Hıristiyanlık
ve akılcılık
Bir Profesörün, Batı
bugün ilerlemesini akılcılıkla uyuşabilen Hıristiyanlığa borçlu demesi
uygun mudur? CEVAP Ortaçağda
hıristiyanlık büyük devletlerin resmi dini iken, korkunç bir karanlık
devir yaşanıyordu. Hz. İsa’nın
telkin ettiği insanlık esasları yerine, taassup, kin ve zulüm hakimdi.
Hıristiyanlar, ilmin karşısına çıktılar. Dünyanın döndüğünü bildiren
Galile’yi, dinsiz diyerek öldürmeye teşebbüs ettiler. Doktor ve
teolog olan Michel
Serve (Teslis) denilen üç tanrı inancını
reddettiği için, protestan Calvin’in teşvikleriyle 1553’de Geneve’de
diri diri yakıldı. (Kamus-ül alam, Larousse) Tüyleri ürperten
Engizisyon mahkemeleri kurarak
yüz binlerce insanı haksız yere, çeşitli
işkencelerle öldürdüler. Papazlar para karşılığında günah affettiler,
Cennetten yer sattılar. Ortaçağda,
hıristiyanlık devlet halinde, hurafe içinde zulüm saçarken, İslam dini,
refah ve huzur içinde yaşamak imkanı bağışlamış, müslümanlar her alanda
ilerlemişti. İnsanlığı, hıristiyanların ilah dedikleri putlara insan
kanı dökmek faciasından İslamiyet kurtardı. Bunun yerine, zekat, sadaka,
adak gibi güzel hasletleri getirmekle sosyal adaletin temelini kurdu. İslamiyet,
bütün yenilikleri emreden bir dindir. Müslümanlar, tıpta, kimyada, astronomide,
coğrafyada, tarihte, edebiyatta, matematikte, mühendislikte,
mimarlıkta ve bunların hepsinin temeli olan güzel ahlak ve sosyal bilgilerde
en üstün dereceye varmışlar, batının, bugün dahi büyük bir saygı ile
andığı büyük bilginler, mütehassıslar yetiştirmişler, medeniyetin önderi
olmuşlardır. Hıristiyanlar,
en modern bilgileri İslam üniversitelerinden öğrenmişlerdir. Bugün bile,
Avrupa’da, kimyaya ve cebire, [Arapça Alcebir
kelimesinden] Algebra adı verilmektedir. Çünkü bu ilimleri
müslümanlar bulmuştur. Hıristiyanlar,
dünyayı tepsi gibi dümdüz ve etrafı duvarla kaplı zannederken müslümanlar, dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü ispat
etmişlerdir. İlmin yayılması
için gereken kağıt, 794 senesinde Bağdat’taki bir kağıt fabrikasında
imal edilirken, hıristiyan batı, kağıt fabrikasını ancak 1100 yılında
işletebilmiştir. Cabir Hayyan, atom bombası
fikrinin ve kimya ilminin babası olan büyük âlimdir. Ebul-Vefa hazretleri,
Trigonometride, tanjant, kotanjant, sekant,
kosegantı bulan matematikçidir. Müslüman,
bütün bunları, hıristiyanlarca; doktorun büyücü, hastanın ise
şeytana tutulmuş, günahkâr sayıldığı bir devirde gerçekleştirmiştir.
(The Encyclopedia Americana USA 1973, The new Encyclopedia Britannica, Müslüman
İlim Öncüleri, İslam Ansiklopedisi) Batı bugünkü
gelişmiş duruma hıristiyanlıktan uzaklaşmakla gelmiştir. Bir hıristiyan
devleti olan Habeşistan, Hıristiyanlığa bağlı kaldığı müddetçe daha
çok sürünür. Eskiden olduğu
gibi bugün de, hıristiyanlık, Avrupalı aydına yetmemekte, onu felsefi
ideolojilere itmektedir. Akla zıt olan Hıristiyanlığı, kurtuluş çaresi
gibi göstermek büyük bir gaflettir. Bir batılının itirafıAşağıda konuşmasını aldığımız bayan Carly
Fiorina, dünyanın en büyük şirketlerinden
HP'nin yönetim kurulu başkanı. Bu şirket, Microsoft gibi,
Linux gibi dünya devlerinden birisi olup esas iştigal alanı
Bilişim Teknolojileri. Geçen Mayıs ayında Compaq
Bilgisayar firması ile birleşmişler. Bayan Fiorina
Temmuz 1999'dan beri bu şirkette. Bundan önce 20 yıl ABD'nin telefon
şirketi AT&T 'de üst düzey görevlerde bulunmuş ve AT&T ile ilgili
bir firmada başkan olarak çalışmış. Stanford
Üniversitesi'nin "Ortaçağ tarihi ve felsefesi" bölümünü bitirmiş ve çeşitli dallarda master yapmış. Minneapolis, Minnesota'da 26 Eylül 2001 "Teknoloji,
piyasalar ve hayat tarzımız: Gelecekte neler olacak?" konulu
bir konferansa, Carly Fiorina
(HP'nin Başkanı), ana konuşmacı olarak davet
edildi. Konuşmasının son dakikalarında tarihten örnekler vererek değerlendirmeler
yaptı. Aşağıda belirtilen adresteki konuşmanın son kısımlarına ait tercüme
şöyle: "Konuşmamı tarihten bir örnek
ile bitirmek istiyorum: Bir zamanlar tarihte öyle bir medeniyet
vardı ki, o dönemin en büyük medeniyeti idi. Bu medeniyet birçok kıtalara
yayılmış, sınırları okyanustan okyanusa, kuzey iklimlerinden tropik
iklimlere ve çöllere kadar uzanmıştı. O medeniyetin tebaası olarak,
farklı ırklardan, farklı dillerden, farklı kültürlerden yüz milyonlarca
insan yaşamıştı. Bu medeniyette konuşulan dillerden
bir dil, dünyada çok konuşulan bir dil haline gelmiş ve farklı kıtalardan
insanlar arasında köprü olmuştu. Bu medeniyetin ordusundaki farklı milletlerden
olan askerler, dünyanın belki de hiçbir zaman görmediği bir barış sundu,
tebaasına ve dünyaya. Bu medeniyetin tacirleri, Latin Amerika'dan Çin'e
ve arada kalan bütün ülkelere ulaşmışlardı. Yeni buluşlar bu medeniyetin temel
taşlarından biri olmuştu. Bu medeniyetin mimarları, yerçekimi hesaplarına
dayanan binalar yapmışlar, matematik bilginleri, bilgisayarın temel
algoritması olan algebrayı (cebiri)
bulmuşlar ve kodlamayı keşfetmişlerdi. Doktorları, hastalıklara yeni
ilaçlar bulmuşlar, uzay bilginleri gökyüzündeki yıldızları incelemişler
ve onları isimlendirerek, bugünkü uzay çalışmalarının temellerini atmışlardı.
Edipleri, binlerce romantik ve sihirli hikayeler yazmışlar ve şairleri
kendilerinden öncekilerin yazmadığı şekilde sevgi üstüne şiirler yazmışlardı. Öteki medeniyetler yeni fikirlerden
korkarlarken ve sansür uygularlarken, bu medeniyet devamlı yeni fikirlere
açık olmuş ve bilgiyi, kültürü devamlı canlı tutmuştu. Günümüz Batı medeniyeti de bu özelliklerin
bir çoğuna sahip, fakat benim sözünü ettiğim medeniyet, 800'den 1600
yılına kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nu da içine alan, Kanuni
Sultan Süleyman'lar gibi hükümdarlar yetiştiren İslam medeniyetidir. Bu medeniyetin bize sunduğu miras,
bugünkü Batı medeniyetinin temelini oluşturmaktadır. Bugünkü teknoloji
İslam matematikçilerinin sayesinde vardır. Sufî
yazar Mevlana gibi yazarlardan çok şeyler aldık. Kanuni Sultan Süleyman
gibi hükümdarlardan tolerans göstermeyi ve liderliği öğrendik. Bu medeniyetten dersler çıkarmalıyız.
Bu medeniyetin sunduğu liderlik mirasa değil, yeniliklere dayanmış,
Hıristiyanlık, Müslümanlık ve Yahudilik gibi farklı farklı din ve kültürler mozaiğini esas almıştı. Zaten bu şekilde
de 800 yıl ayakta kaldı. Şu anki gibi kritik zamanlarda, biz
de tarihteki bu medeniyetten ders almalı ve onun gibi sosyal yapı ve
liderler yetiştirmeliyiz. Özetle, bu konuya, liderlik mevzuundaki tartışmaya
ve fikir teatisine dikkatlerinizi çekmek istiyorum. " KAYNAK Carly Fiorina Minnepolis, Minnesota September 26, 2001 "Technology,
Business and our way of life: What’s next" |