Allah’ı sevmenin alameti
Erkek çocukları için büluğ çağına girmenin minimum ve
maksimum yaşı var mıdır? CEVAP Maksimum yaş 15 tir, 15 ini doldurduğu halde, büluğa
ermese de ermiş kabul edilir, dini emirleri yapmakla yükümlüdür. Eğer
daha aşağı yaşlarda büluğa ermişse, büluğa ermiş demektir. Bu iklime
ve beslenmeye bağlıdır. Bu yaş genelde 12 dir. Erkeklerde daha aşağısında
olmaz. 12 yaşında olan oğlan ve 9 yaşında olan kız, bâlig olduğunu söyleyince
kabul edilir.
Gençlik ve ihtiyarlık dönemi hangi yaşlar arasındadır? CEVAP Otuz yaşından küçük olana genç, otuz ile elli arasında olana yetişkin,
elli yaşından yukarı olana ihtiyar, yetmişten sonra ise pir-i fâni denir. Bir zatın hayatından bahsederken, (aradığı hadisi bulamayıp, hadis kitabını yere atmış, kitap açılınca, o hadis, açık kalan sayfada görülmüş) deniyor. Bu, o zatın kerameti olarak gösteriliyor. Hadis kitabını yere atmak küfrü gerektirmez mi? CEVAP Evet. Öyle günlere kaldık ki, hadis kitabını yere atmak keramet
olarak gösterildiği gibi, (madem Kur'anla amel edilmiyor, ben de bunu
yere atıyorum) diyerek, Kur'an-ı kerimi yere fırlatan kimse, iyi bir
iş yapmış gibi, alkışlara boğulmuştu. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor
ki: (Öyle bir
zaman gelir ki, camilerde binden fazla kişi namaz kılar da, içlerinde
bir tane mümin bulunmaz.) [Deylemi]
Kalbin çalışmasına, gözün yaratılmasına Allah’ın mucizesi
demek caiz midir? CEVAP Allah’ın kudreti, hikmeti demelidir! Mucizeyi hakiki
anlamından başka yerde kullanmamalıdır! Peygamberlerin gösterdiği harikulade
hallere mucize denir.
Müslüman bir ölünün terlemesi ve gözünden yaş gelmesi
neye alamettir? CEVAP Hayra alamettir.
Allah ismini saygı ifadesiz yazmak, söylemek caiz midir? CEVAP Selef-i salihin söyler ve yazardı. Terki bid'attir.
Bir yazıda, bir konuşmada bir defacık olsun saygı ile yazmalı veya söylemelidir!
Onun için dilimizi Allahü teâlâ demeye alıştırmalıyız!
Bursa’da büyük caminin kıble duvarında gördüm. Allah kelimesinin İslami hat olarak bir
düzü, bir de simetrik olarak tersi yazılı. Böyle yazmak ve böyle yazılmış
bir hatı duvara asmak caiz midir? CEVAP Yazmak da, asmak da caiz değildir. Camilerin kıble duvarındaki
yazıları kaldırıp yan duvarlara koymak daha uygundur. Meczup veli, sekr halinde iken, dine aykırı söylediği
sözlerinden mesul müdür? CEVAP Gerçek veli ise mazurdur.
Telefonda, alış-verişte kâfire (efendim) demek caiz
midir? CEVAP Evet, kâfirlere de âdet olarak söylenilen hitapları
söylemek caizdir.
Eskimiş Kur'an demek caiz midir? CEVAP Eski Mushaf olur ama, eski Kur'an olmaz. Çünkü Kur'an-ı
kerimin kağıtlara yazılmış şekline Mushaf denir. Bunun gibi, büyük Kur'an,
küçük Kur'an demek de caiz olmaz.
Bir kimse, kendisinin salih biri olduğunu anlayabilir
mi? CEVAPKolayca anlar. Dinimizin emirlerini yapıp, yasak ettiklerinden
kaçan kimse salihtir. Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih
biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahiret isteğine
kolayca kavuşursan, dünya arzularına da kavuşman zorlaşırsa, bil ki
sen iyi bir hal üzeresin. Bunun tersi olursa kötü haldesin!) [Beyheki]
Kocam içkili iken namaz kılıyor. Namazı kabul olur mu?
Oruç da tutuyor. İçki ile de orucunu açtığı oluyor. Yoksa namazı da
orucu da boşa mı gidiyor? CEVAP Günah ayrı, ibadet ayrıdır. Yani günah işleyen kimsenin
de ibadetleri sahih olur. Namaz borcundan, oruç borcundan kurtulur.
Ahirette niçin namaz kılmadın, oruç tutmadın diye sorguya çekilmez.
Niye içki içtin diye sorguya çekilir. İçki içenin kıldığı namazlar sahih
olur, fakat kabul olmaz. Kabul olmaz demek, sevap kazanamaz demektir.
Namaz borcundan kurtulur, fakat ayrıca sevap alamaz. Açık gezen kadının
namazı da böyledir. Namaz borcundan kurtulur, namaz kılmakla hasıl olacak
büyük sevaba kavuşamaz. Bu sadece içki içen, açık gezen için değil,
her çeşit günahı işleyen de böyledir. Yalan söyleyen, gıybet eden, laf
taşıyan kimsenin de namazlarına sevap verilmez.
Bu zamanlarda münafık olmazmış, ya
kâfir ya da Müslüman olurmuş. Çünkü münafıklık sadece dinin tebliğ edildiği
zamanlarda olurmuş. Doğru mu? CEVAP Evet münafık az olur demektir. Hiç
olmaz anlamında değildir. Ama şimdi zındıklar var, zındıklar da Müslüman
görünüp dini yıkmaya çalışan kimselerdir.
Yalnız Kur’an diyen, Peygamber efendimizi
devre dışı bırakıp, Kur’an sanki kendisine gelmiş gibi hareket eden
mezhepsizler var.
Bugün münafık olmaya ihtiyaç yok,
din kuvvetli iken mecburen namaz kılar oruç tutar görünürlerdi, şimdi
korku kalmayınca münafıklar da yok denecek kadar azaldı.
Allah’ı sevmenin alameti nedir? CEVAPHz. Sehle, aynı suali sorduklarında
buyurur ki: Allahü teâlâyı sevmenin alameti, Kur'an-ı kerimi sevmektir. Kur'an-ı kerimi sevmenin alameti Peygamberi sevmektir. Peygamberi sevmenin alameti, sünnete uymaktır. Sünnete uymanın alameti, ahireti sevmektir.
Ahireti sevmenin alameti, dünya sevgisini
kalbden çıkarmak, dünyaya buğzetmektir. Dünyaya buğzetmenin alameti
de, kendisini ahirete götürecek kadar mal ile
yetinmek ve ahirete hazırlanmaktır.
Polonyalı bir genç biraz evvel Kelime-i Şehadet getirdi
ve ilk olarak bunu benimle paylaştı. İsmini Tarık aldı. Ve "şimdi
ne yapmam gerekiyor? Bana yasak olanlar ne? Neye dikkat etmem gerekiyor?
Domuz etinden ve alkolden başka haram olan yiyecekler var mı? Yeni Müslüman
oldum. Fazla bir şey bilemiyorum. Benim Müslüman olarak ne bilmem gerekiyor?
Ben günlük hayatımda Müslüman olarak nasıl yaşamalıyım?" diye soruyor. CEVAP İlk iş, guslü, abdesti
ve namazı öğrenmesi lazım. Şimdilik bunların da farz olanını öğrenmesi
yeter. Mesela; yıkanırken ağza, buruna su verip her yeri yıkamak yeter.
Namaz kılması şart. İlkönce fatihayı öğrenmelidir. Haram olan başka
şeyler azdır. Zamanla öğrenir. Müslüman olarak imanın altı şartını bilmesi
gerekir. Amentü’yü bilmesi gerekir. Şimdilik bu kadarı yeter.
Yeni Müslüman oldum, fıkıh bilgilerim yok sayılır, her
şeyi yeni öğreniyorum, küfre sebep olan şeylerin hepsini de bilmiyorum.
Bilmeyerek küfre düşürecek bir şey yaparsam veya söylersem, benim durumum
o zaman ne olur? Bilmeyerek yaparsam imanımı kaybetmiş olur muyum? CEVAP Hayır imanınızı kaybetmiş olmazsınız. Polonya gibi bir
yerde, yeni Müslüman olmuş bir kimse, elbette küfre düşüren bir çok
şeyi bilemez. Bilmediği için de hemen ona küfre düştün denmez. Peki
ne yapmalı? (Allahü teâlâya ve Resulüne ve Onun Allahü
teâlâdan getirdiklerinin hepsine inandım. Allahü teâlânın ve Resulünün
dostlarını severim ve düşmanlarını sevmem demek kâfidir.) Dinimizin
bildirdiği bir şeyde şüpheye düşen kimse, (Allahü
teâlâ ve Onun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemiş ise, öylece
iman ettim, inandım) demelidir.
Bazen aklıma din iman ile ilgili çok çirkin düşünceler geliyor. Bu aklıma
gelen kötü şeyleri elbette içimden red ediyor tiksiniyorum ama bazen
birden geliyorlar ve şiddetleniyorlar. Bunun sebebi ne olabilir, böyle
kötü şeyleri düşünmemek için bir Müslümanın ne yapması lazım? CEVAP Kötü düşünceler imanın kuvvetli olduğunu gösterir. [La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil
azim, her zaman okumak çok faydalıdır. İslam âlimleri herkese bunu
çok okumalarını önemle tavsiye etmektedirler. Siz de böyle durumlarda
ve her zaman bunu çok okuyunuz.]
Herhangi bir sebeple küfre düşürücü söz söylenmiş olsa,
tecdid-i iman ve tecdid-i nikah dualarıyla, iman ve nikah tazelenmiş
olur mu? CEVAP İman tazelenir, nikah tazelenmiş olmaz. Nikah tazelemek
için nikahın şartlarına uymak gerekir.
Şarap içmek istiyorum demek küfür mü?. CEVAPKüfür olmaz. Şarap içilse de küfür olmaz, haram olur.
Teyzemle tartıştık, dine inanmayan bir ateistin hayranı
idi. Ateist ölünce, ben geberdi gitti dedim o da bana öyle deme belki
imanlı ölmüştür, onun kapalılara saygısı vardı dedi. Bu doğru olabilir
mi? CEVAPYanlıştır. Tam İlmihalde diyor ki: Hadis-i şerifte (Gizli yapılan günahın tevbesini gizli yapınız!
Âşikâre yapılan günahın tevbesini âşikâre yapınız! Günahınızı bilenlere,
tevbenizi duyurunuz!) buyuruldu. O halde İslam dinine inanmayanlar,
Müslümanlara sıkıntı verenler öldükten sonra, bunlar için, (Belki tevbe
etmiştir, irtidâddan vaz geçmiştir) demek boştur. Bunların zulüm yapan
a'zâlarının iyilik yapması, dili ile dua etmesi ve mazlumları hoşnut
edecek vasiyette bulunmaları gerekir. Böyle tevbe etmeyen mürtedlerin
ölülerine hüsn-i zan edilmez.]
İslamiyet’e inanma, kapalıya saygı göster, bu saygı
iman demek değildir. Kâfirler de kapalıya, müslümana saygılı davranıyorlar.
Hatta bizdeki bazılarından daha çok saygılı davranıyorlar. Bile bile
inanmayıp, yani dini kabul etmeyip, sadece saygılı davranmakla imanın
bir ilgisi yoktur. Biz de kâfirlere kaba davranmıyoruz, onların kâfirliklerini
tasvip mi ediyoruz? Teyzeniz yanlış düşünüyor. Din düşmanına hayranlık
olur mu?
Arkadaşımız iştahlı olduğu için kalan yemekleri sünnetle
diye hep ona teklif ederiz. Geçtiğimiz yine bir yemekte şaka maksadıyla
sünnetçi geldi filan dedik ve gülüştük. Niyetimiz sünneti tahkir değildi
ama sonradan tehlikeli bir şaka mı yaptık dedik ve çok rahatsız olduk.
Bu tür şakalar imanı giderir mi? CEVAPİmanı gidermez. Çünkü sünnetle alay kastınız yokmuş.
[Ama dini hususlarda kesinlikle fıkra anlatmamalı, böyle lüzumsuz şakalar
yapmamalıdır.]
Bir arkadaşa, Allah yardımcın olsun, dediğimde dedi
ki, (Yardımcı bir işi yapan asıl kişiye yardım eden, fakat o işi tam
olarak bilmeyen kişiye denir. Mesela, müdür yardımcısı, müdürden daha
az bilgiye sahiptir. Allah yardımcın olsun, demek caiz olmayabilir.)
Allahü teâlâ yardımcın olsun, demek caiz midir? CEVAPAkıl yürütmekle din olmaz. Sonra bir kelimenin tek anlamı
esas alınmaz. Burada Allah yardımcın olsun demek, Allah sana yardım
etsin, kolaylık ihsan etsin demektir. Bunun da hiç mahzuru yoktur. Bütün
âlimler böyle söylemiştir. İnsana sadakat yaraşır, görse de ikrâh, yardımcısıdır
doğruların hazret-i Allah.
Çok para kazanıyor anlamında banka iyi para kazanıyor
demek küfür olur mu? Çünkü banka faiz alıp veriyor. İyi para demekle
faize iyi denmiş mi olur? CEVAP
Hayır faize iyi denmiş olmaz. Bu işte iyi para var,
demek çok para demektir. İyi, çok
anlamında kullanılıyor. faizciler de iyi para kazanıyor dense, çok para
kazanıyor anlamındadır. Hiç kimse faize iyi demez. Bankalar iyi para
kazanıyor demek küfür olmaz. Ölmüş birisi ya da birileri için (ölmez) demenin hükmü
nedir? Örneğin "Ahmet'ler ölmez! CEVAP Şehitler ölmez anlamında caizdir. Yani Müslüman ölse
de yok olmaz, sonunda Cennete gider anlamında kullanmak caizdir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: (Gayb olan
şeyler beştir onları yalnız Allahü teâlâ bilir. Ana rahminde olanı,
yarın ne olacağını, ne zaman yağmur yağacağını, nerede ve ne zaman öleceğini,
kıyametin ne zaman kopacağını.) [Buhari – Müslim]
Günümüzdeki teknoloji sayesinde ultrason kullanılarak
ana rahmindeki çocuğun cinsiyeti bilinmekte, meteoroloji ilmi sayesinde
hava durumu tahmin edilebilmektedir. Bu konuda bizleri aydınlatırsanız
seviniriz. CEVAP Kur’an-ı kerimde âyet
de var. Lokman suresinin son âyetinde buyuruluyor ki: (Kıyamet
vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır,
rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine
hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir,
her şeyden haberdardır.)
Ana rahmindekini Allah bilir demek, çocuğun büyüyüp
büyümeyeceğini, said mi şaki mi yani Cennetlik mi Cehennemlik mi olacağını,
ne iş yapacağını demektir. Sadece cinsiyeti değil. Bugün cinsiyeti bile
belli bir aylıktan sonra ancak biliniyor. 3 aylık çocuğun cinsiyeti
bilinebiliyor mu? Uzuvları teşekkül ettikten sonra bilinmesi normal.
Bu aletle görünüyor, gaip değil. Yahut ananın karnı ameliyatla açılıp
bakıldığında, çocuk erkek mi dişi mi diye, görünce gaybı mı bilmiş olur?
Hayır. Karnını yarmayıp da bir ayna ile, bir alet ile, ultrason ile
bilinirse bu da gaybı bilmek olmaz. Aletlerle hava tahmini yapıp neticeyi
görmek de gaybı bilmek değildir. Sokakta eve doğru gelen adamı görüp
birisi geliyor demek, gaybı bilmek değildir. Görmeden bilmek gaybı bilmektir.
Aletle bakıp görüyor, gaybı bilmiyor.
Müziğin haram olduğuna inandığı halde, (Şu şarkı çok
hoşuma gidiyor, söyleyen sanatçı da çok güzel) diye söylemek küfrü gerektir
mi? CEVAP Bunları söylemek küfür değildir. Haramı helal bilmek,
harama güzel demek küfür olur. Bir Alman, Fransız yani bir kâfir kızı
güzel ise, güzel demek küfür olmaz. Şu günah ama hoşuma gidiyor demek
küfür olmaz. Günah olduğunu bilip, şarkı dinlemek de öyle. Nefsimizin
hoşuna gider. Günahlar nefsin hoşuna gidebilir.
Harama helal demek, haramı beğenmek, iyi demek, güzel
demek küfürdür.Yoksa güzele güzel demek, şarkıcı kadına güzel demek,
sesine güzel demek küfür olmaz. Zina etmek hoşuma gidiyor demek küfür
olmaz. Zinayı beğenmek, günah olmadığını söylemek, helal demek, iyi
demek küfür olur. Haram olduğunu bilerek işlemek, hoşuma gidiyor, çok
tatlı oluyor demek küfür olmaz. Burada incelik, haramı beğenmek ayrı,
hoşumuza gitmesi, tatlı gelmesi ayrıdır.
Bir hırsız, çeşitli numaralar yaparak polisin elinden
kurtulsa, biz de numaralarını kastederek, helal olsun hırsıza desek
küfür olmaz, çünkü onun hırsızlığını beğenmedik, yaptığı numaralar hoşumuza
gitti. Şarkıcının da sesi, güzelliği hoşumuza gidebilir. Sesi güzel
demek küfür olmaz.
Ancak dikkat etmeli. İslam âlimleri
buyuruyor ki: (Nefsin gıdası haramlardır.) Nefsi emmare
ise kâfirdir ve ahmaktır. Her isteği kendi aleyhine, zararınadır. Bu
yüzden onun isteklerini yapıp, gıdasını vermemeli, yani haram, günah
işlememelidir. Nefs ve şeytan hakimiyeti ele geçirirse, insan istemese
bile, kendini günahlardan alıkoyamaz, bile bile işler. Aynı freni patlayan,
direksiyonu boşa dönen arabaya şoförün hakim olamadığı gibi. Nerede
duracağı, nereye çarpacağı belli değil. Günümüzde çoğu insan bu durumdadır.
Allah bir işi yaratırken sebeplerle yaratıyor. Kudretinin
büyüklüğünü göstermek için araya vesileler koyuyor denilebilir mi? Nasıl
ki bir hükümdarın emrinde ona itaat edenlerin çokluğu o hükümdarın azametini
gösterir misali, Cenab-ı Hakkın araya vesileler koyması Onun kudretinin
büyüklüğüne delildir denilebilir mi? CEVAP Allah’ın melekleri ne kadar
çok olursa olsun, yarattığı insan ne kadar çok olursa olsun, hâşâ Allahü
teâlânın şerefini artırmaz. Kâfirler ne kadar çok olursa olsun büyüklüğüne
azametine zarar gelmez. Kumandanın emrinde ne kadar çok insan olursa
onun azametini gösterir ama, Allah’ın azametine etkisi olmaz. Şimdi
dünyada Müslümanlar çok az, inanmayanlar daha çok, Allah’a ne zararı
olur?
Allahü teâlâ hadis-i kudside buyuruyor ki: (Önce gelenleriniz, sonra
gelenleriniz; küçüğünüz, büyüğünüz; dirileriniz, ölüleriniz; insanlarınız,
cinleriniz; en müttekî, itaatli kulum gibi olsanız, büyüklüğüm artmaz.
Aksine olarak, hepiniz, bana karşı duran, Peygamberlerimi aşağı gören,
düşmanım gibi olsanız, ülûhiyyetimden bir şey eksilmez. Allahü teâlâ,
sizden ganîdir, Ona hiçbiriniz lazım değildir. Siz ise, var olmanız
için ve varlıkta kalabilmeniz için ve her şeyinizle, hep Ona muhtaçsınız.)
[S.Ebediyye] |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |