Misyonerlerin uydurduğu hikayeler ve vasiyetnameler 

 

Bir misyonerin uydurduğu şu hikaye anlatılıyor. Bu hususta açıklama yapar mısınız?

 

(Bir misyoner, uydurduğu hikayede, meşhur bir Kur’an hocasının oğlunu ve torununu hıristiyan yapıyor. Bir hıristiyan, hocanın oğluna incillerden birini veriyor. Ona, “Kur’an beni kurtarmadı, değiştirilmiş İncil beni nasıl kurtarabilir ki?” dedirtiyor. Ama yine de okutuyor. İnciller sevgiden söz ediyormuş, günahlardan da temizliyormuş. (Ey İsa, sen benim rabbimsin) demiş. İsa, hocanın oğlunun hayatını değiştirmiş, bütün kötü alışkanlıklarını bıraktırmış.

 

Hocanın oğlu, hıristiyan olunca hiç kimse ona iş vermemiş. İsa’nın kendisini nasıl kurtardığını anlatınca, vahşi Müslümanlar ona hücum etmiş, polis onu tutuklamış. Karakolda, incilleri komisere açıklamış. Komiser incillerdeki gerçekleri öğrenince, onu serbest bırakmış.

 

Hocanın torunu esrar satıyormuş, kazandığı bütün parasını sekse ve kumara veriyormuş. Hıristiyan arkadaşını da birçok kere, seks filmlerine, içki içmeye veya kumara gitmeye çağırmışsa da, gitmemiş. Hıristiyana, “Sen neden böyle iyisin” demiş, o da, ben İsa imanlısıyım demiş. Hıristiyan buna bir incil vermiş, günahı ve İsa'nın haçta bu torun için nasıl öldüğünü anlatmış. Toruna şunları söylettiriyor:

İsa, Tanrı ve ruhun, nasıl bir olduğunu anlayamadım. Tanrı, İsa ve Kutsal ruh düşüncesi çok karışıktı. Ama o, üçlü birliği açıkladı. Ben inciller değişmiş sanırdım. Ama bu doğru değilmiş. Bir gece Yuhanna incilini okuyordum ve İsa'nın haçta nasıl öldüğünü ve acı içerisinde nasıl kıvrandığını okudum. İşte o an günahkâr olduğumu anladım ve ağladım. Hıristiyanlığın doğruluğunu öğrenmek için, “Ey İsa gerçekten Kurtarıcı isen, gerçek tanrı isen hayatımı değiştir. Sigara, içki, kumar, kötü kadınlara ve kötü filmlere gitmek istemiyorum. İncillere boyun eğmek için, İsa sana iki aylık bir zaman tanıyorum” dedim. Bu iki ay içinde beni değiştirebilirse, ömür boyu Ona boyun eğecektim.

 

Sigarayı, içkiyi bıraktım ve diğer bütün kötü alışkanlıklarım sona erdi. İsa gerçekten hayatımı değiştirdi. Halbuki Müslüman iken, Allah’a yalvarmıştım da hiç faydası olmamıştı. İsa beni kurtardı. İsa’nın benim için haçta öldüğünü anladım. Beni kötü yerlere götürmek üzere gelen eski arkadaşlarıma “babam izin vermez” dedim. Baban kim dediler, «Tanrı İsa» dedim. 

 

Bir gün biri, beni bıçakladı, ölmek üzere idim, «Ey rab İsa, ölmek istemiyorum, fakir ailem ne yapacak? Duy beni İsa ve onlar için beni kurtar» deyince, bir mucize olarak kurtuldum. Rabbim İsa, beni önce günahlardan temizledi, şimdi de hayatımı kurtardı.

 

Altı yıldır görmediğim eski bir arkadaşımın hanımının içine şeytan girmiş, hanımı delirmiş. Ona, İsa'nın kör, topal, felçlileri iyileştirdiğinden ve birçok insandan şeytan çıkardığından da bahsettim. Beni çok sevdiğini, ancak İsa’ya güvenemeyeceğini belirtti. Kur’anın en iyi kitap olduğuna inanıyordu. Kur’an hocaları yardım edemezse, İsa, karısı için ne yapabilecekti? Ona okuması için İncil'i verdim. Bir ay sonra İncil'i okumuş, ama o da, Tanrı, Tanrının Oğlu ve Kutsal Ruh üçlüsünün birliğini anlayamamıştı. “Tanrının nasıl İsa olduğunu anlamadım” diyordu. Hemen ona İsa'nın haçta neden öldüğünü açıkladım. Arkadaşıma, “İsa karımı iyileştir” de, dedim. Arkadaşım Rabla konuşmuş. Ona, (Ey İsa Tanrı isen, karımı iyileştir) demiş. Bir hafta sonra karısı iyileşmiş. Arkadaşım günahlarını İsa'ya itiraf etmiş. Çünkü o, günahlarımızın kefareti olarak çarmıhta, acılar çekerek canını verdi.)

CEVAP

Misyoner, sanki müslümanlıkta; zina, içki, uyuşturucu kullanmak helal da, hıristiyanlıkta da haram gibi ve hıristiyanlar ahlaklı, müslümanlar ahlaksız gibi bir intiba [izlenim] vermeye çalışıyor. İçkinin, uyuşturucunun haram olduğu, hangi incilde yazıyor ki? Aksine helal olduğu yazılı. İsa imanlısı olan sanki içki gibi kötü alışkanlıkları olmazmış.

 

İncil’de gerçekler varmış, ne gerçeği ise? Tek gerçek var, dört incil birbirini tutmaz. İncillerin yazarları insandır.

 

Papaz, Kur’an-ı kerimle incilleri mukayese etmeye cüret ediyor. İnciller sevgiden söz edermiş. Asıl sevgiden bahseden Kur’an-ı kerimdir:

(Allah, sabredenleri, iyilik edenleri, adalet edenleri sever.) [A.İmran 146, Bekara 195, Maide 42]

(Allah onları sever, onlar da Allah’ı sever.) [Maide 54]

 

Hıristiyanlıkta üç tanrı var: Baba tanrı, oğul tanrı ve ruh tanrı. Üç tane tanrı mı olur denince, üçü bir diyorlar. Üçlü birlik diyorlar. Nasıl oluyor denince, 1+1+1=3 demek yanlış olur, doğrusu 1x1x1=1 diyorlar. Bre papaz, ne diye üç tane biri çarpıyorsun, o zaman 100 tane biri de birbiri ile çarparsan yine bir çıkar. O zaman yüz tane tanrı demek de sana göre doğru olur.

 

Kur’an-ı kerimde (Kimse kimsenin günahını çekmez) buyuruluyor. (Enam 164) Fakat Hz. İsa, günahkârların günahını affettirmek gayesiyle fidye için çarmıhta öldürülmesini istemiş.

 

Burada sayısız yanlışlıklar var. Bir defa hıristiyanların tanrısı ne kadar vicdansız, suçsuz oğlunu, suçlular için öldürüyor. İkincisi ne diye öldürmeye gerek duyar ki, affettim dese ne olur sanki? Kanunu başkası mı koydu da tanrıları buna uymaya mecbur olsun?

 

Hz. İsa eski günahkârlar için ölmüş ise, ondan sonra doğan günahkârların günahı için ne diye bir daha gelip çarmıha gerilmiyor? Bir kere ölmek yetiyor mu? Bizim için ölmüşse, ne diye hâlâ bizden günah çıkarılmaya çalışılıyor? Hıristiyanların tanrıları insanların günahlarını bilmiyorlar mı da, günah itiraf etme mecburiyeti getiriyorlar? Bu itiraf mecburiyeti hangi incilde yazıyor? Böyle bir şey yok. Papazlar kilisenin değeri artsın diye böyle saçma sapan şeyler uydurmuşlar.

 

Sonra yeni doğan çocuklar, masumlar niye hıristiyanlarca günahkâr doğuyor da, Hz. İsa’nın kurban edilmesi gerekiyor? Yeni doğan çocuk ne günahı işledi? Madem günahkâr doğuyor, gider papaza, (Papaz efendi benim ve çocuğumun günahını çıkar) denir, o da şaraplı su ile vaftiz edince günahsız olur. Ne diye Hz. İsa’yı öldürüyorlar?

 

Sonra ne diye Allah’ın bir oğlu var? Kızı falan yok? Karısı kim? Oğula neden ihtiyaç duymuş? Hıristiyanlara göre gökte oğlu İsa ile oturuyormuş? Onlar tanrılarını et kemik olarak gördükleri için söylüyorum, tanrıları orada bir şey yiyip içmeden nasıl yaşar ki?

 

Misyonerin kahramanı, oğul tanrı dediği İsa’dan iki ay mühlet istiyor. Tanrı iki ayda ne yapacak? Kur’an-ı kerimde (Ol deyince oluverir) buyuruluyor. İki aya ne hacet var? Eğer hıristiyanlık onu kötü alışkanlıklardan kurtarırsa, ömür boyu hıristiyanlığa boyun eğecekmiş. Hıristiyanlığın ne kanunları var da, ona boyun eğecek? İçki içmeyin, namaz kılın, zekat verin, hacca gidin gibi bir emirleri mi var? Adam öldürenin cezası bu, hırsızlık edenin cezası şu diye bir hüküm mü var? İnciller ortada, öyle bir hüküm yok. Hıristiyanlıkta hangi kural var? Bir hukuk, bir ceza sistemi mi var? Varsa; ne diye Hıristiyan ülkeler, onun emrine göre değil de, beşeri sistemlerle idare ediliyorlar?

Ne tarafından bakarsanız bakın, hıristiyanlık birer saçma hurafeler zinciridir.

 

İnternette dolaşan asırlık bayat hurafe

1950’de Şeyh Ahmet Vasiyetnamesi diye, İslam harfleri ile yazılı küçük bir risale okumuştum. Daha sonra bu risale kâğıtlara basıldı. Şimdi internet çıkınca, misyonerler tarafından tekrar yayılmasına çalışıldığı görülüyor. Okuyucularımızın bu bayat hurafeye alet olmaması için tekrar yazmak zorunda kaldık. Zamanla bu yazı duruma göre değiştirilmiş. Eskiden bunu yazana Türbe bekçisi deniyordu. Daha sonra Harem anahtarının taşıyıcısı dendi. Şimdi ise, Türbe-i şerif hatibi deniyor. Bu adama rüyada denmiş ki:

(Kıyamet alametleri çıkıyor. Çok yakında 3 gece güneş tutulacak üç gün sonra batıdan doğacak, Kur’an insanların gözüne görülmeyecektir. Kim vasiyetnameyi işitip de yazmazsa bir yere göndermezse, yüzü kara ola. Vallahülazim bu vasiyetnamede yanlışım varsa, öbür dünyaya imansız gideyim.)

 

Bu, misyonerler tarafından dinimize hurafe sokmak için sinsice ve çok cahilce uydurulmuş bir hezeyan namedir. Maksatları, İslama hurafe sokmaya çalışmak, zihinleri bulandırmak, az da olsa, böyle basit yazılarla Müslümanları meşgul etmek, ciddi konulara eğilmeyi önlemektir. Eskiden (Yalan söylüyorsam kâfir olayım) denirken, şimdi (Bu dünyadan imansız gideyim) deniyor. Her iki sözü söyleyen Müslüman ise kâfir olur. Böyle yemin caiz değildir. Hadis-i şerifte, (Allah’tan başkası için yemin etmek şirktir) buyuruluyor.

 

Bu hurafe yazılalı birkaç asır olduğu halde, bu Ş. Ahmet denilen hayali şahıs ölmeyip hâlâ misyonerler eliyle mesaj gönderiyor. Eski baskılarında, (Haber aldım ki, bu vasiyetin yalan olduğunu söyleyen birinin aynı gün oğlu ölmüş, bir doktor da bu vasiyeti dağıtmadığı için çıldırıp arabası ile bir dereye yuvarlanmış) deniyor. Tehditler sayıldıktan sonra, bu işe alet olacaklara ödüller dağıtıyor. Eskisinde, (Bu vasiyeti yayan bir tüccar 90 bin lira kazanmış) diyordu. Şimdi, bu 90 bin lirayı az diye yüz bin rubleye çıkarmış. Yeni baskısında ise, para miktarı hiç yok. (3 gün sonra güneş batıdan doğacak) diyor, asırlar geçtiği halde hâlâ güneş batıdan doğmadı. Kıyametin kopması ile ilgili, Yehovacılar gibi çok kimseler tarihler vermişse de, hepsi yalan çıkmıştır.

 

Dikkat edilecek noktalar:

Dinimizde dört delil vardır. Rüya senet değildir. Bu yazının hiç kıymeti yoktur. Sanki din kitapları noksanmış gibi, din kitapları yerine, bu uydurma yazı dağıtılıyor. En mühim nokta ise, bu yazı, dinde noksanlık olduğunu bildiriyor. Eğer bu vasiyette dine uygun şeyler varsa, bunun özelliği kalmaz. Eğer dinde olmayan şeyler konmuşsa, çok kötüdür. Dinin emirlerini yapmayan, yasaklarından kaçmayan kimse, bir yazıyı yaymakla nasıl ilahi rızaya kavuşabilir? Zaten hainlerin maksatları da budur. Müslümanları dini emirlerden koparıp hurafelerle avutmaktır.

 

13 rakamlı başka bir hurafe:

Bir de 13 rakamlı bir yazı dağıtılıyor. Bu da hurafedir. Hıristiyanlarca 13 rakamı uğursuzdur. Bu yazıda bakın kaç tane 13 var. Rüyamda Hz. Zeynebi gördüm diyen kızın yaşı 13, fakir 13 gün sonra zengin olmuş, yaşlı kimse 13 gün sonra hapse düşmüş, zengin 13 gün sonra servetini kaybetmiş, memur 13 gün sonra işinden olmuş. Bu yazıyı 13 sayfa yazıp, 13 kişiye gönderen, 13 gün sonra murada kavuşurmuş, yazmayana da 13 gün sonra bela gelirmiş. Rakamların toplamı 13 eden önemli olaylardan, Peygamber efendimizin 571'de doğduğu, İstanbul’un 1453'de alındığı hatırlanınca, fanatik hıristiyanların neden 13 sayısını uğursuz saydıkları anlaşılır. Bu işlere alet olup da misyonerlerin oyununa gelmemeli.

 

Dilek duası

Dilek duası denen bir mektup, 1984 yılında Amerika’da bulunmuş. Eline geçip 7 kişiye gönderen zengin olmuş. Göndermeyenin başına felaket gelmiş. Aslı var mı?

CEVAP

Bu da bir hıristiyan hurafesidir. Biz böyle yazıların hepsini imha ediyoruz.

Anasayfaya dön Konulara dön
Sadakat.Net©İslami web hizmetleri