Kadere inanmak, imanın şartlarındandır 

 

Kadere iman farz mıdır? Kader nedir?

CEVAP

Kadere iman farzdır. Bu husus Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler ile bildirilmiştir. Allahü teâlâ, ezeli ilmi ile, insanların ve diğer mahlukatın, ne zaman doğacağını, ne zaman öleceğini ve ne yapacaklarını bilir. İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir. Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz. Allahü teâlâ, herkesin ne yapacağını bilir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) buyuruluyor. (Bekara 255)

 

İnsanların başına gelecek olaylar, doğacakları, ölecekleri ve ne iş yapacakları gibi bütün bilgiler, levh-i mahfuz denilen bir kitaptadır. Bu kitaptaki bilgilere kader deniyor. Kader hakkında birçok âyet-i kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir:

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.) [Al-i İmran145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.) [Enam 2]

(Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda yazılmıştır.) [Kamer 52, 53]

(Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider.) [Araf 34]

(Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Hepsi açık bir kitapta [levh-i mahfuzda] dır.) [Hud 6]

 

(Her olay ve başınıza gelen bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta [levh-i mahfuzda] yazmış olmayalım.) [Hadid 22]

 

(Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, Ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır.) [Sebe 3]

 

(Bir canlıya verilen ömür ve ömrünün azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.) [Fatır 11]

 

Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimeleri açıklamıştır. Kadere inanmak, imanın altı şartından biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(İman, Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmaktır.) [Nesai]

 

(Kadere inanmak, iman esaslarındandır.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Kadere iman etmek, tevhidin nizamıdır.) [Deylemi]

(Ahir zamanda şerli kimseler kader hakkında konuşur.) [Hakim]

(Kaderden bahsedilince dilinizi tutunuz!) [Taberani]

 

(Kaderi inkâr eden helak olur.) [Taberani]

(Kaderi inkâr edene, bütün peygamberler lanet eder.) [Taberani]

(Allahü teâlâ, “bana iman edip de kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna iman etmeyen, benden başka Rab arasın” buyurdu.) [Şirazi]

 

(Allah ilk önce Kalemi yaratıp, Kaderi, olanı ve olacağı yaz buyurdu.) [Tirmizi, Ebu Davud]

(Her şey ezelde yazıldı. Allah’ın ilmine göre, kalem kurudu.) [Tirmizi]

[Takdir son buldu ve kaleme yazacak bir şey kalmadı.]

 

(Kadere, hayra ve şerre iman etmedikçe, başa gelenin asla şaşmayacağına, başa gelmemesi mukadder olanın da asla gelmeyeceğine inanmadıkça, hiç kimse iman etmiş sayılmaz.) [Tirmizi]

 

(Ya Resulallah, yaptığımız ve yapacağımız işler önceden takdir edilip yazıldığına göre, iş yapmanın ne

önemi var) diye soranlara, (Herkes, kendi işine hazırlanır) ve (Herkes önceden takdir edilmiş olan işlere hazırlanır) buyurdu. (Müslim,Tirmizi)

 

Aynı suali soran, başka birine de, Şems suresini okudu. İlgili kısmın meali şöyle:

(Cenab-ı Hak, hayrı ve şerri [taat ve günahı] ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini tutmak için, ihtiyar [tercih hakkı, irade-i cüziyye] verdi. Nefsini tezkiye eden [kötülüklerden temizleyip faziletlerle dolduran] kurtuldu. Nefsini günahta, cehalette, dalalette bırakan, ziyan etti.) [Şems 7-10]

 

"İşçi kaderine terk edilemez, işi şansa bırakmamalı, işi Allah’a kaldı" gibi sözler söyleniyor. Şans, yani kader, insanların elinde midir?

CEVAP

Kader, şans gibi kelimeler yanlış kullanılıyor. Tesadüf yerine kullanılıyor. (İşi tesadüfe bırakmamalı) denir. Fakat (İşi kadere bırakmamalı) denmez. Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, kulların yapacakları şeyleri bilmesidir. Allahü teâlânın ilmine kimse müdahale edemez. (İşi Allah’a kaldı) sözü de hoş değildir. İyi kötü her iş, Allahü teâlânın dilemesi ile olur. Hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak, imanın esaslarındandır. (Onun işi elimizde idi, fakat şimdi Allah’a kaldı) demek yanlış olur. Her iş, her zaman Allah’ın dilemesi ile olur.

 

Yazarın biri (Ya Rabbi, Boşnaklar ve Çeçenler muvaffak olamadı. Artık iş sana kaldı) diye dua ettiğini yazmış. Daha önce iş kimin elindeydi? Her iş, her zaman Allah’ın elindedir. Hiç kimse, Ona aykırı iş yapamaz. Kaza-kaderi bilmeyenler, böyle hata ediyorlar.

 

Hayırlı mı, şerli mi olacağı bilinmeden "İlla bir arabam veya bir çocuğum olsa..." deniyor. Muhakkak bir şeyin olmasını istemek doğru mudur?

CEVAP

Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur da, sevdiğiniz, arzuladığınız bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.) [Bekara 216]

 

Alınan araba hayırlı olmazsa, çeşitli kazalar yapabilir. Başka zararları olabilir. Hele çocuğun olması, nimet olduğu gibi büyük tehlike de olabilir. Kur'an-ı kerimde çocuk için (fitne) buyuruluyor. Buradaki fitne, imtihan demektir. Çocuk imtihanından yüzümüzün akı ile çıkmak kolay değildir. Onun için daima hakkımızda hayırlı olanı istemeliyiz! (Hadika)

 

Şans, talih, uğur gibi şeyler gerçekten var mıdır? İslami açıdan bu gibi şeylere inanmanın bir mahzuru var mıdır?

CEVAP

Şans, talih aynı anlamdadır. Kader demektir. Dinimizde kader yok mu işte odur. İnanmayan müslüman olmaz.

 

Uğur da dinimizde vardır. Uğursuzluk yoktur. Bir olayı hayra yormakta mahzur yoktur. Fakat şerre, uğursuzluğa yormak uygun değildir. Dinimizde uğursuzluk yoktur. Bir şeyin, bir yerin uğursuz olması, Yahudilikte, Hıristiyanlıkta vardır. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:

(Müslümanlıkta uğursuzluk yoktur.) [Hadika]

 

Eskiden, Arabistan’da yolculuğa çıkarken, bir kuş uçururlardı. Kuş sağa uçarsa, uğurlu sayıp yola devam ederler, kuş sola uçarsa, uğursuz sayıp geri dönerlerdi. Peygamber efendimiz bunu yasaklayıp buyurdu ki:

(Kuşlara dokunmayın, yuvalarında kalsın!) [İmam-ı Maverdi]

 

Hz. İkrime anlatır: Bir kuş ötüp geçtiğinde, oradakilerden biri hayra alamet olduğunu söyledi. İbni Abbas hazretleri de, (Hayra da, şerre de alamet değildir) buyurdu.

 

Kaderime küstüm demek caiz mi?

CEVAP

Caiz değildir. Kader, Allahü teâlânın takdir ettiği alın yazısıdır.

 

Berat gecesinde vefat edecekler, dünyaya gelecekler ve amelleri yazılırmış. Bu gece insanın alın yazısı mı değişir? Yani bu gece ettiğimiz dualar yüzünden alın yazımız değişebiliyor mu?

CEVAP

Alın yazısı iki türlüdür:

Birisi dua ile, sadaka vermekle, iyilik etmekle değişir. Birisi ise asla değişmez. Mesela evlenmemiz, iş sahibi olmamız ya değişen kısımdandır veya değişmeyen. Biz bilemeyiz. Onun için dua ederiz, iyilik ederiz, değişen kısımdan ise o değişir. Mesela birisine bir bela geleceği alın yazısında var ise, yine alın yazısında bu kimse dua edecek o beladan kurtulacak diye yazılır. Biz de dua ederiz o belayı önlemiş oluruz. Berat gecesinde yazılacak olanlar da yine ezelde bildirilmiş olanlardır. Ömrün uzaması kısalması da böyledir. Şu iyiliği yapacak ve ömrü uzayacak, yahut şu kötülüğü yapacak ve ömrü kısalacak diye yazılıdır. Demek ki hep iyilik yapmaya çalışmalıyız. Yaptığımız şeyler alın yazımızdır.

 

İyi şanslar, şansın bol olsun demek caiz mi?

CEVAP

Şans kader, talih demektir. Kaderin iyi olsun demek caiz olur.

 

(Allah yazdıysa, bozsun) demek caiz midir?

CEVAP

Caiz değildir. Fakat dua şeklinde olursa caizdir. Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, yani, o kimsenin dua etmesi de, takdir edilmiş ise, dua eder, kabul olunca, belayı önler. (Ecel-i kaza) da, iyilik etmek geciktirir. Fakat, (Ecel-i müsemma) değişmez.