Şirk ve küfrün çeşitleri

 

Hadis-i şerifte, Allah’a şirk koşmanın dışında küfre sokan bir günah olmadığı bildiriliyor. Bilindiği gibi, şirkten yani Allah’a ortak koşmaktan başka küfre düşürücü günahlar vardır. O halde, bu hadis-i şerifteki şirk ne demektir? Küfre sebep olan şeyler nelerdir?

CEVAP

Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye müşrik denir. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her çeşidini bildirmek için, genelde, bunların en büyüğü söylenir. Bunun için, âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde bildirilen şirk, her cins küfür demektir. 

Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâ, şirki [her çeşit küfrü] asla affetmez ve şirkten başka olan [büyük küçük bütün] günahları dilerse affeder.) [Nisa 48]

 

Bir kâfir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kâfir olur. Küfre düşürücü söz kullananın imanı gider de haberi olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Halbuki ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]

 

Küfre düşenin bütün ibadetlerinin sevapları yok olur, tevbe ederse, geri gelmez, ayrıca, nikahını da yenilemesi gerekir. Tevbe etmek için, yalnız Kelime-i şehadet söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebep olan o şeyden de tevbe etmeleri lazımdır. Küfre düştüğü şeyleri bilmiyorsa, bilip bilmediğim bütün küfür söz ve işlerden tevbe ettim demesi kâfidir.

 

Berika ve Hadika’da ve Mecmaul-enhür’de diyor ki:

(Erkek veya kadın, bir Müslüman, âlimlerin sözbirliği ile küfre sebep olacağını bildirdikleri bir sözün veya işin küfre sebep olduğunu bilerek, amden [yani tehdit edilmeden, istekle] veya başkalarını güldürmek için söyler, yaparsa, manasını düşünmese dahi, imanı gider. Mürted olur. Buna Küfr-i inadi denir. Eğer bunun küfre sebep olduğunu bilmeyip, amden söyler, yaparsa, yine mürted olur. Buna Küfr-i cehli denir. Çünkü, her Müslümanın, bilmesi lazım olan şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür değil, büyük günahtır. Küfr-i inadi ve küfr-i cehli ile mürted olanın, nikahı bozulur. Zevcesinden vekalet alarak, iki şahit yanında veya camide cemaat ile (Tecdid-i nikah) yapması lazım olur. İkiden fazla tecdid için (Hulle) lazım olmaz. Küfre sebep olan sözü, hata ederek [yani amden olmayıp, yanılarak] veya tevilli olarak veya ikrah [tehdit] edilerek söylerse, mürted olmaz ve nikahı bozulmaz. Küfre sebep olması, âlimler arasında ihtilaflı olan bir sözü amden söyleyen mürted olmaz ise de, bunun tevbe ve istiğfar etmesi ve tecdid-i nikah yapması ihtiyatlı olur.)

 

(Her iki halde de küfre girenin önceki ibadetleri yok olur. Tevbe ederse, geri gelmez. Zengin ise tekrar hacca gitmesi gerekir. Önce eda ettiği namaz, oruç veya zekatları kaza etmez. Fakat küfre düşmeden önce yapmadığı ibadetleri kaza eder. Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek kâfi değildir. Küfre sebep olan şeyden de tevbe etmesi gerekir. Küfre sebep olan sözü, hata ederek, yanılarak veya tevilli olarak söyleyen veya küfrü gerektirdiği âlimler arasında ihtilaflı olan bir sözü bilerek söyleyen küfre girmez. Fakat tecdid-i iman etmesi gerekir. )

 

Küfre düşüren söz ve işleri bilerek bunlardan sakınmalı ve küfre düşmekten korunmak için sabah-akşam (Allahüme inni euzü bike min en üşrike bike şeyen ve ene âlemü ve estağfirüke lima la âlemü inneke, ente allamülguyub) duasını okumalıdır!

 

İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Zevacir isimli eseri ile, (Hadika, Berika, Birgivi, Miftah-ül Cenne, Mektubat-ı Rabbani, Seadet-i Ebediyye, İbni Abidin) aldığımız, küfre düşüren söz ve işlerden bazıları şunlardır:

 

Küfre sebep olan bazı söz ve işler

 

1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde, (Allah biliyor ki yapmadım) demek. Yahut, yapmadığı bir şey için (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâyı cahillikle suçlamak olur.

 

2- Allah akıllıdır, şuurludur, iyi düşünür demek. Böyle demekle Allah yaratıklara benzetilmiş oluyor.

 

3- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Hz. Âdemi kastedip (İlk insan vahşi idi) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek. Bir kimseye (Öküz aleyhisselam) demek.

(Yalnız Kur'an), (Kur'andan başka kaynak tanımam), (Kur'andan başka kaynağa lüzum yok), (Peygamber postacıdır, vazifesi bitmiştir), (Peygamberimizden sonra Resul gelmez ama nebi gelir) gibi sözler küfürdür. Yani bu şekilde söyleyen ve inanan kâfir olur.

 

4- Peygamberimizden sonra başka bir peygamberin geleceğini caiz görmek.

 

5- Melekleri küçültücü şey söylemek. Mesela (Senin bakışın bana Azrail gibi geliyor) demek. Yahut (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Bu ibadetin sevabını yazacak melek yok) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek.

 

6- İslam âlimlerinin sözlerini, fıkıh kitaplarını ve fetvalarını tazim etmesi gerekirken tahkir etmek. Mesela (İmam-ı a'zamın kıyası hak değildir) demek.

 

7- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Mesela (Ben Cenneti istemem, Cehennemi isterim. Çünkü bütün nataşalar oradadır) demek.

 

8- Allahü teâlânın emir ve yasaklarına yani Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilmiş ve İslam âlimlerinin kitapları ile her tarafa yayılmış, inanılması zaruri olan din bilgilerinden birine inanmamak veya önem vermemek. Mesela (Ben görmediğim için cinlere, nazara inanmam) demek.

 

9- Kesin haram olduğu bilinen bir şeyi yiyip içerken besmele çekmek. Mesela şarap içerken veya domuz eti yerken Besmele çekmek küfürdür.

 

10- Kur'an-ı kerimi teganni ile [şarkı okur gibi] okuyan hafıza, ne güzel okuyor demek.

 

11- Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan veya İslamiyeti inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapmak veya kullanmak. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek veya şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapmak da küfürdür. Mesela zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak. Bunları mizah için, başkalarını güldürmek için de kullanmak küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez.

 

12- Yunan felsefecileri gibi, dünya ezeli ve ebedi demek.

 

13- İslamiyet’e, (İslam düşüncesi) demek. Çünkü İslamiyet bir düşünce sistemi değildir. İlahi emir ve yasaklara düşünce demekten çok sakınmalıdır! İçinde (İslam düşüncesi), (İslam nazariyesi) gibi

ifadeler bulunan kitaplar çok zararlıdır.

 

14- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Mesela zaruretsiz bir Hıristiyanın Noelini tebrik etmek. Nevruz günü yumurta boyamak. Kiliseye gidip, feyz almak niyetiyle âyinlere iştirak etmek.

 

15- (Yahudi ve Hıristiyanların Allah’a inananları Cennete gidecek) demek.

 

16- Mucizeyi veya kerameti inkâr etmek.

 

17- Meşhur bir harama helal, meşhur bir helale haram demek. Mesela domuz yağı helal, sirke, üzüm suyu haram demek.

 

18- Âyeti, besmeleyi, bir melek, bir peygamber ismi bulunan yazıyı, kasten helaya, necasete, [pisliğe] atmak. Müslümanın ağzına [def-i hacet lafzı ile] sövmek.

 

19- Hac, namaz, oruç gibi meşhur ibadetlerin şeklinde şüphe etmek. Mesela (Acaba namaz böyle mi kılınır) demek.

 

20- Bir parça et yemek, din ilmi öğrenmekten iyidir demek. Din ilmi küçümsendiği için küfür oluyor.

 

21- (Bir süre sonra Hıristiyan olacağım) diye düşünmek. Bir bayan, bir Hıristiyanla evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur. Bir erkek de bir ateist bayanla evlenmeye karar verdiği andan itibaren kâfir olur.

 

22- Ağır bir hastalığa düşüp de, (Allah’ım benim canımı al da, istersen kâfir olarak al) demek.

 

23- (Allah’ım çocuğumu aldın, başka elinden ne gelirse onu yap) demek.

 

24- Tırnağı uzun olana, (Tırnak kesmek sünnettir) dense, o da, (Sünnet olsun ne olacak) dese, için kâfir olur. Tırnağını kesmediği için değil, sünnete önem vermediği için küfür olur.

 

25- İnşallah, maşallah demek karın doyurmaz. Maşallahla inşallahla iş olmaz veya namaz kılmak karın doyurmaz demek. Bunları söylemekle dinimizin emri beğenilmemiş ve alay edilmiş oluyor. İnşallah, Allah’ın izni ile demektir. Allah’ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Onun için, hayır ve şer Allah’tandır diye iman etmek lazımdır. Hayır gibi şerrin de Allah’tan olduğuna inanmamak küfür olur.

 

26- Dostuna veya sevgilisine, (Sen bana Allah’tan da, peygamberden de sevgilisin) demek.

 

27- İlim meclisine gidelim dendiğinde, (Benim orada ne işim var) diyerek ilmi küçümsemek veya İslam âlimlerini lanetlemek, kötülemek.

 

28- Küfre rıza küfürdür. Müslüman olmak isteyene elimdeki şu işi bitirip de geleyim diyerek, onun Müslüman olmasını geciktirmek. [Bir bayan telefon edip, rüyasının tabir edilmesini istedi. Biz rüya tabir etmiyoruz demedim. Önce bir dinleyeyim dedim. Anlattı, dinledim. Bayan Ermeni imiş. Rüyada Kur’an öğrenilmesi istenmiş. (Hemen Müslüman olman gerekiyor) dedim. (Müslüman olmak için nereye gitmek gerek) dedi. Ben de, (Hiçbir yere gitmene gerek yok, hemen kelime-i şehadet söylemen kâfidir) dedim. Ben söyledim o da aynısını tekrar etti, Müslüman oldu. Eğer onu, Müslüman olmadan önce, müftülük aramaya çalışıp da Müslüman olmasını geciktirseydim, vebali çok büyüktü. (Müslüman olduktan sonra artık istediğin yere gidebilirsin) dedim. (Bana Müslümanlığı öğreten  bir kitap tavsiye et) dedi. Ben de bir kitap gönderdim.]

 

29- Birine kâfir diye hitap edilse, o da kabul eder mahiyette, bir harekette bulunması veya bir söz söylemesi, küfre sebep olur. Kâfire hürmet olsun diye efendim demek, hürmet gayesiyle papazın veya papanın elini öpmek küfre sebep olur. Bir Müslümana kâfir dense, söyleyen kâfir olur.

 

30- Avrupa’daki şehirlere imrenip, (Hıristiyanlar Müslümanlardan hayırlıdır, iyidir) demek.

 

31- Bir kimse aksırsa, biri de (Allah sana rahmet etsin) dese, bir başkası da (Öyle deme, onun rahmete ihtiyacı yok) dese, son söyleyen küfre girer.

 

32- Âişe validemize iffetsiz demek. [İffetli olduğu âyet-i kerimelerle sabittir.]

 

33- Hz. Ebu Bekir sahabeden değildi demek.

 

34- Eshab-ı kiramdan birine kâfir demek. [Çünkü Kur’an-ı kerimde hepsinin Cennetlik olduğu bildirilmiştir. Birine kâfir denilince Kur’ana inanılmamış olur.]

 

35- (Mazlum olarak öldürülen kâfir, Cennete girer) demek.

 

36- Kötülere alay gayesiyle, deyyusan-i kiram hazretleri demek.

 

37- Aradığı hadisi bulamayınca, hadis kitabını yere atmak veya (Bu Kur’anla amel etmiyorsunuz, ben de onu yere atıyorum) diyerek Mushafı yere fırlatmak.

 

38- Haram paradan sevap ummak. Mesela bir bayan fuhuş parası ile kurban kesse, bundan sevap umsa, küfre girer. Sevap ummadan yaparsa küfre girmez.

 

39- Allah’ı mekanlı bilmek, mesela Hıristiyanlar gibi Allah gökte oturuyor demek. Allah’ı kastedip, (Göklerden bir ses geldi), (Allah, gökten bize bakıyor) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâya mekan isnat etmek olur. Dünya, gezegenler, Cennet ve Cehennem ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır, mahluktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. İslam âlimleri, (Allah her zaman ve her yerde ebedi olarak hazır ve nazırdır) demenin caiz olduğunu bildirmişlerdir. Ancak, Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için bu söz, görünüş üzere kalmaz, mecaz olur. Bu bakımdan (Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır) demek caiz olur.

Böyle olmazsa, Allahü teâlâyı zamanlı ve mekanlı bilmek olur ki bu ise küfürdür.

Miftah-ül Cenne kitabında (Bir kimse, "Allah’tan hali [boş] yer yok" dese veya "Allah gökte benim şahidim" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâya mekan isnat etmiş olur. Halbuki Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. (Küfr Bahsi)

 

40- (Namaz kılmam ama, kalbim temiz) demek. [Çünkü burada namaza önem verilmiyor, namaza önem vermemek küfürdür. Namaz kılmayan hep haram işliyor demektir, haram işleyenin kalbi temiz olmaz.]

 

41- Bir Müslümanı kötülemek gayesiyle (Allahlık) demek.

 

42- (Anan baban esmer, sen nasıl sarışın oldun?) diyene, (Ben imalat hatasıyım) demek. Böyle söylemekle hâşâ Yaratıcının yanlış iş yaptığı söylenmiş oluyor

 

43- O, cimrilerin Allah’ı demek.

 

44- İlahileri müzikle söylemek. Çünkü ilahiler ibadettir, ibadete haram karıştırmak küfür olur.

 

45- (Ebu Cehil, şimdikilerden daha şerefli kâfirdi) demek.

 

46- Ecelin hoyrat eli demek. [Çünkü Ecel Allah’ın emri ile gelir, Allah’ın emrini veya Azrail aleyhisselamın vazifesini zulüm gibi göstermek küfürdür.]

Bunların hepsi küfrü gerektiren sözlerdir. Küfre sebep olan bir sözü, tehdit edilmeden söyleyenin imanı gider. Çünkü her müslümanın bilmesi gereken şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür olmaz, büyük günahtır. Küfre girenin önceki ibadetleri yok olur. Tevbe edince, geri gelmez. Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek yetmez. Küfre sebep olan şeyden de tevbe etmesi gerekir.

Bir sözle insan küfre düşebilir, kâfir olabilir. Elfaz-ı küfür denilen sözlerden bazılarını yukarıda yazdık. İman ne kadar kıymetli ise, bir söz söyleyerek kâfir olmak da o kadar kötüdür. Çok dikkat etmek lazımdır.

 

Zorla, tehditle küfür söz söyletmek

Zorla veya tehditle, küfrü gerektiren şey söyletilen şahıs, küfre düşmüş olur mu?

CEVAP

İkrah edilince, bu sözlerden bazılarını söylemek küfür olmaz. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Zorlamanın ikrah olması için dört şart lazımdır.

1- Zorlayanın, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması.

2- Zorlananın korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi.

3- Korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi veya üzücü bir şey olması.

4- Zorlanan şeyin, yapılmaması gereken bir şey olması lazımdır.

 

İkrah iki türlü olur: 

Mülci ikrah, Mülci olmayan ikrah.

Mülci, ağır olup, insanın rızasını ve ihtiyarını yok eder. Zorlanan şeyin yapılması zaruri olur. Bu da, ölüm, bir uzvun veya bütün malın telef olması veya bu ikisine sebep olacak hapis ve dayak [Zaruri olan nafakayı temin etmek için çalışmaya mani olunması ve başka çalışacak yer bulamamak korkusu da mülci ikrahtır.]

Mülci olmayan ikrah, yalnız rızayı yok eder ki, bir günden çok hapis veya şiddetli dayak ile korkutulmaktır. [Böyle ikrah da, küfr-i hükmi için özür olur.] İlim, şeref sahiplerine sert söylemek, bunlar için ikrah olur. Mahrem akrabanın hapsedilmesi, kanunla ceza da ikrah olur. İkrah ile yaptırılması istenen şey birkaç çeşittir:

 

1- Yapması caiz, yapmaması ise sevap olan şeylerdir. Mülci ikrah ile küfre sebep olan söz söylemek, mesela Resulullahı kötülemek. Fakat, bunları söylerken Tevriye etmesi, yani Muhammed ismindeki başkasını düşünmesi, puta secde ederken, Allahü teâlâya secde etmeyi düşünmesi gerekir. Tevriye etmek lazım olduğu hatırına gelmezse mazur olur. Namaz kılma, kadın için başını aç, kendinin ve başkasının malını telef et, karını boşa, zina veya livata et veya ettir diye zorlamak.

 

2 - Mülci ikrah ile yapması haram olan şeylerdir. Bir insanı öldürmek veya bir uzvunu kesmek veya bunlara sebep olacak kadar hapsetmek ve dövmek, erkeğe zina et diye zorlamak böyledir. Kendini öldürmesi için ölüm ile tehdit edilenin kendini öldürmesi caiz olmaz. [Düşman eline geçince, ırzına geçilip, işkence ile öldürüleceğini anlayanın, kendini ve yakınlarını öldürmesi caiz olmaz.]

Savaşınca öldürüleceğini, savaşmazsa esir olacağını anlayan, düşmana saldırmaz. 

 

3 - Mülci olan ikrah ile yapması helal, hatta farz, yapmayıp ölmesi günah olan şey şunlardır: İçki, kan içmek, leş, domuz yemek.

 

Mülci olan veya olmayan bir tehditle, zorlama ile yapılan sözleşmeler sahih olmaz.

Mülci olmayan ikrah ile de yapılan nikah, talak, nezir, yemin sahih olur. İkrah bitince, nikahtan ve talaktan vazgeçebilir. Nezirden vazgeçemez. Nezir olarak verdiğini, ikrah edenden isteyemez. İkrah edilerek borçlusunu affetmesi sahih olmaz.

 

Mülci olmayan ikrah ile leş, kan, domuz yenmez. şarap içilmez ve müslümanın malı telef edilmez. Çünkü, Mülci olmayan ikrah ile zaruret hasıl olmaz. Ölmemek için leş, domuz yenir ve kan, şarap içilir. Yemez, içmez de ölürse Cehenneme gider.

 

Mülci ikrah ile, bu içkiyi iç, şu malı sat denilse, malını satar. Şarabı içmesi de caiz olur. Caiz olacağını bilmediği için, içmez ve satmaz da öldürülürse, şehid olur. Sultanın haksız olarak, zulüm ile para, mal istemesi ikrah olur. Bunları vermek caiz olur. (İbni Âbidin, Dürer-ül-hükkâm)

 

Günah ayrı, şirk ayrı mıdır?

CEVAP

Din kitaplarında büyük günahlar sayılırken şirk de sayılmıştır. Mesela hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Büyük günahlar, Allah’a şirk koşmak, ana babaya asi olmak, adam öldürmek ve yalan yere yemindir.) [Buhari]

Başka bir hadis-i şerifte ise, (Günahlar üç türlüdür: Kıyamette affedilmeyen günahlar, terk edilmeyen günahlar, dilerse Allahü teâlânın affedeceği günahlar) buyuruldu. Kıyamette asla affedilmeyen günahlar şirktir. Kur'an-ı kerimde de, (Allahü teâlâ şirkten başka günahları dilerse affeder) buyuruluyor. (Nisa 48)

 

Terk edilmeyen günahlar ise kul haklarıdır. Allahü teâlânın dilerse affedeceği günahlar ise, kul hakkı bulunmayan günahlardır. (Berika)

 

(Günah işleyen kâfir olmaz) denince, şirkin, küfrün buna dahil edilmediği anlaşılır.

Gizli şirk, riyadır. Allahü teâlâ, ameline riya karıştıran kimse için, (Şu kimse, benimle nasıl alay ediyor) buyurur. Bu, şuna benzer: Bir genç, imamın kızı ile evlenmek ister. İmamın gözüne girmek için, namazlarını ön safta kılar, imama hizmet eder. Maksadı imama hizmet değil, kızı alabilmek için zemin hazırlamaktır.

 

İşte riya ile amel eden kimse de, insanların kalbinde yer etmek ister. Bu ise Allahü teâlâ ile alay etmek olup büyük günahtır. Onun için Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Riya küçük şirktir.) [Taberani]

(Şirkten sakınınız! Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir.) [Hakim]

 

Bir kimse, namaz kılarken, insanları görünce, daha dikkatli hareket ederse, Allah’tan gayriye de tazim etmiş olur. Bu ise, şirke yakındır. Görünüşte Allah’a tazim ediyorsa da, kalben insanlara tazim etmektedir. İbni Mesud hazretleri, böyle kimseler için, (Bunlar Allah’ı hafife almış sayılırlar) buyurdu. Tanıdıklarının yanında ibadetlerine itina gösteren kimse, hükümdarın yanında ayak ayak üstüne atıp da, onun hizmetçilerinin yanında ayağını indirip edebe riayet eden ahmağa benzer.

 

Resul-i ekrem efendimiz, karıncanın ayak sesinden daha gizli olan şirkten sakınılmasını emretmiştir. Bu öyle bir riyadır ki, herkes bunu kolay anlayamaz. Bir kimse, ibadetlerini gizli yapar, kimseye duyurmak istemez. Hatta duyulsa da sevinmez. Ancak, yaptığı ibadetler, dine hizmetler için, başkalarının kendisine saygı duymasını bekler. Eğer böyle bir hizmeti olmasaydı, kimseden saygı, sevgi beklemezdi.

 

İbadetlerini sırf Allah rızası için yaptığı halde, insanların kendisine değer vermesini istemesi, gizli şirktir. Hz.Ali bildiriyor ki, böyle kimseler için kıyamette Allahü teâlâ, şöyle buyuracaktır:

(Dünyadaki alış-verişlerde, size kolaylık gösterilmedi mi? İhtiyaçlarınız görülüp size iyilik, ikram edilmedi mi? İşinizin karşılığını dünyada aldınız, şimdi size sevap yoktur.)

 

Yaptığı ibadetlerin ve iyiliklerin başkaları tarafından duyulmasına, takdir edilmesine sevinmek riya alametidir. Bir kimse, (Gece Bekara suresini okudum) dedi. İbni Mesud hazretleri, (Bunu açığa vurmakla, okuduğunun karşılığını dünyada almış oldun) buyurdu.

Başka biri de, (Ya Resulallah, tam bir sene oruç tuttum) deyince, Peygamber efendimiz, (Oruç tutmamış oldun) buyurdu. (Müslim)

 

İbadetleri, iyilikleri açığa vurmaktan sakınmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Bir kimse, yaptığı amelini duyurmaya çalışırsa, riya yaparsa, bundan vazgeçene kadar, Allah’ın gazabında olur.) [Taberani]

 

Her çeşit günahın ve kötülüğün en kötüsü küfürdür. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her çeşidini bildirmek için, çok kere, bunların en büyüğü söylenir. Bunun için, âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde bildirilen şirk, her çeşit küfür demektir.

Allah’a şirk koşan, tevbe ederse, tevbesi kabul olur. Tevbe etmeden, şirk üzere, yani müşrik olarak ölen kimseyi, Allahü teâlâ affetmez. Müşrik, ölmeden önce tevbe ederse affolur. (R.Muhtar)

 

Kötü iş ve arkadaşlardan uzak kalmalı

İnsana çeşitli vesveseler gelir. Günaha, hatta Allah saklasın küfre de meyledebilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Müminin kalbi, kaynayan tencereden çok değişikliğe maruz kalır.) [Hakim]

Bunun için kötü arkadaşlardan ve kötü işlerden uzak kalmalıdır. Kötü bir kimseyi düzeltmeye çalışacağım diye onunla arkadaşlık edilirse, kendisinin bozulma ihtimali daha fazladır.

Kalb, kötü kimselerin yanında gaflete dalınca, şeytan da vesvese verir. Aydınlıkla karanlığın çarpışması gibi, Allah’ı anınca şeytan kaçar, unutunca şeytan gelir. Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:

(Şeytan onlara galebe çaldı ve onlara Allah’ı anmayı unutturdu.) [Mücadele 19] 

 

Şeytanın galebe çalmaması için kötü arkadaşlardan uzak durmalıdır. Kötülere yaklaşanın, kötülüklerden uzak durması zordur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Uçurumun kenarında dolaşan, uçuruma yuvarlanabilir.) [Buhari]

(Töhmete sebep olacak yerlerden kaçının!) [İ.Gazali]

"Ben kötülerle gezerim ama, onların bana zararı dokunmaz" demek çok yanlıştır. İnsanın dini arkadaşının dini gibidir. Farkında olmadan arkadaşının huylarına sahip olur. O halde iyilerle arkadaş olmaya çalışmalıdır.

 

Dini aklı ile ölçen kadar zararlı kimse yoktur

Piyasada Allah’ı tanımakla ilgili ve Allahü tealanın varlığını ispat etmeye kalkışan kitaplar, akli ve felsefi görüşlerle doludur. Faydalanılan kitapların çoğu da günümüzdeki sapık yazarların eserleridir. İmam-ı Rabbani, İmam-ı Gazali büyük İslam âlimlerinin kitaplarından nakil yoktur. Hep şahsi yorumla, küfre düşürücü [kâfir edici] ifadelerle doludur. Dinimiz, (İnsanlara ait akıl, şuur, hafıza ve düşünce gibi yaratılmış olan sıfatları Allah’a vermek veya Allah’ın yaratmak, var olmak gibi sıfatlarını insana vermek küfürdür) bildiriyor. Mesela Allah’a şunları izafe etmek [yakıştırmak] küfürdür: Allah çok akıllıdır, Allah şuurludur, Allah’ın zihni açıktır, ilahi şuur yanılmaz, Allah iyi düşünür, Allah’ın hafızası çok geniştir,

Allah’ın beyni iyi çalışır.

 

Akıl, şuur, hafıza, zihin, beyin, düşünme işi mahluktur, yani yaratıktır. Allah’a yaratıkların sıfatlarını vermek küfür olur. Allah yarattıklarına benzemez. Allan Arştadır veya göktedir demek de, küfürdür. Çünkü Allah’a, yaratıklara mahsus olan mekan [yer], tayin edilmiş olur. Senâüllah Pâni-püti hazretleri (Allahü teâlânın varlığı, sıfatları, razı olduğu şeyler, ancak peygamberlerin bildirmesi ile anlaşılır. Akıl ile anlaşılamaz) buyuruyor. Kendi görüşünü, kendi aklını din gibi ortaya atmak çok tehlikelidir. Hadis-i şerifte, (Dini aklı ile ölçen kadar zararlı kimse yoktur) buyuruldu. (Taberani)

 

Allah özenerek yaratmış, özel müdahale etmiştir. Böyle söylemekle Allah’a acizlik isnat edilmiş olur. Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona sadece ol deriz, o da, hemen oluverir.) [Nahl 40]

“Yaratılmış olanın özelliklerine bakarak, yaratanın özelliklerini bulmaya çalışacağız” demek de küfürdür. Dinimiz, (Bilinen, [yaratıklar] bilinmeyenle [yaratıcı] ile mukayese edilmez) buyuruyor.

 

İnsan için de şunları söylemek küfürdür:

İnsan yaratıcıdır, insan ezeli ve ebedidir, evliya gaybı bilir [Allah dilemedikçe gaybı bilemez], felsefeciler gibi, (Dünya kadimdir, Allah gibi ezelidir) demek de küfürdür.

İslam dini yerine, "İslam nazariyesi, İslam teorisi, İslam düşüncesi, İslam felsefesi, İlahi görüş, Kur'ani görüş" gibi tabirler kullanmak da küfürdür. İslamiyet, ilahi bir dindir, bir teori, bir düşünce sistemi veya bir felsefe, bir görüşü değildir. Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir. Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir. Akıl, zihin mahluktur. Allahü teâlânın bildirdiği şeylere "düşünce, görüş" demek küfürdür.

 

Âlimler buyuruyor ki:

İman, Muhammed aleyhisselamın, Peygamber olarak bildirdiği şeyleri, araştırmadan, akla, tecrübeye ve felsefeye uygun olup olmadığına bakmadan, tasdiktir. Akla uygun olduğu için tasdik etmek, aklı tasdik etmek olur, Resulü tasdik etmek olmaz. Yahut Resulü ve aklı birlikte tasdik etmek olur ki, o zaman Peygambere itimat tam olmaz. İtimat tam olmayınca, iman olmaz. Allahü teâlâ, (Onlar gayba iman ederler) buyuruyor. (Bekara 4)

 

İman ne kadar kıymetli ise, zıddı olan küfür de o kadar kötüdür. İmanı kurtarmak için haramlardan kaçarak ibadetleri yapmak ve özellikle küfre düşürücü söz ve hareketlerden sakınmak gerekir. Sakınmayanın imanı gider de haberi olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Öyle bir zaman gelir ki, kişinin imanı gider de haberi olmaz. Ondan, gömleğin çıktığı gibi, iman çıkmış olur.) [Deylemi]

 

Bir müslüman şaka olarak, bir din kitabına hurafe dese veya alay ederek haram işleyene veya işletene "helal olsun" dese, mürted olur mu?

CEVAP

Muteber kitaplardan nakil yapalım. Mesela, birçok İslam âliminin kitaplarından derlenen Herkese Lazım Olan İman kitabı için, bir kimsenin, doğru olduğuna inandığı halde alay yolu ile hurafe dediğini kabul edelim. O kitapta, (Allah vardır) diyerek imanın 6 esası bildiriliyor. Şaka olarak veya alay maksadı ile veya ne maksatla olursa olsun buna hurafe demenin, haram işleyene veya işletene (helal olsun) demenin hükmünü vesikaları ile bildirelim.

