Kimse kimsenin rızkını yiyemez
Ecel-rızık münasebeti nasıldır? CEVAP
Her canlının rızkı tükenmeyince eceli gelmez, ölmez. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Rızık, ibadet yapmakla artmaz, bereketlenir. Allahü teâlâ herkesin rızkını ezelde takdir, tayin etmiş, ayırmıştır. Bu, artmaz ve azalmaz. Rızık endişesiyle,
harama el uzatmamalı ve şu hadis-i
şeriflerin muhatabı olmamalıdır: (Bir zaman gelir ki, insanlar, yalnız malın, paranın
gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.) [Buhari] (Bir zaman gelir, insanın bütün kaygısı midesi olur,
şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olur. Böyle kimseler, halkın kötüleridir.) [Sülemi] Allahü teâlâ, herkesin
rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. Rızık değişmez, azalıp çoğalmaz.
Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Allahü teâlânın 99 isminden biri Rezzak’tır, her varlığın rızkını vericidir. Allahü teâlâ, (Herkesin
rızkı bana aittir) buyuruyor. Rızık için Allahü
teâlânın verdiği söze güvenmelidir! Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Yeryüzündeki her canlının rızkı, Allah’a aittir.) [Hud 6] (Nice canlı vardır, rızkını kendi elde edemez. Sizin
de, onların da rızkını Allah verir.)
[Ankebut 60] (Rabbin, rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır.)
[İsra 30] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Rızık için üzülmeyiniz, ezelde ayrılan rızık sizi bulur.)
[İsfehani] (Eceliniz sizi nasıl takip ederse, rızkınız da öylece
takip eder.) [Taberani] (Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Allahü
teâlâdır.) [R.Muhtar] (Allah’tan kork, rızkını güzel yoldan ara, helali al,
haramı terk et!) [İbni Mace] (Rızkını gecikmiş sayma! Hiç kimse, rızkına kavuşmadıkça
ölmez.) [Hakim] (Hiç kimse, nasibinden fazla rızka kavuşamaz. Rızkına
kavuşup yemedikçe de ölmez. İstemese de rızkı kendisine verilir.) [Hakim] (Allah’a tam tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam
tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı.) [Tirmizi] (Hak teâlâ, Hz.Âdem’e bin çeşit sanat öğretip buyurdu
ki: Neslin, bu sanatlardan biri ile rızkını arasın! Sakın
dini geçim vasıtası yapmasın!) [Hakim] (Zikrin hayırlısı hafi [gizli] olanı,
rızkın hayırlısı ise kâfi olanıdır.) [Beyheki] (Allahü teâlâ sevdiğine, rızkını kâfi [yetecek kadar] verir.) [Ebuşşeyh] (Allah’ın verdiği rızka kanaat eden mümin kurtulmuştur.)
[Müslim] (Helal kazanmak için sıkıntı çekene, Cennet vacip olur.)
[İ.Gazali] (En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek kazanılandır.)
[Nesai] Peygamber efendimiz,
(Eğer
Allah korkusunu kendinize sermaye edinirseniz, rızkınız, ticaretsiz
ve sermayesiz gelir)
buyurup şu mealdeki âyeti okudu:
(Kim Allah’tan korkarsa, Allah
ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir.) [Taberani-Talak 2,3] Allahü teâlâ emrettiği
için çalışan, rızkını helal yoldan arayan, ezeldeki rızkına kavuşur.
Rızkı da bereketli olur. Bu çalışmaları için de sevap kazanır. Eğer,
rızkını haram yoldan ararsa, yine ezelde ayrılmış olan rızka kavuşur.
Fakat, bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur, kazandığı günahlar da,
onu felaketlere sürükler. Hz.Hızır’ın tamir ettiği
binanın altındaki altın levhada şunlar yazılı idi: (Ölüm hak iken gülüp eğlenen,
kadere inandığı halde üzülen, rızka Allahü teâlâ kefil iken zahmetlere
giren, Kıyamette sorgu-sual varken gaflete dalan, faniliğini bildiği
dünyaya bel bağlayan kimseye nasıl hayret edilmez?) Helal rızık aramak
İnsanların kimisi helal
yoldan kazanıyor, kimisi de haram yoldan. Acaba haram yoldan rızık kazanmak
helal yoldakinden daha mı kolaydır? CEVAP Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: (Herkese dünyalıktan nasibi neyse, o şeyler ona kolaylaştırılır.)
[Hakim] Bir kimse kazancını
kumardan elde etmeye çalışsa, zamanla kumar işinde mahareti artar. Marangoz,
terzi gibi helal bir meslek edinmek isteyene de işleri kolaylaştırılır.
Onun için daima helal kazanç yollarını aramalıdır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki: (Ey insanlar, Allah’tan korkun ve rızkınızı aramada
güzel yol tutun! Çünkü hiçbir kimse, rızkını ele geçirmeden ölmez. O
halde Allah’tan korkun ve rızkınızı güzel yollarla elde edin, helali
alın, haramı terk edin!) [İbni
Mace] (Rızkınızı gecikmiş saymayın! Hiç kimse, takdir edilen
rızkına kavuşmadıkça ölmez. O halde rızkınızı güzel yoldan arayın, helali
alın, haramdan kaçın!) [Hakim] Kader ve kanaat İslamiyet bir lokma
ile bir hırkaya kanaat eder deniyor. Yani dinimiz çalışmaya mani midir? CEVAP
Din, kadere inanmak
ve kanaat etmektir. Fakat kader, çalışmamak, fazla istememek değildir.
Kader, insanların ne yapacağını, Allahü teâlânın önceden bilmesi demektir.
Allahü teâlâ, çalışmayı emrediyor. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Cihad edenler, çalışanlar, uğraşanlar, oturduğu yerde
ibadet edip cihad etmeyenlerden daha üstündürler, daha kıymetlidirler.) [Nisa 94] Hadis-i şeriflerde
de buyuruldu ki: (Çalışıp kazananları Allahü teâlâ sever.) [Beyheki] (İki gün bir derecede bulunan, ilerlemeyen aldandı.)
[Beyheki] (İşlerinizi yarına bırakmayınız. Sonra yok olursunuz.)
[İmam-ı Gazali] (Yabancı dil öğrenin. Düşmanın şerrinden böylece kurtulursunuz!)
[Faideli Bilgiler] Müslümanlık, çalışıp
kazanmayı emrediyor. Kanaat demek, bir hırkaya razı olup tembel oturmak
demek değildir. Müslümanlar, asla böyle değildir. Kanaat demek, kendi
kazandığına razı olup, başkasının kazancına göz dikmemek demektir. Kanaat, sinir hastalıklarını
önleyen, geçimsizliği, düşmanlığı gideren, cemiyetlerin düzenlerini
sağlayan bir faktördür. Kanaat, İslamiyetin dünyaya yayılmasını, ilim
ve fen abideleri kurmayı sağlamıştır. (Çalışan
kazanır) ve (Herkes yaptığını
bulur) meal-i âlisinden olan âyet-i kerimeler ile (Allahü
teâlâ çalışıp kazananları sever) ve Münavi’deki
(Allahü teâlâ çalışmayan gençleri
elbette sevmez) gibi, nice hadis-i şerifler, çalışıp ilerlemeyi
mi, yoksa uyuşukluğu mu emrediyor? Müslümanların kurduğu
Emevi, Abbasi, Gaznevi, Hind Timurları ve Endülüs ve Osmanlı medeniyetleri,
çalışkanlığı mı, yoksa uyuşukluğu mu gösteriyor? Bir dervişin, bir lokma, bir hırka sözü, Kur'an-ı kerimin ve hadis-i şeriflerin emirlerini değiştirebilir mi? |