Evliyayı
sevmenin faydası nedir
Tenkit maksadıyla da olsa, 19 mucizesi demek yanlış
değil midir? CEVAP Evet yanlıştır. Peşinen 19 un mucize olduğunu kabul etmek olur. Zaten din düşmanlarının arzuladığı da budur. 19 sayısı ile ilgili gerekli olanları Peygamber efendimiz bildirmiştir. Böyle bir şey olsaydı, Allahü teâlâ, Peygamber efendimize bildirmez miydi? Hâşâ Allahü teâlâ, dinimizi noksan mı göndermiştir? Aksine dinimizi tamamladığını bildirmiştir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Bugün sizin
için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size
din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.) [Maide 3]
Din düşmanları, dinimizdeki dört kaynağı teker teker
imhaya çalışmaktadır. Kur'an-ı kerime de, fazla veya eksik denirse,
din yıkıldı demektir. Düşmanların arzusu da zaten budur. Tenkit maksadı
ile de olsa, bunların oyununa gelmemelidir! Meşhur olmak için zemzem
kuyusunu kirleten gibi, gündemde kalabilmek için Kur'an-ı kerime saldırılmaktadır.
Bir insan, ömrünün ilk senelerinde akıllı, son zamanlarında
deli olsa, kıyamet günü muamelesi nasıl olacaktır? CEVAP Deli, dini emirlerle mükellef değildir. Deli olmadan
önceki vaziyeti ne ise ona göre muamele edilir. İmanlı ise imanlı, değil
ise imansız muamelesi yapılır.
Canlı resmi veya heykel yapmanın dinimizdeki hükmü nedir? CEVAP İster hürmet edilmek için, ister hakaret edilmek için
olsun, ister büyük olsun, ister küçük olsun, canlı resmi ve heykel yapmak
haramdır, büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Canlı resmi
yapana, kıyamette "Yaptığın resme can ver"
diye azab olunur.) [Müslim]
(Allah’ın
yarattıklarına benzetenler [canlı resmi yapanlar] kıyamette en şiddetli azaba uğrarlar.) [Müslim]
(Allahü teâlâ,
beni âlemlere rahmet olarak ve çalgıları, cahiliyet işlerini ve putları
yok etmek için gönderdi.) [Ebu Nuaym] (Elinize
geçen canlı resimlerini yırtınız, bozunuz.) [Müslim]
İsa aleyhisselamdan 200 sene sonra Isevi dinine Eflatun
felsefesi ve Romalıların putperestliği karışarak, resimlerde, heykellerde,
üluhiyyet sıfatları bulunduğuna inandılar. Allahü teâlâya mahsus olan
sıfatlara, (Üluhiyyet sıfatlar) denir. Ebedi var olmak, her istediğini
yapabilmek, öldürmek, diriltmek, şifa vermek, gaibleri bilmek böyledir.
Böyle olduklarına inanılan resimlere, heykellere put denir. Bunlar Allahü
teâlâya ortak yapılmış olurlar. Bunlara hürmet etmeye tapınmak denir.
Tapınma işine şirk, tapanlara da müşrik denir.
[Mustafa Sabri efendinin Meseleler isimli kitabında kâfi bilgi vardır.]
Üzerinde canlı resmi bulunan elbise giymek her zaman
mekruhtur. Evde açık olarak canlı resmi bulundurmamalıdır! Hadis-i şerifte
buyuruluyor ki: (Resim veya
heykel olan odaya rahmet melekleri girmez.) [Müslim]
İhtiyaçlar için resimÜzeri örtülü resim bulundurmak caizdir. Nüfus kağıdı,
vesika, senetler ve başka lüzumlu ihtiyaçlar için, resim çektirerek
üzerleri örtülü olarak saklamak caizdir.
Peygamberlerin, Eshab-ı kiramın ve din büyüklerinin resmi diye, gazetelerde, filmlerde görülen resimler uydurmadır. Para kazanmak için, Müslümanları aldatmak için yapıyorlar. Mübarek zatların resimlerini de yükseğe asmak haram olduğu gibi, bunları aşağı yerlere koymak da haramdır. Avret yerleri örtülü olsun olmasın, her yere büyük veya küçük canlı resmi yapmak haramdır. Putperestliği önlemek için haram edilmiştir.
İslam dini, insanlarla alay edilmesine ve canlılara
tapılmasına ve gençlerin fuhşa sürüklenmesine, evlilerin baştan çıkarılmasına
alet olan insan resimlerini, heykelleri haram etmiş, canlıların anatomik
parçalarının ve bitkilerin ve her çeşit, fizik, kimya, astronomi, inşaat
resimlerini helal etmiş, serbest bırakmıştır. İlimde, teknikte gereken
resimlerin yapılmasını, bunlardan fayda elde etmeyi emir buyurmuştur.
İslam dini, her şeyde olduğu gibi, resimleri de, faydalı ve zararlı
olmak üzere ikiye ayırmış, faydalı olanlarını emir, zararlı olanlarını
yasak etmiştir. O halde, kâfirlerin, (Müslümanlar resme günah der, bu
ise, gericiliktir) demesi, yanlış bir iddia ve apaçık bir iftiradır.
(S.Ebediyye) Evliyayı sevmenin faydası nedir? CEVAP Abdülaziz Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: Cenab-ı Hakkın rızasına kavuşmak, şeytanın aldatmasından
kurtulmak için, silsile itibariyle hocaları Resulullah efendimize dayanan
bir evliyayı sevmek, onun tarafından sevilmek gerekir. Hadis-i şerifte,
(Evliyanın kalbi nazargah-i ilahidir.
Böyle bir kalbde bulunana Hak teâlâ rahmet eder) buyuruluyor. Böyle
bir kalbe girdikten sonra, maksadına kavuşmadan ölen kimse, kurtuluşa
ermiş demektir. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen, (Allah
ve Resulüne hicret etmek üzere evinden ayrılıp yolda iken ölen, maksadına
varmış gibi mükafatlandırılır) buyuruluyor. (İmad-ül-İslam)
Kişi sevdiği ile beraber olur. Sevenler, sevdiklerini
de beraberce götürürler. Bir kimse, Allah’ı ve Onun Resulünü ve evliyasını
seviyorsa, bilsin ki onlar da kendisini seviyor demektir. Çünkü Kur'an-ı
kerimde mealen, (Allah onları
sever, onlar da Allah’ı sever) buyuruluyor. Allahü teâlâ, önce kendi
sevgisini bildirmiştir. Yani sevilmeyen sevemez. Şu halde sevilmeye
layık olmak için de İslam âlimlerinin bildirdiği yolda bulunmak gerekir.
Müslüman olmak isteyen gayrı müslimler, (Müslüman oluruz
ama, günde beş kere namaz kılmak, yılda bir ay oruç tutarak aç kalmak
ve daha başka emirler bize güç geldiği için Müslüman olmuyoruz) diyorlar.
İbadet etmek niçin güç gelir? CEVAP Müslüman olana ibadetler güç gelmez. Müslüman olsalar
böyle şeyler söylemezler. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Mektubat)ında buyuruyor ki: (Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir.
Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için,
kolaylık göstermiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: (Allah, size
hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır.) [Nisa
28]
Namaz, oruç kolaydır. Zekat için de malın tamamının
değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine
dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür. Bununla beraber
ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir. İbadetlerin zor gelmesi,
Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir. Namaz kılmak ve diğer ibadetleri
yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmışlara zor gelir. Âyet-i kerimelerde buyuruluyor ki: (Bu din [inanıp
ibadet etmek] müşriklere güç
gelir.) [Şura 13] ([Her
çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için]
Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım
isteyiniz. Sabır ve namaz, yalnız Allah’tan korkan müminlerden başkalarına
zor gelir.) [Bekara 45]
Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından
ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine
severek, kolaylıkla uymaktır. Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak
güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir.)
[m.191, 289]
(Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine
şükretmek gerekir. Âyet-i kerimede buyuruluyor ki: (Allah’a
iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa
147]
Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet
etmekle olur.) [c.3, m.41]
İlaç almak, dua okumak, ameliyat olmak ölüme mani olur
mu? İnsanın ömrünün uzamasına sebep olur mu? CEVAP İlaç almak, âyet-i kerime ve dua okumak, üflemek ve
yanında taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mani olmaz. Eceli geciktirmez.
Ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sıhhatli, rahat ve neşeli
yaşamasına sebep olurlar. Kalb nakli ve beyin, böbrek, ciğer gibi ameliyatlar,
aşılar, serumlar, ölüme mani olmaz. Ömrü olanlara faydalı olur. Eceli
gelen çok kimsenin ameliyat esnasında öldüklerini bilmeyen yoktur.
Kendisi iyi olmayan bir kimse, başkalarının iyi olmalarını
tavsiye edebilir mi? CEVAPKur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (İnsanlara
iyiliği emredip de kendinizi unutur musunuz?) [Bekara 44] Hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (İsra gecesinde,
ateşten makaslarla dudakları kesilen bir kavme uğradım. Kim olduklarını
sordum. "Biz iyiliği emrettiğimiz halde
kendimiz yapmayan, kötülüğü yasakladığımız halde kendimiz sakınmayan
kimseleriz" dediler.) [İbni
Hibban]
Bazıları, bu husustaki âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden
hakkı tavsiyeyi ancak günahsız insanın yapabileceğini zannetmişlerdir.
Doğru olmayan kimsenin başkasını doğrultmaya çalışmasının, salih olmayan
kimsenin başkasını ıslah etmesinin doğru olmadığını sanmışlardır. Hadis-i
şerifte buyuruluyor ki: (Kendiniz
tam yapamasanız da iyiliği emredin! Kendiniz tam sakınamasanız da kötülükten sakındırınız!) [İ.Gazali]
Demek ki iyiliği tavsiye etmek için günahsız olmak şart
değildir. Sonra peygamberler hariç
günahsız kul bulmak kolay mıdır? Yukarıda bildirilen âyet-i kerime
ve hadis-i şerif iyiliği emri ve kötülüğü
men etmeyi yasaklamıyor, iyiliği emrederken kendimizi unutmamamız bildirilmektedir. Çünkü kötülüklerin tehlikesini bilen âlime yapılacak
azap daha şiddetlidir.
Âlim günah işlerse, (bilmiyordum) diye bir mazeret ileri
süremez. Fakat iyiliği tavsiye ettiği ve
kötülükten sakındırdığı için günaha girmeyecektir. Âlim, kendisi
yapmazsa bile iyiliği bildirmesi farzdır. Farzı yapan da ihlasına göre
ecir kazanacaktır.
İrşadda bulunan kimsenin fasık olması, fasıklığının
bilinmesi, sözünün tesirsiz olmasına sebep olur. Allahü teâlâ, önce
kendimize öğüt vermemizi, eğer kendimiz yaparsak, başkalarına da tavsiye
etmemizi bildiriyor. İyiliğe kendimizden başlamamız gerekir, kendimiz
yapamazsak bile iyiliğe tavsiye etmekten vazgeçmemeliyiz.
Dine uymakta gevşek davranan, hatta bid'at ehli olan
kimselerden keramete benzer harikulade haller zuhur ediyor. Böyle kimseler
keramet ehli sayılır mı? CEVAP M.Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki: Resulullaha uymakta gevşek olanları, Onun ışıklı yolundan
ayrılanları din adamı sanmayınız! Onların yaldızlı sözlerine ve ateşli
yazılarına aldanmayınız! Yahudiler, Hıristiyanlar ve Budistler de, tatlı
ve yanık sözlerle, hileli mantıklarla, kendilerinin doğru yolda olduklarını,
insanları iyiliğe, saadete çağırdıklarını bildiriyorlar.
Ebu Ömer
bin Necib hazretleri buyurdu ki: (Kendisi ile amel olunmayan ilmin, sahibine zararı,
faydasından daha çoktur.)
Bütün saadetlerin yolu İslamiyet’tir. Kurtuluş yolu,
Resulullahın izinde olmaktır. Hak ile bâtılı ayıran alamet, Resulullaha
"sallallahü aleyhi ve sellem" uymaktır. Onun dinine uymayan
her söz, her yazı ve her iş kıymetsizdir. Harika, açlıkla ve riyazet
çekmekle hasıl olur. Yalnız Müslümanlara mahsus değildir.
İbni Mübarek hazretleri,
(Müstehapları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri
yapmakta gevşeklik de, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda
gevşek davranan da, marifete, Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz) buyurdu.
Bunun içindir ki, hadis-i şerifte, (Günah
işlemek, insanı küfre sürükler) buyurulmuştur.
Evliyanın büyüklerinden Ebu Said Ebülhayra sordular;
Filan su üstünde yürüyor. Buna ne dersiniz?
(Bunun kıymeti yoktur. Ördek ve kurbağa da suda yüzer) dedi. Filan havada uçuyor dediler. (Sinek ve
çaylak da uçuyor. Sinek kadar kıymeti var) dedi. Filan, bir anda şehirden şehre gidiyor dediler. (Şeytan da, bir solukta
şarktan garba gidiyor. Böyle şeylerin dinimizde kıymeti yoktur. Mert
olan, herkesin arasında bulunur. Alışveriş yapar, evlenir, ama bir an
Rabbini unutmaz) buyurdu. (c.2, m.110)
En iyi insan, dinimize en iyi uyan kimsedir. Bazı iyi
huylara sahip kimse de iyi insandır. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Tevazu eden,
helal kazanan, huyu güzel olan, herkese karşı yumuşak davranan ve kimseye
kötülük etmeyen iyi bir insandır.) [Berika]
Bundan bana zarar gelmez denilen, çekinmeden yanına
gidilen kimse iyi insandır. Sert davranır, kalb kırar korkusu ile yanına
yaklaşılmayan kimse de kötü insandır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İnsanların
en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kişidir.)
[Buhari]
Alkışlamanın hükmü nedir? Katıldığımız toplantılarda
şarkı v.s. söyleniyor ve herkes bunu alkışlıyor hatta şarkı devam ediyorken
alkışla tempo tutuluyor. Böyle bir durumda alkışa istemeyerek katılmanın
hükmü nedir? CEVAP
Peygamber efendimiz konuşurken, sözü duyulmasın diye müşrikler alkış yapıyorlardı. Alkış protesto idi. Şimdiki alkışlar ise beğenme işaretidir. İyi konuşanları alkışlamak caizdir, mahzuru yoktur. Kötü konuşanları, haramları alkışlamak da onları beğenmek olur. Beğenmeden, protesto olarak niyet edilse, içinden, Allah ıslah etsin seni denilse mahzuru olmaz.
Onları beğenmeden, protesto niyetiyle, Allah ıslah etsin
sizleri anlamında alkışlanabilir. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |