Misyoner faaliyetleri
Yoğun bir misyoner faaliyeti ve Hıristiyanlık
propagandası sürüp gidiyor. Bunun için dünyanın her tarafına onların
dilinde ücretsiz kitaplar, kasetler, broşürler dağıtılıyor. Geçen yıl,
Vatikan bildirisinde, Bizim asıl
gayemiz, bütün insanları Hıristiyan yapmaktır deniyordu. Bu gayelerini
gerçekleştirmek, her yerde bazı dini grupları, tarikatları alet olarak
kullanıyorlar. Maide suresinin 51. âyetinde, (Ey müminler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin!) buyurulurken,
bu gruplar, (Dinler arası diyalog) adı altında yıkıcı faaliyetlerde
bulunuyorlar. Bakın bu gruplardan birisi düşüncelerini şöyle açıklıyor:
(Hıristiyanlarla
temel noktada aynıyız. Amentüde ittifakımız vardır. Amentüdeki ittifakımız,
dikkate alınmıyor da, teferruatla uğraşılıyor, küfre karşı Hıristiyanlarla
yaptığımız diyaloga engel olmaya çalışılıyor.) Bu ne cahilce bir sözdür. Bir defa Amentüde asla ittifakımız yoktur. Bunlar kısaca şöyledir: 1- Onlar üç tanrıya inanıyorlar,
biz bir Allah’a inanıyoruz. Hz. İsa’ya tanrının oğlu da diyorlar. 2- Onlar tanrıyı
güçlü bir insan gibi görüyorlar, biz her türlü noksan sıfattan münezzeh
biliyoruz. 3- Onlar tanrıyı
gökte sanıyorlar, biz mekandan münezzeh olarak biliyoruz. 4- Onlar melekleri kız gibi
görüyorlar, biz ise, meleklerde erkeklik dişilik olmadığını biliyoruz. 5- Onlar semavi kitaplardan Kur’an-ı
kerime inanmıyorlar, biz ise hepsini tasdik ediyoruz. 6- Onlar, Muhammed aleyhisselama
inanmıyorlar, biz ise bütün peygamberleri kabul ediyoruz. 7- Biz hayrın ve şerrin Allah’ın
takdiri ile olduğuna inanıyoruz, onlar ise, (Tanrı kötülükleri takdir
etmez) diyorlar. Daha bunlar gibi aramızda temel ayrılıklar vardır.
Onun için, dinimiz Ehl-i kitabı, Ehl-i küfür olarak bildirmiştir. Sanki
Hıristiyanlar Ehl-i küfür değilmiş gibi, Küfre
karşı Hıristiyanlarla diyaloga girelim deniyor. Bu gafillerin yaptıkları
ne kadar korkunçtur. Diyalogcuların biri konferansında şunu anlatıyor: Eshab-ı kiramdan bir zatın, Hıristiyan olması için Hıristiyanlar tarafından
çok işkence ediliyor, başı kaynar suya sokuluyor, kızgın demirle dağlanıyor,
fakat bu zat yine Hıristiyanlığı kabul etmiyor. Eğer bu zat, Hıristiyanlığı
kabul etse idi, Hz. İsa mutlaka bu zatı Cennete sokardı.) Bu söz, Hıristiyanlığın da hak din olduğunu göstermez mi? Hıristiyanlık hak bir din ise, Müslümanlık niye geldi? Hâşâ Allah lüzumsuz bir iş mi yaptı, şu âyetleri niçin gönderdi? (Allah indinde
hak din ancak İslam’dır.) [Al-i İmran
19] (Sizin için
din olarak İslam’ı beğendim.) [Maide 3] (Kim İslam’dan
başka din ararsa, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran
85] Ehl-i kitabın kâfir olduğu Kur'an-ı kerim ve
hadis-i şerifler ile bildirilmiştir. Bu husustaki âyet-i kerimelerden
birkaçının meali şöyledir: (Müminler,
müminleri bırakıp da, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinen,
Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Al-i İmran 28] (Yahudiler
Üzeyir’e, Hıristiyanlar da İsa’ya Allah’ın
oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar.
Allah onları kahretsin.) [Tevbe 30] (Sen, onların
dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden razı olmazlar. De
ki: "Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur.") [Bekara
120] (Ey ehl-i
kitap, İsa, Allah’ın peygamberidir. Tanrı üçtür demeyin. Allah, ancak
tek bir ilahtır. Çocuğu olmaktan münezzehtir.) [Nisa 171] Ehl-i kitapla Amentüde farkımız yok diyenler insaf etsinler,
âlemi kör ve sağır sanmasınlar. |
Anasayfaya dön | Konulara dön |
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri |