Semavi
dinlerde iman
Bugün dünyada Allahü teâlânın varlığını bildiren 3 semavi din
vardır: İsevilik, Musevilik ve İslamiyet. İsevilik ve Musevilik nesh
edilmiş, yani yürürlükten kaldırılmış olduğu için kıyamete kadar İslamiyet
devam edecektir. Semavi din demek, hak olan, doğru olan ilahi din demektir.
Bütün peygamberler müslümandı. Kur'an-ı kerim hariç, hiçbir semavi dinin
kitabın, bozulmadan önceki hali yoktur. Hz.Nuh’a ve diğer Resullere
verilen kitapların ise hiç birisi yoktur. Hz.Âdem’in, Hz.İbrahim’in
ve kendilerine kitab gönderilen diğer Resullerin dinine de semavi din
denir. Hak olan bu dinlere muteber kitaplarda semavi
din denmesi, vahyi getiren meleklerin semadan gelmesinden dolayıdır.
Semavi din denince ilahi din olarak anlamalıdır. Tevrat ve İncildeki
imana ait bilgiler de değiştirildiği için, iman bilgileri de farklı
olmuştur. Aslında her peygambere, gönderilen iman bilgileri aynı idi.
Fakat Hıristiyanlar değiştirerek, birbirinden farklı 4 İncil meydana
getirmişlerdir. Semavi dinlerde iman farklı mıydı? CEVAP Allahü teâlânın var ve bir olduğunu bildiren İlahi dinlerin hepsi, insanlar
tarafından bozulmadan önce, inanılacak şeyler bakımından birbirinin
aynı idi. Aralarında fark yok idi. Şu âyet-i kerime de iman edilecek şeylerin hep aynı olduğunu
bildirmektedir: (Kur'an,
önce gelmiş olan kitabları tasdik edicidir.)
[Bekara 97] Musevilik ve İsevilik de, Allahü teâlânın bir olduğunu ve Allahü
teâlânın peygamberlerinin bir insan olduğunu bildirmiştir. Ancak Yahudiler,
Hz. İsa’ya inanmadılar. Hıristiyanlar da putlara tapınmaktan kurtulamadılar
ve Hz. İsa, (Ben de sizin gibi
bir insanım. Allah’ın oğlu değilim) dediği halde, Baba, Oğul ve
Ruh-ul kuds ismi ile 3 ayrı ilaha tapındılar.
Bunun yanlış olduğunu anlayan ve düzeltmeye uğraşanlar arasında papa
Honorius
da vardır. Bu yanlış inançları, ancak Allahü teâlâ, son peygamberi Muhammed
aleyhisselam vasıtası ile düzeltmiştir. O halde, bu dinleri, içerlerine
sokulmuş olan hurafelerden temizleyen hakiki, doğru dinin, İslam dini
olduğu pek açıktır. Müslüman olan
İngiliz Fellowes, şöyle diyor: (Hıristiyanlığın
yanlış inançlarını düzeltmeye kalkan Martin Luther,
ne yazık ki İslamiyet ile bu kusurların düzeltildiğini bilmiyordu.) Eski dinlerin neshi ne demektir? CEVAP Allahü teâlânın gönderdiği bütün dinlerde, iman bilgileri aynı
idi. Her dinde Allah’ın var ve bir olduğu, Cennet, Cehennem ve ahiret
hayatı bildiriliyordu. Bunlarda değişiklik olmaz. Hindistan ulemasından
Rahmetullah efendi diyor ki: Nesh, peygamber kıssaları ile Cennet ve Cehennemden haber veren
âyetlerde olmaz. Yalnız, emir ve yasakların bazılarında olur. Nesh;
bazı emir ve yasakları değiştirmek demek değildir. Bunların yürürlük
zamanlarının bittiğini haber vermek demektir. Kur’an-ı kerim, Tevrat
ve İncili nesh etmiş, yürürlükten kaldırmıştır. (Beyan-ül-hak) Hz. Hud, Âd kavmine; Hz. Salih, Semud
kavmine; Hz. Musa, Beni İsraile gönderilmiştir.
Peygamberlerden Harun, Davud, Süleyman, Zekeriyya
ve Yahya “aleyhimüsselam” da, yine Beni İsraile
gönderilmiştir. Fakat, bunların ayrı dini olmayıp, Beni İsraili,
Hz. Musa’nın dinine davet etmişlerdi. Hz. Davud’a inen Zebur’da ahkam, emir ve ibadet
yoktu. Vaaz ve nasihatle dolu idi. Tevrat’ı neshetmedi,
yani, yürürlükten kaldırmadı, onu kuvvetlendirdi. Bunun için Hz. Musa’nın
dini, Hz. İsa zamanına kadar devam etti. Fakat Hz. İsa gelince, bunun
dini, Hz. Musa’nın dinini neshetti. Yani Tevrat’ın
hükmü kalmadı ve bundan sonra, Hz. Musa’nın dinine uymak caiz olmayıp,
Muhammed aleyhisselamın dini gelinceye kadar, Hz. İsa’nın dinine uymak
lazım oldu. Fakat, Beni İsrailin çoğu, “Biz
Tevrat’a uyarız” diyerek, Hz. İsa’ya iman etmedi. İşte Yahudilik ile
Nasaralık [İsevilik] böylece ayrıldı. İsa aleyhisselam, Beyt-ül-lahm’de
doğdu. Sonra Mısır’a gidip, 12 yıl kaldı. Nasıra’ya
gelip yerleşti. Burada 30 yaşında nebi oldu. Bunun için, İsa aleyhisselama
iman edene Nasrani ve hepsine Nasara denir.
Yahudiler, “Hz. Musa’nın dinine uyup, Tevrat ve Zebur okuyoruz” diyor.
Nasara da, “Hz. İsa’nın dinine uyup, İncil
okuyoruz” diyor. Halbuki, bütün âlemlere peygamber olarak gönderilen Muhammed
aleyhisselamın dini ki, din-i İslam’dır, bütün dinleri neshetmiştir.
Bu dinin hükmü kıyamete kadar süreceğinden, dünyanın hiçbir yerinde,
Onun dininden başka bir dinde bulunmak caiz olmaz. Ondan sonra, hiç
peygamber gelmeyecektir. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Muhammed,
Allah’ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.) [Ahzab 40] (De ki, ey
insanlar, ben, Allah’ın hepiniz için gönderdiği Resulüyüm.) [Araf 158] (Biz seni
bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107] (Allah indinde
hak din ancak İslam’dır.) [Al-i İmran 19]
(İslam’dan
başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran
85] (Her dinden
üstün kılmak üzere, resulünü, doğruluk rehberi Kur’an ve hak din İslam
ile gönderen Allah’tır.) [Feth 28] (Bugün size
dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din
olarak İslam’ı beğendim.) [Maide 3] Yahudi ve Hıristiyanların kâfir olduğuna dair bazı âyet-i kerime
mealleri de şöyle: (Yahudiler
Üzeyr’e, Hıristiyanlar da İsa’ya Allah’ın
oğlu dediler. Daha önce kâfir olmuş kişilerin sözlerini taklit ediyorlar.
Allah onları kahretsin.) [Tevbe 30] ("Allah’ın
çocuğu oldu" dediler. Hâşâ, O yücedir, göklerde ve yerdekilerin
hepsi Onundur, hepsi Ona boyun eğmiştir.) [Bekara 116] (Sen, onların
dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden razı olmazlar. De
ki: "Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur.") [Bekara 120] ("Yahudi
veya Hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız" diyenlere de ki:
"Aksine biz, hanif [doğru yaşamış] İbrahim’in
dinine uyarız.") [Bekara 135] ("Biz,
Allah ve Onun indinde bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak,
Yakub ve Esbata indirilene, Musa’ya, İsa’ya
verilenlere, Rablerinden diğer peygamberlere gelenlere, onların hiçbiri
arasında fark gözetmeden inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk"
deyin!) [Bekara 136] (["Kur'an İsa’nın babasız olduğunu kabul ettiğine göre,
ilahlığını da kabul ediyor" diyen Necranlı
Hıristiyanlara] de ki: Gelin
dua edelim, Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun!) [A.İmran
61] [Fakat Hıristiyanların buna yanaşmadığı tefsirlerde bildirilmektedir.] (Ey ehl-i
kitap, İsa, Allah’ın peygamberidir. Tanrı üçtür demeyin. Allah, ancak
tek bir ilahtır. Çocuğu olmaktan münezzehtir.) [Nisa 171] (Ey ehl-i
kitap, resulümüz [Muhammed aleyhisselam] kitaptan gizlediğiniz şeyleri açıklamak üzere geldi. Size Allah’tan bir
nur ve apaçık bir kitap geldi.) [Maide 15] (İsa’ya,
Allah diyenler kâfir olmuştur. Halbuki Mesih, "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin" demiştir. "Allah
üçün üçüncüsü" diyenler de kâfirdir.) [Maide 72,
73] (Meryem,
İsa’yı doğurup kucağında getirince, ona, "Çok garip bir iş yapmışsın,
baban kötü, annen ise iffetsiz değildi" dediler. Meryem, [sormaları
için] çocuğu gösterince, ona,
"Biz çocukla nasıl konuşuruz?" dediler. Çocuk dedi ki: "Ben
Allah’ın kuluyum, O bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. Bana namazı
ve zekatı emretti.") [Meryem 27-31] [Hıristiyanlar, İncilde emredilen namaz ve zekatı da tahrif
etmişler.] (İsa, "Ben
Allah’ın resulüyüm. Benden önce gelen Tevratı
doğrulayıcı, benden sonra gelecek Ahmed isimli peygamberi müjdeleyici
olarak geldim" demişti.) [Saf 6] Yukarıya birkaçını aldığımız âyetlerden de anlaşıldığı gibi,
Yahudilik ve Hıristiyanlık bozulmuş, bâtıl bir dindir. Hz. İsa ile ilgili
âyetlerden ikisi de şöyle: (Ey Meryem
oğlu İsa, seni mukaddes ruh ile desteklemiştim, böylece beşikte iken,
yetişkin olunca da insanlarla konuşmuştun. Sana kitabı, hikmeti, Tevratı
ve İncili öğretmiştim. Çamurdan yaptığın şekle üfleyince benim iznimle
kuş oluyor, anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyor,
ölüleri benim iznimle diriltiyordun. İsrail oğullarının seni öldürmesinden
ben kurtardım.) [Maide 110] (İsa dedi
ki: "Allah, benim de, sizin de Rabbinizdir.
Ona ibadet edin, işte doğru yol budur.") [Zuhruf
63, 64] Hz. İsa’ya ilah demekle, O yüceltilmiş olmaz. Allah’ın oğlu
demek de Allah’a hakaret olur. Hz. İsa böyle sözler söylememiştir. Kur'an-ı
kerimde buyuruluyor ki: (Allah, "Ey
İsa, insanlara "Beni ve anamı Allah’tan başka iki ilah bilin"
diye sen mi söyledin?"
diye sorunca, o da, "Hâşâ,
seni tenzih ederim. Bu söz bana yakışmaz" demiştir.) [Maide
116] (Kâfirler,
Allah’ın emirleri ile Peygamberlerin emirlerini birbirinden ayırmak
istiyor. [Yahudiler]
bir kısmına [Musa ve daha
önceki peygamberlere] inanırız.
Bir kısmına [İsa’ya, Muhammed’e] inanmayız. [Hıristiyanlar ise -hâşâ- İsa Allah’ın oğlu diyor.] Bu inanışları ve dinleri kıymetsizdir. Hepsi
kâfirdir, hepsine çok acı azaplar hazırladık. Bütün peygamberlere iman
edip, hiçbirini diğerinden ayırmayan [müslümanlar] ise, Allah’ın mükafatına kavuşacaktır.) [Nisa 150-152] (Allah, inkârları
yüzünden Yahudilere lanet etmiştir.) [Nisa 46] (İbrahim,
ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan doğru
bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.) [Al-i İmran 67] (İbrahim,
İsmail, İshak, Yakub ve torunlarının Yahudi
veya Hıristiyan olduğunu söyleyenlere de ki: Siz mi iyi bilirsiniz,
yoksa Allah mı? Allah’ın bildirdiğini gizleyenden daha zalim kim olabilir?
Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.) [Bekara 140] [Hz.İbrahim, Hz.Musa, Hz. İsa da, her peygamber gibi müslüman
idi. Hz.Musa’ya ve Hz.İsa’ya o zaman inanan kimseler de müslüman idi.
Şimdiki Yahudi ve Hıristiyanlar, Muhammed aleyhisselama inanmadıkça,
yani müslüman olmadıkça ebedi Cehennemliktir. Bu âyetler de gösteriyor
ki, her peygamber müslümandır, Yahudi ve Hıristiyanlar kitap ehli kâfirdir.]
([Ehl-i kitap]
"Yahudi ve Hıristiyanlar
hariç hiç kimse Cennete girmeyecek" dediler. Bu, onların kuruntusudur.
De ki: "Doğru söylüyorsanız delilinizi getirin.") [Bekara
111] Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya o zaman inanan kimseler de müslüman
idi. Şimdiki Yahudi ve Hıristiyanlar, Muhammed aleyhisselama inanıp
müslüman olmadıkça Cehennemliktir. Çünkü Allahü teâlâ, (Ancak Resulüme uyan kurtulur) buyuruyor. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor
ki: (Allah’a
ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resule itaat
eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Ey iman
edenler, sizi hayat verecek şeylere [dinin emrine, Cennete, ebedi hayat
verecek itikada, amellere] davet
edince, Allah’a ve Resulüne icabet edin!) [Enfal 24] Müslüman olmayanın
hâli
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (De ki, eğer
Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!) [Al-i İmran
31] [Bu âyet-i kerime inince, münafıklar, şimdiki müsteşrikler
gibi, "Muhammed kendine tapılmasını istiyor" dediler. Aşağıdaki
âyet-i kerime bunun üzerine indi. (Şifa-i şerif)] (De ki, "Allah’a
ve Resulüne itaat edin! Eğer [Resule uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] elbette Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i
İmran 32] Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Cennete
sadece müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim] (Beni duyup
da iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan [müslüman olmayan herkes]
muhakkak Cehenneme girecektir.) [Hakim]
(Ben bir
kulum. Hıristiyanların İsa aleyhisselamı [ilah ve ilahın oğlu diye]
övdükleri gibi, beni övmeyin!) [Şir’a]
Görüldüğü gibi Cennete yalnız müslümanların gireceğini Allah
ve Resulü söylüyor. Bazı okuyucularımız, Hz.Musa’ya ve Hz.İsa’ya o zaman
inanan kimselerin Cennete girip girmeyeceğini soruyorlar. Bu peygamberler
de hak peygamber idi. Onlara inananlar da mümin idi. Elbette onlar da
Cennete gidecektir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: ([Senden önce
peygamberlere] iman edenler,
Yahudi, Hıristiyan ve sabiinlerden Allah’a
ve ahirete inanıp salih amel işleyenler için elbette Rablerinin katında
mükafatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur, üzülmeyecekler
de.) [Bekara 62] Ehl-i kitabın [Yahudi ve Hıristiyanların] kâfir olduğunu gösteren
bir âyet-i kerime meali de şu: (De ki: "Ey
Kitab ehli, ancak Allah’a kulluk etmek, Ona şirk koşmamak, Allah’ı bırakıp
insanları Rab edinmemek üzere, aramızdaki müşterek bir söze gelin!"
Yine yüz çevirirlerse, "Bizim müslüman olduğumuza şahid olun" deyin!) [Al-i İmran 64] Ehl-i kitap müslüman olsaydı, böyle ifadeler kullanılmazdı.
Bilindiği gibi Hıristiyanlar Hz.İsa’yı Rab edinmişlerdi. Ehl-i kitap
hakkında bir âyet-i kerime meali de şöyle: (Ehl-i kitabdan bir kısmı sizi sapıtmak ister; Halbuki kendilerini
saptırırlar da farkına varmazlar.) [Al-i İmran 69] Müslüman
başka din aramaz Allah’ın rahmeti her şeyi kuşattığına ve rahmeti gazabını geçtiğine
göre, gayri Müslimleri de sevmek gerekmez mi? Rahmetinin sonsuzluğu
karşısında Allah’ın azabından bahsetmek yanlış değil mi? CEVAP İmanın esası buğdi fillah, hubbi fillahtır.
Yani Allah dostlarını dost, Allah düşmanlarını düşman bilmektir. Gayri
Müslimler Allah’ın düşmanıdır. Allah’ın düşmanlarını sevenin kâfir olacağına
dair âyet ve hadis vardır. Allah’ın rahmeti bol olduğu gibi azabı da
şiddetlidir. Kur'an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Elbette
azabım çok şiddetlidir.) [İbrahim 7] (Kurtuluşa erenler, Allah’a ve Resulüne itaat edip Allah’tan
korkan ve sakınanlardır.) [Nur 52] Allah’ın 99 "Esma-i hüsna"sından
biri de kahhar’dır,
istediğini kahreder. Bir âyet meali şöyledir: (Allah’ın
kahrı da, cezası da pek şiddetlidir.) [Nisa 84] Esma-i hüsna’dan biri de Müntekim’dir, intikam
alıcıdır. (Al-i İmran 4) Allahü teâlâ, Peygamberimize ve Kur’ana inanmayan Hıristiyanlar,
mazlum olarak da ölse, onlardan elbette intikam alacak ve onları sonsuz
olarak Cehennemde bırakacaktır Hıristiyanlara
kucak açarak kiliselere gidip âyinlerine iştirak edenler, şu âyetleri
elbette biliyorlardır: (Ey iman
edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, [İslam düşmanlığında]
birbirinin dostudur. Onları dost edinen de onlardan [kâfir] olur.
Allahü teâlâ, [kâfirleri dost edinip, kendine] zulmedenlere hidayet etmez.) [Maide 51] (Müminler,
kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu
bırakmış olur.) [Al-i İmran 28] [Kâfirlere kucak açanlar da, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.] (Sen, onların
dinine uymadıkça, Hıristiyanlar ve Yahudiler senden hoşnut olmazlar.
De ki "Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur.") [Bekara
120] Hıristiyan dostları, “Ehl-i kitap da yani Hıristiyan ve Yahudiler
de Cennete gidecektir. Çünkü Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır”
diyorlar. Halbuki âyet-i kerimede, (Rahmetim
her şeyi kuşatmıştır) buyurulduktan sonra, ([Rahmetim] Allah’tan korkup,
haramlardan kaçan, zekatlarını veren ve âyetlerimize inananlar içindir)
buyuruluyor. (Araf 156) Bundan sonraki âyette de, (Ümmi peygamberime [Resulullaha] uyanlar için) buyuruyor. Bektaşi gibi yarısını gizlemekle, Hıristiyanlar,
Yahudiler Cennete mi gidecektir? Onlar âyetlerimize ve ümmi Peygambere
[Muhammed aleyhisselama] inanıyorlar mı? Elbette inanmıyorlar. İnanmayanlar
kim olursa olsun kâfirdir. Kâfirleri seven de onlardan olur. Hak din
bir tanedir. O da İslamiyet’tir. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allah indinde
hak din ancak İslam’dır.) [Al-i İmran 19] (İslam’dan
başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Al-i İmran
85] Acaba Hıristiyanları sevenler, bu âyetlere inanıyorlar mı?
İnanıyorlarsa, ne diye İslam’dan başka dine de kucak açıyorlar.? Onların
Cennete gideceğini nasıl söylüyorlar? La
ilahe illallah demek yeter, Muhammedün Resulullah
demeye gerek yok niye diyorlar? Ehl-i sünnet âlimleri (Müslümana kâfir,
kâfire Müslüman diyen kâfir olur) buyuruyor. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu
ki: (Mümine kâfir
diyenin, kendisi kâfir olur.) [Buhari] (Cennete
ancak Müslüman girer.) [Buhari] (Bana inanmayan
Yahudi ve Hıristiyan Cehenneme girecektir.) [Hakim] Müslüman, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflere inanır ve İslam’dan
başka din aramaz. |