 

Muteber kitaplarda buyuruluyor ki:

(Küfre sebep olan bir sözü, tehdit edilmeden söyleyenin imanı gider. Çünkü her müslümanın bilmesi gereken şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür olmaz, büyük günahtır. Küfre girenin önceki ibadetleri yok olur. Tevbe ederse, geri gelmez. Tevbe için yalnız kelime-i şehadet söylemek kâfi değildir, küfre sebep olan şeyden de tevbe etmesi gerekir.) (Berika, Hadika)

 

Burhaneddin-i Mergınani hazretleri, (Kur'an-ı kerimi teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyenin imanı gider. Tecdid-i iman ve tecdid-i nikah gerekir) buyurdu. (Dürr-ül-münteka)

 

Ebu Nasr-ı Debbusi hazretleri, Kadi Zahireddin-i Harezmi hazretlerinden naklen buyuruyor ki:

(Bir şarkıcı dinleyen veya herhangi bir haram işi gören kimse, haram olduğuna inanarak veya inanmayarak, buna, ne güzel dese, o anda imanı gider.) (Müjdeci Mek. 266)

 

(Kâfirlerin ibadet olarak yaptıkları ve kâfirlik alameti olan ve İslamiyeti inkâr etmek ve inanmamak alameti olan ve tahkir etmemiz vacip olan şeyleri yapan ve kullanan kâfir olur. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek veya şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapan da, kâfir olur.) (Birgivi vasıyyetnamesi)

 

(Zaruri olan ve tevatür ile bildirilmiş olan din bilgilerine inanmayan kâfir olur. İnanmamayı gösteren her söz, ister şaka olarak, isterse gönülden olmayarak olsun küfür olur.) (Milel-nihal)

 

(Küfre sebep olan bir işi yapmak küfür olur. Mesela beline, zünnar denilen papaz kuşağını bağlamak ve küfre mahsus şey giymek de böyledir. Bunları mizah için, başkalarını güldürmek içi, şaka için kullanmak da küfre sebep olur. İtikadının doğru olması fayda vermez.) (Berika)

 

(Filan müslüman benim gözümde yahudi gibidir demek küfürdür. Ahirette olacak şeylerle alay etmek küfürdür. Kabirdeki ve kıyametteki azaplara akla, fenne uygun değildir diyerek inanmamak, faiz helal olsaydı demek, İslam bilgilerini ve din âlimlerini aşağılamak da, küfürdür.

 

Akıllı, bilgili, edebiyatçı olduğunu göstermek için veya yanındakileri güldürmek, sevindirmek veya alay etmek için söylenen sözlerde küfre düşmekten çok korkmalıdır. Bir kimse, küçük günah işlese, buna tevbe et denildikte, (tevbe edecek bir şey yapmadım ki...) dese, kâfir olur.

 

(Filan şey, filan kimsede yoktur, varsa kâfir olayım) diye, yemin eylese, o şey, o kimsede olsun veya olmasın, o kimse, kâfir olayım dediği için küfre girmiştir. Kâfirlerin ibadetleri, İslamiyete uymayan işleri güzeldir demek de küfürdür.

 

Bir kadın, beline bir kara ip bağlasa, (bu nedir) deseler, (zünnardır) dese, kâfir olur. Nasrani olmak, yahudi olmaktan, [amerikan kâfiri olmak, komünist olmaktan] hayırlıdır demek küfürdür.

İlim meclisinde ne işim var veya din adamlarının sözü neye yarar demek küfür olur. Biri diğerine, gel fıkıh kitabını okuyalım dese, o da, (Ben ilmi ne yapayım) dese, ilmi hafife aldığı için kâfir olur.) (Miftah-ül-cenne) 

 

Söz mü, iş mi, niyet mi?

Dinimizde bazen söze, bazen niyete veya işe itibar edilir. Niyetin geçersiz, sözün geçerli olduğu yerlerden bazıları şunlardır:

 

Nikahta: Bir kimse, şakadan veya rol icabı, iki şahit yanında evlense, gerçekten evlenmiş olur.

 

Boşamakta: Bir kimse, şaka ile, alay olsun diye veya hanımını korkutmak niyetiyle “seni boşadım” dese, hanımı boş olur. Hadis-i şerifte, (Bir kadınla nikahlanan veya hanımını boşayan kimse, ben şakadan yaptım” dese, nikahı da boşaması da geçerli olur) buyuruldu. (Taberani)

 

Vazgeçmek: Bir kimse, hanımına “seni boşadım” dese, sonra, şakadan boşamaktan vazgeçtiğini bildirse, boşamaktan vazgeçmiş olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi sahihtir. Nikah, boşamak, boşamaktan vazgeçmek.) [Tirmizi]

 

Köle azadında: Şakadan, kölesine “seni azat ettim” diyenin, kölesi azat edilmiş olur.

 

Adakta: Adak yaparken hiç niyet etmese de, söz arasında dilinden çıksa da, adağını yapması vacip

olur. Çünkü, adakta niyetsiz, düşünmeden söylemek, ciddi, isteyerek söylemek gibidir. Hatta, “Allah için, bir gün oruç tutmak üzerime borç olsun” diyeceği yerde, “bir ay oruç tutmak” diye ağzından çıksa, bir ay oruç tutması gerekir. Söz geçerli, niyet geçersizdir. (Dürer)

 

Alış verişte: Alış veriş yapıldıktan sonra, alıcı veya satıcıdan birisi, ben şaka yapmıştım, bu alış verişten vazgeçtim dese de itibar edilmez. Alış verişte de söze bakılır, niyete bakılmaz.

 

Hediyede: Alacağı olduğu bir parayı borçlusuna veya başkasına hediye eden, şakadan söylemiştim dese de, hediyesinden vazgeçemez. Niyet geçersiz, söz geçerlidir.

 

Yeminde: Kalbten yemin geçerli olmaz, söz geçerlidir.

 

Küfürde: Bir kimse şakadan ben Hıristiyanım dese veya günah işleyene helal olsun dese kâfir olur.

 

Niyet geçerli, söz geçersizdir: Bir kimse, öğle vakti, öğle namazına niyet ederken, dili ile, bugünkü ikindi namazına diye niyet etse, kalbi ile de öğle olduğunu bilse, öğleyi kılmaya niyet etse öğle için niyet etmiş sayılır, dil ile söylediğine itibar edilmez. Tersine, öğleyi kılarken, ikindi sanarak, ikindiye niye etse, fakat dili ile de öğleye niyet etse, namazı sahih olmaz.

 

Dil sürçmesi: Sen benim Rabbimsin diyeceği yerde, şaşırıp kulumsun diyen günaha girmez.

 

Niyet geçersiz, iş geçerlidir: Günah olan işler böyledir. Mesela dinlenmek niyetiyle müzik dinlemek de günahtır. Kâfir kız, “Benimle dans edersen müslüman olurum” dese, müslümanın, iyi niyetle onunla dans etmesi veya başka günah işlemesi caiz olmaz. İyi niyeti geçersiz, günahı geçerlidir. (Ameller niyete göredir) hadis-i şerifi, taat ve mubahlara niyete göre sevap verileceğini bildirmektedir. Günahlar, iyi niyetle de işlense, günah olmaktan çıkmaz.

 

İş geçersiz, niyet geçerlidir: Su içerken içki içiyormuş gibi bardakları tokuşturmak bile günahtır. Çünkü fasıklara benzemek olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Suyu alkollü içki içenler gibi içmek haramdır.) [Redd-ül Muhtar]

Elin evinden, yanlışlıkla kendi malını çalan da günaha girer.

 

Niyet de iş de geçerlidir: Kur’an okuyan sevap kazanır. Sevap için niyet ederse daha çok sevap kazanır.

 

Biri evliyanın resmine tazim etmek şirk olur mu?

CEVAP

Şirk, Allahü teâlâya ortak yapmak, benzetmek demektir. Benzeten kimseye Müşrik, benzetilen şeye Şerik denir. Bir kimsede, bir şeyde, üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmak, onu şerik yapmak olur. Allahü teâlâya mahsus olan sıfatlara üluhiyyet sıfatları denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, her şeyi bilmek, hastalara şifa vermek, üluhiyyet sıfatlarındandır. Bir insanda, güneşte, inekte, herhangi bir mahlukta, üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, ona tazim, hürmet etmeye, ona yalvarmaya, ona İbadet etmek, tapınmak denir. O şeyler Sanem = put olur. Böyle zan olunan insanın ve kâfirlerin resimleri önünde, tazim edici şeyler söylemek, yapmak da, ibadet etmek şirk olur.

Bir insanda üluhiyyet sıfatlarından birinin bulunduğuna inanmayıp, Allah’ın sevgili kulu olduğuna inanarak, bunun resmine, tazim etmek şirk olmaz, küfür olmaz. Fakat, herhangi bir insanın resmine hürmet etmek günah olduğu için, tazim, hürmet eden bir müslüman, fasık olur. Haram olduğuna önem vermezse, diğer bir haramı, önem vermeyerek yapanlar gibi Mürted olur.

 

Yapılmaması gereken şeyler, ya belli bir uzuv ile yapılır, yahut bütün beden ile yapılır. Günah işlenen uzuvlardan sekiz uzuv meşhurdur. Bu uzuvlar, kalb, kulak, göz, dil, el, mide, ferc ve ayaklardır.

Kalb, insanın göğsünde, sol tarafında bulunan yürek denilen et parçasına yerleştirilmiş ruhani bir latifedir. Ruh gibi mücerret [soyut] olan bir varlıktır.

 

Günah işleyen, bu uzuvların kendileri değildir. Bunlardan bulunan his kuvvetleridir. Dünyada ve ahirette saadete kavuşmak, rahat etmek isteyen kimse, bu uzuvların günah işlemelerine mani olmalıdır! Günah işlememek, kalbinde meleke, tabiat, halini almalıdır! Bunu başarabilen kimseye Mütteki ve Salih denir. Allahü teâlânın Velisi olur. Kalbde tabiat halini almadan, kendini zorlayarak günahlardan sakınmak da, takva olur ise de, veli olmak için, günah işlememek tabiat, huy halini almalıdır! Bunun için de, kalbin temizlenmesi gerekir. Kalbin temizlenmesi, İslamiyete uymakla olur.

İslamiyet üç kısımdır: İlm, amel, ihlas. Emirleri ve yasakları öğrenmek, öğrendiklerine tâbi olmak, bunları yalnız Allah rızası için yapmak gerekir. Kur'an-ı kerim, bu üçüncü emir ve methetmektedir.

 

Kimi din ile, Allah ile alay ediyor. Çirkin iftiralar yapıyor. Böyle bir kimse tevbe ederse affolur mu?

CEVAP

Elbette en azılı kâfir pişman olur, sıdk ile ihlas ile Kelime-i şehadet getirirse tertemiz müslüman olur. Bütün günahları affolur. Din ile alay etmeye devam edenin ise, yaptığı yanına kalmaz. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

(Allah’a karşı yalan uyduranların yüzleri, kıyamette simsiyah olacaktır.) [Zümer 60]

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri