Cennet nimetleri
Hayal
edilemez
Bazı kimseler diyor ki: Bal yiyen baldan bıkar, Cennet ne kadar güzel olsa
da, insan bu nimetlerden bıkmaz mı? Cennetteki monoton hayat insanı
sıkmaz mı? CEVAP Bu çok yanlış bir düşüncedir. Cennette monoton hayat yoktur. Dinimiz, iki
günü aynı olanın ziyanda olduğunu bildirir. Ahirette de her gün nimetler
artacak, iki gün eşit olmayacaktır. Her gün aynı şeylerden farklı ve
daha fazla zevkler alınacaktır. Yine her gün farklı şeylerle, farklı
nimetlere karşılaşılacaktır. Allah’ın gücünden şüphe etmemelidir. İnsan,
bilmediği şeyleri, bildiği şeylerle mukayese eder. Halbuki bilinmeyen
şey, bilinen şeye kıyas edilmez. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Dünya, mümine zindan gibidir.)
[Müslim] (Dünya, ana rahmine göre Cennet,
Cennete göre ise çöplük gibidir.) [M.Name] Çöplükle Cennet mukayese edilir mi? Ana rahmindeki bir çocuğun, nasıl ki,
dünyaya gelip, çeşitli olaylara karşılaşacağını bilmesi mümkün değilse,
Cennete gidecek müminin de, orada kavuşacağı nimetleri bilmesi mümkün
değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Cennette hiç kimsenin görmediği,
işitmediği ve hayal bile edemediği nimetler vardır.) [Müslim] (Cennet nimetleri ile, dünyadakiler
arasında yalnız isim benzerliği vardır.) [Beyheki] Rüya ile dünya hayatı bile mukayese edilmez. Rüyada gözlerimiz
kapalı olduğu halde çok yerleri görürüz. Dilimiz oynamadığı halde konuşuruz.
Yani görmemiz göz ile, konuşmamız dil ile değildir. İşitmemiz kulak
ile, yürümemiz ayak ile değildir. Rüyada hükümdar olsak ne çıkar. Az
sonra uyanınca, hayal olduğu görülür. İşte dünya hayatı da, rüya gibidir.
Asıl hayat olan ahirette hükümdar olmak gerekir. Hadis-i şerifte (İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar) buyuruldu. Nasıl ki, rüyadaki
şeyleri bile dünyadaki nimetlerle mukayese etmek uygun değilse, dünyadaki
şeyler de, Cennetteki nimetlerle mukayese edilmez. Allah’ın sonsuz kudretine inananın, Onun bildirdiği her şeye
inanması gerekir. Cenab-ı Hak, Cennette sıkıntı olmayacağını, Cennet
ehline istedikleri her nimetin verileceğini bildiriyor. Cennet nimetleri
yanında, dünya nimetleri, onların gölgesi, resmi gibi bile değildir.
Ağacın resmi ile kendisi nasıl aynı şey değilse, Cennet nimetleri yanında
dünyadakiler de öyledir. Allahü teâlâ, dünyaya mahsus nimetleri, yoktan
yarattığı gibi, ahirette de, hatıra, hayale gelmeyen nimetleri yoktan
yaratacaktır. Allah için güçlük olmaz. Cennette, üzüntü, sıkıntı yoktur.
Birkaç âyet-i kerime meali: (İyilik edenlere,
en güzel mükafat ve daha fazlası vardır. Yüzlerinde keder ve zilletten
bir eser yoktur. İşte bunlar Cennette devamlı kalacaklardır.) [Yunus 26]
(İman edip
salih amel işleyenler, Firdevs Cennetlerinde
sonsuz kalır, oradan hiç ayrılmazlar.) [Kehf 107-108] (Cennetin
neresine bakarsanız bakın, bol nimet ve büyük saltanat görürsünüz.) [İnsan 20] (Mümin olarak
salih amel işleyeni, sıkıntısız güzel bir hayat içinde yaşatacağız.
Bunları, yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandıracağız.) [Nahl 97] (İyi amellerinin
mükafatı olarak, insanları memnun edecek neler hazırlandığını hiç kimse
bilemez.) [Secde 17] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, “Salihlere gözlerin
görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hatırına gelmeyen şeyler
hazırladım” buyuruyor.) [Buhari]
(Cennete giren ölmez, ebedi yaşar.
Hep mutlu olur, üzülmez, ümitsizliğe düşmez, elbisesi eskimez ve gençliği
gitmez.) [İbni Ebiddünya] (Cennet ehli, hiç hastalanmaz
ve yaşlanmaz; hiç üzülmez ve hep neşeli olur.) [Müslim] (Cennet ehlinin aralarında anlaşmazlık olmaz, gönülleri birdir.) [Buhari] (Cennetinki hariç, her nimet
yok olur. Cehenneminki hariç, her kaygı kesilir.) [İbni Lâl] (Ancak Cennete giren rahata kavuşur.)
[İ. Ahmed] (Hak teâlâ,
Cennet ehline “Razı mısınız” buyurur,
onlar “Elbette razıyız, sayısız nimetler ihsan ettin” derler. Sonra “Daha iyisini vereyim mi” buyurur. Cennet ehli “Daha üstünü de mi var” diye sorarlar. “Sizden hep razı olur, size asla gücenmem” buyurur.) [Buhari] Cenneti istemeli Okuduğum muteber eserlerde "Cenneti istemem; Allah’ı görmek
isterim" demenin caiz
olmadığı, böyle söyleyenin küfre düşeceği bildiriliyor. Yunus Emre ve
daha başka evliyanın böyle sözler söylediği görülüyor. Bunların izahı
nasıldır? CEVAP Allahü teâlâ, Cenneti beğenmekte
ve onu övmektedir. Bir kimsenin, övülen, beğenilen Cenneti, beğenmemesi,
istememesi, Allahü teâlânın beğendiğini beğenmemek, Onun isteyin dediği
şeyi istememek olur. Bu bakımdan Cenneti istememek caiz değildir. Yunus Emre gibi Hak aşıklarının,
vahdet-i vücuda mensup evliyanın sözleri ancak teville anlaşılır. Yunus
Emre hazretleri diyor ki: Cennet Cennet dedikleri, Birkaç köşkle,
birkaç huri İsteyene
ver sen anı. Bana seni
gerek seni. Böyle sözleri tasavvuf sarhoşu bir
veli söylerse, o zaman tevil edilir. Yunus Emre bu sözleriyle, (Ben
yalnız Cennete gitmek niyetiyle değil, sırf senin rızan için ibadet
ediyorum) demek istiyor. Zaten her müminin de, Allah rızası için ibadet
etmesi gerekir. Sadık kul, cenab-ı Hakka hep (Senin rızan, senin rızan)
der. Bunun için aşık Yunus da (Bana
seni gerek seni) diyor. Hallac-ı Mansurun (Enel Hak) demesi
de böyle tevil edilir. Bu sözüyle (Ben
yokum, Allah vardır) demek istiyor. Tasavvuf
sarhoşluğu Vecd ve hal sahipleri,
tasavvuf sarhoşluğu ile şuurlarını kaybettikleri zaman, sözlerinde ve
işlerinde mazur olurlar. Tasavvuf sarhoşlarının dine uymayan sözlerine
ve işlerine, başkalarının uymaları caiz değildir. Kendileri günaha girmezlerse
de, bunlara uyanlar günaha girer. (Merec-ül-bahreyn) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor
ki: Allahü teâlâyı istemek ve sevmek,
ahireti istemek ve sevmektir. Çünkü Allahü teâlâya kavuşmak, ahirette
vâd edilmiştir ve Allahü teâlânın kulundan rızası, ahirette belli olacaktır.
Hak teâlâ, ahireti sever. Beğenilenden yüz çevirmek, sekrdir.
Allahü teâlânın davet etmesine ve beğenmesine karşı gelmektir. Yunus
suresinin 25. âyetinde (Allahü
teâlâ, Dar-üs-selama [Cennete] çağırıyor)
buyurmaktadır. Allahü teâlâ, ahirete çağırmaktadır. Ahiretten yüz
çevirmek, Hak teâlâya karşı gelmek olur. Onun beğendiği şeyi ortadan
kaldırmaya uğraşmak olur. [Müjdeci
Mektublar 302] Büyükler, Cenneti, Allahü teâlânın razı olduğu
yer olduğundan ve Cenneti isteyenleri sevdiği için, isterler. Cehennemden
sakınmaları da, Allahü teâlânın gazap ettiği yer olduğu içindir. Yoksa,
Cenneti istemeleri, nefislerine tatlı geldiği için değildir. Cehennemden
kaçınmaları, orada azap ve sıkıntı olduğu için değildir. Çünkü bu büyükler,
sevgilinin yaptığı her şeyi güzel görür. Bunları kendilerinin, matlubu,
maksadı bilirler. Yunus Emre aynı şiirinde
diyor ki: Aşkın ile yanıyorum, bana seni gerek seni. Adını hep anıyorum, bana seni gerek seni. Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni. Aşkın aşığı öldürür, aşk denizine daldırır Arananı buldurur, bana seni gerek seni. Aşkın şarabından içem, Mecnun olup
dağa düşem, Sensin benim hep endişem, bana seni gerek seni. Aşıklara Mevla gerek, Mecnunlara Leyla gerek, Sofulara Cennet gerek, bana seni gerek seni. Eğer beni öldürseler, külüm göğe savursalar, Toprağım yine çağıra bana seni gerek seni. Yunus Emre benim adım, gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum bana seni gerek seni. İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür Bir kimse, kendisinin Cennete gidip gitmeyeceğini bilebilir
mi? CEVAP
Genel olarak müslüman kimse, iman ile ölür. İman ile ölen de,
ya doğrudan doğruya, yahut günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete
gider. İstisna olarak da pek az kimseye kötü bir hayat yaşadığı halde,
son zamanlarda yaptığı iyi ameller sebebiyle imanla gitmek nasip olur.
Bunun tersi de mümkündür. Yani salih amel işleyen bir kimse, son zamanlarda
sapıtıp maazallah imansız ölebilir. Genel olarak, insan nasıl yaşarsa öyle ölür. Yani müslüman
olarak yaşayan, müslüman olarak ölür. O halde salih amel işlemeye çalışmalıyız.
İyi bir insan olup olmadığımızı, bizimle münasebeti olan salih kimseler
daha iyi bilir. (O, iyi bir insan değil) diyorlarsa, iyi olmadığımız
açıktır. Eğer, (O, iyi bir insandır) diyorlarsa, iyi olduğumuz anlaşılır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kendisinin
iyi mi kötü mü olduğunu anlamak isteyen, salih olan komşularının kendisi
hakkında ne dediklerini öğrensin! "İyi kimse" diyorlarsa,
Allah indinde de iyi olduğunu anlasın!) [Şir’a] Öldükten sonraki dirilmeye, Cennete, Cehenneme inanmayan, müslümanlara
gerici diyen dinsizlerin, Cehennemde nasıl azap çektiklerini ahirette
görme imkanı var mıdır? CEVAP
Elbette vardır. Mutaffifin suresinde iman edenlerin, kâfirlerin
çektikleri azapları gülerek seyredeceklerini bildiren âyet-i kerimelerin
tefsirinde Hz. Kab buyuruyor ki: (Cennetten,
Cehennemi seyretme imkanı vardır. Bir mümin, Cehennemdeki düşmanını
görmek istese, [hemen önüne gelir, bir televizyon gibi] düşmanına yapılan azapları görerek sevinir.) [Tibyan] Cennette herkes eşi ile beraber olmayacak mıdır? Bir de iki
evlenen kadının durumu nasıl olacak? İlk kocasını veya ikinci kocasını
daha çok seviyorsa, kadına tercih hakkı yok mudur? CEVAP İkisi de Cennetlik olursa herkes genelde eşi ile olacaktır.
Ümm-i Habibe validemiz, kocası öldükten sonra, birisi ile evlenen, ondan
da ayrılıp başka bir erkekle evlenen kadın, ahirette bu üç kişiden hangisi
ile evlenecek diye bir suali sorunca, Resulullah efendimiz (Böyle bir kadın, serbesttir. Hangi kocası güzel huylu ise ahirette onunla
olur. Güzel ahlak sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliğine kavuşur) buyurdu.
Demek ki, kadın, üç kişiden hangisini daha çok seviyorsa, onunla beraber
olur. Üçünü de istemiyorsa, hiçbirisi ile beraber olmaz. Cennette üzüntü
yoktur. Çocuk veya bekâr olarak ölenler de Cennette evlenecektir. Herkes
aynı yaşta olacaktır. Sekiz Cennetin isimleri nelerdir? CEVAP 1- Dâr-i celal 2- Dâr-i karar 3- Dâr-i selam 4- Huld 5- Meva 6- Adn 7- Firdevs 8- Naim Cennette sakal bırakılacak mı? CEVAP Cennette sakallı yoktur. Hz. Adem’in de sakalı yoktu. İlk sakal
Hz. Şit’te çıktı. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki: (Cennet ehli
sakalsızdır.) [Tirmizi] Peygamber efendimiz de, yaşlı bir kadına, (Cennete kocakarı girmez) buyurunca, kadıncağız
ağlamaya başlar. Bunun üzerine, kadına, (Sen o zaman genç olursun) buyurur. (Tirmizi) Cennette herkes 33 yaşında, Hz.Yusuf’un güzelliğinde, sürmeli
ve sakalsız olur. Hiç ibadet etmeden ve hiçbir sıkıntı çekmeden Cennete gitmek
mümkün değil midir? CEVAP Cehennem lüzumsuz olmadığı gibi, Cennete girmek de kolay değildir.
Cehennemden kurtulmak ve Cennete girebilmek için bazı sıkıntılara katlanmak
gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ,
Cehennemi yaratınca, Cebrail aleyhisselama "Git Cehenneme bak!"
buyurdu. O da gidip Cehennemi
görünce, "Ya Rabbi, izzet ve celaline yemin ederim ki, buranın
kötülüğünü duyan hiç kimse buraya girmez" dedi. Allahü teâlâ, Cehenneme gidecek yolları çeşitli nefsani şehvetlerle
süsledi. "Şimdi git, bir daha Cehenneme bak!" buyurdu. Cebrail aleyhisselam, bu haliyle
Cehennemi görünce, "Ya Rabbi izzet ve celalin hakkı için söylüyorum.
Korkarım bundan kimse kurtulamaz, herkes buraya girer" dedi. Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca da,
Cebrail aleyhisselama, "Git Cenneti gör!" buyurdu. Gidip Cenneti gördükten sonra, "Yeminle söylüyorum ki
herkes buraya girer" dedi.
Allahü teâlâ, Cennete giden yolları çeşitli zorluklarla kuşattı. "Şimdi
git, bir daha bak!" buyurdu.
Cebrail aleyhisselam yemin ederek, "Ya Rabbi, korkarım buraya
kimse giremez" dedi.) [Hakim] Cehenneme gitmek çok kolaydır. Hiçbir formaliteye, hiçbir ibadete,
hiçbir sıkıntıya ihtiyaç yoktur. Fakat Cennete gitmek için önce doğru
bir itikada yani ehl-i sünnet itikadına sahip olmak, haramlardan kaçmak
ve ibadetleri yapmak gerekir. Sıkıntılara katlanarak ibadet etmek zor ise de, sevabı çoktur.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Amellerin
en faziletlisi, nefse zor gelenlerdir.) [İ.Gazali] Cennete gitmek için iyilerle beraber olmak gerekir. Peygamber
efendimize, kimlerle beraber olmak gerektiği sual edildi. Buyurdu ki:
(Gördüğünüzde
sizlere Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminizi artıran, ilmi ahireti
düşünmenize yarayan zatlarla beraber olun!) [Ebu Ya’la] İlmi ile amel etmemenin, ilmi Allah rızasından başka şeyler
için öğrenmenin vebali büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (İlmi ile
amel eden hariç, bir ilmin sahibine vebali vardır.) [Taberani] |