Niçin Müslüman
oldular
Bazı Almanlar, İslamiyet’i incelemek, hıristiyanlıkla karşılaştırmak
istiyorlar. Onlara hangi kitabı tavsiye edelim? Bir de din ve hıristiyanlık
hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP
Hakikat Kitabevi yayınlarından Herkese Lazım Olan İman ve Cevap
Veremedi gibi eserlerde Müslümanlığa ve Hıristiyanlığa ait çok bilgi
vardır. Müslümanlığı doğru olarak öğrenmek isteyen herkese bu değerli
eserleri tavsiye ederiz. www.hakikatkitabevi.com
adresinden okunabilir ve temin edilebilir. Rabbimiz önce Âdem aleyhisselamı, sonra Havva validemizi yarattı. Bunların çocukları oldu. Bunlardan da çocuklar meydana geldi. Allahü teâlâ zaman zaman peygamberler gönderip insanları, doğru yola, Hak yola davet etti. Bu peygamberlerin hepsi bir Allah’a inanmayı, öldükten sonra dirilmeyi, Cenneti, Cehennemi bildirdi. Yani bütün peygamberler aynı imanı bildirdiler. Hz. Nuh, neyi bildirmişse Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed de [aleyhimüsselam] aynı imanı bildirmiştir. Hepsinin gayesi de insanları dünya ve ahiret saadetine kavuşturmaktır. Hz. Musa’nın kavmindeki şahısların hataları Hz. Musa’ya yüklenemeyeceği
gibi, Hz. İsa’ya tâbi olanların da hataları, İsa aleyhisselama yüklenemez.
Bugün dünyadaki çeşitli ırklara mensup müslümanlardaki hataları görüp
de peygamberleri veya Allah’ı inkâr etmek doğru olmaz. Allahü teâlânın bütün peygamberlere bildirdiği dinlerde ırk
ve millet üstünlüğü yoktur. Allahü teâlâya ve bütün peygamberlere inanan
zenci bir hizmetçi, Allahü teâlâya inanmayan beyaz bir kraldan üstündür.
Allah’ı inkâr eden kral, ebedi Cehennemde, inanan zenci hizmetçi ise,
ebedi Cennette kalacaktır. Müslüman
olmak için Allah’a, meleklere, peygamberlere ve peygamberlere gönderilen
mukaddes kitaplara, ahirete öldükten sonra dirilmeye, hayrı ve şerri
de Allahü teâlânın yarattığına inanmak gerekir. Peygamberlerden birini kabul etmeyen
kimse müslüman olamaz. Müslümanlık yeni bir din değildir. Tek Allah’a
inanan bütün dinlerin ortak adıdır. Müslüman Allah’a teslim olan demektir.
Din, insana Allah’ını tanıtan, onu fenalıklardan koruyan, sıkıntılı
zamanlarında onu teselli eden, çalışma azmini kuvvetlendiren, toplum
içinde saygı ve sevgi kazandıran ilahi emirlerdir. Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısımdır. İtikad ve
amel, yani iman ve ahkam. Dinin aslı ve temeli olan itikad her dinde
aynıdır. Din ağacın gövdesi, amel ise ağacın dalları, yaprakları gibidir.
İman hususunda, Hz. Musa’nın veya Hz. İsa’nın bildirdikleri, Peygamber
efendimizin bildirdiklerinden ayrı değildir. Fakat bugün eski dinlerin
hepsi bozulmuş, ilahi hükümler yerine, insan kafasından çıkan düşünceler
yer almıştır. İslam dini ise hiç bozulmadan devam etmektedir. İslam dini, insanın hem ruhi, hem de maddi refahını temin edecek
bir ahlak getirmiştir. Bu mukaddes din, sadece, fert ile Allah arasında
rabıta kurmakla kalmayıp, fertlerin birbirlerine, hatta insanlık camiasına
karşı haklarını ve vazifelerini şümullü olarak tanzim eder, hep ileriyi
gösterir, ileriyi ister ve ilericidir. İlericiliğin ve dinamizmin mümessilidir.
Bu din, insan ruhunu ve bütün insanlığı, saadete kavuşturacak prensiplerden
ibarettir. İslamiyet’te sınıflaşma yoktur. Herkes aynı haklara, aynı
itibarlara sahiptir. Ferdin, muayyen bir topluluğun, hatta yalnız müslümanların
değil, bütün insanlığın, hür ve medeni bir hayat seviyesine ulaşmasını
emretmekte, bunun için de, sosyal adaleti esas tutmaktadır. İslam dini, ırk, milliyet, siyasi inanç, lisan ve tahsil seviyesi
ayırt etmeksizin, her insanın şeref ve itibarına hürmet ettiği için,
yabancılar arasında müslümanlık yayılmaktadır. Peygamber efendimiz kötü kimselerden bazılarını şöyle bildirmiştir: (İnsanların
en kötüsü, kimseye ikram etmeyen, yalnız yiyen ve hizmetçisini döven
kimsedir. Bundan daha kötüsü, herkese kızan, buğzeden
ve kendisine buğzedilen, bundan da kötüsü,
şerrinden korkulan ve kendisinden hayır beklenmeyen, bundan da kötüsü,
dünya karşılığında ahiretini satan, bundan da kötüsü, dini dünya menfaatine
alet eden kimsedir.) [İbni Asakir] Dinimizin diğer dinlerden farkı nedir? Yabancıların müslüman
olmalarına sebep olan şeyler nelerdir? İslamiyet’i kabul edenler genel
olarak dinimiz hakkında ne diyorlar? CEVAP
Birçok diplomat, devlet, ilim ve fen, hatta din adamlarının müslüman oluşları, İslamiyet’in büyüklüğüne hayran kaldıklarındandır. Misyonerler, milyarlar harcayarak Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar. Halbuki propagandasız birçok yabancı, İslam’ı seçmiştir. İslamiyet ilim ve akıl dinidir. Dinlerini
değiştirip müslüman olan insanların çoğu, ilim adamı ve araştırmacıdır.
İslam’ı inceledikten sonra müslüman olmuşlardır. Bu sebeplerin birkaçı şöyle: 1- İslam’da
tek ilah vardır. Hıristiyanlıktaki üç tanrı inancı, ilim sahiplerince
saçma görülmüştür. 2- İslam, sadece
ahiret saadetini değil, dünyada da mutlu yaşamanın yollarını bildirmiştir. 3- İslam’da,
her çocuk günahsız doğar. Hıristiyanlıkta ise, günahkâr doğar. Bu da,
akla, ilme, aykırıdır. 4- İslam’da,
ibadetlerin mabette yapılma şartı yoktur. Her yerde ibadet edilebilir.
Hıristiyanlar, kilisede putu, papazı aracı yaparak ibadet eder. 5- İslam’da
günahları yalnız Allah affeder. Hıristiyanlıkta, güya papazın, günahları
affetme ve dinden çıkarma yani aforoz etme gibi yetkisi vardır. 6- Yahudi kendini
asil bilir. Hıristiyan, zenciyi aşağı görür. İslam’da ise ırk, renk
ve dil ayrımı yoktur. 7- İslam’da
bütün peygamberler beşer, yani insandır. Ancak seçilmiş, günahsız insandır.
Hiç kimse, diğerlerinin günahını çekmez. Hıristiyanlıkta, Hz. İsa Oğul
tanrıdır, günahkârların affolması için çarmıhta
ölmüştür. Bu da akla ve ilme aykırıdır. 8- İslam’da
hurafe yoktur. Diğer dinlerde ateşe, güneşe, taşa, heykele tapılır. 9- İslam’da,
Dinde zorlama yoktur düsturu
vardır. Hiç kimse dine girmeye zorlanmaz. Hıristiyanların dine sokmak
için yaptıkları işkenceler ve mezhep kavgaları meşhurdur. 10- İslam, iç
temizliği yanında, dış temizliğe de çok önem verir. Meşhur Versay
Sarayında yıllarca bir hela yoktu. Bu, Hıristiyanların ne kadar pis
olduğunu göstermeye kâfidir. 11- İslam, sömürüyü
reddeder. Bunun için kapitalizmi, komünizmi kabul etmez. İslam hariç,
hiç bir dinin ekonomi sistemi yoktur. Bugün Hıristiyan ülkelerde kapitalizm
hakimdir. 12- Müslümanların
geri kalışları sebebi, dinlerinin icaplarına uymamalarındandır. Hıristiyanların
maddi refaha kavuşmaları ise, dinlerinden uzak kalmalarındandır. Müslümanlıkta
cahil olan dinden çıkar, Hıristiyanlıkta ise, âlim olan Hıristiyanlığı
bırakır. 13- İslam’da,
alkol, uyuşturucu ve kumar haramdır. Zinanın cezası ise, ağır olduğu
için, fuhuş yaygınlaşamaz. Hıristiyan Batı, fuhuş bataklığı içindedir. 14- İslam, en
yeni ve en son dindir. Kur'an-ı kerim, günümüze kadar hiç bozulmadan,
bir kelimesi bile değişmeden gelmiştir. Halbuki İncillerin birbirini
tutmadığını herkes bilir. 15- İslam, kadınlara
çok kıymet vermiş, onlara en büyük hakları tanımış,
(Cennet anaların ayağı altındadır) buyurmuştur. Hiçbir din kadına
bu değeri vermemiştir. 16- İslam dini
bir milletin değil, bütün insanlığındır. Allahü teâlâ, (Rabbülâlemin)dir, yani bütün âlemlerin Rabbidir. 17- İslam’da, bütün müslümanlar kardeştir. Allah huzurunda
herkes eşittir. Namaz kılarken; komutan ile er, zengin ile fakir, beyaz
ile zenci müslüman yan yana durup birlikte secde ederler. 18- İslam’daki ibadet saatleri muayyen olduğundan,
müslümanların hayatları düzenli ve intizamlıdır. Bunun için, gerçek
müslüman, bir asker gibi disiplinlidir. Yılda bir ay tutulan oruç, iradenin
kuvvetlenmesini sağlar ve nefse hakim olmayı öğretir. 19- İnsanların öldükten sonra ne olacaklarını, ahiret hayatını,
hallerini hiçbir hıristiyan din adamı izah edemiyor. Bunu, en güzel
ve en mufassal şekilde izah eden din, İslamiyet’tir. 20- İslamiyet’te her şey açıktır. Diğer dinlerde olduğu
gibi (sır) kabul edilen akideler yoktur. 21- İslamiyet, iktisadi bakımdan kapitalist ve komünist
düşünceleri reddeder. Fakiri korumuş, zengini de kötülememiştir. Zenginlerin,
fakirlere zekat ve sadaka vermesini emretmiştir. Ayrıca dünyadaki çeşitli
millet ve ırklara mensup müslümanları bir araya getirerek [Hac gibi],
dünyada en mükemmel ictimai [sosyal] nizamı
tayin etmiştir. 22- İslamiyet, temizliğe çok önem veren bir dindir. İbadete
başlamadan önce, vücut temizliğini emreden yegane din, İslamiyet’tir.
Diğer dinlerde böyle bir şey yoktur. İslamiyet’te, ibadetler kısa olduğu
için, bunlar günlük hayat üzerinde aksi bir tesir yapmaz. 23- Hıristiyan rahiplerin vaazlarında söyledikleri, fakat
kendilerinin ve diğer hıristiyanların hiçbir zaman yapmadığı hilm, yardım ve merhamet gibi iyi huylar, yalnız müslümanlarda
vardır. 24- İslamiyet, fakirlere, kimsesizlere, misafirlere ve
hangi dinden olursa olsun, yabancılara yardım etmeyi emreden tek dindir. 25- İslamiyet, ruh ve beden temizliğidir. Bu ikisinin müsavi
tutar. İslamiyet’te, yalnız sevgi, güler yüz, tatlı söz, dürüstlük ve
iyilik etmek vardır. 26- İslamiyet, insanları, çalışmaya, faydalı, şeyleri öğrenmeye,
önce kendi aklı ve gayreti ile iş görmeye başladıktan sonra, Allah’tan
yardım istemeye davet eder. (Bir
saat tefekkür ve faydalı iş görmek, bir sene ibadete eşittir) diyen
başka bir din yoktur. 27- İslam,
din, ırk farkı gözetmeksiniz mutlak adaleti emreder.
Niçin Müslüman
oldum? (Atlas Okyanusu ile Akdeniz’in birbirine karışmadığını gördüm
ve ilmen de tespit edilmiştir. Bunun 1400 sene önce Kur'an-ı kerimde
bildirildiğini duyunca, Müslümanlığın hak din olduğuna inanıp müslüman
oldum.) Kaptan Kusto (Fransız) (Kur'an-ı kerim, Allah’ın adı ile başlıyor, Allah’ın birliğini
bildiriyordu. Hayretim arttı. Tevhid dini olan Müslümanlığı seçtim.)
Cat Stevens (İngiliz)
(İslam, çağları ardında sürükleyen bir dindir. Müslüman olmakla,
çağlar üstü dini seçmiş oldum.) Roger
Garaudy (Fransız) (Anarşinin ancak İslam ahlakına sahip olmakla önleneceğine
inandım. İçkiyi bıraktım, tesettüre girdim ve namaza başladım.) Tina Gfanzil (Alman) (İslam’da, ırk, renk ve dil farkı gözetilmediğini, herkesin
eşit olduğunu, namaz kılarken de rütbe ayrımı yapılmadığını gördüm.
Müslüman oldum.) Thomas Clayton
(Amerikalı) (İslam, en iyi şeyleri ihtiva eder. Hiçbir dinde kardeşlik,
İslam’daki gibi değildir.) Dr.
Rolf Freiherr (Avusturyalı)
(İslam, sevgi, doğruluk, temizlik ve güzel ahlakı emrettiği
için müslüman oldum.) A.Uemura (Japon) (İslam’ı akla da uygun bulup müslüman oldum.) Cecilla Cannolly (Avusturyalı) (İlim Çin’de de olsa alın hadisini okudum. İslam’ın ilme verdiği
önemi görünce müslüman oldum.) Mr. Board (Amerikalı) (İslam, israf ve cimriliği yasaklayan, maddi- manevi her hususta
en güzel kaideleri olan dindir.) Albay
Ronald Rockwell
(Amerikalı) (İslam dünya ve ahiret mutluluğunu gösterdiği için müslüman
oldum.) B.Karai
(Zengibar) (Putlara değil de, bir Allah’a ibadet etmeyi, doğruluğu, emanete
riayeti, insanların haklarını gözetmeyi emreden İslamiyet’i kabul ettim.)
Necaşi (Habeş İmparatoru) Tufeyl bin Amr, usta bir şairdi.
Onun gibi şiirden anlayan pek azdı. Kur'an-ı kerimi okuyunca, onun şiir
ve beşeri bir söz değil, ilahi bir kelam olduğunu hemen anlayıp müslüman
oldu. İslamiyet’i inceleyen bir gayrı müslimin kolayca müslüman olmasının
sebebi ne olabilir? CEVAP İslamiyet en medeni, en mantıki ve en doğru dindir. İnsaflı [tarafsız] ve kültürlü her insan Müslümanlığı açık
tarzda bildiren Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okuyunca, bu dinin
en son hak din olduğunu, bütün modern bilgi ve anlayışlara uyduğunu,
içinde hiçbir hurafe bulunmadığını, (Teslis = 3 tanrı) inancı gibi akıl
ve mantığın kabul edemeyeceği bir akideye değil, bir tek Allah’a inandığını
görerek, Ona iman etmektedir. Dikkat ile, tarafsız olarak tetkik edilecek olursa, (Tek Allah’a
iman) esasına bağlı dinlerin, birbirinin devamı olduğu ve biri bozulunca,
Allahü teâlânın, onu düzeltmek için, yeni bir Peygamber gönderdiği,
bu dinlerin sonuncusunun ise, en ilmi ve en mükemmel bir din olan, İslam
dini olduğu görülür. Bilhassa yabancı ilim adamlarının müslüman olmasının sebebi
nedir? Geçenlerde ölen Kaptan Kusto’nun müslüman
olmasına sebep olan, karışmayan iki denizin bulunduğunu bildiren Kur'an-ı
kerimin hangi âyetidir? CEVAP İlim adamı, gerçeği gören insan demektir. Gerçeği arayan bulur.
Hıristiyanlığı, Müslümanlığa tercih eden bazı komünistler, Kaptan Kusto’nun müslüman olmasını kabul edememişler, inkâra çalışmışlardır.
Ne yapsalar fayda yoktur. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz. Fransa’da Müslümanlık, her sanatta, her cihette şöhret kazanmış
kimseler arasında hızla intişar ediyor. Hıristiyanlığı bırakarak İslam
dinini tercih edenlerin adedi yüzbine ulaştı.
Katolikliğin Fransa’da en yüksek makamı olan “Paris Arşovekliği”
bu rakamı tasdik etmiştir. Televizyonda yayınlanan, Yaşayan Deniz programı ile okyanusların sırlarını gözler önüne getiren
Kaptan Kusto,
İslam dinini tercih etmesine asıl sebep olan olayın, Atlas Okyanusu
ile Akdeniz sularının birbirine karışmadığını tespit ettikten sonra,
bunun 1400 sene önce Kur'an-ı kerimde beyan buyurulduğunu görmesi olduğunu
bildirmiştir. Kaptan Kusto, özetle diyor
ki: (1962de Alman ilim adamları, Aden körfezi ile Kızıldeniz’in birleştiği Mendeb boğazında, Kızıldeniz ile Hind Okyanusunun birbirine karışmadığını bildirmişlerdi. Biz de, Atlas Okyanusu ile Akdeniz’in sularının birbirine karışıp karışmadığını tetkik etmeye başladık. Önce Akdeniz’in kendine has sıcaklığı, tuzluluğu ve kesafeti ile ihtiva ettiği canlıları tespit ettik. Aynı tetkikatı Atlas Okyanusunda tekrarladık. İki su kütlesi binlerce seneden beri Cebelitarık boğazında birleşiyordu. Bu durumda, iki su kütlesinin karışması ile tuzluluk, kesafet gibi unsurların birbirlerine eşit, hiç olmazsa yakın olması gerekiyordu. Halbuki, her iki denizin en yakın kısımlarında bile, deniz suyu kendi hassasını koruyordu. Yani, iki denizin birleşme noktasında bir su perdesi iki deniz suyunun birbirine karışmasına engel oluyordu. Bu hali anlattığım [İslamiyet’i seçerek müslüman olan] Prof.
Maurice Bucaille,
bunda şaşılacak bir şey olmadığını, İslam’ın kudsi kitabı Kur'an-ı
kerimin bunu açık bir şekilde yazdığını söyledi. Hakikaten bu hâl Kur'an-ı
kerimde açıklanıyordu. Bunu öğrenince Kur'an-ı kerimin Allah’ın kelamı
olduğuna inandım. Hak din olan İslamiyet’i seçtim. İslam dini, manevi
gücü ile bana kaybettiğim oğlumun acısına dayanma sabrını verdi.) Karışmayan denizlerle ilgili birkaç âyet-i kerime vardır. Mealleri
şöyledir: (Birinin
suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerinin ki tuzlu ve acı iki denizin
arasına bir engel, aşılamaz bir serhat koyan Odur.) [Furkan
53] (İki deniz,
birbirine bitişik iken, [Rabbinizin koyduğu engel ile] birbirine karışmaz.) [Rahman 19, 20] (....iki deniz arasına perde koyan...) [Neml 61] (İki denizden
biri tatlıdır, harareti keser, içimi kolaydır. Diğeri de tuzludur, boğazı
yakar.) [Fatır 12] İslamiyet’in çağa uymadığını söyleyen yabancılara
ne cevap vermek gerekir? CEVAP 8 Nisan 1983 günü Karyünes Üniversitesinin
konferans salonunda bir büyük ilim adamı, bir büyük yazar Roger Garaudy diyor ki: Evet, bugün
ben müslümanım. Niçin İslam’ı seçtiniz, diyorsunuz, İslam’ı seçmekle
çağı seçtim. 70
yaşındaki Roger Garaudy ki, yıllarca Fransa’da komünist sistemin ateşli
savunucusu olmuştu. Üniversiteden siyaset kürsülerine kadar Fransızlara
ve Batı dünyasına hep Marksizm’i anlatmış, insanların kurtuluşunu yalnız
bir sistemde bulmuştu. Çağımızda Fransız komünistlerinin en büyük "Düşünce
mimarı" durumunda idi. Nerede komünistlerin düzenlediği bir miting,
konferans ve seminer var, orada Garaudy vardı. Katolik ve Hıristiyanlığa
karşı, düşüncesiyle, kalemiyle hitabetiyle büyük bir mücadele veriyordu. Fakat, şimdi o bilim adamı, hakikati anladı. Şöyle diyordu: (İslam, çağları arkasında sürükleyen
bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yani, İslam
dışındaki bütün dinler zamana uyduruldu. Reform tabi tutuldu. Mukaddes
kitabılar zamana göre tahrif edildi. Kur'an-ı kerim ise, indirildiği
günden beri hep zamana hükmetti. O, zamanı değil, zaman onu izledi.
Zaman yaşlandıkça o gençleşti. Bu, çağlar üstü bir olaydır. Bugüne kadar,
bunca savaşların bıraktığı korkunç, sosyal, siyasi ve ekonomik sarsıntılardan
daha büyük bir olaydır. İslam, materyalizme de, pozitivistlerin
görüşüne de, egzistansiyalistlere de hakimdir. Fakat bunlardan hiçbiri,
İslam’a hakim değildir. Büyük Peygamberimiz, Yarın ölecekmiş
gibi ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi, dünyaya çalışın derken, her şeyi anlatmıştır. İslam hem maddeye, hem de manaya hükmetmiştir.
Öyle ise, bunların ikisi birbirinden koparılamaz. Nasıl koparılabilir
ki, İslam, İlim Çin’de
de olsa gidip bulunuz. İlim ve Fen müminin kaybolmuş malıdır, ara ve
bul diyor. İlmin ve çalışmanın burada sınırı yoktur.
İslam, dünyayı saran bu iki olaya sınır koymadığına göre, dünyayı sarsmıştır. İnsanı, mahlukların efdalı
ve en şereflisi olarak bildirirken, onun sömürülemeyeceğini anlatmıştır.
İsrafı, gösterişi ve lüksü yasaklayan, kazancı alın terindeki damlacıklardan
arayan, biriken sermayeyi fakire ölçülü ve ahlak hükümleri içinde aktaran,
faizi, tembelliğe sebep olduğu için yasaklayan ve gayri meşru serveti
böylece imha eden bir sistemler manzumesidir. İslam, halife ile kölenin aynı hakka
sahip olmasını mecbur kılmıştır. Deve olayı vardır ki, bu kralların
kılıçlarından daha keskin bir olaydır. Hz. Ömer ile kölesi bir şehirden
bir şehire giderken deveye sıra ile binerler. Zaman zaman, devenin yularını halife çeker, zaman zaman da köle... İşte adalet ve hukukta İslam’ın devrimidir
bu. Marksizm ile kapitalizmin ikisi de, insanı sömüren sistemlerdir.
İslam bunlara karşı, insana prestijini iade eden bir semavi dindir.) En üstün din
Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: (Allahü teâlâ,
Peygamberini, hidayet ve hak din, İslamiyet ile gönderdi. İslam dinini,
diğer dinler üzerine üstün kıldı.) [Muhammed aleyhisselamın hak] Peygamber olduğuna şahid olarak Allah yeter.)
[Feth 28] (Müşrikler
istemese de, İslam dinini diğer bütün dinlerden üstün kılmak için resulü
Muhammed aleyhisselamı, [sebeb-i hidayet olan] Kur'an ve İslam dini ile birlikte gönderen
Allahü teâlâdır) [Saf 9] Ve Allahü teâlâ vâd ediyor: (Allahü teâlâ
şükredenlerin mükafatını verecektir.) Burada şükretmek demek, dinimizin istediği gibi, tam müslüman
olmak demektir. Allahü teâlânın verdiği nimetleri, Onun emrine uygun
olarak kullanmak demektir. Bugün dünyada bir milyardan ziyade müslüman
olduğu bildirilmiştir Yani, dünyada her 4 kişiden biri müslümandır.
Eğer bu müslümanlar, Allahü teâlânın emrettiği gibi, ruhen ve bedenen
tertemiz insanlar olur, birbirlerine kardeşçe bağlanır, çalışır, her
sahada ilerlemeye başlarsa, Allahü teâlâ da, onlara mükafatını verecek,
o zaman müslümanlar, tıpkı ortaçağda olduğu gibi, medeniyetin en önüne
geçeceklerdir. Allahü teâlâ, bize bunu vaat ediyor. Allahü teâlâ, hiçbir
zaman vaadinden dönmez. |