Tevazu her iyiliğin anahtarıdır
* Tevazu, cahilden veya çocuktan da olsa, hakkı işitince boyun
büküp hemen kabul etmektir. * Tevazu, karşılaştığı her Müslümanı kendinden aşağı bilmemektir.
* Baş olmayı seven, iflah olmaz. Kendinden daha kötü birinin
bulunduğunu sanan kibirlidir. * Her nimet sahibi haset edilir. Haset edilmeyen tek nimet,
tevazudur. * Ehl-i sünnet olan şerefli insan, ibadet edip yükseldikçe
tevazu gösterir. Bid’at ehli olan âdi kimse ise, ibadet ettikçe büyüklenir,
herkese tepeden bakar. * Tevazu göstermek de kibirdendir. Çünkü kendinde bir varlık
hisseden tevazu göstermeye çalışır. Halbuki mütevazı kimse, kendinde
bir varlık görmez ki tevazu göstersin. Alçak gönüllü olan kurtulur,
kibirli olan yanar. * Tanıdık salih kimseleri ziyaret etmemek kibir, fakirleri
ziyaret, tevazu alametidir. * Kibir her iyiliğe engeldir, tevazu, her iyiliğin anahtarıdır.
Kibirli değilim diyen, kibirlidir. * Büyüklenerek ben demek Allahü teâlâ ve evliyadan feyiz ve
bereketi keser. Kusuru başkasında arayan, sevimsizleşir, etrafında insan
kalmaz, dost edinemez. Herkesi haklı, kendisini haksız bulmadıkça, kendi
kusur ve noksanlarını bırakıp, başkasının kusuru ile meşgul oldukça,
manevi bakımdan zerre kadar ilerlemek mümkün değildir. * Nefsini aradan çeken, herkesle iyi geçinir, huzurlu olur.
Nefsini aradan çek, kimseyi tenkit etme, kendini beğenme, kendinden
iğren. Kendinden tiksinmeyen kurtulamaz. * Toprak ol toprak, gül bitsin sende, Ancak topraktır kavuşan
güle. * Tevazu güzeldir, zenginde tevazu daha güzeldir. Kibir çirkindir,
fakirde kibir daha çirkindir. * Bütün insanlar, beni olduğumdan daha aşağılamak, hakaret
etmek isteseler, bunu yapamazlar. Çünkü, herkesin hakaret derecelerinden
daha aşağı olduğumu bilirim. (Ebu Süleyman Darani) * “Mahsul, ovadaki sulu ve yumuşak toprakta yetişir, dağda,
sert toprakta yetişmez. Hikmet de, mütevazı olanın kalbinde gelişir,
kibirlinin gönlünde gelişmez. Bir kimse, başını yükseğe kaldırırsa,
tavana değer ve yaralanır, eğerse tavan ona gölgelik eder ve kendini
korur. En büyüğünüz, en küçüktür. En küçüğünüz de, en büyüktür” buyurdu.
Yani, kendini büyük gören küçüktür. Kendini küçük gören büyüktür. (Hz.
İsa) * Kibirden kurtulmak, tevazu ehli olmak için, yaşlı birini
görünce, “Bu benden daha çok ibadet etmiştir” demeli. Genç birini görünce,
“Bu benden genç, benden daha az günah işlemiştir” demeli. Bid’at sahibi
veya bir kâfir gürünce, “Bu, hidayete kavuşabilir, ben de Allah saklasın
sapıtabilirim. Şu andaki durum değil, netice önemlidir. İman ile öleceğimi
bilmediğime göre, nasıl kibrederim?” demeli. Bid’at ehline kızmak gerektiği halde, kibirlenmek caiz olmaz.
Kızmak başka, kibirlenmek başkadır. Bir misal: Bir hükümdar, gözbebeği
olan biricik çocuğunu terbiye etmesi için kölesine verip, (Kusur edince
döversin) dese, köle, hükümdarın yanında çocuğun kıymetini bildiği için,
hatasından dolayı çocuğa kızarsa da kendini çocuktan üstün göremez,
ona karşı kibirlenemez. Kötülere de bu gözle bakmalı. (Onlar hidayete kavuşur da ben
imanımı kurtaramazsam halim nice olur) diyerek korkmalı ve kimseye karşı
kibirlenmemeli. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |