Gayb nedir? Falanca hoca gaybdan biliyor diyorlar. Gaybı kimler
bilebilir? CEVAP Gayb, duygu organları ile veya hesap ile, tecrübe ile anlaşılmayan
şey demektir. Gaybı ancak Allah bilir. O, Âlim-ül-gayb
= gaybı bilendir (Haşr 23) ve Allâmül-guyûb = gaybları en iyi bilendir.
(Sebe 48) Bu konudaki birkaç âyet meali şöyledir: (Allah’ın,
gaybları en iyi bilen olduğunu hâlâ anlamadılar
mı?) [Tevbe 78] (De ki: Gaybı
bilmek Allah’a mahsustur.) [Yunus 20] (Göklerin
ve yerin gaybı Allah’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77] (De ki: Göklerde
ve yerde gaybı Allah’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65,
Hücurat 18] Gaybı Peygamberler de bilmez. Bu konudaki birkaç âyet-i kerime
meali şöyledir: (Ben gaybı
da bilmem.) [Enam 50, Hud 31] (Gaybın anahtarları
Allah’ın yanındadır.) [Enam 59] (De ki: Eğer
ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim.) [Araf 188] Gaybı cinler de bilmez. Bir âyet meali: (Cinler gaybı
bilselerdi, zelil edici azap içinde kalmazlardı.) [Sebe 14] Falanca hoca, filanca falcı gaybı biliyor demek küfür olur.
Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Falcının,
büyücünün veya başka birinin gaybdan verdiği haberlere inanan, Kur’an-ı
kerime inanmamış olur.) [Taberani] Allahü teâlâ dilerse, Peygamberlerine bazı gayblarını bildirir. Bu konudaki iki âyet meali şöyledir: (Allah size
gaybı bildirmez; fakat dilediği Peygamberine gaybı bildirir.) [Al-i imran
179] (Allah gayba
kimseyi muttali kılmaz; ancak dilediği Peygamber müstesna. Çünkü her
Peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar.) [Cin 26,
27] Hz. Musa, ledün ilmine sahip, yani Allah’ın kendisine gaybları bildirdiği bir zata, (Rabbimizin sana öğrettiği doğruyu bulmama yardım edecek hayra götürecek
bir ilmi bana da öğretmen için, sana tabi olmak istiyorum) dediği
Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. (Kehf 66) Gaybları bilen, ledünni ilme sahip olan bu
zatın Hz. Hızır olduğu bildirilmiştir. Resulullah efendimize ise, birçok
gayblar bildirilmişti. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Saflarınızı
tamamlayın. Çünkü sizi elbette arkamdan da görüyorum.) [Müslim] (Rüku ve
secdeleri düzgün yapın, Allah’a yemin ederim ki, sizin rüku ve secde
yaptığınızı arkamdan görüyorum.) [Buhari, Müslim] (Gözde görmeyi
yaratan Allahü teâlâ, diğer uzuvlarda da görmeyi yaratmaya kadirdir.
Resulullahın bu mucizesini inkâr eden, Allah’ın kudretini inkâr etmiş
olur.) Resulullahın gündüz aydınlıkta nasıl görürse, gece karanlıkta
da aynen gördüğü Buhari’deki hadis-i şerifte bildirilmiştir. Evet Allah’tan başka gaybı kimse bilemez. Bilir demek küfürdür.
Bir gün Resulullahın devesi kayboldu. Münafıklar bunu fırsat bilip “Hani
göklerden, Cennetten, Cehennemden bahsediyordu. Kaybolan devesinin yerini
bile bilmiyor” dediler. Münafıkların bu sözü Resulullaha ulaşınca, (Vallahi ben ancak Rabbimin bana bildirdiklerini
bilirim. Şu anda Rabbim, bana devemin nerede olduğunu bildirdi. Devem,
şu anda falanca yerdedir) buyurdu. Tarif edilen yere gidip deveyi
bir ağaca bağlı olarak buldular. (Mevahib-i
ledünniyye) Ancak, Allahü teâlâ bildirirse Resulü de, evliyası da bilebilir.
Bunun delillerini yukarıda genişçe bildirdik. Hadis-i şerifte buyuruluyor
ki: (Kalbleriniz
temiz olsa idi, siz de benim duyduklarımı duyardınız.) [İ. Ahmed,
Taberani] (Bu hadis-i şerifteki gibi kalbi temiz olan Hz. Ömer, Medine’den
İran’daki ordusunu görüp, komutanı Sariye’ye, “Dağa yanaş” demiştir. (Ş. Nübüvve) Yine bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Geçmiş ümmetler
içinde vukuundan önce bazı gaybları haber
veren keramet ehli zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır.) [Buhari,
Müslim] Hz. Ömer’inki gibi başka evliyadan da birçok keramet görülmüştür. Kur’an-ı kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Ali imran 37, Kehf 17,18) Netice: Allah dilediğine
gaybı bildirir ve o da gaybdan haber verir. (Avarif-ül-mearif) Resulullah
gelecekten haber verdi
Vehhabiler, selefiyeciler ve mezhepsizler, mucizeye, keramete
inanmıyorlar. Resulullah da gaybı bilemez diyorlar. Allah bildirirse,
Resulullah da gaybı, gelecekte olan şeyleri bilir. (Cin suresi 27) Resulullah efendimizin mucize olarak gelecekten haber verdiği
(Bir zaman gelecek) diye başlayan hadis-i şeriflerden bazıları
şunlardır: (Bir zaman
gelecek, insanlar, yalnız parayı düşünüp, helal haram düşünmeyecekler.) [Buhari]
(Rüşvet,
hediye adı altında verilecek, gözdağı için suçsuz kişiler öldürülecek.) [İ. Gazali] (Âmirler,
imamlar, namazı öldürecek, vaktinden sonraya bırakacaklar.) [Müslim]
(Peygamberim
diyen yalancılar çıkacak, benden sonra peygamber gelmeyecek.) [Mişkat]
(Peygamberim diyen birçok yalancı çıkmıştır.) (Sünnetimi
öldürerek dini bozmaya çalışan kimseler çıkacak.) [Deylemi] (Kur’andan
başka bir şeye uymayız diyenler çıkacak.) [Ebu Davud] (Benden bir
hadis söylenince, “Resulullah böyle söylemez, hadisi bırak, Kur’ana
bak” diyerek beni yalanlayanlar çıkacak.) [Ebu Ya’la] (Kur’andan
başka [sünneti, icmayı ve kıyası] delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu
Davud] (Kâfirler için gelmiş
olan âyetleri, müslümanları kötülemek için delil olarak kullanacaklar.) [İbni Ömer] (Vehhabiler, müşrikler
hakkında inen âyetleri müslümanlar için, rafiziler de münafıklar hakkında
inen âyetleri Eshab-ı kiram için delil gösterdiler. Resulullahın mucizesi
meydana çıktı.] (Sünnet,
bid’at gibi çirkin, bid’at da sünnet gibi rağbet görecek. Sünnete uyan
garip olacak, yalnız kalacak. Bid’ate uyan,
çok yardımcı bulacaktır.) [Şir’a] (Kur’an,
dünyalık için okunacaktır.) [Ebu Davud] (Camilerde
binden fazla kişi namaz kılacak, içlerinde bir mümin bulunmayacak.) [Deylemi] (Âlimler
fitne unsuru olacak, camiler ve hafızlar çoğalacak, ama, hakiki âlim
hiç bulunmayacak.) [Ebu Nuaym] (Sonra gelenler,
önceki âlimleri cahillikle suçlayacak.) [Asakir] (Din adamları,
ince meseleleri ele alıp, halkı şaşırtacaklar.) [Taberani] (Din âlimi
kalmayacak, din adamı yerine geçirilen cahiller, bilmeden fetva verecek,
herkesi, doğru yoldan çıkarmaya çalışacak.) [Buhari] (Din adamları,
halkın istediği yönde fetva verecek, helale haram, harama helal diyecekler,
dini ticarete, menfaate alet edecekler.) [Deylemi] (Hacca, hükümdarlar
gezi için, zenginler ticaret, fakirler dilenmek, din görevlileri de
gösteriş için gidecekler.) [Hatib] (Kişi dinini
ve dünyasını ancak para ile ayakta tutabilecek, altını gümüşü [parası pulu] olmayan
rahat edemeyecek.) [Taberani] (İnsanın
bütün kaygısı midesi olacak, şerefi mal, kıblesi kadın, dini para olacak.) [Sülemi] (Her asır,
öncekinden daha kötü olacak, böylece Kıyamete kadar hep bozulacak.) [Hadika] (İstanbul
fethedilecektir. Bunların kumandanı ne güzel emir, askerleri ne güzel
askerdir.) [Hakim, İ. Ahmed, İ. Süyuti] (Ey dağ,
sallanma, üstünde bir peygamber, bir sıddık, iki de şehid var.) [Buhari]
(Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın şehid olacağını haber verdi.) (Ya Osman
halife olacaksın, hilafet gömleğini çıkarmak isteyecekler, sakın çıkarma!
O gün oruçlu olacak, benim yanımda iftar edeceksin.) [Hakim]
(Aynen vaki olmuştur.) (İnsanlar
temizlikte fazla titiz olacak, vesvese edip dinde haddi aşacaklar.) [Ebu Davud] (Çeşitli
isimler altında şaraplar çıkacak, helal sayılacak.) [İ.Ahmed] (Ortalık
bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.) [Hakim] (Köpek beslemek,
evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.) [Hakim]
(Kötü kadınlar,
çoğalıp, zina bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi,
AIDS gibi] bulaşıcı hastalıklara
maruz kalır. Ölçüde, tartıda hile yapılırsa, geçim darlığı baş gösterir.)
[Beyheki] (Erkekler
azalacak, kadınlar çoğalacak.) [Buhari] (Çalgı her
yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.) [Beyheki] (Anarşi ve
ölüm çoğalacak.) [İbni Mace] (İşler, ehli
olmayana verilecek.) [Buhari] (Bu dinin
başlangıcı gibi, sonu da garip olacak!) [Tirmizi] (Sadece tanıdıklara
selam verilecek ve yazarlar çoğalacak.) [Hakim]
(Zengine
malı için tazim edilecek, fuhuş yayılacak, piçler çoğalacak. Büyüğe
hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.) [Hakim] Kıyametin kopması ile ilgili hadis-i şerifler: (Erkek erkekle,
kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmayacak.) [Hatib] (Lutilik
mubah sayılmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi] (Deprem,
fitne, katillik artmadıkça, kıyamet kopmayacak.) [Buhari]
(Kardeşler
farklı dinden olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Deylemi] (Kötüler
dünyaya hakim olmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Tirmizi] (Müslümanlarla
Yahudiler savaşmadıkça kıyamet kopmayacak.) [Müslim] (Allah’a
inanan müslüman kaldığı müddetçe kıyamet kopmayacak.) [Müslim] Yukarıda bildirilen küçük alametlerin çoğu çıktı. Henüz çıkmamış
olan küçük alametlerden bazıları şunlardır: (Kişi yol
kenarında kadınla beraber olacak.) [Hakim] (Konuşan
hayvanlar olacak.) [Tirmizi] (Kıyamet
alametidir ki, erkek evde yokken kadının yaptıklarını ayakkabısı haber
verecektir.) [İ. Ahmed] Kıyametin büyük alametleri de şunlardır: (Mehdi gelecek.)
[Ebu Nuaym] (Deccal gelecek.) [İ.E. Şeybe] (Hz. İsa
gökten inecek, duman çıkacak, Kâbe yıkılacak.) [Buhari] (Dabbet-ül-arz
çıkacak) [Tirmizi] (Yecüc ve
Mecüc çıkacak.) [İbni Cerir] (Ateş çıkacak,
güneş batıdan doğacak.) [Müslim] Güneşin batıdan doğmasını, batıniler,
batılıların Müslüman olması diye tevil etmişlerse de, bu tevilleri bâtıldır.
Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Güneş batıdan
doğmadıkça kıyamet kopmaz. Güneş batıdan doğunca, insanlar onu görür
ve hepsi de iman ederler. Fakat bu imanları fayda vermez.) [Buhari] |