Hıristiyanlıkta Teslis inancı İlk yazılan üç İncilin [Matta, Markos, Luka] hiçbirinde Teslise dair tek bir harf bile yoktu.
4. olarak ortaya çıkan Yunanca Yuhanna incilinde, Yunan filozofu Eflatunun
teslis fikri görüldü. Barnabas İncilinde Allah’ın bir olduğu bildiriliyor.
Kostantin, Eflatun’un teslis [Trinite] fikrini
yeni İncile koydurunca, Papaz Aryüs, (Teslis
yanlıştır, Allah birdir, İsa Onun oğlu değil, kuludur) deyince, Hıristiyanlar,
onu aforoz ettiler. Aryüs Mısır’a kaçtı ise
de, yine kurtulamadı, orada öldürdüler. Teslis, Hıristiyan
dininin esasıdır. Allah hem üç, hem bir derler. Bunlardan bir kısmı,
Baba, Oğul ve Ruhulkudüs olarak
kabul ederler. Bir kısmı da, Allah,
Meryem, İsa derler. Hz. İsa için (Oğul tanrı, beşer [insan] cesedine girerek
Hz. Meryem'den doğmuştur) diyorlar. Yani onun hem doğduğuna inanıyorlar,
hem de ilah olduğuna. Doğmuşsa mahluktur [yaratıktır], buna Halık [yaratıcı] denir mi hiç? Hıristiyanlar, Ruhulkudüs'ün Baba
tanrıdan çıkıp İsa'nın cesedi ile birleşmiş bulunduğuna inanırlar. Müslümanlıkta
Ruhülkudüs,
dört büyük melekten Hz. Cebrailin adıdır.
Bütün insanlara ruh üflediği gibi Peygamberlere de vahyi bildirir. Bütün
ruhlar gibi Ruhülkudüs de yaratılmıştır. Hıristiyanlar, Hz. İsa’nın çok ibadet ettiğine, daha sonra
Yahudiler tarafından öldürüldüğüne, öldürülmek istenildiği zaman kaçıp
gizlenecek bir yer aradığına, gizlendiği yerde tutularak asılırken şiddetli
acılar çektiğine, (Ya rabbi,
beni niçin terk ettin?) diye Allah’a, halinden şikayet ettiğine,
öldürüldükten sonra da Cehenneme gidip Hz. Âdem ile onun neslinden olan
bütün peygamberleri oradan çıkardığına, üç gün sonra ölülerin arasından
kalkıp göklere çıktığına ve Baba tanrının sağ tarafında oturduğuna inanırlar.
Yani Hz. İsa, sonradan yaratılmıştır. Hz. Meryem'den doğmuş, süt emmiş,
yiyip içmiş, insanlar arasında çocukluk ve gençlik çağını geçirmiştir.
Şu halde sonradan olmuştur. Sonradan olan ve yiyip içmeye muhtaç olan
birisi tanrı olamaz. Bu nasıl tanrı ki, Yahudilerin elinde aciz kalıp
kurtulmak için bir sığınacak yer aramak gereğini duymakta, nihayet onların
elinde çarmıhta öldürülmektedir? Hem tanrıdır hem de çok ibadet ederdi
denmektedir. Tanrı kendisine ibadet eder mi? Baba’nın sağına oturdu dendiğine göre, bu da kendisinin baba
tanrıdan ayrı bir varlık olduğunu kabul etmek ve ona bir mekan isnat
etmek olur. Tanrının ayrı bir tanrıya ve mekana ihtiyaç duyması acizliktir.
Başka bir tanrıya veya mekana yahut başka bir şeye ihtiyacı olan tanrı
olamaz. İncillerde oğul tabiri, herkes için geçmektedir. Mesela Matta’nın yazdığı
İncilde deniyor ki: (Ne mübarektir
barışçılar, çünkü onlar Allah’ın evladı diye anılacaklardır.) [5/9] (Göklerde
olan babanın evladı olasınız.) [5/45] Eğer baba ve oğul olmak Hz. İsa hakkında gerçek anlamda ise,
insanlar hakkında da, gerçek anlamda olur. Sadece Hz. İsa değil, bütün
insanlar Allah’ın oğlu olur. Eğer baba tabiri insanlar için mecaz ise,
Hz. İsa için de mecaz demektir. Matta incilinde Hz. İsa’ya peygamber deniyor: (Orşelim'e girdiğinde, bu kim diye şehir galeyana geldi. Halk
da bu Nasıralı İsa peygamber, dediler.) [21/10-11] (Haça gerildikten
sonra o Peygamber, Elbisemi aralarında taksim edip kaftanım üzerine
kur'a attılar demiştir.) [27/35] (İsa, bir
peygamber kendi vatanından başka yerde de itibarsız değildir, dedi.)
[13/ 53-
54] Hıristiyanlar, kendi yazdıkları kitaba da inanmıyor, İsa peygamber
değil, ilah diyorlar. |