bildirdi. Bu bilgilere Din denir. İslamiyet’in
koyduğu kurallar, sadece ahirette değil, dünyada da rahat içinde yaşamaya
sebep olur. Bir ateist bile, İslam ahlakına uygun yaşarsa, dünyada rahat
ve huzur içinde olur. Mesela, bir eczanede yüzlerce ilaç vardır. Her
ilacın kutusunda tarifesi vardır. İlacı, tarifeye uygun kullanan, yararını,
tarifeye uymayan zararını görür. Yeni bir makine, cihaz imal edilince,
içine prospektüsü [tarifesi] konur. O cihazı yapan, aletin sağlıklı
çalışabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilir. İnsanları
yoktan yaratan da, onun sağlıklı çalışabilmesi için ne yapması gerektiğini
elbette bilir. Kur’an-ı
kerimde buyuruluyor ki: (Yaratan hiç bilmez mi?) [Mülk 14] İşte
İslam ahlakına uygun yaşayan insan, inanmasa bile Allah’ın yarattığı
nimetlerden fayda görür. Branşında
uzman olan bilim adamı, incelediği zaman İslamiyet’in o hususta bildirdiği
kuralın faydalarını bulur. Yabancı bir bilim adamı diyor ki: “Namazdaki
hareketler beden için çok faydalı jimnastik hareketleridir. Gün gelecek,
[Bağnaz olmayan] doktorlar bunu reçetelerine yazacaklardır.” Oruç,
zekat, sadaka [yardımlaşma], sünnet olmak, temizlik, az yiyip az içmek,
az uyumak, istişare, kanaat, tevekkül, sabır, kul hakkı, adalet için
yazılıp çizilenleri çok kişi biliyor. Bunların tam ve en iyi şekli İslam
ahlakında vardır. Bir ateist bile bunları uygulasa dünyada faydasını
görür. Müslüman olarak uygularsa, o zaman kalbinde sevgiden hasıl olan
Allah korkusu da olacağı için, hiç kimse olmasa bile, hiç kimse anlamasa
bile, hiç kimse yakalayamasa bile, bu kurallar dışına çıkmaz, başkasına
zarar vermez. Veriyorsa, sevgisinde, kusur var demektir. Bunun suçu
da kurallarda değil, kendisindedir. Kurallara
uyabilmek için beden ve ruh sağlığı çok önemlidir. Rahat, huzur buna
bağlıdır. Bunun önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Halbuki
bu 1400 küsur yıldır İslam ahlakının temeli olup, emir ve tavsiyelerin
başında yer almaktadır. Bir hadis-i şerifte İslami
bilgilerin beden ve ahlak bilgisi olarak ikiye ayrıldığı,
bu ilimler içinde bedeni koruyan sağlık bilgisi ile ruhu koruyan
din ahlak bilgisinin önemi bildirilmektedir. Demek ki her şeyden önce,
ruhun ve bedenin zindeliğine çalışmak İslamiyet’in emridir. Hatta İslamiyet,
beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü, bütün
iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir. İslamiyet’te ruh temizliği
esastır. Yalancı, hilekâr, insanları aldatan, haksızlık eden, insanlara
yardım etmeyen, büyüklenen, yalnız kendi çıkarını düşünen bir kimse,
ne kadar ibadet ederse etsin, hakiki bir Müslüman sayılmaz.
Mükemmel
insan nasıl olur? CEVAP Bazı
vasıfları şöyledir: Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmaz, kızsa da zararlı iş yapmaz.
Büyüklenmez, son derece mütevazı, alçak gönüllüdür. Kendisine başvuran
herkesi dinler ve imkan buldukça yardım eder. Vakarlı, kibar, ağır başlı,
haysiyetlidir. Ailesini ve vatanını sever. Ana babasına, hocasına, âmirine
karşı saygılıdır. Kumar oynamaz, uyuşturucu kullanmaz, sarhoş olmaz,
yalan söylemez, hırsızlık, gasp yapmaz, kimsenin hakkına tecavüz etmez.
Hiç kimsenin canına, malına, ırzına dokunmaz. Hasetçi değildir. Başkasının
zararına sevinmez. Onlara karşı kin beslemez. Üç günden fazla dargın
durmaz, küsmez. Yumuşaktır, fakat pasif değildir. Cömerttir, cimri değildir.
Dedikodu etmez, suizanda bulunmaz. Sözünde durur kimseyle alay etmez,
onlara zulmetmez. Hainlik etmez. Sahtekâr değildir. Fitne çıkarmaz,
özür dileyeni affeder. Vaktini boş geçirmez. Lüzumsuz şeylerle uğraşmaz.
Ancak faydalı şeylerle meşgul olur. Yukarıdaki
emir ve yasaklar sadece İslamiyet’te vardır. Müslüman, bu emir ve yasaklara
uyduğu ölçüde mükemmel insandır. Tam uyabilirse mükemmelliği de tam
olur. Allah’ın evliya kulları böyledir. İslam dini kadar, açık ve mantıki
hiçbir din yoktur. Bu dinin esasını anlayan, seven ve uygulayan bir
kimse, dünya ve ahirette mutlu olur. Eğer bütün insanlar, İslam ahlakı
üzere yaşasalar, dünyada ne kötülük, ne hile, ne savaş, ne şiddet ve
ne de zulüm kalırdı. Bunun için, mükemmel bir insan olmaya gayret etmek
lazımdır. Yukarıdaki
hususlar İslamiyet’in emirleridir. Yerimizin müsaadesi ölçüsünde birkaçını
alalım. İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor
ki: (Ahlakınızı
güzelleştiriniz.) [İbni
Lal] (Sizin
imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim] (Ben
güzel ahlakı bildirmek için gönderildim.) [Beyheki] (Güzel
ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek,
sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki] (Din,
güzel ahlaktır.) [Deylemi] (En
faziletli mümin ahlakı en güzel olandır.) [Tirmizi] (Mallarınızla
herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlakla
memnun etmeye çalışınız!) [Hakim] (Yumuşak
davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.)
[Müslim] (En
iyi kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari] (Yumuşak
huylu kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.) [Tirmizi] (Halka
kolaylık, yumuşaklık gösteren Müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.)
[İ. Ahmed] Bir
kimse Resulullahtan nasihat istedikçe (Kızma, sinirlenme) buyurdu.
Birkaç kere sordukta, hepsine de (Kızma, sinirlenme) buyurdu.
(Buhari) Güzel
ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki: Her
binanın bir temeli vardır. İslamın temeli de güzel ahlaktır. Güzel ahlak;
güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir. Güzel ahlakın
en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek,
bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır. Güzel ahlak, Yaratandan dolayı,
yaratılanları hoş görüp, onların eziyetlerine sabırdır. Bir müslümana
çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan mümin sıfatlı değildir.
Herkese karşı güler yüzlü olmalı. Kısacası Müslüman, hasreti çekilen
insan demektir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |