Niyet altın gibidir

 

* İhlas, ben Rabbimden isterim, ben Rabbime güvenirim, herşeyi Rabbim için yaparım demektir.

 

* Dünyada iki gram altın için iki ton toprak elenir. Ahirette de böyledir. Niyet altın gibidir. Çok amel değil, ihlaslı amel lazımdır. O kadar amelde hep niyet aranır, niyete bakılır, Allah için olanlar seçilir diğerleri atılır. 

 

* Sakın sakın ben hakkımı ahirette senden alırım demeyin. Dünyada iken tatlılıkla helalleşmeye çalışın. Nice alacaklı orada borçlu çıkacaktır.

 

* Huzur, parayla malla mülkle olmaz, kesinlikle olmaz. Ölümle ahiretle olur, daha doğrusu Allah demekle olur.

 

* Mıknatıs içinde cevher olanı çeker. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları mıknatıs gibidir. Kalbinde cevher olanları kendisine çeker.

 

* İman nimetinin elde kalmasının en önemli şartı, hubbu fillah buğdu fillahtır.

 

* İmanın kıymetini bilin. Allahü teâlânın vaadi vardır, nimetlerin kıymetini bilmezseniz alırım buyuruyor. Bu vaadi ilahidir. Alırım şiddetli azap ederim buyuruyor. Bu da vaadi ilahidir. Allahü teâlâ vaadinden dönmez.

 

* Öfke nefsani, gayret rahmanidir, çok çok iyidir. Gayret, bir müslümanın zararını önlemek için ona kızmaktır.

 

* Aldanan kârdadır, aldatan düşünsün.

 

* İbadetlerin en kıymetlisi namazdır. Çünkü her gün Allahü teâlâyı hatırlatıyor. Allahü teâlâyı hatırlamak zikretmektir. 5 vakit namaz, 5 defa hatırlatmıyor ki. Ne kadar var namaza, bir saat var, yarım saat var, 10 dakika var, hep bunları böyle hatırladıkça, Allahü teâlâ günde 5 defa, fakat herbirinde kaç defa hatırlanıyor. Ha abdest alacağım, ha kılacağım, vakit geliyor, vakit geçiyor derken, hep Allahü teâlâ hatırlanıyor. Allahü teâlâyı zikretmeye sebep oluyor namaz. Kalblerin ilacı zikirdir. Allah sevgisi, Allah’ın zikri olan kalblerde bulunur. Allah’ı zikreden kalblere yerleşir Allah sevgisi. Buna da sebep namaz. Allah’ı zikreden kalblerden dünya muhabbeti çıkar.

Dünya muhabbeti kalbden çıkınca, Allah muhabbeti kendiliğinden gelir. Nasıl bir şişenin içinden su çıkınca boş kalmaz hava dolarsa, yani hava kendi gelirse, dünya muhabbeti de kalbden çıktı mı, Allah muhabbeti kendi gelir. 

 

* Nefs Allah’ın düşmanıdır. Herkesin en büyük düşmanı nefsdir. Nefs-i emmare. Bu nefs-i emmare ölmez. Hiç kimsenin nefsi yok olmaz. Peygamberin bile. Niçin? Çünkü o nefs işe yarıyor. Ölür mü? Onunla cihad yapınca insanlar, peygamberler meleklerden daha yüksek oluyor. Melekten daha yüksek olmak nefs sayesinde olur. Nefsle cihad sayesinde. Onun için nefs ölmez. Ama nefs zayıflar, kuvveti kalmaz. İnsanı aldatamaz zayıflayınca. Nefsi zayıflatmak ibadet etmek ile olur. Evet, nefsin en büyük düşmanı ibadet. Allahü teâlâ müslümanları çok sevdiği için namaz kılmayı emretmiş. Namaz kılmak öyle bir lutf-ü ilâhidir ki, her namazda nefs kahrolur, insanın kalbini aldatamaz olur. Nefsin şerrinden kurtulur insan.

 

* İbadetler şartlarına uygun yapılırsa sahih olur, Allah rızası için yapılırsa makbul olur. Makbul olması için sahih olması yani şartlarına uygun olması lazımdır. Niyet bozuksa, sahih olabilir ama makbul olmaz.

 

* Önce Allahü teâlânın sevdiklerini öğrenmek lazım. Onlar, farzlar, vacipler, sünnetlerdir, bunları öğrenip yapmak lazım. Sonra Allahü teâlânın sevmediklerini öğrenip yapmamak lazımdır. Onlar da haramlar ve mekruhlardır. Müslüman her şeyden önce Rabbinin sevdiklerine sevmediklerine dikkat etmeli.

 

* Bir mümin Kâbe’yi ilk gördüğü anda ettiği dua kabul olur. Mümin de bir mümini görünce ettiği dua kabul olur. Yani selamlaşınca; selam verene ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü demek lazımdır. Aynı dua sana da olsun demektir.

 

* Rızk çalışmakla artmaz. Çalışmakla mal çoğalabilir. Herkes rızkını yiyip bitirmeden ölmez.

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri