Genetik kopyalama yoktan yaratmak değildir Genetik kopyalamadan
bahsediliyor. İnsanı kopyalayacaklarmış, bu nasıl olur? (Kopyalama ile
hayvan yaratıldı. Yarın insan da yaratılacaktır) diyorlar ve çalışmaya
da başlamışlar. Buna ne demeli? CEVAP
Bir yumurtayı bir sperm ile döllemek, döllenmiş yumurtayı
uygun bir ortamda geliştirmek, yoktan yaratmak değildir. Bir mahlukun
resmini çekmek veya kopyasını almak gibi kolay bir iştir. İnsan mevcut
olan şeyde değişiklik yapar. Bunun için insan değil, bir sineği bile
yaratmak mümkün değildir. İnsanın ruhu, bitki ve hayvanı ayakta tutan ruhtan farklıdır. İnsan, ruhu sayesinde vardır. İnsanın, vücudu bir marangozun aletleri gibidir. Birine, başkalarının bütün organları takılsa, o insanın aklında, düşüncesinde, ilminde değişiklik olmaz. Marangozun eski aletleri yerine, yeni aletleri gelmiş demektir. Alet değişmekle, marangozdaki bilgi, kabiliyet değişmez. Görmeyen gözün yerine sağlam göz takılırsa görür. Kanı, kalbi, beyni de değişse, yine düşünceye tesir etmez. Sağlam organ, daha kolay iş görür. Çünkü insan, ruh demektir. Teorik olarak insan
kopyalanabilir. Fakat ruhu kopyalanamaz. Ruhun genetik yükle alakası
yoktur. Her canlıda, hatta bir yumurta ikizlerinde de ruhlar farklıdır.
Bir evliyanın veya meşhur bir sanatkârın kopyası yapılsa, kopyalamadan
meydana gelecek bebek büyüdüğü zaman ilmi, aklı, zekası ve kabiliyetleri
farklı olur. Kopyalamada, gazetelerdeki
ifadeye göre, ya ana veya baba yoktur. Genetik karakter anadan gelirse,
ananın kromozomları kendi ana ve babasının kromozomlarının karışımıdır.
Dolayısıyla doğacak bebek, annesinin değil, anneannesinin ve dedesinin
kromozomlarını taşır. Soy bakımından karışık bir hilkat garibesi olur.
Bu bakımdan da insanlarda kopyalama zararlı olur. Gazetelerde çıkan
bir haber şöyle idi: (Prens Charles,
genetik mühendisliği usulü ile yapılan üretime karşı çıkıp, “Allah’ın
işine karışmayın! Yaratmak sadece Onun işidir!” diyerek, bu usulle üretilmiş
bir besini ömür boyu yemeyeceğini ve hiç kimseye de ikram etmeyeceğini,
bu usulü kullananların, üretimin getirdiği problemleri ve ahlaki değerleri
göz önünde tutmadıklarını, bu ürünlerin piyasaya çıkmasından çevrenin
göreceği zararın ve sağlık üzerindeki etkilerinin henüz tam araştırılmadığını
söyledi.) Bitkilerin ve hayvanların
ıslahı için yapılan işlerde, (Allah’ın işine karışmayın!) sözü yanlıştır.
Çünkü onları ıslah etmek, daha verimli hale getirmek Allah’ın emridir.
Dinimiz, fen bilgilerini emreder. Peygamberimize, (Ağaçlarımızı babalarımızdan
gördüğümüz gibi mi yetiştirelim, yoksa, Yemen’deki gibi aşılayıp da,
daha iyi ürün mü elde edelim?) diye sordular. Resulullah efendimiz,
(Biraz bekleyin! Cebrail aleyhisselama sorar, bildiririm!) veya, (Biraz
düşüneyim, Rabbim, kalbime doğrusunu bildirir) demedi ve (Tecrübe edin! Bir kısım ağaçları, babalarınızın usulü ile, bir kısmını
da, Yemen’deki usul ile aşılayın! Hangisi daha iyi ürün verirse, her
zaman o usul ile yapın!) buyurdu. Yani fennin esası olan tecrübeye
güvenmeyi emretti. Kendisi melekten anlar veya mübarek kalbine doğar
idi. Fakat, dünyanın her tarafında, kıyamete kadar gelecek Müslümanların,
tecrübeye, fenne güvenmelerini işaret buyurdu. Meyve ve sebzelerde
yapılan teknik çalışmalar sayesinde, daha iyi ürün almak elbette çok
faydalıdır. Bundan yıllar önce, pazarda kafa kadar büyümüş patateslere
rastladım. Merak kabilinden aldım. Pişirince saman gibi olduğunu gördük.
Şu halde hormonlu, şişko patates gibi tatsız tuzsuz uygulamalar elbette
tasvip edilemez. Hayvanların da daha
iyi et, süt, yumurta vs. vermeleri için onları ıslah etmek faydalıdır
ve dinimize aykırı değildir. Hatta çocuğu olmayan nikahlı eşlerin, birbirinden
alınacak materyallerle, tüp bebek denilen usulle, çocuk sahibi olmalarında
hiç mahzur yoktur. Ancak bu muamele yapılırken haram işlenmemelidir.
Mesela avret yerini yabancılar görmemelidir! Nikahlı eşlerden alınan
materyaller, başka bir kadına verilirse elbette haram olur, caiz olmaz.
Genetik kopyalama usulü ile elde edilen evcil hayvanların sağlığa zararı
yoksa, buna itiraz etmek yanlıştır. Klonlama için
bazı gazeteler, "İnsan bir koyun yarattı, insan insanı yaratıyor" diye
başlıklar attılar. Klonlamaya yaratmak denmez. Çünkü yaratmak, yoktan
var etmektir. Klonlamada, Allah tarafından yaratılmış bir hücrenin
içindeki genetik materyal kullanılmaktadır. Bu materyaller annenin yumurtasına
aktarılmaktadır. Ruh yine Allah tarafından verilmektedir. Buna yaratmak
denmez. Un, şeker ve yağdan helva yapmak gibidir. Unu, şeker ve yağı
yoktan kimse yaratamaz. Ancak mevcut olan malzemeler kullanılarak yeni
bir ürün meydana getirilir. Klonlama ile meydana gelecek insan, Allah’ın
verdiği farklı bir ruha sahip olur. Fiziksel beden hemen herkeste aşağı
yukarı aynıdır. İnsan ruhu sayesinde farklılıklar arz eder. Klonlama
da kopyalanan sadece fiziksel özelliklerdir. Tek yumurta ikizlerinin
DNA bilgileri yani fiziksel özellikler birbirinin benzeridir, ancak
ruhlar farklıdır. Klonlama konusunda çalışan İtalyan Prof. Dr. Severino
Antinori diyor ki: "Bu klonlama fotokopi gibi değildir.
Ayni kişiler imal etmiyoruz. Vücudun fotokopisi yapılabilir ama psikolojik
durumu yapılamaz. Bunun için bir insan ruhu ile birlikte aynen kopyalanamaz. |